Diziler, Türkçe'ye düşman
Güzel konuşma uzmanı Tülin Erduran, Türkiye'de yabancı sözcüklerin her alanda kullanılmasının ve televizyon dizilerinin, Türkçeyi anlaşılmaz hale getirdiğini bildirdi.
16 Yıl Önce Güncellendi
2010-02-14 11:08:00
Söz konusu dizilerin, heyecan, aşk, ihanet, babasız çocuk, gelenek, töre, kin ve çeşitli entrikalarla insanları ekran karşısına tutacak konuları işlediğini ve büyük bir izleyici kitlesine sahip olduğunu kaydeden Erduran, 'Ancak, söz konusu dizilerde konuşmalara hiç dikkat edilmiyor' dedi.
Dizilerde, Türkçede olmayan 'lan' kelimesinin dahi kullanıldığını belirten Erduran, 'Bu konuşma biçimi cep telefonları ve internet sohbetlerinde yaygınlaştı. 'yamuk yapmak' gibi yanlış ve yersiz sözcükler dilimize yerleşti. Dildeki moda sözcükleri ve kalıpları kullanma hızı ve yaygınlığı, diğer modalara uymaktan daha fazla ve etki alanı daha geniş' diye konuştu.
Türkçenin güzel konuşulmasına, toplumun her kesiminin dikkat etmesi gerektiğini vurgulayan Erduran, şöyle devam etti:
'Özellikle toplumun önde gidenleri, konuşmalarını 'vizyon', 'misyon', 'performans', 'trend', 'konjonktür' gibi sözcüklerle yoğurmakta. 'Mega' projelere imza atacaklarını söyleyince hemen alkışlanıyorlar, ancak, bu sözcükler resmi yazı ve konuşmalarda asla kabul görmez. Türk Dil Kurumu sözlüğünde, 'in' ya da 'out', 'okey' gibi kelimeler yer almıyor. Yağsız süt, yoğurt demek varken, 'light' süt, yoğurt ve ekmek ifadeleri kullanılıyor. 'Hiper' ve 'super' marketlerde, 'light erkek'ler bile var. 'Metroseksüel' olanlar basının gözdeleri.
Çiçekçinin yerini 'flowers center', dönercinin yerini 'dönerchi' aldı. Yeme, içme, giyinme, alışveriş ve konaklama yerleri Türkçe ad alırsa ve hizmetlerini Türkçe verirse iyi iş yapamayacağı endişesi taşıyor. Sanatçıların 'sahne aldığı' gösteri ve konserler, sporcuların 'start aldığı' yarışlar medya desteğiyle neredeyse doğrulanacak. Unutmamalıyız ki dil düşüncenin ürünüdür.'
'GÜNLÜK HAYATIMIZIN HER TARAFINDA YABANCI SÖZCÜKLER VAR'
Günlük hayatın her tarafını yabancı sözcüklerin sardığını vurgulayan Erduran, 'Evimizi döşerken bile, salona bir 'lambader' koyuyoruz, yanına 'relax TV koltuğu', karşısına bir 'berjer', yere bir 'Ottoman' desenli halı, 'lunch açılan yemek masası' ve 'bistro sandalye'ler gerekli. Zaten temizliği çoğunun adı Türkçe olmayan 'deterjan'larla yapıyoruz. Satıyorlar, almayalım mı yani?' dedi.
Gazetelerin spor sayfalarında yazarların kariyer yarıştırdığını ifade eden Erduran, şunları kaydetti:
'En çekişmeli 'play-off'lar anlatılıyor, karizma zaafından söz ediliyor. Atlar, at yarışları, 'rally' gibi konular ise ancak ilgililerin anlayabileceği kıvamda. Daha da önemlisi Türkçe sözcükleri yabancı sözcükler kadar yanlış ve yersiz kullananlar mevcut. 'Süre' ve 'süreç' bu örneklerin başını çekiyor. Özellikle siyasetçilerin dilinde 'müddet' yerine 'süreç' bolluğu var. Artık 'süre' derse yanlış konuşacağını sanan o kadar çok kişi var ki.'
Türkçe konuşmayı isteyenlerin, doğru ve güzel yazan dil bilimcilerinin kitaplarını okuması gerektiğini belirten Erduran, 'Türkçeyi anlaşılmaz kılan kullanım alanlarından birisi de televizyon ekranlarındaki alt yazılar. Ayrıca özel televizyonlardaki program adları anlamından uzaklaştı, reklam dilini de aştı. Bu konuda 'Canlı Gaste' en hoyrat örneklerden birisi' dedi.
Erduran, artık gençlerin 'chat'leşirken dilinin ne denli çetrefilleştiğini, yanlışları saymakla çözüme ulaşamadıklarını kaydederek, doğru düşünüp, doğru konuşmak ve doğru yazmak gerektiğini, bu şekilde fikirlerin etkili olacağını belirtti.
(AA)
SON VİDEO HABER
Haber Ara