Kayıplarımızı hiçbir seçim geri getiremez
Irak'ta seçimi kimin kazandığının önemi yok aslında. Çünkü Iraklıların kayıpları o kadar çok ki... Bağdat başta olmak üzere her evden bir feryat yükseliyor.
16 Yıl Önce Güncellendi
2010-03-14 19:25:00
"Iraklılar demokrasi ve istikrar adına 2. genel seçimlerinde sandık başına giderken başkent Bağdat başta olmak üzere her evden farklı bir feryat yükseliyor. Bağdat şehrinin düşmesinin ardından yaşanan sessizlik, son yedi yılda yerini bombalı saldırılara bırakmış durumda. Anneler ve babalar çocuklarını; ağabeyler, ablalar kardeşlerini gözü yaşlı toprağa verirken, hayatta kalanlar savaşın acı izlerini bedenlerinde taşıyor. Seçim, istikrar umudu verir mi bilinmez ama biz Irak sokaklarında dolaşıp evlerden yükselen çığlıklara kulak verdik. Yakınları ölenlerin umudu yok, ama kaybolanlar için küçük de olsa bir umut taşıyorlar yüreklerinde...
Ahmet Ali Nasr, memur olarak çalıştığı Adalet Bakanlığı'nda 25 Ekim 2009'da düzenlenen bombalı saldırıda ağır yaralananlardan biri. Olay günü yaşadıklarını anlatırken elleri titriyor: "Binanın üçüncü katında postaları dağıtıyordum. Şiddetli bir basıncın ardından her yer kapkaranlık oldu. Tavan üzerime düştü. 10-15 dakika sonra kendimden geçtim. Gözümü açtığımda baktım, masa üzerimdeydi. Binanın tavanı da yere inmişti. Masayı itmeye çalışırken elektrik çarptı. Sonra tekrar kendimden geçtim. Tepeden tırnağa kan içinde kalmıştım. Fark etmiyordum, çünkü şoktaydım. Hastaneye kaldırıldığımda ağır yaralı durumdaymışım. 22 gün yoğun bakımda kaldım." diyor. Patlama sırasında parmakları da kopan Nasr'ın yaralı yüzü, Kuveyt'te ameliyat edilmiş, patlamada çıkan gözünün yerine de takma göz takılmış, "Patlamanın vücudumda bıraktığı izler hâlâ kapanmadı, ama şimdiye kadar kimse halimizi sormadı." diyen Nasr, 3 çocuğunu okutabilmek için hayat mücadelesi veriyor.
Aynı bombalı saldırıda bacağından ve vücudunun çeşitli yerlerinden ağır yaralanan Abdülemir Muhammed(60), olay gününde resmi bir işlem için Adalet Bakanlığı'na gitmiş. "Şiddetli bir patlama oldu, kıyamet gibiydi. Kendime geldiğimde beton blokun bacağımın üzerinde olduğunu gördüm." diyerek anlatıyor o anı. 4 ameliyat geçirmesine rağmen hâlâ ayağa kalkmakta güçlük çeken Muhammed, "Demokrasi adına ülkeme gelenler bize şiddetten ve kandan başka bir şey getirmediler. Eskiden evden çıkınca geri dönüp dönmeyeceğimizi düşünmüyorduk. Şimdi sokağa adımımızı atarken bu kaygıları yaşıyoruz. Sahip olduğumuz bir tek güvenliğimiz vardı. Amerika bunu da elimizden aldı." diyor ve ekliyor: "Bağdat şehri, bombalı saldırılarla yaşanması güç hal alırken, Bağdatlılar ve bölgeye gelen yabancılar kaçırılma korkusu da yaşıyor."
"Akşam saat 22.30'du. Elleri silahlı kişiler evimizin kapısını zorlayarak içeri girdiler. Kocamı alıp götürdüler. 2 senedir, kocam Ahmed Mahmud'dan haber alamıyoruz. Hastanelere, hapishanelere, karakollara baktım. Ama bir sonuç alamadım. Kendisi Saddam döneminde üsteğmendi. Etrafındaki insanlarla iyi geçinen biriydi." Bu sözler eşi kayıplara karışan, gözü yaşlı Nur Abdülemir'in ağzından dökülüyor. Eşinden kendisine yadigâr kalan 4 yaşındaki çocuğu ile yaşam mücadelesi veren Abdülemir, aynı zamanda Bağdat Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde 3. sınıfta eğitim görüyor. 'Bağdat'ın geleceğinden umutlu musun?' diye sorduğumuzda biraz zorlamayla 'Umutluyum.' diyor ama "Asıl umudum, eşimin evimize geri dönmesi." diye eklemeden geçmiyor.
'Her şeye rağmen çocuğum için umutluyum'
Bağdat'ın eski yerleşim yerlerinden Griad Mahallesi'nin dar sokaklarından ilerliyoruz. Yaşanan fakirlik sokaklara yansımış durumda. Kanalizasyon sisteminin olmadığı sokaklarda ilerlerken tercümanlığımı yapan Aydın amca, "Kürşat Bey, burası petrol ülkesi Irak'ın Bağdat şehri." diyor. Cumbalı eski Bağdat evlerinden birinin kapısından tıklatıyoruz. İçeridekiler bizi buyur ediyor. Kapıda bizi karşılayan Gusin Sabah Abbas'ın kocası Hasan Fellah Hasan, Amerikalılar ile milisler arasında Amerikan askerlerinin kurşunlarına hedef olmuş. "Eşim, dayımı göndermek için evden ayrılmıştı. Arabası ile ilerlerken milisler ile Amerikan askerlerinin arasında kalmış. Amerikalılar da arabamıza ateş açmışlar. Kocam Hasan olay yerinde hayatını kaybetti." diyor.
SON VİDEO HABER
Haber Ara