Bir Adli Tıp skandalı daha...
Tecavüz mağduru için istenen rapora 15 ay sonrasına randevu verildi
16 Yıl Önce Güncellendi
2010-04-09 13:06:00
Radikal Gazetesi'nde İsmail Saymaz imzası ile yeralan habere göre, öğretmeni tarafından tecavüze uğrayan öğrencinin ‘ruh sağlığının bozulup bozulmadığı’nın anlaşılması için rapor istenen Adli Tıp kurumu 15 ay sonraya randevu verdi.
Mahkeme, sürenin öne çekilmesini isteyince ATK, ‘iş yükü’ gerekçesiyle reddetti. ATK, “Günlük bakabileceğimiz hasta sayısı kadar randevu verilmektedir. Randevu tarihinin öne çekilmesi durumunda yeni verilecek tarihteki randevulu vakalar muayene edilemeyeceğinden tarihin öne çekilmesi mümkün değildir” dedi.
Adli Tıp Uzmanları Derneği Başkanı Prof. Dr. Ümit Biçer, ATK’nin randevu tarihini ‘sistem’ sorununa bağlıyor.
İstanbul’da, Mart 2008’de, bir lise öğretmeni 17 yaşındaki kız öğrencisini evine götürdü. İddiaya göre evde tecavüze yeltendi. Öğrenci, saldırıyı altı ay boyunca gizledi. Bu süreçte iki kez intihara kalkıştı. Daha sonra diğer öğretmenlerine anlattı.
Öğretmenlerin gayretiyle 3 Aralık 2008’de şikâyetçi oldu. İlk muayenede, bakire olduğu ama kızlık zarının zarar gördüğü belirlendi. Bu arada öğrenci, 2009 yılı içerisinde bir kere jiletle avuçlarını kesti, 3 Temmuz 2009’da ilaçla intihara kalkıştı.
ÖĞRETMEN MESLEKTEN ATILDI
Meslekten ihraç edilen öğretmene Üsküdar 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde, TCK’nin (TCK) 103. maddesine göre ‘çocuğa cinsel istismar’ suçlamasıyla dava açıldı. Mahkeme, 18 Eylül 2009’da görülen duruşmada, psikiyatrik inceleme için ATK’den randevu istenmesine karar verdi. ATK 8 Temmuz 2011’e randevu verdi. Mahkeme, 9 Aralık 2009’da, randevunun daha öne çekilmesini istedi. Ancak 15 Ocak 2010’da ATK Başkanı Haluk İnce’den gelen yanıt, vahim manzaraya işaret ediyordu: "MÜMKÜN DEĞİL" “Adli Tıp Kurumu 6. Adli Tıp İhtisas Kurulu’nda görevli çocuk psikiyatrisi ve psikiyatri uzmanlarının günlük bakabileceği hasta sayısı kadar randevu verilmektedir.
Randevu tarihinin öne çekilmesi durumunda yeni verilecek tarihteki randevulu vakalar muayene edilemeyeceğinden randevu tarihinin öne çekilmesi mümkün değildir.” Son duruşma, 1 Nisan’da görüldü. Mahkeme Başkanı Meryem Üstüner, Yargıtay’a atandığı, yerine geçici başkan nezaret ettiği için kararsız kalındı. Duruşmada, “TCK’nın 103/6’nın yerine getirilmesinin çalışılmasına...” diye karar çıktı.
‘Çocuğa cinsel istismar’ı düzenleyen TCK 103. maddenin altıncı fıkrasında, “Mağdurun beden veya ruh sağlığının bozulması halinde, 15 yıldan az olmamak üzere hapis cezasına hükmolunur” şeklindeki, cezayı artıran bir hüküm yer alıyor. Bu koşulun sağlanması için ‘beden ve ruh sağlığının’ bozulduğunu saptayan rapor isteniyor. Yasada olmamasına rağmen uygulama, raporun ATK’dan alınması yönünde işletiliyor.
ÜNİVERSİTEDEN ATILABİLİR
Oysaki ATK’nın 15 Ocak 2010’daki yazısında bile, üniversitelerin Çocuk Psikiyatrisi ve Psikiyatri Anabilim Dalı’ndan rapor aldırılması öneriliyor. Ve aslında dava Üsküdar 2. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki dosyada, benzer bir rapor bulunuyor. İstanbul Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Polikliniği’nin 21 Mayıs 2009 tarihli raporu, cinsel saldırıya işaret ediyor: “Travma sonrası stres bozukluğu, ileri düzeyde işlev kaybı ve Major depresyon tanılarının, kişinin sağlığını ve algılama yeteneğini basit tıbbi müdahaleyle giderilmeyecek düzeyde bozduğu, ruhsal bozuklukların kalıcı bozukluk niteliği yönünden izlenmesi ve altı ay sonra değerlendirilmesinin uygun olacağı...”
Kaynak:Habertürk
SON VİDEO HABER
Haber Ara