Bakan Arınç, Anayasa değişiklik paketiyle ilgili görüş ve önerilerini almak üzere, TBMM Adalet Komisyonu Başkanı Ahmet İyimaya ile birlikte, Saadet Partisi Genel Başkanı Numan Kurtulmuş'u ziyaret etti.
Saadet Partisine gelişinde, Genel Başkan Yardımcısı Şeref Malkoç tarafından kapıda karşılanan Arınç, burada yaklaşık bir saat kaldı.
Arınç, görüşmenin ardından çıkışta Kurtulmuş'la birlikte yaptığı açıklamada, Anayasa değişikliği konusunda yararlı bir görüşme yaptıklarını belirtti.
Saadet Partisinin, Anayasa değişikliği gibi temel konularda hazırlıklı bir parti olduğunu ifade eden Arınç, Kurtulmuş'un da ziyarette kendilerine Anayasa değişikliğiyle ilgili genel esaslar ve usule ilişkin görüşlerin yer aldığı yazılı bir metin verdiğini söyledi.
Anayasa değişikliği konusunda Saadet Partisinin olumlu bir yaklaşımı olduğunu bildiren Arınç, “Usul bakımından, getirilen maddeler konusunda kendilerine özgün farklı düşünceleri de var. Bizim bütün siyasi partilerden beklediğimiz uzlaşmaya ve diyaloğa açık bir görüşmede, farklı düşünceleri, eleştirileri ve önerileri alabilmektir. Başka partilerden mahrum kaldığımız bu güzelliği Saadet Partisinde bulduğumuz için mutluluk duyuyorum” dedi.
ANAYASA MAHKEMESİ, SENATO KONUMUNA GELMİŞTİR
Konuşmasına, Arınç ve İyimaya'yı partisinde ağırlamaktan duyduğu memnuniyeti ifade ederek başlayan Kurtulmuş da siyasetin en ciddi ve en önemli işlerinden birinin anayasa yapmak olduğunu söyledi.
Saadet Partisi olarak Anayasa değişikliği konusunu öteden beri ciddi şekilde ele aldıklarını dile getiren Kurtulmuş, şunları kaydetti:
“Bunun siyasi telaşların içine sıkıştırılmaması gerekiyor. Bizim esas görüşümüz, Türkiye'nin yeni bir anayasa yapım sürecine ihtiyacı vardır. Türkiye, maalesef parlamentodaki gelişmeler nedeniyle kapsamlı bir anayasa yapma imkanını yitirmiş gibi görünüyor. Biz, Saadet Partisi olarak mevcut parlamentoyu meşru parlamento olarak kabul ederiz. Son güne kadar, yeni parlamento gelene kadar bu parlamentonun yasal ve anayasal değişiklikleri yapmakla yükümlü olduğuna inanırız. Ancak özellikle 2007 yılında, Anayasa değişikliğinin Anayasa Mahkemesince iptalinin gerekçesi, Türkiye'de hukuki bir kördüğüm ortaya çıkarmıştır. O da şudur: Anayasa Mahkemesi aslında parlamentonun üstünde bir senato konumuna gelmiştir. Parlamentonun yapacağı yeni bir değişikliğin Anayasa Mahkemesinden geri dönme ihtimali vardır. Bunu değiştirmenin yolu, çok net şekilde millete müracaat etmektir.
Bizim teklifimiz, mevcut TBMM işlerine devam ederken Türkiye'de anayasa yapım sürecini bütünüyle milleti hakem kılacak şekilde düzenlemek, bunun için 250 bin seçmenin oluşturduğu bölgede, dar bölge, tek milletvekili sistemiyle seçilecek bir temsilciler eliyle Anayasa Meclisini oluşturmak, o meclisin bir yıl süre içinde yapacağı anayasa taslağını, mevcut TBMM'ye bildirmesi ve referanduma gitmesini sağlayarak Türkiye'de çağdaş, katılımcı ve yeni bir anayasanın yapılmasını temin etmek. En doğru, tutarlı yol budur.”
Kurtulmuş, “Tanzimat'tan bu yana Türkiye'de birtakım siyasi elitlerin kendi hazırladıkları anayasaları (1921 Anayasası hariç) millete dayattığını” öne sürerek, “Türkiye'deki esas sorun da budur. Bu millet bu toprakların ev sahibi midir, kiracısı mıdır? Siyasi elitler şimdiye kadar 'Buyurun kira kontratınız budur” diyorlardı. Biz şimdi diyoruz ki bu millet önüne dayatılan bir kontratı değil, bu ülkenin tapusunu resmileştirecek bir anayasayı gerçekleştirmelidir” dedi.
Yeni anayasanın toplumun farklı kesimlerinin katılımıyla yapılmasının önemine dikkati çeken Kurtulmuş, bu sayede Türkiye'de zaman zaman yaşanan kaosların kökten çözüleceğini savundu.
Parti olarak, başlangıçta herhangi bir konuya kategorik olarak evet ya da hayır demekten yana olmadıklarını bildiren Kurtulmuş, 'bürokratik oligarşi sistemini' düzeltecek, millet egemenliğinin oluşmasını sağlayacak her türlü çabayı destekleyeceklerini bildirdi.
Kurtulmuş, “Bu konunun aceleye getirilmeden hem Türkiye kamuoyunda hem TBMM'de bütün boyutlarıyla tartışılması zorunludur. Bunu bir paket olarak sunmaktansa, YSK'nın düzenleyeceği bir oy pusulasında madde madde milletin oyuna sunmanın daha doğru olduğu kanaatindeyiz” diye konuştu.
Konuşmaların ardından, bir gazetecinin, “CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın, 'Saadet Partisi'yle koalisyon yapabileceklerine' dair sözlerini nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusunu Kurtulmuş, şöyle yanıtladı:
“Sayın Baykal'ın şahsım ve partim hakkında nezaket üslubu içindeki sözleri dolayısıyla teşekkür ediyorum. Bizim için Türkiye'deki bütün partiler eşit mesafede durduğumuz partilerdir. 'Bu partiyle görüşürüz, şu partiyle görüşmeyiz' demeyiz. Bizim birinci önceliğimiz milletle ittifak yapmaktır. Milletin önceliklerini bilmektir. Saadet Partisi, şimdilik parlamento dışındadır. Saadet Partisinin birinci vazife olarak gördüğü, iktidar hazırlığıdır. Seçim sonrası bir koalisyon durumu ortaya çıkarsa, 'hiçbir partiyle koalisyon yapmayız, yaparız' diye peşin bir ön kabulü yoktur.”
Haber kaynak: AA