Dolar

34,8660

Euro

36,7937

Altın

3.049,56

Bist

10.118,10

Tütün Denetleme'ye ağır itham

Devlet Denetleme Kurulu (DDK), Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu'u (TAPDK), alkol tüketimi, tütün ürünlerinin zararları konusunda uyarıcı ve eğitici faaliyetlerini yeterince yapmamakla suçladı.

16 Yıl Önce Güncellendi

2010-03-22 20:33:00

Tütün Denetleme'ye ağır itham
DDK ayrıca, TAPDK'ya, sektöre hizmet verecek uluslararası nitelikte referans laboratuvarı kurulmasını önerdi.

Cumhurbaşkanlığı'nın talimatı üzerine DDK tarafından TAPDK'nın 2006, 2007 ve 2008 yıllarında gerçekleştirdiği faaliyet ve işlemlere ilişkin yapılan denetle sonucunda hazırlanan raporun sonuç bölümü, Cumhurbaşkanlığı'nın internet sitesinde yayımlandı.

Raporda, tütün mamulleri tüketiminin ve dumanına maruz kalmanın dünyada ölüm nedenleri arasında yer aldığına dikkat çekilerek, Türkiye'nin Tütün Kontrolü Çerçeve Sözleşmesi'ne (TKÇS) taraf olduğu hatırlatıldı. Aynı şekilde, alkol bağımlılığının ve kaçak içki ve alkol tüketiminin yol açtığı zararların, sağlık problemleri ile sınırlı kalmayıp sosyal hayatın çeşitli alanlarına da yayıldığı belirtildi.

Önemli bir ekonomik değere ve sosyal kaygılara sahip olan sektörlerin düzenlenmesi ve denetlenmesi ile görevlendirilen TAPDK'nın kurulmasından sonra aradan geçen uzun zamana rağmen ikincil mevzuatı henüz yayımlamadığına işaret edilen raporda, tütün ve alkol sektörüne hizmet eden ulusal ve uluslararası akreditasyonu olan uluslararası platformda referans laboratuvar niteliğini haiz bağımsız bir laboratuvar da tesis edildiği kaydedildi.

TAPDK'nın tütün ve tütün mamulleri ile alkol ve alkollü içkiler konusunda düzenleme ve denetleme fonksiyonlarını ifa ettiği hatırlatılan raporda, kurulun 2006-2008 yıllarında almış olduğu kararlar tetkik edildiğinde, ''ana fonksiyonları olan düzenleme ve denetim yetkisinin kullanımına yönelik kararlarının, idari nitelikteki (rutin) kararlarına nazaran daha az olduğu''nun görüldüğüne dikkat çekildi.

TAPDK'da düzenleme ve etkin bir denetleme fonksiyonunun yerine getirilebilmesi için gerekli olan bir veri oluşturma ve analiz kapasitesi bulunmadığı, denetim görevini yerine getirmeye ilişkin personelin nicelik ve nitelik açısından yetersiz olduğu, denetim faaliyetlerinin etkin bir şekilde yerine getirilemediği tespitleri yapılan raporda, özetle, şöyle devam edildi:

''Kaçak ve sahte tütün mamulleriyle mücadele konusunda kanunda belirtilen kamu kurum ve kuruluşları ile iş birliği yapılmasında ve söz konusu kurum ve kuruluşların görevli personeline kaçak ve sahte tütün mamulleriyle mücadele yolları konusunda teknik eğitim ve destek faaliyeti verilmesinde etkin uygulamalar ortaya konulamamıştır.

Denetim faaliyeti, bandrol denetimi kapsamında ağırlıklı olarak Maliye Bakanlığı (Gelir İdaresi Başkanlığı) tarafından ifa edilmektedir. Tütün kontrolüne ilişkin faaliyetler ise Sağlık Bakanlığı koordinatörlüğünde yürütülmektedir.

TAPDK tarafından tütün ürünlerinin zararları konusunda uyarıcı ve eğitici mahiyette programların hazırlanmamış ve bu konularda kamuoyu araştırmaları ve anket gibi çalışmaların yapılmamış olduğu tespit edilmiştir. Aynı durum, alkol tüketiminde de geçerlidir.''

-''KURUM, BAŞARILI SONUÇLAR ORTAYA KOYAMADI''-

TAPDK'nın sektör temsilcileri ile görüş alışverişine açık olmadığının belirlendiği belirtilen raporda, denetim faaliyeti sonucunda belirtilen eksiklikler şöyle sıralandı:

''Kurumun yönetiminde 'iyi yönetişim' ilkelerine uygun bir yönetim anlayışının geliştirilmesinde başarı sağlanamadığı, düzenleme ve denetim görev ve sorumluluğunun etkin bir şekilde yerine getirilemediği, ikincil mevzuatın tam ve zamanında uygulamaya konulamadığı, veri oluşturma ve analiz kapasitesinin oluşturulamadığı, kurum kültürünün ve bilgi birikiminin oluşturulmasında mesafe kaydedilemediği, kurum faaliyetlerinin nitelikli uzman personel marifetiyle yürütülmediği anlaşılmıştır.

Yukarıda zikredilen uygulamalar ve tespitler, TAPDK'nın asli görevlerini yerine getirme hususunda kurulduğu günden bu yana başarılı sonuçlar ortaya koyamadığını açıkça göstermektedir. Özerklik uygulaması ile yaratılan çalışma ortamı yeterince değerlendirilememiş ve düzenlemesi ve denetlenmesi öngörülen sektör tam olarak kavranamamıştır. Bu nedenle, özerkliğin gerektirdiği etkin ve verimli sonuçlar üreten bağımsız ve tarafsız davranışlar/uygulamalar ortaya konulamamıştır.

İdari ve mali özerklik uygulamasının; mali karar ve işlemlerde yolsuzluk veya kamu zararına yönelik belirgin davranışlara yol açmadığı, ancak, söz konusu işlemlerin mevzuata uygun olarak yürütülmesi konusunda yukarıda özetlenen bazı hususlarda Kurumca gerekli dikkat ve özenin yeterince gösterilmediği anlaşılmıştır.

Bu itibarla, TAPDK'nın genel olarak olumsuz bulunan etkinlik ve verimliliğinin geliştirilmesinin/artırılmasının sağlanması ve mali karar ve işlemlerde görülen hatalı uygulamaların önlenmesi/giderilmesi ile etik ilkelere uygun davranışlar gösterilmesinin sağlanması amacıyla, kurumun faaliyet ve işlemlerinin hukuka uygunluğunun ve faaliyet ve sorumluluk alanının pekiştirilmesine yönelik-tedbir ve önerilerin gereklerinin karşılanması gerektiği düşünülmektedir.''

DDK raporunda, kurulun yapısında tütün-tütün mamulleri ile alkol ve alkollü içkiler sektörünü temsil eden sektör temsilcilerinin bulunmasının yararlı olacağı belirtilirken, ulusal ve uluslararası akreditasyonu sağlanmış, uluslararası platformda referans laboratuvar niteliğini haiz bağımsız bir laboratuvar oluşturulması için çalışmalarının hızlandırılarak ivedilikle sonuçlandırılması istendi.

Raporda, ''tütün piyasasında, açık artırmalı sistem düzenlemesinin kaldırılarak sözleşmeli sisteme geçilmesi ve tütün üreticilerinin örgütlenmesine ilişkin zorunluluk getirilmesi'' gerektiği önerisi de yer aldı.

''TAPDK üyelerinin aday gösterilme yöntemi ve görev süresinin tekrar gözden geçirilmesi ve ikinci defa atanma imkanının kaldırılması'' önerisine de yer verilen raporda, boşalan TAPDK üyeliğine yasal süresi içinde atama yapılmasının sağlanması, mevzuatın uygulamasının tam olarak sağlanabilmesi için ikincil mevzuatın çıkarılmasına özen gösterilmesi, kurumun ilgili dairelerince idari para cezalarının uygulanmasından önce ilgilinin savunmasının alınması istendi.

-ANAYASA'YA AYKIRILIK-

DDK'nın raporunda, ''4733 sayılı Kanun'un 8. maddesinin 8. fıkrasının (Bu Kanuna, 4250 sayılı Kanun;a veya 5607 sayılı Kanun;a aykırılıktan dolayı yargılanması devam edenler ile mahkum olanlara veya aynı kanunlara aykırılıktan dolayı iki defadan fazla ön ödemede bulunması nedeniyle haklarında kamu davası açılmamış ya da düşmüş olanlara satış, dağıtım veya uygunluk belgesi verilmez; verilmiş olanlar da iptal edilir) hükmünün Anayasa'ya aykırı olduğu tespiti de yer aldı.

Kurul kararlarına ilişkin karşı oy gerekçelerinin zamanında yazılması önerilirken, kurul kararlarının dairesine gönderilmesini müteakip ilgili firmalara dairesi tarafından yazılı olarak veya telefonla şifahen bilgi verilmek suretiyle duyurulmasının sakıncalı olduğu uyarısında bulunuldu.

Kurul üyelerinin Kurul toplantılarına düzenli katılımının sağlanması, karar alma sürecinde şeffaflığın güçlendirilmesi için Kurulca alınan “emsal" niteliği olan kararların kurumun internet sitesinde özet olarak yayımlanması önerildi.

Etil alkol ve metanolün geniş ticaret ve kullanım alanları olması nedeniyle, üretim veya ithalat aşamasından nihai kullanım aşamasına kadar olan sürecin elektronik ortamda kayıt altına alınıp izlenmesinin önemine işaret edilen raporda, bu hususa ilişkin çalışmaların biran önce tamamlanması ve uygulamaya geçirilmesi istendi.

Petrole bağımlılığın azaltılmasını teminen kısa vadede mevcut olan biyoetanol kurulu kapasitelerinin etkin kullanımının sağlanmasına ve orta ve uzun vadede ise üretiminin artırılmasına ilişkin mevzuat düzenlemelerinin yapılması ve geleceğe yönelik politika oluşturulması önerildi.

TAPDK tarafından, Türkiye;de sektörde faaliyet gösteren tüm firmalara hizmet edecek bir laboratuvar kurulması ve kurulacak laboratuvarda tütün ve tütün mamulleri ile ilgili kimyasal ve rezidü analizlerinin de yapılmasının tüm sektör açısından gerekli olduğu vurgulandı. Alkol ve alkollü içkilerin analizlerine ilişkin olarak, ulusal ve uluslararası akreditasyonu sağlanmış, uluslararası platformda referans laboratuvar niteliğini haiz bağımsız bir laboratuvar oluşturulması çalışmalarının hızlandırılarak ivedilikle sonuçlandırılması gerektiği kaydedildi.

DDK, TAPDK'nın denetim standartlarının belirlenmesini, ''Denetim Rehberi'' oluşturulmasını isterken, kurulun suç duyurusu ile ilgili kararlarının uygulanmasının sağlanması konusunda da uyarıda bulundu.

-SUÇ DUYURUSU İLE İLGİLİ KARARLARIN UYGULANMASI-

Raporda, ''Kurul kararı ile suç duyurusunda bulunulmak üzere müşavirliğe iletilen bazı konularla ilgili suç duyurusu işlemi yapılmasının geciktirildiği anlaşılmıştır. Bu itibarla, söz konusu hususların giderilmesini teminen gerekli tedbirlerin alınması sağlanmalıdır'' denildi.

DDK raporunda, 2006–2008 yılları arasında kuruma yapılan açıktan ve naklen yapılan bazı atamalarda atamalarda kurumun görev alanının gerektirdiği niteliklerin aranılmasında yeterli dikkat ve özenin gösterilmediğinin belirlendiği kaydedildi ve yapılacak atamalarda öncelikle kurum ihtiyaçlarının gerektirdiği niteliklerin aranılması konusunda gerekli hassasiyetin gösterilmesi istendi.

Bazı kurum personelinin kurumda göreve başlatıldıkları gün, kurumun ilişkili olduğu bakanlığa geçici görevlendirmelerinin yapıldığına dikkat çekilen DDK raporunda, bu görevlendirmeler konusunda hizmet gereklerine uygun özen gösterilmesi gerektiği vurgulandı.

Raporda, ''Kurul başkan ve üyeleri ile personelin kendileri, eşi ve birinci derece kan hısımları ile evlatlıkları Kurumun düzenlemek ve denetlemekle yetkili olduğu sektörlerde faaliyet gösteren özel kurum ve kuruluşlarda göreve başlama tarihinden itibaren görev süresinin sonuna kadar görev alamazlar, ilgili sermaye piyasası araçlarına sahip olamazlar'' hükmünün gerektirdiği kontrol ve diğer idari işlemlerin yapılmasının sağlanması istendi.

-BAŞBAKANLIK İNCELEMESİ GEREKTİREN KONULAR-

DDK raporunda, kurum gelir fazlalarının genel bütçeye tam olarak aktarılmadığının belirlendiğine dikkat çekilerek, söz konusu işlemlerdeki sorumluluğun ve sorumluların belirlenebilmesi amacıyla Başbakanlıkça inceleme/soruşturma yapılması/yaptırılması gerektiği vurgulandı.

Kurul üyeleri ile kurum personelinin, kurul kararı ile değişik tarihlerde yurt içi ve yurt dışında düzenlenen ve masrafları, düzenleyen kuruluşlar tarafından karşılanan konferans, sempozyum, seminerler ve ziyaret gibi çeşitli faaliyetlere katıldıklarına işaret edilirken, bunun kamu görevlileri için belirlenen etik davranış ilkelerine aykırı olduğuna dikkat çekildi.

Kurum personelinin maaş ödemelerine ilişkin banka ile yapılan Protokolün yetkisiz bir personel tarafından yapıldığı ve bankaca tahsis edilen paranın sarfında gerekli titizliğin gösterilmediği belirtilen raporda, bu konuda kurumca başlatılan soruşturmanın sonuçlandırılması istendi.

Doğrudan temin yöntemi ile yapılan sürücü hizmeti alımı ile ilgili olarak 2008 yılında iki farklı Hizmet Alımı Tip Sözleşmesi'nin imzalandığı ve böylece kurum zararına yol açıldığı belirtilen DDK raporunda, söz konusu işlemlerdeki sorumluluğun ve sorumluların belirlenebilmesi amacıyla Başbakanlıkça inceleme/soruşturma yapılması/yaptırılması gerektiği kaydedildi.

Kurum hukuk müşavirleri ile avukatlarının aynı veya benzer görevleri yerine getirmelerine rağmen, ücret ve mali haklar bakımından farklılıkların oluşturulduğuna dikkat çekildi ve bu farklılıkların giderilmesi istendi.

Kurumca yapılan vekâlet ücreti ödemelerinde yıllık limitin aşıldığı, bazı kişilere limit üstü ödeme yapıldığı, mevzuatın açık hükmüne rağmen geçmiş yıllara sâri ödeme yapıldığı tespitinde bulunuldu.

AA

Haber Ara