Dolar

34,8660

Euro

36,7937

Altın

3.049,56

Bist

10.118,10

Avrupa, Türkiye'yi neden kabul etmez?

Avrupa Birliği, Türkiye'yi neden kabul etmez? The Wall Street Journal'dan Patience Wheatcroft, Türkiye'nin neden AB'ye alınmayacağını yazdı. İşte o yazı:

16 Yıl Önce Güncellendi

2010-03-31 10:09:00

Avrupa, Türkiye'yi neden kabul etmez?
AB içinde Türkiye'nin üyeliğine karşı muhalefetin sebebi ülkenin nüfusunun çoğunluğunun Müslüman olması. Erdoğan üyelik için bastırarak zamanını boşa harcamak yerine, ekonomik kriz nedeniyle kuralları değişecek bir birliğe üye olmayı gerçekten isteyip istemediğini düşünmeli

Patience Wheatcroft / The Wall Street Journal

Türkiye’nin AB üyeliği arzusu tutarlı bir nitelik taşıyor. Ülke ilkin 1987’de üyelik başvurusunda bulundu ve o zamandan beri kapıyı çalıp duruyor. Gerek avro bölgesi gerekse daha genel AB gruplaşması içinde bariz hale gelen fay hatları, Türkiye’nin kulübe katılma hevesini azaltacak bir etkiye yol açmış değil. İşsizlerinin bir kısmını Avrupa’ya ihraç etme fırsatı, üyeliğin cazip yönlerden biri olabilir: Geçen yıl Türkiye’deki işsizlik oranı önceki yıla göre yüzde 3 artarak yüzde 14’e yükseldi; AB’deki ortalama oransa yüzde 9.5. Fakat AB üyeliğinin sağlayacağı seyahat özgürlüğünden yararlanmaya hevesli Türklerin gittikleri yerlerde iş bulup bulamayacağı da meçhul.
Ve AB üyeliğinin bir bedeli var. Bugün Britanya merkezli lobi grubu Açık Avrupa, AB hukukunun üyelere ağır bir yük bindirdiğini gösteren istatistikler yayımlıyor. Grubun hesabına göre, AB yasaları 1998’den beri Britanya’ya 185 milyar dolara mal oldu. Fakat gerçek muhtemelen o kadar keskin değil. Zira ister AB dayatmış olsun isterse olmasın, bu düzenle-melerin birçoğu ulusal hükümetlerce zaten hayata geçirilecekti. Ancak riayet etmenin bedeli de ağır. Bununla birlikte, Türkiye Başbakanı Tayyip Erdoğan Almanya Başbakanı Angela Merkel’in ziyaretini, bir kez daha ülkesinin tam üyelik hedefini ilerletmek yönünde fırsat olarak kullanmaktan geri durmuyor.
Erdoğan zamanını boşa harcıyor. Yunanistan’ı krizden kurtarmak konusunda son derece katı bir tutum takınan Almanya başbakanı, Türkiye konusunda da bir U-dönüşü yapacak değil. Merkel, savurgan Yunanistan’ın kendi paralarıyla kurtarılması ihtimali karşısında infiale kapılan vatandaşlarının, bir de tutup Türkiye’ye yönelik tavrını yumuşatması halinde infilak edeceğini biliyor. Türkiye konusunda yumuşarsa, Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy de benzer bir öfke patlamasıyla karşılaşacaktır.
AB üyesi Kıbrıs’a limanlarını ve hava sahasını açmayı reddetmesi kendisine karşı çıkanlara kullanışlı bir taktik bahane sağlasa da, Türkiye’nin tam üyeliğine muhalefetin nedeni Kıbrıs konusundaki bitmek bilmez hırgür değil. Ne de Türkiye’nin siyasi reformlarını hızlandırma gereği. Asıl mesele Türkiye nüfusunun büyük çoğunluğunun Müslüman olması, fakat bu dile getirilmiyor. Türkiye 72.5 milyonluk nüfusuyla AB’ye katılırsa Almanya’dan sonraki en büyük üye haline gelecek. Ülkenin hükümeti laik olsa da, tahminlere göre Müslüman nüfusun oranı yaklaşık yüzde 99. Din Avrupa’nın geniş kesimlerinde eskisi gibi bir itici güç değil, fakat ezici çoğunluğu Müslüman bir ülkeyi içeri almanın kulübün karakterini ciddi biçimde değiştireceğine dair yaygın bir inanç söz konusu.
Buna karşıt bir düşünce ekolü de var; bu kesim AB’nin Müslüman bir ülkeyi kucaklamasının
olumlu etkiler yaratacağını savunuyor, fakat anketler bu düşünceyi öne sürenlerin azınlıkta olduğunu gösteriyor. Bu nedenle Merkel kısa ziyaretinde, Türkiye’nin AB’ye ‘imtiyazlı ortak’ olabileceği (yani uzun süredir yürürlükte olan gümrük birliğinden faydalanacağı, fakat AB’nin 28. üyesi olamayacağı) fikrinden taviz vermeyecektir.

Avro bölgesi daralacak
Erdoğan protesto etmek yerine, kuralların kısa süre içinde gayet ciddi biçimde değişebildiği bir kulübe katılmayı gerçekten isteyip istemediğini gözden geçirebilir. Yunanistan AB’den ilk çekini aldı, fakat süregiden sorunları ağırlaştırmaktan başka işe yaramayacak cezalandırıcı bir faiz oranıyla. İspanya benzer sorunların eşiğinde görünüyor, keza Portekiz de.
Avro bölgesi ülkelerinin üzerinde uzlaştığı ve Merkel’in IMF’nin dahil olması gerektiği ısrarını da dikkate alan destek düzenlemeleri uzun müddet devam etmeyebilir. Daha dar bir avro bölgesine geri çekilme gerçek bir ihtimal haline geliyor. Reddedilenler, sonrasında daha yavaş hızda ilerleyen ve halihazırda ortak paranın dışında olan Avrupa’ya katılacak. Türkiye bu grup içinde biraz daha iyi karşılanabilir.

Radikal

Haber Ara