Mossad efsanesi Dubai'de çöktü
Mossad, Arap muadillerinin başarısızlığı sayesinde efsaneleşmişti. Dubai'nin bu efsaneyi yıkmasının ardından, Batı'nın Mossad'la ilişkilerini gözden geçirmesinin vakti geldi.
16 Yıl Önce Güncellendi
2010-02-26 10:04:00
İsrail, Hamas komutanı Mahmud el Mabhuh’u Dubai’de öldürerek büyük bir zarara uğradı; bu zarar sadece teröre başvuran, Batılı müttefiklerini sırtından vuran ve terörist eylemlerini kolaylaştırmak için müttefiklerine ihanet eden bir devlet imajının ortaya çıkmasından kaynaklanmıyor. Zira Batı’nın onayladığı ve Arapların da aldanarak inandığı Mossad hurafesi de çöktü.
İsrailliler kendilerini Batı dünyasına, terörle savaş, casusluk ve aşırılıkçı gruplara nüfuz etme uzmanı olarak sundu. Mabhuh suikastıysa, aslında geri kalmış bir ekole ait olduklarını ve modası geçmiş yöntemler izleyen ‘amatörlerden’ ibaret kaldıklarını ispatladı. Mossad yalanının çökmesiyle birlikte, ‘İslamcı terör’e karşı savaştaki sözde rolleri sebebiyle Batı ülkeleri tarafından korunan ‘Arap diktatörleri yalanı’ da çöktü. Zira bu diktatörlerin yolsuzlukları ve baskıcı güvenlik organları söz konusu ‘terör’ artırıp tehlikesi katladı. Dolayısıyla, Batı’nın söz konusu müttefiklerinin varolmayan, hatta ters etkiye yol açan ‘uzmanlık’ları karşısında ödediği fatura da katlanıyor.
Lieberman’ın yüzü kızardı
Mossad şöhretini çalışanlarının dehası sayesinde değil, Arap muadillerinin zayıflığı sayesinde elde etmişti. Arap organları, halka gıda ve para olarak dönmesi gereken korkunç bütçeleri tüketmelerine rağmen, birçok sebepten ötürü bir başarısızlıktan ötekine geçiyorlar. Bu sebeplerin başında, bütün ilgilerini ve çabalarını rejimi korumaya ve yolsuzluklarını uzatmaya yoğunlaştırarak vatanı ve vatandaşı koruma misyonundan sapmaları geliyor. Mabhuh suikastındaysa Mossad ajanlarının, Dubai’nin uyanık ve çağdaş güvenlik organına kıyasla amatör öğrencilere dönüştüğünü gördük.
Mossad hücresinin suikast başarısına dair ilk haberlerin gelmesinin ardından sevinerek ve kibirlenerek tavus kuşu gibi kabaran İsrail Dışişleri Bakanı Avigdor Lieberman’ın yüzü, İrlandalı meslektaşının karşısında asılmıştı. Zira İrlanda dışişleri bakanı kendisini, bu terör suçunda pasaportlarının kullanılması ve kundaktaki çocuğu bile ikna etmeyecek basit yöntemlerle yakasını kurtarma amaçlı
ümitsiz girişimleri dolayısıyla azarlamıştı.
Eğer bu eylemin arkasındaki güç Mossad değilse, Avrupa dışişleri bakanları niçin İsrailli meslektaşlarını açıklama yapmaları için Brüksel’e çağırıyor? Eğer İsrail Lieberman’ın iddia ettiği gibi masumsa, niçin Britanya, İrlanda ve Fransa aynı amaçla başkentlerindeki İsrail elçilerini çağırıyor?
1950’den kalma bir film gibi
Mossad’ın sözde efsanesi, Dubai emirliğinde alçaltıcı bir şekilde yıkıldı. Zira şöhreti öldürme ve terör üzerine kurulu olan bu organın liderleri son derece aptal. Dünyanın geliştiğinin, kendi yöntemlerinin ve uzmanlıklarının geri kaldığının, saygınlıklarının da hâlâ taş devrini yaşayan Arap organlarını korkutmak için kasıtlı olarak abartıldığının farkına varamadılar.
Mossad’a bağlı 20 kişi, turist olarak yılda milyonlarca kişinin ziyaret ettiği ılımlı ve barışçı bir Arap ülkesinde silahsız bir kişiye suikast yapmak için donatılıyor. Buradaki yaratıcılık nerede? Eylemi yapanların görüntülerini izlediğimde, 1950’li veya 60’lı yıllara ait siyah-beyaz bir Mısır filmi izlediğim hissine kapıldım. İstihbarat ajanları şapka veya peruk takmışlar, tenis kıyafetleriyle dolaşıyorlar, sakal veya bıyık bırakmışlar. Görünüşe göre, 1500 kameranın bulunduğu, otellerinin bütün koridorlardaki ve lobideki karıncaları bile tespit eden kameralarla donatıldığı bir şehirde olduklarını bilmiyorlar.
Yolcu listeleri Mossad’a gönderiliyor
Batılı hükümetler, sözde terörle savaşlarında güvenilir bir araç olarak dayandıkları İsrail’in sahte güvenlik efsanesini tamamen gözden geçirerek, Mossad’ın açık başarısızlığından dersler çıkarmalı. Kimliklerini ve terör örgütlerine bağlı olup olmadıklarını tespit etmek için uçaklardaki Arap ve Müslüman yolcuların isimlerini en önemli referans olarak gördükleri Mossad’a göndermeleri bu hükümetler için utanç verici. Üstelik bu referans başarısızlıklar ve öldürücü hatalarla dolu.
Arap hükümetleri de, Mossad’ın birçok Arap başkentindeki suikast eylemleriyle temsil edilen yeni ihlallerini engellemek için bütün güvenlik organlarını ve çalışma yöntemlerini gözden geçirmeli, Dubai’deki başarısız eylemden dersler almalı. Arap güvenlik organları, iktidarla aynı aşiretten veya akraba oldukları için değil, yeterlilikleri sayesinde atanmış samimi çalışanlara muhtaç.
Mossad efsanesi yıkıldı. Arap rejimleri şu an olduğu gibi vatanın ve vatandaşın aleyhine değil lehinde çalışınca bu efsane tümüyle ortadan kalkacaktır.
*Londra’da Arapça yayımlanan Kuds ül Arabi gazetesi, genel yayın yönetmeni, 23 Şubat 2010
Kaynak: Radikal
Haber Ara