Bakanlar Kurulu'nda neler konuşuldu
Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek Bakanlar Kurulu toplantısının ardından yaptığı açıklamalada CHP'nin verdiği gensoruya büyük tepki gösterdi.
16 Yıl Önce Güncellendi
2010-02-15 19:37:00
Çiçek, Başbakanlık Merkez Bina'daki Bakanlar Kurulu Toplantısı'nın ardından yaptığı açıklamada, Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış'ın, AB'ye üyelik sürecine ilişkin bilgi verdiğini söyledi. Çiçek, ''2010 yılı içerisinde hem İspanya dönem başkanlığında, arkasından Belçika dönem başkanlığında bu alanda daha hızlı mesafe almak istiyoruz'' dedi.
Çiçek, Bağış'ın yurt dışında bazı temasları bulunduğunu anımsatarak, ''Başta İngiltere olmak üzere. Ayrıca yurt içinde de yine bu sürecin desteklenmesi ve bilgilendirmesiyle ilgili olarak da bir kısım inanç gruplarıyla yapılmış toplantılar var hafta sonunda. Onlarla ilgili bilgi sundu'' diye konuştu.
Devlet Bakanı Hayati Yazıcı'nın da kamu görevlilerinin sendikal ve demokratik haklarıyla ilgili Abant'ta yapılan bir toplantıya ilişkin bilgi verdiğini anlatan Çiçek, şöyle konuştu:
''Sayın Başbakanımızın hafta sonu Katar'a yaptığı ziyaret var. Bu önemli bir ziyaret. Hem oradaki toplantılar hem de Katar yetkilileriyle yaptığı toplantılar ki bunun özünde ikili ilişkiler özellikle ekonomik alanda, Türkiye'ye körfez sermayesinin transferi bakımından bu ziyaretler önem arz ediyor. Bir kısım ortak yapılacak işler var. Bu çerçevede yapılan toplantılar ve görüşmelerle ilgili Bakanlar Kurulu'na bilgi verildi.
Bazı kanun tasarıları var idi. Onlar bir değerlendirme konusu yapıldı. Nihayete ermediği için o konularda bilgi vermeyeceğim. Önümüzdeki Bakanlar Kurulu toplantısından sonra belki onları açıklama imkanımız olacak. Ayrıca iç ve dış gelişmelerle ilgili bir değerlendirme yapılmıştır.''
Hükümet Sözcüsü, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, CHP'nin İçişleri Bakanı Beşir Atalay hakkında vereceğini duyurduğu gensoru önergesiyle ilgili olarak, ''Hukuken sorunlu birisinin, sorunlu açıklamaları üzerinden bu türlü beyanlar gündeme getirilecekse, bu hakikaten gensoru önergesinin, önemiyle, ciddiyetiyle bağdaşır bir durum olmaz'' dedi.
Çiçek, Bakanlar Kurulu toplantısına ilişkin açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.
''Edirne'deki sel ile ilgili bir değerlendirme yapılıp yapılmadığına'' ilişkin bir soru üzerine Çiçek, ''Bugün Bakanlar Kurulunda görüşmedik'' diye konuştu.
Kendisinin, dün Edirne Valisi'ni aradığını belirten Bakan Çiçek, Afet ve Acil Durum Başkanlığınca Edirne ve muhtemel yerleşim birimleriyle ilgili gerekli çalışmaların yapıldığını dile getirdi. Valiliklerle yakın temas içinde olduklarını anlatan Bakan Çiçek, yapılacak işler ve alınacak tedbirler konusunda zaten çalışıldığını bildirdi.
Geçen hafta da Antalya'da bir sel yaşandığını anımsatan Bakan Çiçek, konunun ilgili birimlerce yakından takip edildiğini kaydetti.
CHP'nin İçişleri Bakanı Beşir Atalay hakkında gensoru önergesi vereceğinin hatırlatılarak, yöneltilen soruya da Çiçek, şu karşılığı verdi:
''Gensorunun içeriğini bilmiyorum. Ben de ajanstan ve dünkü açıklamalardan anlıyoruz ki böyle bir gensoru önergesi verilecek. Böyle bir gensorunun içeriği nasıl doldurulacak bilmiyorum. Bilmeden bir değerlendirme yapmak da en azından eksik olur diye düşünüyorum. Basına yansıyan şekliyle söylemek gerekirse, gensoru önergeleri çok önemli önergelerdir. Eğer bu denetim mekanizması, içi iyi doldurulmadan gerçekten çok haklı, çok doğru sebeplere dayanmadan verildiği taktirde bu denetim müessesesi de aşınmış olur.
Eğer Habur ile ilgiliyse, yazılanlardan ajanslardan öyle anlaşılıyor, o olay olalı 4 ay oldu. Olay sıcaklığını sürdürürken bu tür önergeler verilir. Olay sıcaklığını sürdürürken genellikle bu tür önergeler verilir. 4 ay geçtikten sonra basındaki bir kısım haberlere bakılarak veriliyorsa, yani hukuken sorunlu birisinin, sorunlu açıklamaları üzerinden bu türlü beyanlar gündeme getirilecekse, yani 'biri attı, biri tuttu' gibi bir manşette var bugün, bu hakikaten gensoru önergesinin, önemiyle, ciddiyetiyle bağdaşır bir durum olmaz. Ama içeriğini bilebilirsek ona karşı da ne diyeceksek zaten, hükümet olarak veya ilgili bakanlık olarak o gün Meclis'te bunları değerlendirmiş olacağız.
Ama şunu açıkça ifade etmek isteriz. Türk yargısı bağımsız bir yargıdır. Buna her defasında vurgu yapıyoruz. Yargıyı zan altında bırakacak, töhmet altında bırakacak hiçbir beyanı biz doğru kabul etmeyiz, bu doğru değildir. Türkiye'nin hakimleri ve savcıları gerçekten canını dişine takarak bu ülkede görev yapıyorlar. Özellikle bu türlü bölgelerde, kamu düzenini tesis etmeye, yasaları uygulamaya, suç işleyen varsa bunları hukuk çerçevesinde yargılamaya çalışıyorlar. Bunların moralini bozacak, zan altında bırakacak değerlendirmeler fevkalade yanlış olur. Hele hele bu değerlendirmelerin temelinde hukuken sorunlu ve sorumsuz birinin beyanı söz konusu olacaksa bunun üzerinde ayrıca durmakta da fayda var.''
AA
SON VİDEO HABER
Haber Ara