Gül: Her kurum, yanlış yapanı temizleyecek
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Demokratik Kongo Cumhuriyeti temaslarını takip eden gazetecilere yaptığı açıklamada çarpıcı sözlere yer verdi. İşte detaylar:
16 Yıl Önce Güncellendi
2010-03-16 07:53:00
Meclis'in yeni anayasa yapma fırsatını kaçırdığı şeklinde bir açıklaması olmadığını yineleyen Gül, sözlerinin farklı yorumlandığını dile getirdi. Kimsenin bu Meclis'i küçük ve önemsiz göremeyeceğini vurgulayan Cumhurbaşkanı, yüksek yargı temsilcilerinin Anayasa ve yargı reformu konusundaki kaygılarını da hükümetle paylaştığını anlattı. Gül, Ermeni iddialarının bazı parlamentolarda kabul edilmesine ise tepki gösterdi: "Her şeye rağmen açılım ölmedi. Bu konuyla ilgili ısrarlı çalışmalara devam edeceğiz."
Kalabalık bir işadamı heyetiyle Demokratik Kongo Cumhuriyeti seyahatine çıkan Cumhurbaşkanı Gül, geziye katılan gazetecilere çarpıcı açıklamalar yaptı. Özel yetkili mahkemeler ve savcılarla ilgili tartışmaya değinen Gül, "Özel yetkili savcılar normal savcılardan farklıdır. Tabii ki bu tip konuları didik didik edecekler." vurgusunu yaptı. "Bu mahkemeler, eski DGM'lerdir." diyen Cumhurbaşkanı, başbakanlığı döneminde DGM'leri değiştirirken yapılan itirazları hatırlattı ve "Açın bakın o gün kim ne demiş? Eski DGM'lerin ismi değişti, askerî üyeler ayrıldı, sivil üyeler kondu, ihtisas mahkemeleri oldu." diye konuştu.
'KİMSE BU MECLİS'İ ÖNEMSİZ GÖREMEZ'
Abdullah Gül'ün gündeminde yeni anayasa çalışmaları da vardı. Bu çerçevede, liderlerle yaptığı görüşmeleri de hatırlattı. Meclis'in yeni anayasa yapma fırsatını kaçırdığı şeklinde bir açıklaması olmadığını belirterek, "Ben öyle bir şey demedim. Sözlerim farklı yorumlandı. Bu Meclis çok kıymetli bir Meclis'tir. Türkiye'nin önemli siyasi akımları temsil edilmektedir. Önceki Meclis böyle değildi. Temsil kabiliyeti açısından bulunmaz bir Meclis. Kimse bu Meclis'i küçültemez. Kimse bu Meclis'i küçük göremez, önemsiz göremez." ifadelerini kullandı. Gül, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın, kendisine, "Anayasa ve yargı reformuna karşıyız." dediğini aktararak şöyle devam etti: "Kategorik olarak karşılar. Yeni Meclis'e bırakılması gerektiğini düşünüyorlar. Yüksek yargı temsilcilerinin ise çeşitli kaygıları var. Onları da hükümetle paylaştım."
Cumhurbaşkanı, sözde Ermeni soykırımı iddialarının çeşitli ülke komisyon ve parlamentolarında kabul edilmesine de tepki gösterdi. Bunu en başta 'tarihe saygısızlık' olarak niteledi. Birinci Dünya Savaşı'nda Balkanlar'da da çok trajik olayların yaşandığını hatırlatırken, İvo Andriç'in 'Drina Köprüsü' kitabında yazılanları buna örnek gösterdi. "Bizim tepkimiz konunun politize edilmesine." diyen Cumhurbaşkanı, bir ABD gezisinde başından geçen olayı şöyle anlattı: "Yine böyle tartışmalıydı. Washington'da bu komitede konuşma yaptım. Anlattım, anlattım. Bana bir bayan Kongre üyesi dedi ki: 'Mr. Gül niye kendini yoruyorsun? Bunu kabul edin, gidin. Türkiye'ye dönünce Amerikalılar Kızılderilileri yok ettiler diye bir kararı meclisinizden geçirirsiniz, bu iş biter.' Yaklaşımları böyle. Türkiye'nin aleyhinde konuşan milletvekillerine 'Bu olay nerede, ne zaman olmuştu?' diye sordum. Hiçbiri bir şey söyleyemedi. Hiçbiri bir şey bilmiyor." Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye'nin Afrika politikasını da değerlendirdi. Bu konuya tamamen insani duygularla yaklaşıldığını ifade ederek, şunları kaydetti: "Biz sorumluluk duygusuyla ilgileniyoruz. Karşılık beklemeden yapıyoruz. Türkiye'nin geçen 6 yıl içinde bütün Afrika ülkelerinde kredibilitesi arttı. Güvenlik Konseyi'nde birisi hariç hepsi bizi destekledi. Bizde sömürgecilik geleneği olmadığı için Türkiye'nin temiz niyetlerini hepsi görmüştür. İnsanlığa karşı sorumluluğumuz olduğuna inanıyorum. Büyük ülke böyledir. Afrika'ya yıllık bir milyar doların üstünde yardım yapıyoruz."
AÇILIM ÖLMEDİ, SESSİZ DİPLOMASİ DÖNEMİ
Abdullah Gül, sözde soykırım iddiasıyla ilgili gelişmelerin Türkiye'nin Ermenistan açılımını olumsuz etkilediğini de kaydetti. Her şeye rağmen açılımın ölmediğini belirterek, "Bu konuyla ilgili ısrarlı çalışmalara devam edeceğiz. Zor meselelerin çözümü de bazen sessiz diplomasidir. Önemli olan, kararlı ve sessiz diplomasiyle devam etmektir." mesajlarını verdi. Fakat protokollerin ileri götürülmesi konusunda Türkiye'nin Ermenistan'dan daha ileride olduğunun da altını çizdi. Türkiye hükümetinin, protokolleri Meclis'e gönderdiğini ama Ermenistan Anayasa Mahkemesi'nin sanki protokolleri yeniden yazar gibi karar çıkardığını söyledi.
Zaman
SON VİDEO HABER
Haber Ara