Dolar

34,8875

Euro

36,7318

Altın

3.007,86

Bist

10.058,63

'Rezalet olarak kayda geçecek'

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, anayasa değişiklik paketindeki imzaların geri çekilmesiyle ilgili olarak, "Bu Cumhuriyet tarihinde eşi görülmemiş bir rezalet olarak kayda geçecektir" dedi.

16 Yıl Önce Güncellendi

2010-04-06 13:44:00

'Rezalet olarak kayda geçecek'
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, anayasa değişiklik paketindeki imzaların geri çekilmesiyle ilgili olarak, "Bu Cumhuriyet tarihinde eşi görülmemiş bir rezalet olarak kayda geçecektir" dedi.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin TBMM grup toplantısında yaptığı konuşmada, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Bahçeli, terörist başı Öcalan'ın köyünde doğum gününde yaşanan gösterilerle ilgili olarak, "Bu yıl İçişleri Bakanlığı'nın tedbir adı altında hem izin, hem de onay vermiş olması teslimiyetin boyutlarının geldiği aşamayı göstermesi bakımından ibret vericidir. Ve bu gelişme hükümet kılavuzluğunda Habur'da başlayan AKP-PKK kucaklaşmasının yeni bir adımıdır" dedi.

Ermeni soykırım iddialarının ABD Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komisyonunda kabul edildiğini ve ardından büyükelçi Tan'ın Türkiye'ye çağırıldığını hatırlatan Bahçeli, hükümetine önce büyükelçiyi çağırarak kararlı adımlar attığını ancak daha sonra "yelkenleri suya indirdiğini" söyledi. Başbakan'ın ABD'ye gitme kararına ilişkin olarak ise Bahçeli, "Madem ki Başbakan Erdoğan, ABD'ye gitme kararı almıştır, büyük elçimiz geri dönmektedir, buradan sormak ve cevabını öğrenmek lazımdır: Son yapılan oylamayı 'komedi' olarak tanımlayan bu ülkenin Başbakan'ı değil midir? Sözde soykırım iddialarının ABD Temsilciler Meclisi'nde yapılan oylamasını 'rezalet' olarak değerlendiren, umarım ABD-Türkiye ilişkileri yeni bir sınavdan geçirilmeye kalkışılmaz diyen bu hükümetin İçişleri Bakanı değil midir? Ağız birliği etmişçesine 'Türkiye baskılarla karar vermez' diyerek sözde dik duracaklarının ilanını yapanlar AKP kadroları değil midir? Peki, ne olmuştur da, hangi olumlu sonuçlar alınmıştır da şimdi bunlar söylenmemiş gibi, Başbakan, Amerika Birleşik Devletlerine ziyaret gerçekleştirmektedir? Hangi olumlu izlenimler edinilmiştir de geri çağrılan Büyükelçimiz şimdi geri dönmek durumunda bırakılmıştır? Hükümet hangi taahhütleri almış, hangi güvencelere kavuşmuştur da, söylediklerini yalanlamak durumunda kalmaktadır? Diyelim ki bu yılı bir yolla atlattılar, peki sorarım sizlere gelecek yıl ve yılların güvencesi ne olacaktır, kim bunların garantisini verecektir?" diye konuştu.

Türkiye'nin her yıl iddialar "kabul edildi-edilmedi" kabusları görerek daha fazla ilerleyemeyeceğinin altını çizen Bahçeli, ABD Başkanı'nın soykırım dedi mi demedi mi tartışmalarıyla her yıl yeni tavizler vererek daha fazla yol alamayacağını kaydetti.

"ANAYASA PAKETİ KONUSUNDAKİ TAVRIMIZ DEĞİŞMEMİŞTİR"

TBMM Başkanlığına paketteki imza krizi nedeniyle tekrar sunulan anayasa paketini de değerlendiren Bahçeli, "Ne var ki, Anayasa gibi çok ciddi bir sözleşme metnini sahte imzalarla sulandıran bir zihniyetin Anayasa değişikliği ile sağlamayı amaçladığı gelişmeler hakkında ne kadar inandırıcı olabileceği herkesi düşündürmelidir. İmza atan milletvekillerinin bile haberinin olmadığı düzmece metinlerin, muhalefet tarafından farkına varılmış olması üzerine teklif dün yeniden ele alınarak Başbakanın da imzasıyla ve ilave iki madde ile birlikte tekrar Meclis Başkanlığına sunulmuştur. Bu Cumhuriyet tarihinde eşi görülmemiş bir rezalet olarak kayda geçecektir. Anayasa gibi önemli bir değişimi hedefleyenlerin ne derece ahlak ve ilkeden mahrum olduklarını da herkese gösterecektir. Bu olay da göstermiştir ki, ne derece güzel değişiklikler hazırlarsanız hazırlayınız, arkasında bunları uygulayacak erdemli ve liyakatli kadrolar ile yüksek siyaset ahlakı olmadıkça, sonuç alınması mümkün olmayacaktır" şeklinde konuştu.

"Hükümetin daha işin başından çuvalladığını" belirten Bahçeli, Türk milletinin temsilcileri olan milletvekillerinin attıkları imzaların kendi partileri tarafından geçersiz sayılmasının onlar için tam bir utanç vesilesi olduğunu savundu. Tekliflerin MHP tarafından ciddiye alınmayacağını belirten Bahçeli, ilave bir yorum yapmaya da değer bulmadıklarını ifade ederek, "Zira bizim Anayasa değişiklikleri konusunda baştan beri tutumumuz bellidir ve değişmemiştir" dedi.

Anayasalar toplum sözleşmeleri olduğunu, yalnızca bugün yaşayanları değil, yarın doğacak kuşakları da etkileyecek, siyasetin ve zamanın üstünde ve ötesinde metinler olduğunu vurgulayan Bahçeli, Anayasayı değiştirenlerin siyasetten çekilmiş oldukları dönemlerde bile ürettikleri anayasaların toplumu yönlendirmeye devam edeceklerini söyledi. Mevcut anayasa değişiklik teklifinin bu haliyle tam bir AK Parti anayasası olduğunu belirten Bahçeli, "Hazırlanma sürecinde ve olgunlaşmasında Milliyetçi Hareket Partisi ile hiçbir arayış içine girilmemiş, önerilerimiz dikkate alınmamıştır. AKP içinde yandaşların işbirliği ile hazırlanan bir metin son dakikada karşımıza çıkartılmış ve sözde randevu talep edilerek işbirliği adı altında onayımız istenmiştir. Bu yöntem, her şeyden önce anayasanın maksadının ruhuna aykırı olduğu gibi, aynı zamanda Milliyetçi Hareketin siyaset ahlakına da aykırıdır. Milliyetçi Hareket, 22 Temmuz 2007 seçimlerinden itibaren TBMM çatısı altında bulunmaktadır. Partimiz, varlığımızı aradan geçen 2 buçuk yılda hatırlamayanların, hatta bizi aşağılayanların şimdi başlarının sıkıştığı yerde çekecekleri imdat kolu değildir. Milliyetçi Hareketin hiçbir ferdi kendisini faşist olmakla suçlayan, kurucu genel başkanının işine gelen sözlerini alçakça istismar eden, parti amblemimize tabela diyen, bizi kafatasçı olarak suçlayan çürümüş zihniyetlerin kokularına katlanamaz" diye konuştu.

Bahçeli, anayasa değişikliğinin 24.Dönem TBMM iradesine bırakılmasını bu nedenle ısrarla savunduğunu vurgulayarak, "Bu konuda kararımız kesindir. Müzakereye açık değildir" dedi. Bahçeli sözlerine şöyle devam etti:

"Kendi milletvekillerini iknada başarılı olamayanlar, kendi aralarındaki insanları ikna edemeyenler şimdi başka mecralarda şansını boş yere deneme arayışındadırlar. Buradan inanarak tekrarlıyorum ki, Milliyetçi Hareketin hiçbir mensubu, aziz milletimizin helal süt emmiş hiçbir ferdi; Habur'da terörist karşılarken ve kucaklarken gördüğü, Başımıza çuval geçirilirken suskunluğuna şahit olduğu, Katile sayın, şehide kelle diyen bir zihniyetin yanında kesinlikle yer almayacaktır. Erdoğan'ın önce başbakan, sonra eşbaşkan, şimdi ise başyargıç olma hezeyanlarına, bu dünyada hesaptan kurtulma arayışlarına asla ve asla destek olmayacaktır. Bu olsa olsa, AKP'ye yakışan ve siyasi meşrebine uyan bir davranış olacaktır. Ve nitekim öyle de olmaktadır."

yeni şafak
SON VİDEO HABER

İHH'dan Suriye'deki fırınlar için un desteği çağrısı

Haber Ara