Hukukçular: Başbuğ da o dosyaya girer
TSK'nın da onayladığı ses kaydını değerlendiren hukukçular, ortak bir görüşte birleşti...
16 Yıl Önce Güncellendi
2010-02-21 08:53:00
Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un internete düşen ve Genelkurmay tarafından doğrulanan ses kaydındaki sözleri tartışma konusu oldu. Boğaziçi Avukatlar Derneği Başkanı Bilal Çalışır, Başbuğ'un "Ben izin vermeseydim n.. girerlerdi" sözlerinin görevi kötüye kulanma anlamına geldiğini ve dava dosyasına gimesi gerektiğini söyledi.
"Kozmik oda"ya girilip girilmemesinde Genelkurmay Başkanı'nın izin verme yetkisinin bulunmadığını ifade eden Çalışır, "Kozmik odaya, adli yargı mercileri tarafından yürütülen soruşturma çerçevesinde adli yargı mensupları girebilirler. Genelkurmay Başkanı'nın izin vermeme gibi bir yetkisi yok. Sanırım kendi askerlerine moral vermek için böyle bir beyanatta bulundu" dedi.
ÖYLE BİR YETKİSİ YOK
Çalışır, "Ben izin vermeseydim n.. girerlerdi” şeklindeki açıklamanın 'kişinin görevini kötüye kullanmak gerekçesiyle suç teşkil edebileceğini belirtti. Başbuğ'un Çukurambar soruşturması kapsamında ifadesinin alınması gerektiğini de söyleyen Çalışır, "Çukurambar'da gözaltına alınan subaylara görev veren kişinin kendisi olduğunu söylemesi o soruşturma kapsamında ifadesinin alınması gerektiğini ortaya koyuyor. Hangi gerekçeyle bu araştırmanın yapıldığını belirtmeli" dedi.
KAYIT DİKKATE ALINMALI
Hukukçular Birliği Başkanı Sinan Kılıçkaya da "Bu takiple ilgili soruşturma Ankara'da sürüyor. Bu soruşturma dosyası yürütülürken, çıkan son ses kaydı da dikkate alınmalı artık. O ses kaydı gerçekten Genelkurmay Başkanı Başbuğ'a ait ise bir şekilde Genelkurmay Başkanı da o dosyanın içine girmiş oluyor. Çünkü Genelkurmay Başkanı'nın bir başbakan yardımcısını takip ettirme gibi bir görev ve yetkisi yoktur" değerlendirmesinde bulundu.
HUKUKU SİNDİREMİYORLAR
Avukat Ergin Cinmen ise, "Ben izin vermeseydim kozmik odaya girilemezdi" sözünü, "Hâlâ ordunun hukuk devletini içine sindiremeyişinin açık bir ifadesi" olarak yorumladı. Başbakan Erdoğan'ın bu noktada devreye girmesi gerektiğini ileri süren Cinmen, "Ses kaydıyla ilgili Başbakan'ın etkin rol oynaması mümkün olabilir. Çünkü Genelkurmay Başbakanı, Başbakan'a bağlı değil ama ona karşı siyaseten sorumludur. Bu anlamda Başbakan'ın bu konuda yetkilerini kullanması bana göre gereklidir" diye konuştu.
ÜLKEDE ŞARTLAR DEĞİŞTİ
Demokrat Hukukçular Derneği Başkanı Avukat Halil Doğan da, ses kaydındaki görüşlere hiç şaşırmadığını belirterek "Maalesef kendilerini ülkenin sahibi saydıkları için yaptıkları her şey normal, hukuka uygun kabul ediyorlar. Artık ülkede şartlar degişmiştir. Devlet memurlarının yetkilerini -devlet ve millet aleyhine- kötüye kullanmaları devri bitmiştir. Kötülük yapanın yanına kâr kalmayacaktır" dedi.
Doç. Dr. Önder Aytaç ise konuşmayı kaydedip sızdıranların Ergenekoncular olduğundan şüphesi olmadığını söyledi. Aytaç, "Askerin içindeki Ergenekoncu yapı, İlker Başbuğ'u da harcama pahasına hükümete karşı mücadele etmek ve devletin rejimine müdahale etmek istiyor" diye konuştu.
SON DERECE VAHİM BİR OLAY
Bir ülkenin Genelkurmay Başkanı’nın, o ülkenin Başbakan Yardımcısı’nı takip ettirmesi son derece vahim bir olay" diyen Diyarbakır Baro Başkanı Emin Aktar, Başbuğ'un "İzin vermeseydim n.. ararlardı" sözünü ise şöyle değerlendirdi: "
CMK'nın 125. maddesinde, devlet sırrı niteliğindeki belgelerin aranması ile ilgili hüküm var. Bu tarz yerlerin hakim kararı ve hakim tarafından yapılacağı ve iddia edilen suçla ilgisi olan belgelerin soruşturma dosyasına konulacağı, diğerlerinin ise dosya arasına alınmayacağı hükme bağlanmış. Bu düzenleme dışında bir düzenleme yok. Bunun hakimden kaçırılabileceğini gösteren bir düzenleme yok. Yasada yer aldığı gibi de, hakim kararıyla arama yapıldı ve aramayı hakim yaptı. Burada usule aykırılık yok. Ancak Türkiye'deki gerçekliği göz önünde bulundurulduğunda, evet arama Genelkurmay Başkanı’nın izniyle oldu. Örneğin devlet sırrı niteliği olmamasına rağmen savcı, Erzincan'daki 3. orduya alınmadı."
BUGÜN
SON VİDEO HABER
Haber Ara