Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

'Evet fırsat kaçtı, çözüm mini paket'

Gül'ün 'Yeni anayasa fırsatı kaçtı' sözlerine katılan TBMM Başkanı Şahin, çözümün mini paket olacağını belirtti.

16 Yıl Önce Güncellendi

2010-02-17 08:56:00

'Evet fırsat kaçtı, çözüm mini paket'
TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin, bu Meclis'in Anayasa değişikliği dahil her türlü hakka sahip olduğunu, ancak şu konjonktürde toptan Anayasa değişikliğinin imkansız olduğunu söyledi. Kısmi değişikliğin ise mümkün olduğunu kaydeden Şahin'in önerileri şöyle:

VENEDİK KRİTERLERİ: Bana göre, kısmi değişiklik paketinde, Anayasa'da siyasi partilerin uyacağı kuralları düzenleyen 69. maddesi, Venedik Kriterleri göz önünde bulundurularak değiştirilmeli. Yani şiddet ölçüsünün getirilmesi gerektiğini düşünüyoruz. AB ülkelerinde gelinen nokta bu. Yargı reformu adı altında birtakım değişiklikler yapılabilir. Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun (HSYK) yapısı, Anayasa Mahkemesi'nin üye sayısının artırılması gibi. Anayasa Mahkemesi üyelerini TBMM'nin seçip seçmemesi konusunda ise tartışma içine girmeyeyim. 'Meclis seçsin' diyen var, 'Meclis seçmesin diyen var.'

YÜZDE 10'LUK BARAJ DEVAM ETSİN: Tüm siyasi görüşlerin, aldıkları oy oranına göre TBMM'de temsil edilmesi için 'Türkiye milletvekilliği' konusunun da çok ciddi olarak gerektiğine inanıyorum. 100 milletvekili, partilerin aldıkları oy oranına göre taksim edilebilir. Ben barajın (yüzde 10) şu haliyle muhafazasının istikrar açısından daha doğru olduğu kanaatindeyim. Temsilde adaletle ilgili bir takım itirazları 'Türkiye milletvekilliği' ile isale edebiliriz.

YAŞ KARARLARININ DENETİMİ: YAŞ kararlarının tamamını mı yargı denetimi dışında bırakalım, yoksa terfi-tayin gibi konuları, yargı denetimine sokarsak, 'askeri disiplini bozar mıyız' diye kuşkularım var. Diyelim ki bir komutan, falanca yere tayin edildi. Yargıya gitti, karar aldırdı. Bu karmaşaya neden olabilir. Ben bu alanın mensubu değilim, ama objektif olarak dışardan bir kişi olarak düşündüğümde böyle mahsurları olabileceği endişesini taşıyorum. 'Tayin, terfi dışındaki YAŞ kararları yargı denetimine açıktır' denebilir. İhraç edilen kişinin yargı kararıyla dönüşünün askeri disiplini bozup bozmayacağını sorarsanız, orada bir fazla bir sakınca görmüyorum. Bunun faydalarının, mahsurlarının iyice ortaya konup bir değerlendirme yapılmasında fayda var. Aynı şekilde Cumhurbaşkanı'nın tek başına yaptığı tasarruflar da tartışmalıdır. Onun da yargı denetimine açılması, demokratik hukuk devletine daha uygun olabilir diye düşünüyorum.

ATATÜRK KAYGISI TAŞIYORUM DERSİM NASIL FARKLI
DEĞERLENDİRİLİYORSA:


İstiklal Mahkemesi zabıtlarının halka açılması için 'şimdilik' kaydını düştüm. Bu uzunca bir süre daha gizli kalacak, hiç açıklanamayacak anlamına gelmiyor. Bizzat ben yarın (bugün) gidip bakacağım. 12 milyon belge var, bunlar araştırmacıların hizmetine sunulacak. Tamamen açılmaları ise biraz zaman daha alacak. İstiklal Mahkemesi zabıtlarıyla ilgili karar verecek olan benim. Bakacağım... Onu da büyük bir ihtimalle açarız. O günün şartlarına bakıldığında doğru gibi görünen şey, şimdi son derece yanlış olabilir. Nasıl ki Dersim'le ilgili hadiseler bugünün koşullarında farklı değerlendirilmiştir, ama 2010 yılında çok daha farklı değerlendiriliyor. Herkes 'Böyle bir şey olmamalıydı, yanlış' diyebiliyor. O dönemki yöneticilerin yanlış yaptığını mı söylemek istiyorsunuz diyenler oldu. İstiklal Mahkemesi arşivlerini de bu anlamda değerlendirmek lazım. Şu ana kadar hiç incelemedim. Bunların açıklanması acaba yeni tartışmaları gündeme getirebilir mi kaygısı taşıyorum. Bu dönem tabii ki Cumhuriyetin ilk yılları Atatürk var, cumhuriyetin kurucu kadroları vardır. Acaba o dönem, o şahıslar eleştiri konusu olabilir mi hassasiyetini taşıyorum. Mustafa Kemal Atatürk'ün eleştiri konusu yapılmasını arzu etmiyorum. Örneğin biri çıkar derki, 'Yaşananlara bu da seyirci kalmış' diyebilir.

BİR DOKUNULMAZLIK ANISI

KAMU işçisinin sahip oldukları haklara memurların da sahip olması gerektiğini söyleyen Şahin, 'Anayasa'da 'işçiler' tabiri yerine 'çalışanlar' tabiri getirilirse sorun çözülür' dedi. Şahin, ombudsmanlık müessesesi, yani kamu denetçiliğinin de kurulması gerektiğini, birçok AB ülkesinde olduğunu belirtti. Ombudsmanlık'ın bir Osmanlı kurumu olduğunu savunan Şahin, bir de anısını anlattı: '2001'de 34 maddelik bir Anayasa değişikliği paketi hazırlamıştık. Uzlaşma Komisyonu üyesiydim. Tüm maddelerde, 400'ün üzerinde oy çıktı. Ancak dokunulmazlığı düzenleyen 83. maddede tek kelimelik bir değişiklik yaptığımız halde, vekillerden destek çıkmadı. Herkes, 'dokunulmazlığı kaldıralım' diye konuşuyor. Ama iş gizli oylamaya gidince, vekiller destek vermiyorlar, yaşayarak gördüm.'

YSK kendiliğinden harekete geçmez

BAŞKAN OLMASAM KONUŞURDUM: YSK, Cumhurbaşkanlığı seçimi sathı mahalline girilmeden böyle bir konuya girmez. Önüne bu konu ile ilgili bir müracaat gelmeden, YSK bunu kendiliğinden gündem yapmaz. Yani re'sen ele alacağını zannetmiyorum. Benim Adalet Bakanı olduğum dönemde gelen değişiklik tasarı değil bir Anayasa değişikliği teklifiydi. Burhan Kuzu açıklama yaparken, sanki aceleye getirildi anlamı çıkabilecek şeyler söyledi. Ben bu konuda bir şey söylemem, taraf olmak istemiyorum. Meclis Başkanı olmasam birçok şey elbette söylerdim. Bu konuda bir görev üstlenmemi gerektiren bir durum görmüyorum.

(Akşam)

SON VİDEO HABER

Uçakta olay çıkarıp, 'Türkiye'yi satın alırım' diye tehdit etti

Haber Ara