Haiti'de yeni felaket "geliyorum" diyor
Haiti'de yaşanan depremin ardından ikiyüzlü "yardım" politikaları büyük tepkiye neden olmuştu. Yardım kuruluşlarının somut adım atamamaları, Haiti'yi tufan ve sel afetlerine karşı savunmasız bırakıyor.
16 Yıl Önce Güncellendi
2010-03-21 13:46:00
12 Ocak’ta yaşanan 7.0 büyüklüğündeki depremde 200.000’den fazla yurttaşını kaybeden Haiti, şimdi göz göre göre gelen ikinci bir doğal afeti bekliyor. Batılı ülkelerin başını çektiği uluslararası yardım kampanyasının halk örgütleriyle işbirliği yapmaktan kaçındığı Haiti’de, henüz hiçbir somut adım atılamamış durumda. Nisan’da başlayıp Mayıs’ta şiddetlenmesi öngörülen tropik bahar yağmurları 1,5 milyona yakın depremzedeyi barınaksız yakalayacak.
Geçtiğimiz Cuma akşamı evsizlerin sığındığı kampları vuran yağmur, yaklaşan felaketin erken bir habercisi oldu. Sınırlı sayıda çadır dağıtıldığı için çoğunluğu derme çatma naylon örtülerin altında barınmaya çalışan, bir kısmı ise açıkta yaşayan depremzedeler, ani yağmurla inen sel sularına kapılmamak için büyük bir mücadele verdiler. 45.000’e yakın sığınmacı nüfusuyla en büyük kamp olan Petionville kampında yağmurdan geriye kalan, uçsuz bucaksız bir çamur ve çaresizlik deryasıydı.
Başkent Port-au-Prince ve çevresinde, aynı perişanlığı paylaşan irili ufaklı yüzlerce kamp var. Kampların tümü ‘geçici’ statüde görülüyor ve beş büyük kalıcı kamp kurularak depremzedelerin oralara taşınması düşünülüyor. Fakat bu düşünce bir türlü planlama aşamasına geçemiyor. Sebepse, arazi yokluğu...
Haiti’de büyük arazilerin tamamı bir avuç seçkin ailenin mülkiyetinde. Toprak sahipleri arazilerini kiralamak istemiyor ve haftalardır kapalı kapılar ardında hükümetle pazarlığa devam ediyorlar. Başbakan Jean-Max Bellerive geçen ay gerekirse hükümetin arazilere el koyacağını söylediyse de, hükümetin ne böyle bir gücü ne de kamulaştırma bedelini ödeyecek parası var. Uluslararası kampanya da yolsuzluğu gerekçe göstererek hükümete mali yardım yapmaya yanaşmıyor. Bu yüzden, uygun araziler ve dev depolar boş durur ve zengin sahipleri tarafından titizlikle korunurken, depremzedeler yol kenarlarına, yamaç diplerine, sel havzalarına, hatta kuru nehir yataklarına kurulan geçici kamplarda hayatta kalmaya çalışıyor.
“Yeni bir afeti önlemek için çok geç”
Halen yaklaşık 250.000 kişi sel ve toprak kayması tehditlerine maruz birinci derece risk bölgesi sayılan alanlardaki kamplarda yaşıyor. ABD’nin yardım faaliyetlerini koordine eden Sam Worthington, bu insanları güvenli bölgelere taşımak için çok geç kalındığı görüşünde. Bazı kampların çok dik yamaçlara kurulduğuna dikkat çekerek, “Yardım cemiyetleri yağmurlarla birlikte ikinci bir afet yaşanacağını konuşuyor. Buna yeterli çare bulabileceğimizi sanmıyorum” diyor. Haiti’deki BM misyonunun başkan yardımcısı Tony Banbury de “Yağmurlar başlayınca insanlar, çadırları, başlarının üstünde ne varsa hepsi sele kapılıp gidecek. Sığındıkları kuru nehir yatakları azgın sularla kaplanacak” dedikten sonra, zamana karşı yarıştıklarını belirtiyor.
Sele karşı nispeten korunaklı yerlerde kurulan kamplar da güvenli değil. Geçici statüleri nedeniyle tuvalet, v.b. gibi hijyenik altyapıları sağlanmadığından, açık kanalizasyonların yağmurla taşarak tifodan sıtmaya kadar her çeşit salgın hastalığa yol açmasına kesin gözüyle bakılıyor. Yardım amacıyla toplanan paraların bir kısmıyla Haitililere iş verilmesi ve bu şekilde geçici de olsa altyapı oluşturulması ise, nedense gündeme gelmiyor.
soL
SON VİDEO HABER
Haber Ara