Yüsek yargı neden susuyor?
Erzincan davasının gizli tanığı Munzur'la görüşmesi belgelenen CHP'li Ersin hakkında soruşturma başlatılmaması hukukçuların tepkisini çekerken Yüksek Yargı'dan ses çıkmadı.
16 Yıl Önce Güncellendi
2010-03-13 11:10:00
Ersin de, internet sitelerinde görüntüleri yayınlanan 'skandal buluşmayı' önce inkar etse de daha sonra doğruladı. Ancak olayla ilgili şu ana kadar ne soruşturma başlatıldı ne de yüksek yargı mensuplarından herhangi bir açıklama geldi. CHP'li vekilin, gizli tanıkla görüşmesine büyük tepki gösteren hukukçular ise Ersin hakkında Türk Ceza Kanunu'nun 281. ve 288. maddelerine göre; 'suç delillerini karartmak ve adil yargılamaya müdahale'den soruşturma başlatılması gerektiğini belirtiyor.
Emekli Başsavcı Reşat Petek, söz konusu buluşmayı 'hukukî skandal' olarak değerlendirdi. Petek'e göre; hem Ersin hem de görüşmede bulunan İlhan Cihaner'in avukatı Hamit Sekman hakkında ayrı bir soruşturma açılması gerekiyor. Eski Cumhuriyet Savcısı Sacit Kayasu da soruşturmanın gizliliğinin ihlal edildiği görüşünü dile getirdi. Emekli Savcı Gültekin Avcı ise "Eğer terör örgütüne üyeliği söz konusu ise Ersin hakkında dokunulmazlığı dikkate alınmadan soruşturma başlatılmalı." açıklamasını yaptı. Ersin-Munzur görüşmesine AK Parti'den de tepki geldi. Grup Başkan Vekili Bekir Bozdağ, internette yayınlanan görüntülerin kendisi için sürpriz olmadığını belirterek "Özellikle Yargıtay Başkanı, HSYK'nın değerli üyeleri, merak ediyorum bu çıkan görüntüler karşısında da bir bildiri yayımlarlar mı?" diye sordu.
CHP İzmir Milletvekili Ahmet Ersin'in gizli tanık Munzur ile görüşmesine en büyük tepki hukukçulardan geldi. Hukukçular, "Ersin hakkında Türk Ceza Kanunu'nun 281. ve 288. maddelerine göre; 'suç delillerini karartmak ve adil yargılamaya müdahale' kapsamında hakkında soruşturma başlatılmalı." diyor. Bu suçun cezası 3 yıl hapis. Uzmanların görüşleri şöyle:
CHP'li Ersin: Çantada pijamalarım vardı
Gizli tanık Munzur'la yaptığı görüşme ortaya çıkan CHP İzmir Milletvekili Ahmet Ersin, dün kendini ilginç gerekçelerle savundu. Munzur ile ailevî konuları görüştüğünü ileri süren Ersin, elindeki siyah evrak çantası içerisinde ise pijama ve tıraş takımı olduğunu söyledi. Ersin üzerine fazla gelindiğini belirterek "Bir daha da Erzurum'a, Erzincan'a gitmeyeceğim. Benden bu kadar." dedi. Görüşmeyi ilk başta yalanlayan CHP'li vekil, daha sonra "Ben oturuyordum, onlar yanıma geldi." diyerek itiraf etti.
Gizli tanık Munzur'la yaptığı görüşmesi deşifre olan CHP İzmir Milletvekili Ahmet Ersin, dün kendini ilginç gerekçelerle savundu. Ersin, Munzur ile ailevi konuları görüştüğünü ileri sürdü. Elindeki siyah evrak çantasının içerisinde ise pijama ve tıraş takımı olduğunu iddia etti. Üzerine fazla gelindiğini öne süren Ersin, "Bir daha da Erzurum'a, Erzincan'a gitmeyeceğim. Benden bu kadar. Bundan sonrası yargıyı ilgilendirir." ifadesini kullandı.
Ersin'in gizli tanıkla görüşmesi ilginç bir seyir takip etti. Milletvekili, görüşmeyi önce yalanladı, ancak bir süre sonra Munzur'la buluştuğunu doğrulayarak "Ben oturuyordum, onlar yanıma geldi." açıklamasını yaptı. Oysa önceki gün internete düşen görüntülerde Ersin'in gizli tanık Munzur'un yanına gittiği görülüyor. Ersin, görüşme yaptığı otelde gecelediğini; görüşmeye dışarıdan değil odasından geldiğini söyledi. Otel lobisinde bir vatandaşın gelerek kendisinden yardım istediğini, "Eşimle sorunlarım var. İşim yok. Ankara veya İzmir'e taşınmak istiyorum, bana iş bulun. Burada can güvenliğim de yok." dediğini aktaran Ersin, kendisinin de yardımcı olamayacağını belirttiğini söyledi. Ersin, elindeki çantayla ilgili olarak da "Ben odamdan çantayla indim. İçinde pijama takımım ve tıraşlığım var. Eğer çantanın içinde para varsa ve ben bunu Munzur'a vereceksem, herkesin içinde verecek kadar enayi miyim?" şeklinde konuştu. Çantayı bulunduğu yerden kendisinin değil de başkasının almasını da "Orada unuttuğum için ardımdan başkası getirdi." sözleriyle açıkladı.
Görüntülerde, tutuklanan Erzincan Başsavcısı İlhan Cihaner'in avukatı Hamit Sekman'ın da yer almasını "Bilemiyorum, kalabalık bir topluluk vardı. Sekman da belki ordadır" şeklinde açıklayan Ahmet Ersin, Sekman'la daha önce bir görüşme yaptığını ise, "Erzurum'dan geldiğimiz akşam Cihaner'in avukatıyla baroda görüştük. O akşam Cihaner'in eşiyle de görüştük." sözleriyle doğruladı. Artık konuyla ilgilenmeyeceğini kaydeden Ersin, şöyle konuştu: Yargıya müdahale ettiğimi düşünmüyorum. Ama açıkçası artık kusacak hale geldim. Bir daha Erzurum'a, Erzincan'a gitmeyeceğim. Benden bu kadar... Tutuklu kişileri özgürlüğüne kavuşturmak gibi bir şeyim yok. Benim görevim bitti, bundan sonrası yargıyı ilgilendirir."
Ersin suçüstü yakalandı, savcılar harekete geçsin
Görüntüler benim için sürpriz olmadı, yadırgamadım. Her seferinde yargının bağımsızlığını savunan CHP, yargıya en büyük baskıyı yapıyor. CHP, devam eden davaların, soruşturmaların hakimleriyle, savcılarıyla görüşme yollarını arayıp, bir kısmıyla görüşerek, tanıklarıyla görüşüp ifadelerini değiştirmeye zorlayarak, soruşturma ve kovuşturmalara bizzat müdahil oluyor. Görüntülerle ilgili cumhuriyet savcılarını göreve çağırıyorum. Bunların hepsi TCK'ya göre suçtur, savcılar bunlarla ilgili soruşturmaları başlatmak zorundadır ve burada bir tercih hakları yoktur. Öte yandan yüksek yargının, özellikle Yargıtay Başkanı ve HSYK'nın üyelerinin görüntüler karşısında bir bildiri yayınlayıp yayınlamayacaklarını merak ediyorum. CHP'nin Sayın Genel Başkanı, milletvekilleri ve partilileri, kimi yüksek yargı görevlileri nezdinde bir dokunulmazlığı haiz. Onlar ne yaparsa yapsınlar en ufak bir açıklama yok.
Hukukî bir skandal, Erzincan soruşturması kapsamına alınmalı
Emekli Başsavcı Reşat Petek: Bu görüşme, hukukî bir skandaldır. Çünkü devam eden bir dava var ve davada çok önemli delillere tanıklık etmiş birisinin hayati tehlikesi göz önüne alındığında bu şekilde deşifre olması skandalın ciddiyetini ortaya koymaktadır. Munzur'un bu görüşmeden sonra ifadesini değiştirip değiştirmediği bu davanın seyrini gerçekten etkileyecek bir gelişmedir. Munzur ile yapılan görüşme adlî bir vakadır ve suç teşkil etmektedir. Ersin'in bu girişimini savcıların soruşturma kapsamına almaları gerekir. Aynı şekilde Başsavcı İlhan Cihaner'in avukatı Hamit Sekman hakkında da ayrı bir soruşturma açılması gerekir ve avukattan savunması istenir.
Gizli tanığın başına bir iş gelirse sorumlusu CHP'li milletvekilidir
Eski Cumhuriyet Savcısı Sacit Kayasu: Bir siyasî parti milletvekilinin gizli tanık ile görüşmesi etik ve ahlakî değildir. Gizli tanıkla yapılan görüşme soruşturmanın gizliliğini ihlal etmiştir. Delillerin karartılması ve tanıkların baskı görmüş olma ihtimallerini yükselten bir görüşmedir. Soruşturmanın gizliliğini ihlal etmekten dolayı Ersin hakkında cumhuriyet savcıları tarafından soruşturma başlatılmalı. CHP'nin davadaki tavrı belli, açık bir şekilde Başsavcı İlhan Cihaner'in yanında olduğunu biliyoruz. CHP milletvekilinin bu davada Cihaner aleyhine tanıklık yapan gizli tanıkla görüşmesi şüpheleri artırmıştır. Gizli tanığın başına bir iş gelirse sorumlusu Ahmet Ersin'dir.
Görüşme, 'CHP, Ergenekon'un avukatı' iddiasını doğruladı
Emekli Savcı Gültekin Avcı: Bu görüşme, CHP'nin Ergenekon'un avukatlığını yaptığı iddialarını doğruluyor. Davası süren ve ülke gündemini meşgul eden bu hukuki süreçte bir milletvekilinin gizli tanıkla görüşmesi, temasa geçmesi hukukî değildir. Soruşturmayı yürüten cumhuriyet savcıları, Ersin'in gizli tanıkla olan görüşmesini mutlaka soruşturma kapsamına alması gerekir. CHP'nin illegal bir şekilde davaya müdahil olması, Ergenekon terör örgütü ile bir teması mı var şüphesini artırıyor. Ersin'in gizli tanıkla temasa geçmesi 'suç delillerini karartmak ve adil yargılamaya müdahale etmek' suçu kapsamına girer. Ersin'in neden müdahil olduğu açıklığa kavuşmalı, eğer terör örgütüne üyeliği söz konusu ise Ersin hakkında doğrudan dokunulmazlığı dikkate alınmadan soruşturma başlatılmalı. Terör örgütüne üyeliği söz konusu değil ise o zaman Türk Ceza Kanunu'nun 281. ve 288. maddelerine göre hakkında soruşturma başlatılmalıdır. Ersin'in soruşturma kapsamına alınması davanın selameti açısından önem arz etmektedir.
CHP, Erzincan'da yargıya meydan okudu
Haber Analiz - Habib Güler Ergenekon'un avukatlığını üstlenen CHP, örgütün Erzincan ayağındaki soruşturmaya siyaset tarihinde eşine rastlanmayacak şekilde müdahil oldu. Aralık ayında Erzincan'daki bazı MİT ve askeri personelin soruşturma kapsamında tutuklanmasıyla harekete geçen CHP'liler, bu süreçte yasaları çiğnemekten kaçınmadı. CHP lideri Deniz Baykal, olayın 'mezhepsel' yönü olduğunu savunarak 'Alevi-Sünni' çatışmasına neden olabilecek bir iddia ortaya atarken, İzmir Milletvekili Ahmet Ersin bölgeye yaptığı iki ayrı gezide adeta sanık avukatları gibi davrandı. Erzincan soruşturması, Ergenekon davası kapsamında ildeki bazı MİT ve askeri personelin önce gözaltına alınıp, ardından tutuklanmasıyla başladı. Olaya ilk andan itibaren yakın ilgi gösteren CHP yönetimi, İzmir Milletvekili Ahmet Ersin'i bölgeye gönderdi. Ersin, 20 Aralık 2009'da MİT ve askeri personeli Erzincan'da tutuklu oldukları cezaevinde ziyaret etti. Aynı gün Erzincan Başsavcısı İlhan Cihaner'le görüştü ve hazırladığı raporu Deniz Baykal'a sundu. Erzincan Raporu'na, CHP'nin şubat ayındaki Merkez Yönetim Kurulu (MYK) Raporu'nda yer verildi. Soruşturmayı yürüten Erzurum özel yetkili savcılarına sert eleştirilerin bulunduğu raporun ekleri arasında soruşturma kapsamında delil olarak kullanılan gizli dinleme CD'lerinin de yer aldığı ortaya çıktı. Mahkeme dışında bir kişinin elde etmesi ve yayınlaması suç olan bu CD'lerin rapora neden eklendiği sorusuna Ersin, "Ne olacak canım, elden ele dolaşıyor böyle şeyler." diyerek cevap verdi. Ersin, kayıtları Başsavcı Cihaner'den aldığı iddialarına "Başsavcı ile görüşmemden çok sonra bana posta ile geldi." karşılığını verdi. Ancak Cihaner'le görüşmesinden sadece 3 gün sonra Baykal'a sunduğu raporda bu kayıtların olduğu belirlendi.
Erzincan Başsavcısı Cihaner'in 16 Şubat'ta tutuklanmasının ardından CHP'liler yargıyı hedef aldı. Tutuklanma olayının ardından CHP Erzincan'a 3 milletvekilinden oluşan yeni bir heyet gönderdi. Ahmet Ersin başkanlığındaki heyet, ilk iş olarak tutuklanan Cihaner'le görüştü. Heyet, daha sonra da askeri cezaevine giderek aynı kapsamda tutuklanan Eskişehir İl Jandarma Komutanı Recep Gençoğlu ve Jandarma İstihbarat elemanları ile bir araya geldi. CHP'li vekillerin Erzincan ziyaretinde başsavcıyla ilgili ağır suçlamalar yönelten gizli tanıklarla görüştükleri ve ifadelerini değiştirmeleri konusunda baskı yaptıkları ifade edildi. Ahmet Ersin, olayı önce yalanladı sonra da bir kişiyle görüştüğünü ancak bu kişinin gizli tanık olduğunu daha sonra öğrendiğini savundu. İddialara göre Ersin'le görüşen gizli tanık Munzur, önce Jandarma tarafından bir süre alıkondu ve ifade değiştirmeleri konusunda baskı gördü. Gizli tanık Fırat ise konuya ilişkin çarpıcı ifadeler kullandı: "Jandarmalarca Erzincan Adliyesi'ne götürüldük. Pastane sahibi E.E. sürekli yanımızdaydı. Bize 'Sizi CHP milletvekilleri ile görüştüreceğim. Ankara'da yüksek hakimlerle, başsavcıyla görüştüreceğim. 'Erzurum'da baskı altında ifade verdik' diye yeniden ifade vereceksiniz. Milletvekilleri sizinle, Uğur Dündar'la birlikte görüşecekler.' dedi." Gizli tanıklar perşembe ve cuma günü Erzincan-Ankara-İstanbul hattında yoğun bir trafik yaşadıklarını, 80 bin TL karşılığında ifadelerini değiştirerek Erzurum Savcısı Osman Şanal'ı suçlamalarının istendiğini ve kendilerine 50 bin TL ödendiğini öne sürdü.
BAYKAL'IN HAMLELERİ, VEKİLLERİN OPERASYONUNU KOLAYLAŞTIRDI
Erzincan'da görüşülen gizli tanıklar ardından özel bir operasyonla Ankara'ya getirildi. Başrolde bu kez CHP milletvekili Erol Tınastepe vardı. Tınastepe, Munzur'la yaptığı görüşmeyi doğrularken gizli tanığın herkesçe tanındığını savundu. Tınastepe, şöyle konuştu: "Erzincan davasının gizli tanıkları Ankara'da yanıma gelip 'Baskı altında ifade verdik. İfadelerimizi değiştireceğiz.' dedi. Önceden baskı ile ifadeleri alındığını, yeni ifade vermek istediklerini bildirdiler. Bana gezmeye geldiklerini söylediler. Biraz da gezelim bu konuda görüş alışverişi yapalım diye Ankara'ya gelmişler."
CHP'li milletvekilleri Erzincan soruşturması süresince hukuk dışı işlere imza atarken, Baykal her fırsatta hükümetin bu süreçte yargıya müdahale ettiği tezini işledi. Böylece vekillerin hareket alanını genişletmiş oldu. CHP liderinin ilk tepkisi soruşturmayı 'tasfiye ve sindirme anlayışı' olarak nitelemek oldu. Başsavcının tutuklanmasından sonra parti genel merkezinde yaptığı basın toplantısında "İlk kez bir adliye başka bir adliyeyi basmıştır. Bu tutuklamanın yetkili bir merci tarafından yapıldığına inanmak imkansızdır." dedi. HSYK'nın Erzurum'daki savcıların özel yetkilerini kaldırmasını "HSYK gereğini yapmıştır." diyerek destekledi. Ardından şöyle konuştu: "Bu olayı yapanlar başarılı olurlarsa Türkiye'de kimse güvende olmayacaktır. Bu yaşanan olay bir kırılma noktasıdır." Tutuklamanın adeta 'bir darbe' olduğunu savunurken 20 Şubat'ta Bolu'da Cihaner'in tutuklanmasına neden olan delillerin uydurma olduğunu savundu. 23 Şubat'ta partisinin grup toplantısında Erzincan'daki soruşturmada hükümetin yargının göbeğinde olduğunu öne sürdü. 2 Mart'taki grup toplantısında şu inanılmaz cümleyi kurdu: "Başsavcı cumhuriyet kanunlarını uyguladığı için tutuklandı."
Kaynak: Zaman
Haber Ara