Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Erdoğan'la Gül arasında savaş çıkar mı?

Erdoğan'la Gül arasında savaş çıkabilir. Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığına göz diktiğine inanılıyor ama Gül makamını korumak istiyor. Gül başbakana meydan okursa AKP bölünebilir, hatta hükümet bile düşebilir

16 Yıl Önce Güncellendi

2010-04-17 08:48:00

Erdoğan'la Gül arasında savaş çıkar mı?
Erdoğan'la Gül arasında savaş çıkabilir. Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığına göz diktiğine inanılıyor ama Gül makamını korumak istiyor. Gül başbakana meydan okursa AKP bölünebilir, hatta hükümet bile düşebilir

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün zarif ofisi, Türkiye hakkında birşeyler söylüyor. Ofisin cumbası bütün
Ankara’yı görüyor. Bir duvarda, Ermeni Osmanlı Sarayı ressamı İvan Ayvazovski’nin manzara tabloları asılı.

Gül’ün selefi Ahmet Necdet Sezer’in döneminde cumba duvarla örülüydu ve Ayvazovskiler bodrumda çürüyordu. Asık suratlı bir yargıç olan Sezer nadiren seyahat ediyordu. Gül’se, bu hafta Umman’a giderek cumhurbaşkanı olarak yaptığı 61. yurtdışı gezisini tamamladı. Açıkça dindar fakat Batı ve serbest piyasa yanlısı olan Gül, ülkesinin yeni küresel ihtiraslarını simgeliyor.

Dünyanın büyük kısmı için Gül, dışışleri bakanlığında, birdenbire parlayabilen Başba-kan Tayyip Erdoğan’ın aşırılıklarını dengele- miş ılımlı bir şahsiyet. Erdoğan İsrail’le kamuoyu önünde ağız dalaşına girdi, fakat Gül nükleer emellerinden vazgeçmesi için İran’a sessizce lobi yaptı. Erdoğan karizmayı, Gül sağduyuyu temsil ediyor. Fakat şimdi ilan edilmemiş bir savaş patlamak üzere: Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığına göz diktiğine inanılıyor ama Gül makamını elinde tutmak istiyor.

Süre tartışması herkesi böldü

Bir sorun şu ki, hiç kimse, hatta Gül’ün kendisi bile görev süresinin ne zaman sona ereceğini bilmiyor. Gül, “Yedi yılım mı var, beş yılım mı? Bilmiyorum” diyor. Sıkıntı şundan kaynaklanıyor: Erdoğan’ın ılımlı İslamcı partisi AKP’nin hâkimiyetindeki meclis Gül’ü 2007’de cumhurbaşkanlığına seçtiğinde, bir sonraki cumhurbaşkanının beş yıllık yenilenebilir bir görev süresi için doğrudan halk tarafından seçilmesine yönelik değişiklikler getirdi. Soru şu: Gül bu değişiklikten yararlanıp bir kez daha aday olabilir mi, yoksa önceki cumhurbaşkanları gibi sadece yedi yıl kalıp 2014’te görevini bırakması mı gerekiyor?
Hukukçular bu konuda bölünmüş durumda, fakat sonunda siyasetin ağır basacağı kesin.

Gül’ün çevresi cumhurbaşkanının bir dönem daha görev yapma hakkının bulunduğunu savunuyor. Erdoğan’ın müttefikleriyse buna katılmıyor. Başbakana yakın bir kaynak, “Erdoğan, Gül’ün cumhurbaşkanlığını destekledi. Şimdi Erdoğan için fedakârlık yapma sırası Gül’de” diye konuşuyor. Önümüzdeki yıl genel seçim düzenlenecek. AKP üçüncü bir kez daha iktidara gelirse, Erdoğan partisine verilen yetkiyi kendisini cumhurbaşkanlığına getirmek için kullanmak isteyebilir. Bazıları AKP’nin, cumhurbaşkanının yetkilerini güçlendiren önlemleri de içeren anayasa reformuna yönelik son girişimlerinin, Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı görevini üstlenmesini dikkate alarak şekillendirildiğine inanıyor. Peki ya Gül Erdoğan’a bayrak açmaya karar verirse? Böyle bir durum partiyi bölebilir, hatta hükümetin düşmesine bile yol açabilir.

Görüş ayrılıkları 2007’de çıktı

Partinin sadık üyeleri bu fikirle dalga geçiyor. İslami gelenekte kişisel ihtirasların ümmetin ortak iyiliği için bir kenara bırakıldığını savunuyorlar. Haklı da olabilirler. Gül ve Erdoğan kariyerlerine Türkiye’nin İslamcı hareketinde başladılar ve yıllar boyu çok yakınlardı. AKP’yi birlikte kurdular ve partinin 2002’de seçimleri ilk kez kazanmasını sağladılar. Erdoğan Mart 2003’e kadar meclis koltuğuna oturamadığı için ilk başta Gül başbakan oldu; Erdoğan bu tarihten sonra Gül’e dışişleri bakanlığı görevini verdi.

İkili arasındaki görüş ayrılıkları 2007’ye dek su yüzüne çıkmadı; Gül bu tarihte, görünüşe göre Erdoğan’ın istekleriyle çelişecek şekilde cumhurbaşkanlığına adaylığını ilan etti. Ardından dönemin genelkurmay başkanı Yaşar Büyükanıt, ‘first leydi’ Hayrinnüsa Gül’ün devlet kurumlarında yasak olan İslami başörtüsünü taktığı ve bunun da eşi Abdullah Gül’ün cumhurbaşkanlığa uygun olmaması anlamına geldiği gerekçesiyle hızla darbe tehdidi savurdu. Erdoğan bunun üzerine erken seçim çağrısında bulunarak, Gül’e cumhurbaşkanlığı için kampanya yapabileceği bir platform sağladı. AKP bu seçimi 2002’den daha da fazla oy alarak kazandığında, Gül beklendiği gibi cumhurbaşkanı oldu.

Muhalefet meydan okuyamıyor

Bu, generaller için büyük bir darbeydi. Gül direnmeseydi onların görüşleri baskın gelebilirdi. Gül’ün yumuşak mizacı, Türkiye’nin siyasi İslamcılarının kurucusu ve 1997’de ‘yumuşak darbe’yle başbakanlıktan indirilen Necmettin Erbakan’a karşı isyan etmesine yol açan çelik iradesini gizliyor. Gül’ün halk desteği Erdoğan’ınki kadar olmasa da, AKP içinde hâlâ nüfuzu var. Ancak bu nüfuzu, Erdoğan bir sonraki seçim için aday listesini hazırlayınca da koruyor olacak mı?

Birçok şey seçimin sonucuna bağlı olabilir. AKP eskisine kıyasla kötü bir performans gösterirse, Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı ihtirasları yok edilecek ve Gül yedi yıllık bir döneme sahip olduğu için kendisini şanslı hissedebilecek. Açık olansa şu: Türkiye’nin muhalefet partileri etkisiz olmayı sürdürdükçe, AKP’ye karşı ciddi meydan okumalar sadece partinin içerisinden gelecek.

Kaynak: The Economist
Tercüme: Radikal
SON VİDEO HABER

Uçakta olay çıkarıp, 'Türkiye'yi satın alırım' diye tehdit etti

Haber Ara