İngiltere 6 Mayıs'ta sandık başında
İngiltere'de Başbakan Gordon Brown'ın beklendiği üzere genel seçimlerin 6 Mayıs'ta yapılacağını bugün resmen açıkladı.
16 Yıl Önce Güncellendi
2010-04-06 13:40:00
Brown, açıklamayı bugün Kraliçe 2. Elizabeth'ten parlamentoyu feshetmesini istemesi sonrası Downing Sokağı'nda yaptı.
Başbakan Gordon Brown, konuşmasında ekonomi konusunda "İngiltere iyileşme dönemindedir ve yapacağımız hiçbir şey bu iyileşme sürecini riske atmamalıdır" diye konuştu.
Başbakan Brown ayrıca ülkenin önündeki en büyük üç sorunu da ekonomik toparlanma, bütçe açığını indirirken kamu hizmetlerini koruma ve siyaset kurumunu elden geçirme şeklinde vurguladı.
Brown'la aynı sıralarda Muhafazakarların lideri David Cameron da bir açıklama yaptı.
Modern muhafazakar bir alternatif vaat eden Cameron, partisinin, "umut, iyimserlik değişim ayrıca taze bir başlangıç sunacağını anlattı.
Liberal Demokratların lideri Nick Clegg ise daha erken saatlerde seçim kampanyasının iki büyük parti arasındaki bir yarıştan ibaret olmayacağını, halkın artık farklı bir şeyler görmek istediğini söyledi.
Manifestolar
Böylece kampanya dönemi de resmen başlamış oldu.
Seçimlerde ekonomi, vergi ve kamu harcamaları gibi iç konuların sonuçları belirleyici rol oynayacağı tahmin ediliyor.
Kampanya döneminde bir ilke de tanık olunacak.
İngiltere siyasetinde ilk kez üç büyük partinin liderleri, televizyonlardan naklen yayımlanacak tartışmalara katılacak.
Ayrıca bu seçimler üç büyük partinin liderlerinin tümünün parti lideri olarak katıldığı ilk genel seçimler olma özelliği de taşıyor.
Anketler
İngiltere genel seçimlerinde partiler Avam Kamarası'ndaki 650 sandalye için yarışacak.
Partilerden herhangi birinin mutlak çoğunluk sağlayabilmesi için en az 326 sandalye kazanması gerekiyor.
İşçi Partisi 13 yıllık iktidarın ardından seçimlere 48 sandalye üstün olarak katılıyor.
24 ya da daha çok sandalye kaybetmesi halinde İşçi Partisi parlamentodaki mutlak çoğunluğunu da kaybetmiş olacak.
Yapılan son kamuoyu yoklamalarına göre, Muhafazakâr Parti ile İşçi Partisi arasındaki fark dört puana inmiş durumda.
Guardian gazetesi için yapılan bir anket, Muhafazakârları yüzde 37, İşçi Partisi'ni yüzde 33, Liberal Demokratları ise yüzde 21 seviyelerinde gösteriyor.
Buna karşın Sun gazetesi ile Daily Express gazetesinin yaptırdığı kamuoyu yoklamalarında Muhafazakâr Parti on puan ileride görünüyor.
Ancak sonuç ne olursa olsun, Avam Kamarası'nın profili seçimlerin ardından hayli değişecek.
Zira şimdiye dek 144 milletvekili bu seçimlerde yarışmayacağını açıklamış durumda.
İngiliz basınında bugün
İngiltere gazetelerinin tümünde Başbakan Gordon Brown'un genel seçimler için kampanya sürecini resmen başlatacak olmasıyla ilgili haberler yer alıyor.
Brown'un bugün Kraliçe II. Elizabeth'den Parlamento'yu feshetmesini istemesi bekleniyor. Bu takvime göre, seçimler de beklendiği üzere 6 Mayıs'ta yapılacak. Tüm partilerin seçim manifestolarının da bu hafta içinde açıklanması bekleniyor. Guardian, İşçi Partisi'nin manifestosuna şimdiden ulaşmış. Birkaç başlığı şöyle aktarıyor gazete:
"Dördüncü dönem görev alacak bir İşçi partisi hükümeti, 'devletin piyasalara müdahalesi konusunda çok daha cesur olacak' ve kapsamlı anayasa değişiklikleri getirecek. Avam Kamarası için yeni bir seçim sistemi ve yüzde 100 seçilmişlerden oluşacak bir Lordlar Kamarası için eş zamanlı referandumlar yapılacak. Seçme yaşı 16'ya indirilecek. Futbol taraftarlarına kulüplerini satın alma hakkı tanınacak."
Gazetede, son yapılan bir kamuoyu yoklamasının sonucu da aktarılıyor. Buna göre Muhafazakârlar ile İşçi Partisi arasındaki fark yalnızca dört puana düşmüş durumda.
Financial Times gazetesinde ise bunların yanı sıra Muhafazakâr Parti'nin manifestosunda yer alması beklenen başlıklara da yer veriliyor. Gazete, manifestonun odağında evli çiftlere getirilecek vergi tatilinin ve sosyal sigorta primlerinde kesintiye gidilmesinin yer alacağını belirtiyor.
Independent gazetesine konuşan İş Dünyasından Sorumlu Bakan Peter Mandelson ise İşçi Partisi'nin seçim kampanyasının sadece Muhafazakârların lideri David Cameron'ın tecrübesizliğine saldırmaktan ibaret olmayacağını söylüyor. Mandelson, İşçi Partisi'nin İngiltere'nin karşı karşıya olduğu ekonomik sorunlarla yüzleşecek fikirleri olduğunun altını çizeceklerini belirtiyor. Gazetenin haberinde Brown'un da bugün ekonomik düzelmeyi sağlamak, kamu açığını yarıya indirirken başlıca kamu hizmetlerini korumak ve ödenekler skandalının ardından siyasi sistemi elden geçirmek gibi başlıklara vurgu yapacağı yazılıyor. Independent dört hafta sürecek seçim kampanyasında vergi ve kamu harcamaları konularının ağır basacak gibi göründüğü yorumunda bulunuyor.
Financial Times'da yazan Gideon Rachman ise seçimlerin sonucunu ülke içi meselelerin tayin edeceğini, ancak David Cameron'ın başbakan olması durumunda İngiltere'nin dünyadaki yerini tayin etmek gibi önemli bir sorunla karşı karşıya kalacağını yazıyor. Rachman, Muhafazakârların iktidara gelmesi halinde gerek ABD gerekse AB'yle ilişkilerde giderek yalnızlığa gömüleceklerini söylüyor.
"ABD'den uzaklaşmış bir söylem Muhafazakârların dış politikasında bir tutarsızlık unsuru oluşturdu. Çünkü Thatcher gibi Avrupa'ya karşı masaya yumruğunu indirmek, ancak stratejik ve duygusal açıdan ABD size sıcak bir kucak açmışsa mantıklı görünüyor. Silahlardan Tanrı'ya, vergiden iklim değişikliğine, Muhafazakârlar ile ABD'deki kardeş partileri Cumhuriyetçiler bambaşka dünyalarda yaşıyorlar. Cameron'ın muhafazakarlığı Amerika'nın radikalizminden çok Almanya'nın Hristiyan Demokratlarına yakın görünüyor. Ama Avrupa Halk Partisi grubundan ayrılarak Almanya ve Fransa'daki merkez sağ hükümetleri de öfkelendirmiş durumda."
Kaynak: BBC
SON VİDEO HABER
Haber Ara