Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Kırgızların öfkesi kimseyi şaşırtmadı!

Demokrasi vaadiyle iktidara gelen fakat baskı ve yakınlarını kayırmak dışında bir şey yapmayan bir hükümetin yönettiği Kırgızistan'da, isyan aylardır geliyorum diyordu.

16 Yıl Önce Güncellendi

2010-04-13 09:39:00

Kırgızların öfkesi kimseyi şaşırtmadı!
Tom Malinowski / Foreign Policy

Demokrasi vaadiyle iktidara gelen fakat baskı ve yakınlarını kayırmak dışında bir şey yapmayan bir hükümetin yönettiği Kırgızistan'da, isyan aylardır geliyorum diyordu. ABD Orta Asya'yı Afganistan için bir tedarik güzergâhı olarak görüyor ve insan hakları ihlallerine ses çıkarmıyor

Kırgızistan’da yaşanan isyan gökten zembille inmedi. Son yıllarda bu Orta Asya ülkesinin birçok vatandaşı demokrasi ve reform sözü verip iktidara gelen, fakat baskı ve yakınlarını kayırmak dışında bir şey yapmayan bir hükümetin ihanetine uğradığını düşünüyordu. Çatışma aylardır geliyorum diyordu; muhalefet liderleri tutuklanıyor, medya kuruluşlarına yönelik kısıtlamalar protesto gösterilerini tetikmiyordu ve hükümetin kamu hizmetlerinin fiyatlarını artırması bu gösterileri iyice tırmandırmıştı. Bu arada bazı yorumculara göre, hükümetin demir yumruklu polisiye yöntemleri güney Kırgızistan’daki Müslüman halkın giderek radikalleşmesine yol açtı.
Geçen yıl veya öncesinde bu sorunları ABD yönetimi yetkililerinin önüne getirseniz, size şöyle tipik bir şey söylerlerdi: “Evet, hepsi doğru ve çok endişe duyuyoruz. Fakat (derin bir nefes) başka meseleler var.” Bugünlerde Washington’da ‘başka meseleler’ ifadesi, bürokratik jargonda “Pentagon bu konuda çıkarlarını gözetir” demek. Kırgızistan ve Orta Asya örneğinde, ABD yönetiminin başlıca derdinin bölgenin yollarını, havaalanlarını ve sahalarını Afganistan’a sevkiyatlar için açık tutmak olduğu anlamına geliyor bu.

‘Kuzey Dağıtım Şebekesi’
ABD’deki siyasi karar alıcılar Orta Asya’yı bir yerlere geçiş noktası olarak görüyor. Avrupa’ya petrol ve doğalgaz akışının üzerinden gerçekleştiği, ABD’nin müttefiklerinin Rusya enerji kaynaklarına bağımlılığını azaltan bir bölge burası. Aganistan’da takviye edilen ABD ve NATO güçlerine yakıt, gıda ve yedek parçalar da bu bölge üzerinden gidiyor ve Pakistan üzerinden geçen netameli tedarik güzergâhına bağımlılığı azaltıyor. Hatta yetkililer ve siyaset uzmanlarının bu bölgeye verdiği yeni isim, buranın birbirinden uzak ve kendi halinde bir ülkeler silsilesinden ziyade lojistik bir ara bölge olarak sahip olduğu konumu yansıtıyor:
‘Kuzey Dağıtım Şebekesi’.

Özbek muhalefeti hapiste
‘Şebeke’deki odaklardan biri Özbekistan. 20 yıldır İslam Kerimov hükümetince yönetilen Özbekistan, muhaliflerin sürekli hapse atılıp işkence gördüğü bir yer; birkaç hafta önce, hükümet bir fotoğrafçıya ‘Özbek halkını aşağıladığı’ için ceza verdi, zira ülkedeki yoksul insanları gösteren fotoğraflar çekiyordu. Özbekistan’ın Fergana Vadisi’ndeki acımasız baskı (sözgelimi 2005’te Andican kentinde yüzlerce protestocu katledildi) Orta Asya’nın en kalabalık alt bölgesindeki bütün barışçı muhalefet yollarını tıkamış durumda ve bu, radikal grupların destek kazanması yönünde fırsatlar yaratabilir. Beş yıl önce Özbekistan ülkedeki bir hava üssünden ABD güçlerini kovmuştu, fakat ABD sevkıyatlarının toprakları üzerinden yapılmasına hâlâ izin veriyor. Bu nedenle Pentagon, Kongre’nin kararıyla belirlenen ve ABD’nin Özbek hükümetine doğrudan yardımını yasaklayan yaptırımların yumuşatılması için bastırıyor.

Kazak medyası baskı altında
Bir diğer odak Kazakistan. Kırgızistan’dan farklı olarak Kazakistan enerji zenginliğine ve nispeten istikrarlı bir hükümete sahip. Fakat Devlet Başkanı Nursultan Nazarbayev’in liderliğindeki bu hükümet mutlak bir baskı atmosferini de sürdürüyor, muhalif medyaya nefes aldırmıyor ve siyasi süreci manipüle ediyor. Nazarbayev ABD Başkanı Barack Obama’nın siyasi reformları hızlandırma ve ülkenin hapisteki önde gelen insan hakları savunucusu Yevgeni Zhovtis’in salıverilmesi yönündeki isteklerini kaale bile almadı. Ancak Nazarbayev, nükleer güvenlik zirvesine katılıp Obama’yla yüz yüze görüşecek olan az sayıdaki liderden biri.
ABD Dışişleri Bakanlığı kapalı kapılar ardındaki toplantılarda, dünyadaki en baskıcı ülkelerden
biri olan Türkmenistan lideri de dahil Orta Asya liderlerine insan haklarına saygı göstermeleri yönünde baskı yapma çabasını sürdürüyor. Fakat bu liderler muhtemelen Pentagon’un artık bölgede daha önemli bir aktör olduğunu düşünüyor. Ve ABD yönetiminin yaklaşımı onlara, ellerindeki gücü korudukları takdirde Beyaz Saray’da ağırlanmaya, Merkez Komutanlığı’ndan ziyaretçilerle görüşmeye, enerji anlaşmaları
yapmaya ve para almaya devam edecekleri güvenini veriyor.
Ne yazık ki bu anlaşmalar ve paralar tam da yolsuzluk ve kötü yönetim sorunlarını derinleştiriyor; bu da geçen hafta tanık olduğumuz gibi, Orta Asya’da siyasi karışıklığı körüklüyor. Pentagon’un Özbekistan’da, mallarını taşımak için diktatörün kızının kontrol ettiği bir şirketi kullandığı söyleniyor. Birçok Kırgız gösterici, liderlerinin Namas hava üssünü kullandırması karşılığı ABD’den alınan ve miktarı giderek artan paralardan kişisel çıkar sağladığına dair işaretlere midesi bulanarak bakıyor ve ABD’nin üssü korumak uğruna hükümetlerinin ihlallerine ses çıkarmadığına inanıyordu.

Reformcular küsecek
Bu noktada hakiki bir ikilem söz konusu. ABD ordusunun bu bölge sathında bir nakil güzergâhına ihtiyacı var. Obama için Afganistan’daki 83 bin ABD askerini tedarik etmenin Kırgızistan gibi küçük, ücra bir ülkenin iç sorunlarından daha önce geldiği besbelli. Fakat ABD yönetimi şunu unutmamalı: Orta Asya otokratları ABD’nin bölgedeki varlığından, en az ABD’nin onların işbirliğinden sağladığı kadar çok yarar sağlıyor. Bu ülkeler ayrıca Taliban tarafından tehdit ediliyor; Afganistan’daki ABD birliklerinin fedakârlığı onların güvenliklerini pekiştiriyor. Yardımları için para alıyorlar - bu gerek doğrudan yardım gerekse genellikle seçkin tabakanın mensuplarının kontrolündeki yerel şirketlerle kontratlar biçimini alıyor. Ve büyük çoğunluğu ABD’yle ortaklığı, Rus, Çin ve İran nüfuzunu dengelemenin bir yolu olarak görüyor.
Kırgızistan bize en azından şunu hatırlatmalı: Kuzey Dağıtım Şebekesi’nde yaşayan gerçek insanlar var. Onların insan hakları ihlallerine ve yoksulluğa dair sıkıntılarını görmezden gelmek yanlış bir tutum olmakla kalmaz, bu bölgenin istikrarına zarar verebilir ve günün birinde iktidara gelebilecek olan reformcu güçleri küstürebilir. Ve böyle olursa, Orta Asya’dan herhangi bir şey dağıtmaya çalışanın vay
haline.

(İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün Washington temsilcisi, 9 Nisan 2010)

Radikal

SON VİDEO HABER

Iğdır'da AK Parti İl Başkanlığı binasına molotoflu saldırı

Haber Ara