"HSYK'nın üyeleri, toplumu yansıtmalı"
Avrupa Hâkimleri Danışma Konseyi'nin eski başkanı Julie Laffranque, HSYK'nın olabildiğince toplumun farklı kesimlerini yansıtacak şekilde örgütlenmesi gerektiğini söyledi.
16 Yıl Önce Güncellendi
2010-04-07 07:57:00
Reform paketine Avrupa'dan destek mesajları geliyor. Avrupa Konseyi'nin resmi kuruluşu olan Avrupa Hâkimleri Danışma Konseyi'nin eski başkanı Julie Laffranque, Today's Zaman'a yaptığı açıklamada, HSYK ile ilgili değişikliği olumlu bir adım olarak değerlendirdi. Aynı zamanda Estonya Anayasa Mahkemesi üyesi olan Laffranque, "HSYK türü yapılar kendi çıkarlarına odaklı ve kendilerini koruyucu bir görüntü vermekten ve sadece kendine yakın eş ve dostların atanmasını sağlayan bir yapıdan kaçınmalıdır." dedi.
Görevden alma gibi işlemlerde sebep belirtilmesi gerektiğini vurgulayan yüksek hâkim, bu yolla, 'bazı üyelerin kabul edilemez davranışları örtülmeye çalışılıyor' izleniminin önüne geçilebileceğini anlattı. Hâkimlerin terfi ve tayin kurallarının şeffaf olmasının önemine işaret eden Laffranque, "Belli bir meslek grubuna ait olmak ya da belli bir partiye yakın olmak gibi subjektif kriterlere göre, terfi ve tayin yapılamaz." uyarısında bulundu.
Pakete göre HSYK'nın üye sayısı 21'e çıkarılırken yüksek yargı dışından da hâkim ve savcılar seçiliyor, öğretim görevlileri ve avukatlar da Kurul'da yer alıyor. Today's Zaman'a konuşan Julie Laffranque, HSYK üyelerinin toplumu yansıtacak şekilde belirlenmesi gerektiğini söyleyerek, hâkim ve savcı olmayan üyelerin Kurul'da yer almasının AHDK kriterlerine aykırı olmadığını dile getirdi. Laffranque, bu üyelerin üniversitelerden, profesyonel örgütlerden ya da herkesin çok saygınlık duyduğu vatandaşlar arasından seçilebileceğini belirtti.
12 Eylül darbesi generallerine yönelik soruşturma açan Savcı Sacit Kayasu, HSYK tarafından görevden alınmış ve meslekten men edilmişti. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ise HSYK'yı haksız bulmuştu. Laffranque, AHDK kararlarına göre görev ihmali ve disiplinsizlik gibi suçların öncelikle disiplin mahkemelerinde görülmesi gerektiğini söyledi. Eğer böyle bir mahkeme yoksa, HSYK gibi bir yapı içerisinde çoğunluğu hâkimlerden oluşan bir panel tarafından disiplin soruşturması yapılmasının daha uygun olacağını belirtti. Son karara itiraz yolunun açık olması gerektiğinin altını çizdi. Pakette, meslekten çıkarma kararlarına karşı itiraz hakkı tanınıyor.
Laffranque ayrıca HSYK kurumu içerisinde farklı konular arasında çıkar çatışması olabileceğinden hareketle şu öneride bulundu: "Hâkimlerin eğitimi ile tayin edilmesi ya da eğitim ile disiplin soruşturmaları arasında birbirini etkileme olabilir. Bunun önüne geçmek için farklı görev alanlarının HSYK'nın ayrılmış kurullarında gündeme gelmesi önemli." Değişiklik paketinde de HSYK bu bağlamda yeniden yapılandırılıyor. 21 üyeli genişletilmiş HSYK üç kurula bölünerek, disiplin soruşturmaları ile tayin ve terfilerin farklı kurullar tarafından takip edilmesi öngörülüyor. Ayrıca adalet bakanının kurullarda oy hakkı kaldırılırken, karar alınmasında bakanlık müsteşarının olması şartı da kalkıyor.
OLAYLARIN ÜSTÜ ÖRTÜLMEMELİ
Hâkim ve savcıların bağımsız ve tarafsızlığı yönünde çalışmaları ile tanınan AHDK, HSYK kararlarının mahkemelerde temyiz edilebilmesine de sıcak bakıyor. "HSYK'nın bağımsız olması hukuk dışında kalması gerektiği anlamına gelmediği gibi hukuki denetimden muaf olduğu anlamına da gelmez." diyen Laffranque, Kurul'un kararlarının gerekçeli olması gerektiğinin de altını çiziyor. HSYK, Erzincan'da görevli özel yetkili dört savcıyı görevden almış ancak bu karara gerekçe göstermemişti. Laffranque bu konuda şu açıklamalarda bulundu: "HSYK türü yapıların aldığı terfi, tayin, görevden alma ve şayet varsa disiplin soruşturma açması yönündeki kararlar mutlaka gerekçeli olmalı ve hangi sebeplerle bu kararların alındığı açıklanmalıdır. Açıklamalı ki 'bazı üyelerinin kabul edilemez davranışlarını örtmeye çalışıyor' izlenimi doğmasına fırsat vermesin."
Haber Ara