Dolar

34,8760

Euro

36,6327

Altın

3.001,88

Bist

10.058,63

'Türkiye'de muhalefet kendisiyle çelişiyor!'

Türkiye'de Batı yanlısı Atatürkçülüğü temsil ettiğini savunan muhalefetin, Batılı demokrasiyi sağlayacak olan değişikliklere karşı çıkması nasıl değerlendirilmeli?

16 Yıl Önce Güncellendi

2010-04-01 10:54:00

'Türkiye'de muhalefet kendisiyle çelişiyor!'
Arap ve İslam ülkelerindeki laik partiler ve örgütler, ifade özgürlüğü, hukukun üstlüğü ve yargı bağımsızlığını içerecek şekilde çoğulcu liberal demokrasiye bağlılıkla övünürler. Liberal demokrasi gerçekten de pratikte bu değerleri içeriyor mu? Bu önemli soruya, Türkiye’deki Atatürkçü muhalif partilerle İslami eğilimli AKP arasındaki tırmanan siyasi çekişmeyle yanıt bulabiliyoruz. Türkiye’de muhalefet kendisini, ülkeyi Batı modelini örnek alan laik bir devlet olarak tanımlayan Atatürkçü mirasın koruyucusu olarak görüyor. Burada sorun yok. Fakat Atatürkçülüğün bekçileri, Batı’daki laik sistemin liberal demokratik sistemin değerlerine boyun eğdiğini ve dolayısıyla kendisini seçim sandıklarıyla ifade eden halkın iradesine saygı gösterdiğini görmezden geliyorlar.
AKP sekiz yılda iki kez genel seçimi ezici bir başarıyla kazandı. Bu durum Atatürkçü muhalefetin seçmenin güveni-ni kaybettiğini ve dolayısıyla halkın İslami kimliğine dönmeyi tercih ederek laik kimliği bıraktığını gösterdi. Şimdi laik muhalefet liderleri AKP hükümetinin gündemine karşı siyasi bir direniş başlatıyor.

AKP AB için çalışıyor
Burada tuhaf bir ironi görüyoruz: İktidar partisinin gündemi, ordunun siyaset üzerindeki kontrolünün azaltılması sayesinde demokrasinin derinleştirilmesini hedefleyen önlemlerden oluşuyor. Tuhaf olansa, liberal demokrasinin elçileri ve bekçileri olması öngörülen muhalefet liderlerinin generalleri savunması. Hatta bu liderler daha da ileri
giderek orduyu halkın seçtiği sivil hükümete karşı kışkırtıyor.
Daha da tuhaf olan bir diğer ironiyse, AKP’nin gündeminin AB’nin üyelik başvurusunda bulunan ülkelere şart koştuğu Kopenhag kriterlerine uygun olması. Batı modelini kutsayan Atatürkçülerse, Türkiye’de bu kriterlerin eksiksiz uygulanmasına itiraz ediyor. Bu skandal boyuttaki ikiyüzlü durumun, Arap ve İslam dünyasındaki laik partiler ve laik örgüt-lerin çoğunluğu için de geçerli olduğu söylenebilir. Bu çevreler, ideolojik rakiplerini kendi yerlerine bastıracaksa despot yönetime karşı değil. (Katar gazetesi Vatan, 30 Mart 2010)

Radikal
SON VİDEO HABER

İHH'dan Suriye'deki fırınlar için un desteği çağrısı

Haber Ara