Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

'Önce Türkiye'yi düşünmeliyiz'

Arınç, yaptığı açıklamada Başbakan'ın basın konusunda yaptığı açılamaların özgürlüklerin kısıtlanması değil birlikte daha iyi bir Türkiye için seferber olmak amaçlı olduğunu belirrti.

16 Yıl Önce Güncellendi

2010-02-27 15:46:00

'Önce Türkiye'yi düşünmeliyiz'
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, resmi temaslarda bulunmak üzere Suriye'ye gitti.

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Atatürk Havalimanı'nda gazetecilerin sorularını yanıtladı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Türk basınında yankı bulan sözlerini değerlendiren Bülent Arınç, "Piyasalardaki kritik dengelerin istikrarsızlığa yol açabilecek bir takım yazılar, sözler ve yorumlarda zarar görmesi yani istikrarın bozulması ihtimali sayın başbakanı böyle bir konuşma yapmaya sevk etmiştir" dedi.

Resmi temaslarda bulunmak üzere Suriye'ye gidecek olan Arınç, yolculuk öncesi Atatürk Havalimanı VİP Salonu'nda gazetecilerin sorularını yanıtladı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) İl Başkanları Toplantısı'nda medyaya yönelik yaptığı eleştirilere gelen tepkilerin hatırlatılması üzerine Arınç, kendisinin de konuşmayı dinlediğini ve bunun basın özgürlüğüne karşı darbe veya ona karşı bir müdahale olarak yorumlanmaması gerektiğini belirtti.

Bütün dünyanın küresel bir ekonomik kriz içerisinde olduğunu hatırlatan Arınç, "En yakında komşumuz Yunanistan'ın durumunu görüyoruz. İspanya'nın durumunu görüyoruz. ABD'de başlayan ve sonra Avrupa'ya sıçrayan bu krizin pek çok finans kuruluşlarını batırdığını pek çok büyük şirketlerin kapasite daralması sebebiyle real sektörde büyük sıkıntıya uğradığını hep beraber biliyoruz. Türkiye bu krizi en az zararla atlattı ve bunu başardı. Ancak krizin etkileri bütünü ile geçmiş değil. Sayın Başbakan'ın şikayeti şudur, bildiğim kadarı ile görüştüğümüz kadarı ile. Maalesef özellikle son Türkiye'de yaşanan gelişmeler sebebi ile yani bunu bir takım gözaltılar, suçlamalar, sayın cumhurbaşkanımızın başkanlığında Çankaya köşkünde yapılan zirve toplantısı, parlementodaki çatışmalar, tartışmalar, Türkiye'de bir siyasal gerginliğin mevcudiyeti, bir kısım gazetelerimiz ve bir takım köşe yazarlarımız, sürekli bu gerginilik ve kriz üzerine yazınca ekonomi bundan olumsuz etkileniyor. Yani şunu rahatlıkla hepimiz görebiliyoruz ki borsada inişler, yüzde 6.5 seviyesine vardı. Dolarda yükseliş var. Zaten çok kritik olan ekonomideki dengelerin bu tür felaket telalığı sayılabilecek yazılar, çiziler, yorumlar sebebi ile ekonominin zarar görmesi ihtimali sayın başbakanı da beni de fevkalede üzüyor ve endişeye sevkediyor. Bu basın özgürlüğüne bir darbe veya ona karşı bir müdahale olarak yorumlanmamalı. Gazetecilerimizin basın mensuplarımızın de bir sorumluluk altında ve yazılarını çizmeleri ve yorum yapmaları gerekitiğini ifade etmiştir.

Hepimiz önce Türkiye'yi düşünmeliyiz. Sadece felaket telalığı yaparak ekonomiye verilecek zararların siyasal hayatımıza verilecek zararların elbette önlenemez hale gelmesi hepimizi korkutuyor. Piyasalardaki kritik dengelerin istikrarsızlığa yol açabilecek bir takım yazılar, sözler ve yorumlarda zarar görmesi yani istikrarın bozulması ihtimali sayın başbakanı böyle bir konuşma yapmaya sevketimiştir. Yoksa yıllardan beri bir siyasetçi olarak , geçmişte bir belediye başkanı olarak basınla iç içe olmuş ve basın özgürlünü herkesten daha fazla savunmuş bir başbakanın, doğrudan basın özgürlüğünü hedef almasını hiç kimse düşünmemelidir. Böyle bir şeye kesinlikle ihtimal vermiyorum. Ama her Türk yurttaşı ister basın mensubu olsun, ister başka bir meslek mensubu olsun Türkiye'de ekonomik krize siyasal istikrarsızlığa yol açabilecek bir takım kriz senaryolarını üretmekten de lütfen vazgeçsin. Bu yurtseverliğin de vatanseverliğin de bence bir gereğidir. Yoksa basına her zaman ihtiyacımız var. Ve basın her zaman özgür olmalıdır" dedi.

Bir gazetecinin, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'a, "28 Şubat'ın 13. yıldönümü. Dönemin Genelkurmay Başkanı Hüseyin Kıvrıkooğlu, 28 Şubat ne kadar sürecek sorusuna '100 bin yıl sürecek' şeklinde cevap vermişti. O bin yıl bitti mi sizce?" seklindeki sorusuna şöyle cevap verdi: "O zamanki yetkili olduğunu söylediğiniz kişi 1000 yıl sürecek demişti. Görüyorsunuz 10 yıl bile sürmedi. Türkiye demokratikleşiyor, özgürleşiyor. Türkiye AB standartlarında bir hukuk ve demokrasi standardını yakalıyor. Artık Türkiye'de demokratikleşme, özgürlüklerin alanını genişletme elbette bundan sonra çok daha güçlü olacak. Hiçbir zaman olumsuzluklarla karşılaşmayacağımızı ümit ediyorum. Türkiye'de bütün sosyal kesimler bundan sonra çok daha özgür yaşayacaklar" şeklinde konuştu.

Kaynak:Yenişafak
SON VİDEO HABER

Uçakta olay çıkarıp, 'Türkiye'yi satın alırım' diye tehdit etti

Haber Ara