Irak seçimleri kaos mu barış mı getirecek?

Irak’ta 7 Mart’ta düzenlenecek parlamento seçimleriyle ülkenin önünde iki yol belirecek. Yollardan biri barış ve refaha giderken, diğeri 2003 yılındaki ABD işgali ardından başlayan kanlı mezhep çatışmalarının yarattığı kaos ortamını geri getirebilir.

ABD ve Birleşmiş Milletler (BM) yetkilileri genel seçimlerin Irak’ta bir zamanlar hakim olan Sünni Müslümanları tekrar politik sürece katmasını ve isyancı tutumlarını sürdürmekte inat eden Şiilerin yatışmasını umuyor.

Yeni hükümet Irak’taki son ABD askerinin de ülkeden çekileceği 2011 sonunda göreve gelecek ve dünyanın üçüncü en büyük petrol rezervine sahip ülkesi olan Irak’ta yabancı şirketlerle imzalanan milyarlarca dolarlık petrol anlaşmalarının semeresini sürecek.

Öte yandan, seçimler ABD askerleri ülkeyi terk ettikten sonra Irak’ta nasıl bir demokrasi anlayışının geçerli olacağı ve bu demokrasinin daha otokratik Ortadoğu ülkelerinin kaderini nasıl etkileyeceği konusunda da fikir verecek.

MEZHEP AYRILIKLARI SORUNU

Sünnilerin toplumunun önde gelen isimleri dahil birçok adayın, Saddam Hüseyin’in Baas partisiyle bağlantısı olduğu öne sürülerek seçim dışında bırakılması, Irak’ta mezhep ayrılıklarının güçlenmesine neden oldu.

Ülke içindeki şiddet geçmişe göre oldukça azaldı. Ancak seçimler güvenlik güçlerinin zayıflıklarını ortaya koyan Bağdat’taki intihar saldırıları ve Şii hacılara yönelik bombalı saldırıların arttığı bir dönemde yaşanıyor.

Son yapılan seçimlerde bir araya gelen Şiiler, Başbakan Nuri el Maliki’nin eski müttefiklerinin yardımına ihtiyacı olmadan da kazanabileceğine inanarak tek başına seçime gitmeye karar vermesiyle bölünmüş durumda.

Bu adım tamamen mezhep ayrılıklarına dayanan politikalardan bir adım ötede. Ancak bu durum seçim sonrasında hiçbir aday hükümet kuracak çoğunluğu sağlayamazsa bir karışıklığa neden olabilir. Hatırlanacağı gibi 2006 yılında da siyasi boşluk yüzünden Irak mezhep savaşlarının pençesine düşmüştü.

HALKA UMUTSUZLUK HAKİM

Irak halkının hükümetin son dört yıldaki yolsuzluklarından ve başarısızlıklarından dolayı içine düştüğü büyük umutsuzluk 18.9 milyon seçmenin sandıklara gitmesini önleyebilir. Diğer yandan yaşanması muhtemelen saldırıların yarattığı korku da seçmenleri engelleyebilecek bir diğer faktör.

Ülkenin pek çok noktasına seçim günü sadece birkaç saatliğine elektrik verilecek. Diğer yandan, Sünnilerle Şiileri birbirlerinden korumak için inşa edilen güvenlik duvarlarının labirente çevirdiği pek çok mahalleye haftalar boyunca çöp arabaları uğramayacak.

Hasan Yusuf, 40 yaşındaki bir Sünni Iraklı, “İş yok, sadece bombalama var” derken, oy kullanmayacağını, çünkü geçen seçimde oy verdikleri insanların kendileri için hiçbir şey yapmadığını ifade etti.

Ülkede şiddet sona erdi ancak Irak hala yıkıntı durumunda. Nüfusun en az yüzde 18’i işsiz. Birleşmiş Milletler’in tahminlerine göre kamu sektörü ülkedeki iş imkanlarının üçte ikisini sunuyor.

Şu anki hükümet küresel petrol firmalarıyla 10 adet anlaşma imzaladı. Bu anlaşmalar sayesinde Irak dünyanın en büyük ham petrol üreticisi Suudi Arabistan’a rakip olacak ev savaş sonrası yeniden yapılandırma sürecinde kullanılmak üzere milyarlarca dolarlık gelir elde edecek.

Bağdatlı politik analiz Hazım el Naimi, 7 Mart seçimlerinin Irak için son durak olmadığını, ancak politik dönüşümde bir dönüm noktasını temsil ettiğini belirtti. Naimi, “Seçimler şüphesiz tam istikrarlı bir politik sistem getirmeyecektir ancak sitemin değişimini sağlayacak tohumları ekecektir” dedi.

Mart ayında yapılacak genel seçimler öncesinde farklı mezheplerin ağırlıklı olduğu Irak bölgeleri, ülkenin geleceği için belirsizlik yaratıyor.

Kaynak: Reuters

Irak seçimleri kaos mu barış mı getirecek?

İşgalden bu yana ilk bağımsız seçimlerin düzenleneceği Irak'ta, ya demokrasiye doğru bir adım atılacak ya da işgal sonrası kaos dönemine dönülecek.