Dolar

34,8956

Euro

36,6577

Altın

3.010,32

Bist

10.058,63

İsraill'in Rachel Corrie cinayeti tescillendi

ABD'li bir barış eylemcisi olan ve Gazze’de bir İsrail askerî buldozeri tarafından çiğnenerek öldürülen Rafael Corrie'nin ölümünden 7 yıl sonra, ailesi İsrail'i, bugün sanık sandalyesine oturttu.

16 Yıl Önce Güncellendi

2010-03-12 23:20:00

İsraill'in Rachel Corrie cinayeti tescillendi
Jonathan Cook*

ABD’li bir barış eylemcisi olan ve Gazze’de bir İsrail askerî buldozeri tarafından çiğnenerek öldürülen Rafael Corrie’nin ölümünden 7 yıl sonra, ailesi İsrail’i, bugün sanık sandalyesine oturttu.

İsrail’in kuzeyindeki Hayfa şehrindeki bir hâkim, sunulan delillerle birlikte, Refah’taki Filistinlilerin evlerinin yıkılmasını önlemek için buldozerin önünde dururken, yasadışı bir şekilde öldürülen 23 yaşındaki Corrie’nin haklı olduğu kararını verdi.



Corrie’nin anne-babası, Craig ve Cindy, sivil eylemlerinin, kızlarının cinayetini aydınlatacağı ve nihayetinde İsrail’i, onun ölümümden sorumlu tutulacağı ümidiyle Cumartesi günü İsrail’e vardı. Aile, şayet mahkeme onları haklı bulursa, ayrıca milyonlarca dolarlık tazminat istiyor.

Ordu içi bir iç soruşturması dosyası, Corrie’nin ölümünden hemen sonra, operasyonu yürüten buldozer şoförünü ve komutanların aklayarak, kapatıldı.

Corrie, öldürüldüğünde, ona yakın duran üç İngiliz ve bir ABD vatandaşının, buldozer sürücüsünün, Corrie’nin orada olduğunu bilerek üzerine sürdüğü meselesini tartışarak, İsrail’in bu tür vakalarına meydan okuması ümid ediliyor.

İsrail, eylemcileri, İsrail’e girişlerini haber aldığında, durdurmak için çok saba sarfetmişti ancak, İngiltere ve ABD’den gelen ağır baskı neticesi, nihayetinde yumuşama gösterdi.

Filistinlilerin içinde, şiddetsiz olarak İsrail işgaline direnmek için, Corrie gibi, Milletlerarası Dayanışma Hareketi’ne (ISM) bağlı 4 örgüt daha, eylemcileri İsrail’e getirmektedir.

Washington’un Olympia kasabasından Cindy Corrie, “ailem ve ben hâlâ adalet arıyoruz. Kızımın korkunç ölümü asla olmamalıydı. İsrail ordusunun, kızımın yasadışı bir şekilde öldürülmesinden sorumlu tutulacağına inanmaktayız.”

Bir çok gözlemciye göre, Corrie’nin 2003 Mart ayındaki ölümü, aniden, İsrail işgalinin adaletsizliğinin sembolü hâline geldi. Corrie’nin, çoğu, Filistinli ailelerle birlikte yaşarken tuttuğu günlükler, dünya çapında ilgi gören bir tiyatro oyunun senaryosuna dönüştürüldü.

Bununla birlikte, liberal günlük Haaretz gazetesinde, İsrailli bir yorumcu, Corrie’nin ölümün birinci yıldönümünde, “İsrail’de, Corrie’nin adı neredeyse unutulacaktı.” Şeklinde yazdı.

Corrie’nin ailesi, mahkemenin bunu düzelteceği umudunda.

Corrie’nin hayatı ve Refah’ta yaşanan hadiseler hakkında geçtiğimiz çekilmiş Rachel filmi, yasal sürecin ortasında ve onun ölümünün 7. yılında, 16 Mart’ta Tel Aviv’de gösterime girme hakkı kazandı.



Hayfa’daki mahkemeye kadar, Corrie’nin ailesi, kızlarının ölümünün bağımsız şekilde soruşturulması ve cinayetten sorumlu kişilerin hesap vermesi için, önlerine konulmuş bir dizi idarî ve yargı duvarını aşmak zorunda kalmışlardı.

Corrie öldüğü zaman, İsrail başbakanı olan Ariel Sharon, olayın emin ve şeffaf bir şekilde soruşturulacağı sözü verdi

Ancak bu söze rağmen, ordu iç tahkikatının, buldozer operasyonundaki iki askeri suçsuz bularak temize çıkarması, ABD yetkilileri tarafından dahi büyük bir eleştiriyle karşılandı. İnsan Hakları Gözetleme örgütü Human Watch Rights “Bu karar, uluslararası hukukun esaslı, tarafsız ve şeffaflığına duyulan ihtiyaçtan çok uzakta” ifadesini kullandı.

Ordu raporunda, Corrie’nin bir tümseğin arkasına saklandığı ve buldozerin asla ona temas etmediğini yazdı. Rapor “Corrie’nin üzerine toprak kaydığı için kirlik ve taşlı bir karışımın altında kaldığını” yazıyordu.

Şahitlikleriyle ilgili hiçbir yorumda bulunmayan, dört eski Milletlerarası Dayanışma Hareketi (ISM) yöneticisi, bu haftaki mahkemeye gelecekler.

Ancak, fotoğraflı delilerle desteklenmiş önceki şahit ifadeleri, ordunun beyanını tartışmalı hâle getirdi. Fotoğraflar, Corrie’nin turuncu floresan bir ceket giydiğini ve elinde bir megafon tutarak, saatlerce buldozerin önünde durduğunu, gösteriyor. Fotoğraflara ayrıca, Corrie çiğnendikten hemen sonra, cesedi üzerindeki buldozerin markasını gösteriyor.

Corrire öldürüldüğünde hemen yanında bulunan İngiliz bir eylemci Tom Dale, o öldükten 2 gün sonra, Corrie’nin yakındaki bir tümseğin tepesine çıktığını ve oradaki aktivistlere, buldozeri sürücüsünü durdurmaları için bağırdığını, yazdı.

Dole, buldozerin “Corrie’yi iterek, önce kepçesiyle altına aldığını, sonra bıçaklarıyla altına aldığını ve en sondan üzerinden geçerek, bütün bedenini sürücü kabinin altına kadar götürdüğünü” yazdı. Onlar, Corrie’nin bedeni ters dönmeden birkaç saniye üzerinde bekledi, sonra, bıçakların baskısıyla bedeni ters çevirdiler ve böylece Corrie’nin vücudu ikinci defa sıyrıldı.

2007 yılında bir ABD mahkemesi, Corrie’nin ailesinin, kızlarının ölümüne ve İsrail’in düzenli olarak Filistinlilerin evlerini yıkmasına sebep olan D-9 buldozerlerini, bu ülkeye sattığı için Caterpillar firmasına yönelik olarak açtığı davayı reddetti.

Bu haftaki duruşma, ABD Adalet bakanlığının tavsiyesiyle, Corrieler tarafından 2005 yılında açılan özel dava dosyasının neticesidir.

Corrie Hanım “bu mahkemenin ayrıca, İsrail işgali yüzünden hayatlarını kaybeden veya ağır bir şekilde sakatlanan binlerce kişinin hesabının sorulma ihtiyacına emsal teşkil edeceği ve şiddete başvurmadan, İsrail’i kınayan insan hakları savunucularına karşı girişilen saldırılara dikkat çekeceği ümidindeyiz” dedi.
Corrie Hanım, kızlarının ölümü şartları hakkında “yanlış bilgilendirmelere ve yalanlara” tahammül göstermek zorunda kaldığını da, belirtti. Aile ayrıca, İsrail’i, davanın zaman aşımına uğraması için, yargı sürecini oyalama yollarına gitmekle suçladı

İsrail her ne kadar 4 ISM (Milletlerarası Dayanışma Hareketi) şahidini kabul ettiyse de, Corrie’yi tedavi eden, Gazze’deki Filistinli doktor Ahmed Ebu Nekira’nın mahkemeye gelmesini veya video konferans yoluyla sorgulanmasını kabul etmedi.



İddianame, İsrail hükümetini, Corrie’nin kasıtlı olarak öldürülmesinden sorumlu olmak ve askerlerin silahsız göstericilere karşı muamelesini önemsemekle, suçlarından her ikisiyle suçluyor.

İsrail, “savaşın kanunlarından olan” ordunun eylemlerinden mesul tutulamayacağını çünkü Corrie’nin kendisini umursamaz bir tehlikeye attığını, açıkladı.

Corrie’nin öldürüldüğü zamanlarda, üç İngiliz- Iain Hook, Tom Hurnland ve James Millar—İsrail ordusu tarafından vurularak, ölümcül derecede yaralandı. Corrie’nin ölümünden bir ay sonra, sadece, Refah’ta vurularak yaralanan, başka bir ISM gönüllüsü Hurndall hadisesinde, bir askeri olaydan suçlu bulan ve cezalandıran soruşturmaya izin verdi.

Corrie ailesinin avukatı Hüseyin Ebu Hüseyin, Corrie’nin ölümündeki, cenaze dahil, tedavi masrafları, yargılama masrafları ve uçak biletleri masrafları olarak 324 bin ABD doları istediklerini ifade etti.Ailenin avukatı, ailenin buna ek olarak, çektikleri acıların telafisi, Rachel’in kaybolan kazançlarının telafisi ve devletten, hukukî ceza tazminatını da içeren genel bir tazminat isteyeceğini de açıkladı.

Son haftalarda, ISM’nin Batı Yakasında’ki ofisi, İsrail askerleri tarafından birkaç kez baskına uğradı, baskında bilgisayarlar ve dökümanlara el konuldu.

Ebu Hüseyin Bey, mahkemede, sivillere yanında çalışmaması gereken, D-9’un özel el kılavuzunu ve bir hukuki kararı devlet olarak ihmal eden, Corrie’nin otopsisinde bulunması gereken ABD Büyükelçiliği temsilcisini, tartışıyor olacağını ifade etti.

*Jonathan Cook, İsrail’in Nazaret şehrine yerleşmiş bir gazeteci-yazardır. Son kitapları: “İsrail ve Medeniyet Çatışması: Irak, İran ve Orta Doğu’yu Yeniden Şekillendirme Plânı- “Israel and the Clash of Civilisations: Iraq, Iran and the Plan to Remake the Middle East” (Pluto Pres yayıncılık) ve “Yokolan Filistin: İnsan Ümidini Kıran İsrail’in Tecrübeleri- Disappearing Palestine: Israel's Experiments in Human Despair”(Zed Books). Cook, Paletsine Chronicle’ sitesinin dayanışmacı bir yazarıdır.

Bu makale Fazıl Duygun tarafından timeturk.com için tercüme edilmiştir.


Haber Ara