Dolar

34,8725

Euro

36,7751

Altın

3.048,45

Bist

10.123,54

Dünya Basınında Bugün

Dünyada meydana gelen olaylarla ilgili önemli gazete, dergi ve internet sitelerinde yer alan haber...

16 Yıl Önce Güncellendi

2010-03-09 10:04:00

Dünya Basınında Bugün
NEW YORK TIMESÜlkenin önde gelen gazetelerinden New York Times, küresel mali krizin etkilerinin hafiflemesine karşın piyasalardaki kaygıların tam olarak giderilemediğini yazıyor.

Yunanistan’ın tam bir mali kaosun eşiğinde titrerken Avrupa’nın büyük bir kısmını da beraberinde dibe doğru çekme tehdidini doğurduğu belirtiliyor.

Bu fiyaskoda Wall Street’in oynadığı rol de sert bir şekilde eleştirilerek şöyle deniyor : " Önce Yunanistan’ın Goldman Sachs’tan ve diğer bankalar ile bir takım anlaşmalara giderek kamu borçlarını gizlemeye çalıştığı yönünde haberler geldi.Sonra söz konusu bankalardan bazılarının takas usulüne giderek Avro’da düşüş beklentisine girdikleri anlaşıldı.

Avrupalı liderler, Yunanistan’daki krizin araştırılması için çağrı yaparken Amerikan Merkez Bankası FED’in Başkanı Ben Bernanke, Kongre’ye şu açıklamada bulundu " Wall Street’in Yunanistan ile anlaşmalarını inceliyoruz ".. Bu olaylara tamamen seyirci kalmaktan iyi ancak yeterli değil..

Piyasaların adil ve şeffaflık içinde hareket etmesi gereken Amerika Birleşik Devletleri’nde sorunun daha büyük olduğu görülüyor. Bu özel ve karmaşık mali araçların bankalar arasında gizlice el değiştirmesi kaygıları artırıyor.

Gerçek bir mali düzenleme dolayısıyla kontrolden söz etmek mümkün olmuyor.Borç verme ve almalar piyasalardaki düzenlemelerin yeterli olmaması nedeniyle risk grubuna giriyor.

Ayrıca bazı piyasalarda ana paralara ilişkin limitlerin göz ardı edilmesi, bankaların kontratları üzerinden ödeme yapması müşterilerin gerçek kar oranlarını hesaplamalarını imkansız kılıyor.

Büyük bankalar, büyük karlar sağlıyor.Bunun nedeni ise temel olarak şeffaflığın olmaması..Obama yönetimi de bunun farkında.Bu yüzden geçtiğimiz yıl bir reform önerisi sundular ancak sert bir direniş ile karşılaştılar.Hazırlanan öneride de yasal boşlukların olduğunu söylememiz gerekiyor.

Yönetim ve Temsilciler Meclisi, döviz takasına ve borçlanmaya dayalı 50 trilyon dolarlık bir pazarı düzenlemenin dışında tutma eğiliminde..Bunun nedeni halen açıklanmadı."

FINANCIAL TIMESİngiliz Financial Times gazetesi, dünyanın en büyük petrol şirketlerinin İran’a akaryakıt satmaktan vazgeçtiğini yazdı.

Gazete, dışarıdan günde 130 bin varil yakıt alan Tahran’a bu miktarın yaklaşık yarısını sağlayan 3 enerji şirketinin akaryakıt satışını durdurduğunu belirtirken, ’’bunun yaptırım tehditlerinin ve Washington’un perde arkasında yürüttüğü çabaların bir sonucu olduğu’’ yorumunu yaptı.

İran’ın dünyanın en büyük petrol üreticilerinden biri olmasına rağmen, rafinelerin kötü durumda olması ve cömertçe sübvanse edilen benzine aşırı talep nedeniyle dışarıdan günde 130 bin varil yakıt aldığına dikkati çeken Financial Times, üç enerji şirketinin ’’siyasi risk’’ nedeniyle satışı durdurduğunu kaydetti.

Gazete, İran’ın bunun üzerine Dubai ve Çin’deki küçük şirketlere yöneldiğini belirterek, ’’Amerikan olmayan şirketlerin İran’a benzin satışı yasal. Ancak Amerikan yönetimi, İran’ın nükleer silah peşinde olduğu gerekçesiyle bunu da yaptırımlar kapsamına almak istiyor. Petrol şirketleri ise konuyla ilgili yorum yapmak istemiyor’’ ifadesine yer verdi.

MOSKOW TIMES
Moscow Times gazetesinde Rusya’daki ekonomik duruma ilişkin bir yazı yer alıyor.

" Putin ve Avrupa Aynı Kriz Sayfasında" başlığı atılan yazıda , ekonomik krizin beklendiği gibi sosyal huzursuzluğa yol açtığı belirtiliyor.

Hükümet yetkilileri ve gözlemcilerin, geçen yılın ortasında krize karşı kazandıklarını deklare ettikleri zaferden çoğu işçinin istediği sonucu alamadığı yazılıyor.

Rusların, birkaç istatistiki verideki iyileşme ve şirketlerin daha fazla kazanç elde ettiklerini gördükleri ayrıca krize karşı yardım olarak hükümetin cömertçe dağıttığı paraların da neredeyse suyunu çektiği kaydediliyor.

Yazı şöyle devam ediyor : " Başbakan Vladimir Putin, gösteriş havasında, işadamlarını azarlamak ve onları toplum için yararlı işler yapmaya zorlamak dışında fazla birşey yapmadı.Bunu yaparken hükümetin kendilerini desteklemek için oluşturduğu fonları anımsattı.Bu çabaların sonucu baştan belli idi.

İş adamları, duyguları ile değil çıkarları ile hareket ederler.İş alanındaki çıkarları etkilenmediği sürece çağrıların anlamı yoktur.Dünya genelinde bu tür sorunlar görülüyor.

Liberal ekonomistler, yeni bir mali gerilemenin önüne geçmenin yolunu şirketlere daha fazla para vermek , onların borçlarını silmek ve satılmamış ürünlerini almak olduğunu ileri sürüyorlar.

" Piyasanın görülmez eli " çalışmayı reddederken tüketici talebinde artış görülmüyor.

Rusya’daki durum "en kötü" olmaktan uzak.Yunanistan ve İspanya’daki mali çöküş, bazı zorunlu ve istenmeyen önlemleri gündeme getirdi.

Moskova’daki yetkililer bu tür önlemleri tartışmayı bile reddediyorlar.Konu grevler ya da diğer itirazlar değil.İzlenen politikanın kendisi sorunları çözemiyor.Bu yüzden krize karşı bir zafer, yeni sorunlara yol açacaktır."

HAARETZ
Haaretz gazetesinde " Barış İstenmiyor" başlıklı bir yazı göze çarpıyor. Yazıda şu ifadelere yer veriliyor : " İsrail, Suriye ile barış istemiyor.Arkasına saklandığımız maskeleri çıkaralım ve değişim için gerçeği söyleyelim. Şunu kabul edelim ki gülünç " Barışa Karşılık Barış " dışında bize uyan hiçbir formül yok..

Yine kabul edelim ki en azından ve ne olursa olsun Golan Tepeleri’nden vazgeçmek istemiyoruz..Tüm tarafları, arabuluculukları ve çabaları unutalım.

Gerçekle yüzleşelim.Barış istemiyoruz, 70’lerdeki bir İsrail pop şarkısı gibi "Kafamız istediği gibi hareket etmek istiyoruz "

Türkiye’ye güvenilmediğini, Suriyelilerin de "şer ekseni"nin parçası olduğunu söylüyorsunuz.Golan’da ortalık sessiz.Bu toprakları ve oradaki mineral sularını ne kadar sevdiğimizi biliyorsunuz.

Bu baş ağrısından kurtulmak isteyen sadece şu anda iktidardaki aşırı sağcı hükümet değil...Önceki yönetimlerden bazıları da Golan’dan çekilmeye kalktılar.Ancak son anda fikirlerini değiştirdiler.

Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad barıştan konuştuğunda diyoruz ki "Bunlar boş sözler ! " Ama kendisini İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad ile gördüğümüzde " İşte gerçek bu ! Suriye’nin gerçek yüzü bu! " diye konuşuyoruz..

Esad, Ahmedinejad ile gazetecilere görüntü verirken " İsrail saldırısına karşı hazırlıklı olmalıyız " dediğinde..Sadece bunu dediğinde hemen İsrail’i tehdit etmekle suçlanıyor .

Suriye ile gerçekten barış istemediğimize kanıt mı arıyorsunuz ? Şu ana kadar istediğimizi söyleyen tek bir İsrail Başbakanı çıkmadı.

Sina’da yaptığımız ve Mısır ile barışı sağlamada olduğu gibi Golan’da aynı şeyi yapmaya ve gerçek barışı sağlamaya kararlı bir İsrail Başbakanı çıkmadı..

Niye hep bu karta sarılmak ve sonunda onu kullanmak zorundayız ? Sonuçta Suriye’nin yanıtı olumsuz olursa Golan’ı bırakmak zorunda değiliz..Peki ya olumlu yanıt verirler ise ? Bunu niye düşünüp Suriyelilere umut verici açıklamalar yapmıyor ve barışın peşinden koşmuyoruz ?

Şunu da ekleyelim..Amerika Birleşik Devletleri de barışı yeterince istemiyor..İsrail’e yeterince baskı uygulamıyor.Ancak şunu unutmayalım " Barış olmadığı takdirde bu tehlikeli coğrafyada oturacak olanlar Amerikalılar değil biziz..."

Haber Ara