Yüzbinlerce kişiyi 'Titanlamışlar'
Ülkemizde birçok genci tuzağına düşürerek çok büyük miktarda haksız kazanç sağlayan Hong Kong menşeli Quest şirketinin sahte bir saadet zinciri olduğu ortaya çıktı.
16 Yıl Önce Güncellendi
2010-03-13 18:06:00
Cihan muhabirinin Hong Kong'da yaptığı incelemeye göre, bir tabela şirketi olan Quest, Hong Kong gibi yasal düzenlemelere çok dikkat eden bir ülkede lüks ve ayrıcalıklı ürünler sattığını öne sürerek birçok insanı dolandıran bir kuruluş. ABD ve Hindistan gibi büyük ülkelerde de faaliyet gösteren Quest, özellikle Kamboçya, Sri Lanka, Bangladeş, Afganistan, İran, Malezya, Endonezya ve Nepal gibi fakir ülkeleri hedef seçmiş.
Quest şirketinin Türkiye'deki yapılanması, buz dağının sadece görünen yüzü. Aynı firma Nepal'de bir oluşum içine girerek yaklaşık 15 bin kişiyi dolandırmış. Birçok fakir genç kandırıldığını öğrenince iş işten çoktan geçmiş. Sri Lanka'da ise özellikle de köy ve kasaba kesimlerinden 3 bin ile 5 bin genç kandırılmış. Mağdurlar paralarını geri alamamış; ama firma ülkede yasaklanmış.
ÖZELLİKLE FAKİR ASYA ÜLKELERİ HEDEF SEÇİLİYOR
ABD ve Hindistan gibi büyük ülkelerde de faaliyet gösteren Quest, özellikle Kamboçya, Sri Lanka, Bangladeş, Afganistan, İran, Malezya, Endonezya ve Nepal gibi fakir ülkeleri hedef seçmiş. Bu gibi ülkelerde politikacı ve iş adamlarına görkemli partiler veren ve bu sayede tanınmayı başaran firma, Sri Lanka'da bazı politikacılara Monaco'da bedava tatil imkanı sunarak fakir insanların gözünü boyamış.
Nabza göre şerbet veren firma özellikle Hindistan'da yaygın bir inanış olan Hinduizm'deki fil başlı tanrı Pillayar'ı kolye başlıklarına basarak insanların dini duygularını istismar etmiş ve büyük satış rakamlarına ulaşmış. Hindistan'da halkın altın ve ziynet eşyasına düşkünlüğünden yararlanan firma, bununla da kalmayarak bu ülkedeki adını, dikkat çeksin diye şirket ismini Gold Quest diye değiştirmiş. Türkiye'de ise Quest şeklinde faaliyet gösteriyor.
İRAN'DA 600 BİN KİŞİYİ DOLANDIRMIŞ
Firmanın yaptığı en büyük vurgun ise İran'da gerçekleşmiş. Yaklaşık 600 bin kişi zengin olma hayalı ile bu firmaya üye olmuş. Daha sonra hükümetin yasaklaması ile Quest İran'daki faaliyetlerine son vermek durumunda kalmış. Firma, yurt dışında topladığı paraları garantiye almak için hemen Hong Kong'a aktarıyor.
Dünyada ve ülkemizde faaliyet gösteren bu gibi firmalar MLM yani multi level marketing (çok kademeli pazarlama) olarak adlandırılıyor. Vaat edilen saadet zincirinin üst seviyesindeki bazı insanlar para kazanırken, üyelerin büyük çoğunluğunu oluşturan orta seviye katılımcılar ise milyonlarca dolar zarara uğruyor. Hesaplandığında katılan üyelerin yüzde 95'i zarar ederken, yüzde 3 gibi bir rakam az miktarda kar ediyor, piramidin en tepesindeki yüzde ikilik kesim ise çok büyük para kazanıyor. Söz konusu mutlu azınlığın önemli bir kısmı da firmayı kuranlardan oluşuyor.
Sistem özetle şöyle işliyor: Üye olacak kişiler önceden belirlenerek toplantılara davet ediliyor. Konuyu ağ üyeleri dışında hiç kimseyle konuşmayacağınıza dair söz verdiriliyor. Üye olacak kişiler daha sonra bin 750 dolar ödeyerek ağa dâhil ediliyor. Ağa yeni iki üye kazandıran katılımcı, lider konumuna yükseltiliyor. Getirdiği her iki üye başına 250 dolar alıyor. İlk başarısında 200 dolar ikramiye veriliyor.
CİHAN MUHABİRİNİN HONG KONG'DAKİ İLGİNÇ BÜRO İZLENİMLERİ
Şirketin anavatanı Hong Kong'da, iki irtibat merkezi var. Biri merkez, diğeri ise büro. Hong Kong adası, Wan Chai bölgesindeki ofisi, aslında yok denilebilecek büyüklükte. Fenwick Caddesi Jübilee Center 12. katta var olduklarını iddia ettikleri ofise, birçok bar ve gece kulüpleri arasından, hayat kadınlarının müşterilerle pazarlık yaptığı bir sokaktan geçerek varıyoruz. Firma yasal olarak var olmasına rağmen, aslında sadece sanal ortamda mevcut ve bu ofis kolu çalışan birkaç görevlinin girip çıkması için düşünülmüş. Kısa süre içerisinde binlerce dolar kazanma vaadinde bulunan bir şirketin bu kadar küçük ve sıradan bir ofise sahip olması biraz düşündürücü?
Kapısına gittiğinizde tabelalarda bulamadığımız ofisi asansöre binen ve orada çalıştığını düşündüğümüz bir kişiyi takip ederek bulduk. İçeri girdiğimizde öncelikle ışıltılı bir vitrin göze çarpıyor. Vitrinlerin içerisinde Bernhard H. Mayer, Calvin Klein, Davidoff, Paco Rabanne ve F1 Race ürünleri gibi lüks ürünler göze çarpıyor. Ancak bunların hepsi göz boyama için yapılmış. Çünkü daha sonra bize verilen ürün kataloglarında ve internet sitesi ürün yelpazesinde bu ürünlerin çoğu mevcut değil. Amezcua marka pozitif enerji yayan ürünleri anlatmaya başlayan satıcı, çeşitli yorumlarla ürünün çok önemli olduğunu ve vücuda çok faydası olduğunu iddia ediyor.
Oysa bize verdikleri ürün kataloglarını incelediğimizde, ürünün size vaat ettiği şeyler somut değil. Yani, "faydası olmuştur, olabilir, katkı sağlar" gibi yuvarlak ifadelerle dolu. Broşürlerde kesin bir ifadeye rastlayamıyoruz. Örneğin Adıva Divine marka sahte mücevherler o kadar övülmüş ki, sanki gerçek mücevher satılıyormuş gibi her şey abartılmış. Broşürlerde gerçekmiş hissini veren fotoğraflar bir yana, göz boyamak için sahte mücevher tarihi bile anlatılmış. Ofiste bilgi almak için uzun bir süre bekledikten sonra bize adının Mark olduğu söyleyen Hint asıllı bir adam yanımıza geliyor ve ne istediğimizi soruyor. Bilgi almak ve abone olmak istediğimizi söyleyince şüpheli bakışlarla bizi süzdükten sonra küçük bir broşür çıkarıyor. Broşür, Bio-Disk adı verilen ve içtiğimiz sulardaki negatif enerjiyi yok edip temizleyen bir özelliğe sahip bir alet hakkında. Quest yetkilisi Mark, bize bu ürünü uzun uzun anlatıyor. Suların nasıl kirlendiğini anlatan bir broşür gösteriyor.
240 TL'LİK SU ARITMA CİHAZINI 825 TL'YE SATIYOR
Broşürde suların kaynaktan musluğa gelene kadar geçirdiği evreler gösterilmiş ve o kadar abartılmış ki, yaklaşık on aşamadan geçen suyun son hali çok kirli ve flu bir fotoğrafla sonlandırılmış. Halbuki gerçeği araştırdığımızda su arıtmadaki bu 10 evrenin sadece 3 adet olduğunu öğreniyoruz. Diğerleri firma tarafından uydurulmuş. Ürünü test edebilir miyiz? diye soruyoruz. Olumsuz cevap alıyor, ürünü ancak abone olursak ya da abone olmadan fahiş bir fiyatla satın alırsak kullanabileceğimiz söyleniyor. Ürünün fiyatını öğreniyoruz; tam 4290 Hong Kong doları... Ürünün büyüklüğü ise bir limon dilimi kadar. Hesaplarımıza göre yaklaşık 825 TL'ye tekabül ediyor. Eğer piyasa araştırması yapmaz ve bu ürünü alırsanız çok büyük bir zarara uğruyorsunuz. Nu-Clear adında bir firma aynı su arıtma aletini kullanarak ve aynı zamanda ekstradan başka ürünler de ekleyerek oluşturduğu bir su arıtma cihazını sadece 240 TL'ye satıyor. Firmanın sattığı ürünleri Çin'in büyük ticaret sitesi Alibaba.com'da da çok ucuz fiyatlara bulmak mümkün.
Bay Mark, özellikle büyük damacanalarda para vererek aldığımız suların da çok tehlikeli olduğunu ve bu suları da içmeden önce sattıkları aletle arıtmak gerektiği söylüyor. Damacana sularının broşürde gösterildiği gibi evrelerden geçmediğini hatırlattığımızda sessiz kalıyor ve konuyu değiştiriyor. Ayrıca büroda kullandıkları damacanada kendi sattıkları bu ürünü kullanmamaları dikkat çekiyor. Bay Mark'a bu durumu da soruyoruz. Ofiste kullanmadıklarını ama kendi evinde bu aleti kullandığını ve çok işe yaradığını söylüyor.
YIRTIK BERELİ QUEST YETKİLİSİ MARK, HAFTADA 15 BİN DOLAR KAZANDIĞINI İDDİA EDİYOR
İçeride kaldığımız süre içerisinde gelen gidenin olmaması da çok dikkat çekici. Firmanın içerisinde gezmek istiyoruz ama zaten gezecek çok bir şey yok. Sadece birkaç vitrinden oluşan bir ürün yelpazesine sahip küçük bir salondan ibaret. Özellikle bir vitrin dikkatimizi çekiyor. İçerisinde Hindu ve Uzakdoğu dinlerine ait sembollerin bulunduğu kolye ve rozetler dikkatimizi çekiyor. Aralarında Diana, Papa ve Hz. İsa'yı andıran figürlerin ve 'İsa'yı takip edin', 'Benim ışığımı takip eden karanlıkta kalmaz' gibi yazıların bulunduğu süs eşyaları ve ayrıca Hıristiyan haçı şeklinde tasarlanan birçok kolyeler de mevcut.
Hintli bir gazeteciyle bu oluşumun Hindistan ayağını da araştırdık. Aldığımız cevaplar çok korkunç. Yapımında sadece 6 gram altın kullanılan ve piyasa değeri 161 TL olan bu kolye başlıkları dini figürler basılarak hazırlanıp, bu firma üzerinden satıldığında 842 TL gibi korkunç bir rakam ortaya çıkıyor. Aynı malı Hindistan piyasasında 161 TL'ye bulabiliyorsunuz.
Bize bu işteki kar marjının çok yüksek olduğundan bahseden Mark, haftada 250 ile 15 bin ABD doları arası kâr edebileceğimizi söylüyor. Kendisinin bu işi kaç yıldır yaptığını soruyoruz. Dokuz yıldır bu işin içinde olduğunu söylüyor ve çok iyi para kazandığından bahsediyor. Ancak Hong Kong'da havaların şu günlerde biraz soğuk olmasından dolayı giymiş olduğu bere yırtık. Yani dokuz yıldır bu işin içinde olan ve haftada 15 bin dolar kazanma potansiyeline sahip birinin yırtık, eski bir bereyle gezmesi düşündürücü. (CİHAN)
SON VİDEO HABER
Haber Ara