Amerika 'Faşizmi arzuluyor mu?'
Yugoslavya'nın çorap gibi sökülmesi, Amerika'nın çorap gibi sökülmesinin aynasıdır. Balkan savaşının sebebi eski etnik nefret değildi. Sebebi, Yugoslavya'nın ekonomik olarak çökmesiydi.
16 Yıl Önce Güncellendi
2010-03-30 13:56:00
Amerikalı yazar Chris Hedges'ten çok çarpıcı bir makale. "Amerika 'Faşizmi arzuluyor mu?" adlı makalesinde Hedges, "Yugoslavya'nın çorap gibi sökülmesi, Amerika'nın çorap gibi sökülmesinin aynasıdır. Balkan savaşının sebebi eski etnik nefret değildi. Sebebi, Yugoslavya'nın ekonomik olarak çökmesiydi." tespitinde bulunuyor. Hedges'in makalesini timeturk.com okuyucuları için tercüme ettik.
Chris Hedges*
Şiddetin dili daima şiddetin alametidir. Latin Amerika’dan Balkanlar’daki savaşlara kadar, savaşlardan sonra da şiddeti takip ettim. Çalışan bir sınıfın fakirleşmesi, umutların sönmesi ve fırsatçılık daima öldürmeye ve öldürülmeye hazır kalabalıklar üretir. Ekonomik çöküş zamanlarında bir iflâs, liberal elitin, kalabalıkların tutkuları demagoglar ve çeteler tarafından kullanılmaya başlamadan önce, daima bir kenara süpürülmüş olan, zengin ve suçluya karşı tesirsiz olduğunu ispatlamaktadır. Bu dramı gördüm. Her birinin işleyişini biliyorum. Onun hakkında, başka topraklarda, başka tonlarda çok şey duydum. Aynı stok karakterleri, soytarıları, şarlatanları, ahmakları, aynı şaşkın kalabalıkları ve doğmasına yol açtığı nefreti hak eden, zayıf, küçümsenmiş aynı liberal sınıfı tanıyorum.
Yeşiller Partisi başkan adaylığı için koşuşturan Cynthia McKinney, bana “iki parti tarafından değil, tek parti tarafından yönetiliyoruz.” Dedi: Savaş ve para partisi. Ülkemiz korsanların elinde. Ve biz ülkemizi bu soyguncu korsanların elinden uzak tutmalıyız. Şimdiki tek sorun kimin devrimi finanse devrimini finanse ettiğidir.”
İşsiz insanlara, işsiz çocuklarını koruma hakkı için olmayan sağlık politikası sunmanın ileri bir adım olduğunu düşünen Demokratlar ve onların liberal özürcüleri, büyük kişisel ve ekonomik umutsuzluk ülkeyi baştanbaşa silip süpürürken o kadar unutkanlar ki.
Liberaller ve Demokratlar, kurumlara vergi avantajı getirecek olan iş kanununun yasalaşmasının, gerçekte, yani fiiliyatta yüzde 20’lerde olan işsizlik oranına verilecek rasyonel bir cevap olduğunu düşünmekteler. Sekizde biri gıda yardım pullarına muhtaç olan Amerikalıları sıradanlaştırarak, savaşa ve Wall Street suçlarına ödenmiş trilyonlarca doları bulan vergilerin kıyaslanmasının makul kabul edilebileceğini sanmaktalar.
Malî zulmün kansız dili tarafından doğrulanan ve bu yıl ipotekli evlerinden zorla çıkartılacak olan, tahminen 2 milyon 4 yüz bin insanı korumayı reddetmeyi düşünmekteler. Mesaj açık. Yasalar güçlü sınıflara uygulanmaz! Hükümetimiz çalışmıyor. Ve biz, ne kadar bir şeyler yapmayıp, böyle durdukça, çalışan sınıfın öfkesini meşru kabul etmeyi ve tanımayı o kadar reddederiz. Daha ötesi, anemik-kansız- demokrasimizin öldüğünü göreceğiz
Yugoslavya’nın çorap gibi sökülmesi, Amerika’nın çorap gibi sökülmesinin aynasıdır. Balkan savaşının sebebi eski etnik nefret değildi. Sebebi, Yugoslavya’nın ekonomik olarak çökmesiydi. Küçük suç işleyenler ve sokak fedaileri, umutsuz ve kızgın işsiz ve gözü dönmüş kitleleri kışkırtarak iktidarı devirdi. Etnik Hırvatlardan, Müslümanlara, Arnavutlara, Çingenelere, uygun günah keçileri bularak birini diğerinden ayırdılar. Kendini kurban edecek ve savaşa önayak olacak bir çılgınlığı besleyerek serbest bırakan hareketleri motive ederek işe başladılar. Savaştan önce, Saraybosna’da bir maskara olan -komik şair olacaktı- Radovan Karaziç ile moronik Glenn Beck veya Sarah Palin arasında çok az fark vardır. Oath Keepers(Amerika’da, siyasetçi ve emekli askerlerden oluşan muhafazakâr bir topluluk)ile Sırp militanlar arasında çok az fark vardır. Bu insanlara gülebiliriz, ancak onlar aptal değil. Aptal olan biziz!
Kurumsal çıkarların hizmetçisi Demokratlarla ne kadar uzlaştıkça, o kadar aptal ve etkisiz oluruz. Bir NBC news/ Wall Street kamuoyu araştırmasına göre, Amerikan halkının altıda biri, ülkenin gerilediğine inanmaktadır ki, haklılar. BU araştırmaya katılan insanlardan sadece yüzde 25’i, hükümetin, Amerikan halkının çıkarlarını koruyacağına inandığını söylemiştir. Şayet, öfkeyi ve güvensizliği- kendimizde de olduğu gibi- kucaklayıp, kabul etmezsek, gerici sağcılar tarafından yorumlanıp, anlatılacaktır.
McKinney, bana “bu zaman bizim için sağdan ve soldan bahsetmeyi durdurmanın zamanıdır.”dedi. “ Bizi zor durumda bırakan halkın çıkarlarına hizmet eden eski politik paradigma, bizi dışarı çıkaran paradigma olmayacak. Janet Napolitano bana, ben Güneyin bir çocuğuyum. Beyaz ırkın üstünlüğünü savunmakla(supremacist) yaftalanmanın insanları niçin korkuttuğuna ihtiyacım var, ben beyaz ırkın üstünlüğünü savunan bir çevrede büyüdüm. Beyaz ırkın üstünlüğünü savunmaktan korkmuyorum. Hükümetimle ilgileniyorum. Vatanseverlik Yasası (The Patriot ACt) beyaz ırkçılardan gelmedi, Beyaz Saray ve Kongre’den geldi. Birleşik Vatandaşlar beyaz ırkçılardan gelmedi, Anayasa mahkemesi’nden geldi. Bizim problemimiz yönetim meselesidir. Sistemin organize edilmiş yolundan faydalanan insanlar tarafından ustalıkla yapısallaştırılan geleneksel engelleri aşmaya niyetliyim.” Dedi.
Bizler, evrensel sağlık sigortasından, savaş ekonomisinin sonlandırılmasına, kaliteli ve kaliteli bir eğitim talebi için uğraşılmasına, çalışan sınıfının işleriyle ilgilenmeye kadar, desteklediğimizi açıkladığımız prensibe ihanete eden bir partiyle kuşatılmaktayız. Kolej eğitimli eliti hedef alan, ekonomik yıkımın durdurulmasında hiçbir şey oluşturmayan veya en azından hiçbir şey yapmayan, Sağcı hareketlerdeki öfkeli yorumlar, yanlış yerdedir. Milyonlarca işçi işlerini kaybederken, eğitimli elitlerimiz, politikanın düzeltilmesi için butik faaliyetlerinde boşa zaman harcayarak, sağduyu çamuruna yuvarlanıp duruyorlar. Beyaz Saray’da siyah bir üyenin yüzüne tükürülmesiyle, yasama üyelerinin pencerelerine tuğlalar fırlatılması ve Kongre’nin siyah ve eşcinsel üyelerine yönelik ırkçılığın haykırışı ve yobaz sözler, isyan dilinin bir kısmıdır. Bu isyan, daha çok eğitimli sınıfa yönelik olduğu kadar, hükümete karşıdır. Başarısızlık bizi yalanlıyor. Canavar meydana getirdik.
Palin gibi biri, Demokratların bölgelerinde çapraz bir harita gönderdiğinde, “Geri adım atmayın, yerine-SİLAHLARINIZI YENİDEN YÜKLEYİN!” dediğinde, onu dinleyecek umutsuz insanlar var. Hrıstiyan faşistler, büyük kiliselerin kürsülerinden, obama bir Anti-christ (Deccal) dediği zaman, onları dinleyecek Mesihçi takipçileri var. Michigan’da bir Cumhuriyetçi, Demokrat Bark Stupak’a “bebek katili” diye bağırdığında, doğmamış çocukların haklarını bir dinî görevmiş gibi göre aşırı şiddet taraftarları var. Onların kaybetmelerine az kaldı. Bundan emin olalım. Birine acı çektirdikleri şiddet, katlandıkları şiddetin bir ifadesidir.
Bu hareketler henüz, tam olarak faşist hareketlerle içli dışlı olmadı. Açıkça, etnik veya dinî grupların temizlenmesi çağrısında bulunmuyor. Açıkça şiddet taraftarlığında bulunmuyor. Fakat bana, Nazizmin kökenleri hakkında yazan faşizmin bir hocası, Fritz Stern tarafından söylendiği gibi, “Almanya’da, faşizm keşfedilmeden önce bir faşizm arzusu vardı.” Şimdi gördüğümüz şey bu arzu ve bu arzu tehlikeli. Şayet, işsiz ve fakir insanlara, onları borçlardan kurtarıp, inanç ve iş vererek, ekonomiye geri döndürecek yeniden kurumlaşmayı hemen sağlamazsak, büyümeye başlayan faşizm ve şiddet, Amerikan toplumunun her tarafına sıçrayarak, tamamen büyümüş büyük bir yangın olacak.
Denetim altına alınmamış, radikal İslâm nefreti, kendiliğinden Müslümanlardan nefret etmeye dönüşecek. Kayıt dışı işçilerin nefreti, Meksikalı ve Orta Amerikalı işçilerden nefret edilmesi olacak. Amerikan milliyetçileri olarak, geniş beyaz hareketler tarafından tarif edilmeyen bu kadar yaygın nefret, Afro-Amerikalılardan nefret etmek olacak. Liberallere duyulan nefret şekil değiştirerek, üniversitelerden, hükmet ajanslarına ve medyaya kadar, bütün demokratik kurumlara yönelecek. Bu öfkeyi telaffuz etmeyi reddedişimiz ve Demokratlara ve Cumhuriyetçilere açıkça meydan okumayı ve bunun arkasında durmama korkaklığına ve güçsüzlüğüne devam edişimiz, Bizi terör ve kan çağının içine süpürecek.
*1956 doğumlu Chistopher Lynn Hedges, gazeteci-yazar ve özellikle de Amerikan ve Ortadoğu’daki politikalar ve toplumlar üzerine yazan bir savaş muhabiridir. Son kitabı “İmparatorluk İllizyonu: Edebiyatın Sonu ve Büyük Gösterinin Zaferi” çok tartışılmıştır.
Bu makale Fazıl Duygun tarafından timeturk.com için tercüme edilmiştir.
SON VİDEO HABER
Haber Ara