Dünya Basınında Bugün
Dünyada meydana gelen olaylarla ilgili gazete ve dergilerde yer alan haber yorum ve analizler...
16 Yıl Önce Güncellendi
2010-02-11 07:47:00
ABD’nin önde gelen gazetelerinden New York Times’da "Bütçe Açığı Hakkındaki Gerçek" başlıklı bir yazı göze çarpıyor. Yazı şöyle:
"Sadece 2011 mali yılı için 1.3 trilyon dolar olarak hesaplanan bütçe açığına ilişkin rakamlar gerçekten nefes kesici... Daha nefis kesici olan ise Cumhuriyetçilerin, Bush döneminin ekonomiyi olumsuz etkilediğini inkar etmeleri... George Bush ve Cumhuriyetçilerin önderliğindeki Kongre, özellikle varlıklı kesime yönelik olarak vergi indirimlerine yol vermiş, ayrıca harcamalar çok az bir denetimle yapılmıştı. Eğer o tarihte, sıkı bir denetim uygulansa ve Kongre, söz konusu vergi indirimleri için yıllar harcamasaydı, bugün bu kadar derin bir çukurun içinde olmazdık. İşte, Cumhuriyetçiler bu gerçeği kabul etmeye yanaşmıyorlar. Ancak sorun bu kadarla bitmiyor.
Ekonominin gidişatı hakkında endişeleri devam eden ve işlerini kaybetmekten korkan Amerikalılar, Cumhuriyetçilerin bu gerçeği kabul etmeden yaptıkları bu konuşmalardan doğal olarak etkileniyorlar. Evet, şurası bir gerçek ki Amerikalılar, bu büyük bütçe açığı dahil bir takım nedenlerden dolayı endişeli olmalılar. Fakat yalın ekonomik gerçek şu: İşsizliğin yüksek olduğu, ekonomik büyümenin ise kırılgan olduğu bir dönemde, hükümetin yapacağı son şey harcamaları kısmak olmalıdır. Aksi yöndeki bir hareket, sorunların büyümesinden başka işe yaramaz.
Öte yandan bunların hiçbirinin, hangi partiden olursa olsun politikacıları sorumluluktan kurtardığını söyleyemeyiz. Kısa süre sonra açığı azaltmak için zor kararlar vermek durumunda kalacaklar. Karşılıklı suçlamalar ise sorunların çözümüne katkı sağlamaz. Bu nedenle Başkan Obama, çözüm önerilerinin değerlendirileceği komisyona Cumhuriyetçileri de davet etti. Ortak hareket edilmez ise ekonomik sorunlar ve halkın mali endişeleri artacaktır."
Washington Post, ABD’yi Vuran Kar ve Fırtınaya Odaklanıyor
Amerikan Washington Post gazetesinde ise Amerika Birleşik Devletleri’ndeki olumsuz hava şartlarına ilişkin bir haber yer alıyor. Haber şöyle:
"Ülkenin kuzeydoğusunu bir hafta içinde etkisi altına alan kar fırtınası, New York bölgesine ulaştı. Yoğun kar yağışı nedeniyle okullar tatil edildi, mahkemeler ve Birleşmiş Milletler çalışmalarına ara verdi. Evlerinden dışarı çıkmak zorunda kalanlar, beklenmedik ölçüde sert bir hava ile karşılaştılar.
Washington’da otobüs seferleri durma noktasına geldi. Yolcular, halen işleyen birkaç otobüse binmek için adeta yarıştı. 230 bin federal çalışan evlerinden çıkamadı. New York’ta aslında meteorolojiden uyarı gelmişti. Ancak şehir sakinleri, gece pencerelerden dışarı baktıklarında sadece hafif bir kar yağışı gördüler. Sabah saatlerinde ise apayrı bir manzara hüküm sürüyordu.
Şimdiye kadar asla çok fazla karın birikmediği Times Meydanı gibi yerlerde dahi beyaz ve kalın bir tabaka göze çarpıyordu. Kar kalınlığı kentin kimi yerlerinde 40 santimetreye ulaştı. Ulaşımın aksamaması için büyük özen gösterildi. Hatta metro hattında kullanılan trenler, gece tünellerde bırakıldı. Böylece donmaları önlendi.
Belediye Başkanı Bloomberg, nadir olarak başvurduğu bir önleme yöneldi ve okulların kapatılması için talimat verdi. Mahkemeler de kapatıldı. Sadece bazı özel durumlar için duruşmalar yapıldı. Böylece New York kenti tarihinde ilk kez mahkemeler kar yağışında önlem olarak kapatılmış oldu. Ülkenin orta-batı kesiminden çıkan soğuk ve yağışlı hava Chicago’yu da teslim aldı."
Guardian: "Binlerce Kişi İşlerini Kaybetmekle Karşı Karşıya"
İngiliz Guardian gazetesi, İngiltere’de, üniversitelerin işten çıkarma hazırlıkları yaptığını ve binlerce kişinin işlerini kaybetme riski ile karşı karşıya olduğunu yazıyor. Haber özetle şöyle:
"Ülke çapında üniversiteler, öğretim alanında görev yapan binlerce kişinin işine son vermeye, kampüsleri kapatmaya, çeşitli kursları iptal etmeye hazırlanıyor.Gerekçe ise kamudan kendilerine ayrılan kaynaklardaki azalma... Kimi üniversiteler, profesörleri işten çıkarıp onların yerine yeni mezunlara iş vermeyi planlıyor.Kimileri ise önde gelen bir takım inşa projelerini ertelemeyi düşünüyor.
Bu planlar, bazı üniversiteler de şimdiden tepki doğurdu. Grevlerin görülebileceği, derslerin ve sınavların aksayabileceği kaydediliyor."
Guardian’ın röportaj yaptığı çeşitli üniversitelerden kıdemli isimler, İngiliz üniversitelerinin "Amerikan tarzı sözde özelleşmiş kurumlara" dönüşmekte olduğu uyarısında bulundular. Bütçe kesintileri yüzünden üniversitelerin işten çıkaracağı kişi sayısının 15 bini geçebileceği de belirtiliyor.
Haaretz: "Karar Anı Yaklaşıyor"
İsrail’in Haaretz gazetesinde ise "Karar Anı Yaklaşıyor" başlıklı bir yazı yer alıyor. Yazıda, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun bir konferansta yaptığı konuşmadan söz ediliyor.
Bu konuşmada, Netanyahu’nun, İsrail ile Filistinliler arasındaki görüşmelerin önümüzdeki haftalarda Washington’un arabuluculuğu ile tekrar başlayabileceğini söylediği hatırlatılıyor. Kısa süre sonra Amerika Birleşik Devletleri Dışişleri Bakanı Hillary Clinton’ın da bir açıklama yaparak görüşmelerin odak noktasını, toprak takası ile 1967 sınırları olarak tanımladığı yazılıyor.
Bu formülün, önceki İsrail hükümetinin Filistinliler ile görüşmelerinde temel teşkil ettiği ancak bugünkü İsrail hükümetinde yer alan Likud partisinden milletvekillerininn çoğunun görüşü ile çeliştiği belirtiliyor. Söz konusu vekillerin, İsrail’in özellikle Batı Şeria’da olmak üzere toprak konusunda ödün vermesine kesinlikle karşı çıkan bir lobiye destek verdiklerinin altı çiziliyor.
Kabinedeki Likud’lu bakanlardan Netanyahu dahil sadece 3 ismin, bahsi geçen lobiye destek vermediği kaydediliyor. Yazı şu ifadelerle devam ediyor:
"İsrail’in Batı Şeria’dan tümüyle çekilmesi merkezinde gerçekleşmesi halinde bu görüşmeler, Netanyahu’yu iki yönden sıkıştıracaktır. Netanyahu, ’Land of Israel’ lobisinin istekleri doğrultusunda bir çizgi izler ise Amerikan yönetimi ile çatışmaya girecek ayrıca uluslararası toplum tarafından ’barış karşıtı’ olarak eleştirilecektir.
Öte taraftan, Amerikan Dışişleri Bakanı Clinton’ın çizdiği yolda gider ise bu kez de kendi partisinin yanısıra diğer sağcı koalisyon ortaklarının eleştirilerine hedef olacaktır. Sonuç olarak artık bazı zorlu kararlar verme zamanı yaklaşıyor. Netanyahu, artık cesurca bir duruş sergilemeli ve açıkça koalisyon ortaklarına demeli ki: ’İşgal altındaki topraklardan çekilmeli ve Yahudi yerleşim yerlerini boşaltmalıyız’ "
Frankurter Algemayne Zaytung: "Alman Ekomonisinde Umut Verici Gelişmeler Var"
Alman Frankurter Algemayne Zaytung gazetesi de küresel krizin Almanya’nın ekonomisinde neden olduğu daralmanın ardından ihracat alanında umut verici gelişmeler yaşandığını yazıyor.
"Almanya Ticaret ve Yatırım" adındaki bir Alman dış ticaret ve pazarlama şirketinin araştırmasına göre, Alman şirketleri, ihracatlarını daha fazla genç sanayi ülkelerine yönelik gerçekleştiriyor.
Eski adı Federal Dış Ticaret Ajansı olan Köln’deki kuruluş, Alman şirketlerinin dış ülkelerde yakaladığı fırsatlara ilişkin bir rapor hazırlamış. Raporda, 68 ülkedeki fırsatlar dikkate alınıyor.
Raporda, ağır ekonomik krizin öncelikle sanayi ülkelerinin krizi olduğu ve sanayileşmenin eşiğindeki ülkelerin krize dayanıklı çıktığı vurgulanıyor. Çin, Rusya, Hindistan, Brezilya, Suudi Arabistan ve Türkiye’nin bu yıl Alman şirketleri açısından en çok ümit veren ülkeler olduğu kaydediliyor. Türkiye’nin istikrarlı bir pazar olduğunun altı çiziliyor.
SON VİDEO HABER
Haber Ara