Dolar

34,8827

Euro

36,7517

Altın

3.042,74

Bist

10.058,47

Türkiye kendi Heronlarını üretebilir

Türkiye bugün İsrail’in uçaklarından çok daha gelişmiş insansız hava araçlarını üretecek teknolojiye sahip. Peki Türkiye Heronları hala neden İsrail’den alıyor.

16 Yıl Önce Güncellendi

2010-03-09 14:55:00

Türkiye kendi Heronlarını üretebilir
Cemil Ertem'in yazısı...

Ulusal ordular devri (niye) bitiyor

F-35, diğer adıyla, Joint Strike Fighter (JSF) projesi ABD’nin geliştirdiği en pahalı ve en kapsamlı savaş sanayii yatırımı. Ama ABD bu projeyi tek başına yürütmüyor. Aralarında Türkiye’nin de bulunduğu sekiz NATO ülkesi, yaklaşık 400 milyar dolarlık bu savaş projesine ortak. Ama şimdiye değin, F-35 projesinin başına gelmeyen skandal kalmadı. Projenin sır olması gereken birçok yönü ortalığa döküldüğü gibi, projeye ortak olmayan Çin’in ve Rusya’nın, projenin birçok ayrıntısını, bildiği ve F- 35’lerden çok daha gelişmiş uçaklar üzerinde çalıştığı ortaya çıktı. JSF projesinin maliyeti tartışılırken yapılan bir simülasyon tatbikatında Rus uçaklarının F-35’lerden çok daha marifetli olduğu da görüldü.

Böylece, ek yatırım ve teknoloji maliyetleriyle yarım trilyon dolarlık bir bütçeye ulaşan proje, tartışılan bir yatırıma dönüştü. Şimdi hem ABD Savunma Bakanlığı hem de projenin ana yürütücü firması Lockheed Martin şaşkın. Aslında JSF projesi o kadar önemli ve iddialı bir proje ki, NATO bu yatırıma, 21. yüzyılın ilk 50 yıllık bölümünde projenin sahibi ülkelerin savaş gücü olarak egemenliğini kesinleştirecek ve ürettiği teknoloji ile bu ülkeleri bir adım öne çıkartacak bir güç gösterisi olarak bakıyordu. F-35 projesine NATO’nun bu kadar umut bağlamasının bir başka nedeni de, ağ merkezli savaş kavramına yanıt vermesi. Yani F-35’ler tek bir komuta merkezinden idare edilemeyecek. Uçaklardaki yazılım “dost” ülkeleri ve güçleri vurmayacak şekilde oluşturulabiliyor. Uçaklar yine “dost” bilgi ağlarına girip her türlü veriyi anında sistemlerine dâhil edebiliyorlar.

F-35’lerle ilgili en önemli bilgi bu uçakların ABD’nin ürettiği son insanlı savaş araçları olması. ABD, artık F-35’ten sonra tamamen insansız sisteme geçiyor.

Ama burada çok büyük bir sorun var. F-35 projesi çerçevesinde üretilen tüm bilgiler anında dünyanı herhangi bir yerinde benzer bir şekilde üretilebiliyor.

Bırakın F-35’lerin yazılım sistemlerini, F-35 sonrası insansız hava araçlarının yazılımları ve teknolojileri ABD ile birlikte, Hindistan’da, Rusya’da, Çin’de hatta Türkiye’de şu sıralar üretilmeye çalışılıyor ve üretiliyor.

Türkiye deyince şaşırdınız değil mi; şaşıracak bir şey yok. Bilginin sonsuz ve kesintisiz hiçbir sınıra takılmadan en ücra köşelere kadar girdiği bir dönemdeyiz. Türkiye de bu durumdan azade değil ki.

ABD’de MIT’de bilgisayar yazılımı ve uçak teknolojileri okuyan bir Türkün ya da bir İranlının insansız hava araçlarının yazılımımı geliştiremeyeceğini söyleyebilir misiz? Hatta şu sıralar, Hindistan’daki birçok üniversite yazılım teknolojilerinde ABD’den iyi. ABD, ikinci savaş sonrası geliştirdiği teknolojiyi artık saklayamıyor.

JSF projesi bunu ortaya koydu. Size bir şaşırtıcı gerçek daha; Türkiye İsrail’den insansız hava aracı (Heron) alıyor değil mi; ama Türkiye bugün İsrail’in uçaklarından çok daha gelişmiş insansız hava araçlarını üretecek teknolojiye sahip ve bunu, belki inanmayacaksanız ama Türkiye’de KOBİ düzeyinde firmalar yapıyor.


Peki, biz niye İsrail’den alıyoruz derseniz; onu herhalde birileri yanıtlar. Bu konunun ilgilileri, kim yapıyormuş görelim derlerse ben onlara adres veririm.

Tabii bir de şu gerçek var: Artık yapılan silahların yazılımlarını siz üretmiyorsanız, aslında silah almıyorsunuz demek bu. Çünkü bütün silah sistemleri nihai yazılım komutu ile işlevlerini sonlandırırlar.

O komutu da silahı alan değil, yazılımı üreten bilir.

Bu durumda, Türkiye’nin yazılımını üretmediği sistemler aslında “bağımsız” sistemler değil. Başka bir deyişle o silah sizin envanterinizde ama onu, isterse size karşı, size satan kullanabilir.

Ama bunu tersi de olabilir tabii. Şimdi, İran gibi ülkeler de, bağımsız silah sistemleri üretebilir. (Üretiyor zaten.) Ya da üretilmiş silah sistemlerinin yazılımına girip onları devre dışı bırakabilir.

O zaman bu durum kaçınılmaz bir sonuca götürüyor bizi: Ulusal ordular artık küresel sistem için bir saatli bomba. Çünkü bunların hegemon güç tarafından denetlenmesi, ulaşılan teknoloji ağları çerçevesinde mümkün değil. Yani şu aşamada kimse kimseden üstün değil; oraya geldik. O zaman bütün silah sistemleri ulusal ordular tarafından değil, NATO tarafından geliştirilecek ve NATO giderek genişleyen bir küresel sistem (Küresel Dünya Silahlı Gücü) olacak.

Yani küresel kapitalizmin havuzunda olan her ülke silah gücünü ve iradesini NATO’ya teslim edecek. Rusya, Çin, hepsi... Bu açıdan mesela JSF projesi artık Rusya ve Çin olmadan tamamlanamaz ya da tamamlansa bile bir şey ifade etmez. Yeni bir detanta (pat durumuna) vardık.

Sonuç:

1) Ulusal ordular devri kapandı, şu sıralar Türkiye’de asker vesayeti tartışmaları, en çok beş yıl sonra “vay be neler için kafa göz yarmışız” tartışmalarıdır.

2) Türkiye, bundan böyle, dünyanın çatısında üretilen bütün yeni teknolojileri aynı anda üretecek durumdadır.

3) Ülkeler arasında teknoloji rantından doğan zenginlik farkının sonuna geldik. www.cemilertem.com

Kaynak: Taraf

SON VİDEO HABER

Kassam, İsrail askerlerini araçlarıyla birlikte imha etti

Haber Ara