'Siyasi krizlere mahkum edildik'
Başbakan Erdoğan, Ankara'da üretilen tahrik senaryolarının içinde olmadıklarını belirterek, "Biz uysal koyun değiliz, yeri geldiğinde herkes cevabını alacaktır" dedi.
16 Yıl Önce Güncellendi
2010-02-07 18:24:00
Türkiye'nin tarihi, kültürü, insanı ve zenginlikleriyle büyük bir ülke olduğunu kaydeden Erdoğan, "Yıllar yılı bu ülkeyi siyasi krizlere mahkum ettiler. Ana muhalefet lideri her evde imkanı olmayana 300 lira verecekmiş. Bundan önce buna benzerler çok çıktı. Şimdi de diyor ki 'bana bir kere borç verin.' Borç güvenilir, mutemet insana verilir. Güvenilmeyen insana borç verilir mi? Bunların mutemet, güvenilir bir yanı yok. Benim milletim zaten 'ben 5 daha fazlasını vereceğim' diyenlerle aldatıldı. Bunlar aynı
familyadandır. Eskiden iki ruh ikizi diyordum, şimdi tek yumurta ikizi. Bunlar bu ülkenin özgüvenini zedelediler. Bugün Türkiye özgüvenini kazanmış şekilde emin adımlarla ileriye yürüyor" şeklinde konuştu.
Başbakan Erdoğan, bundan 7 önce "AB ile katılım müzakereleri başlayacak" denilseydi kimsenin inanmayacağını, şimdi ise sürecin kararlılıkla yürütüldüğünü söyledi. Antalya Milletvekili Mevlüt Çavuşoğlu'nun Avrupa Komisyonu Parlamenterler Meclisi (AKPM) Başkanlığı'na seçilmesine de değinen Erdoğan, "Bu parlamentoda muhalefetin milletvekillerine rağmen başkanlık yapıyor. Milletin bunları bilmesi lazım. Bir Türk'ün oraya başkan olmasını ne muhalefet ne de ana muhalefet istiyor. Böyle bir kin olur mu?" dedi.
"Osmanlı'nın evlatları Ankara'ya mahkum kalamaz" diyen Erdoğan, "Açılmak durumundayız. Biz bize yakışanı yapıyoruz, Türkiye'nin özgüvenini yeniden tesis ediyoruz. Biz uysal koyun değiliz. Herkes yeri geldiğinde cevabını alacaktır. Biz Ankara'da üretilen tahrik senaryolarının içinde değiliz" şeklinde konuştu.
Başbakan Erdoğan, milletle aynı dili konuşamayanların önlerini kesmek için her türlü tahrike başvurduklarını ifade ederek şöyle konuştu:
"Millete yapılan hizmetleri sindiremeyenler bizim hizmet şevkimizi kırmak için her türlü işin içine giriyor, milletle aynı dili konuşamayanlar önümüzü kesmek için her türlü tahrike başvuruyorlar. Geçmişinde Türkiye için hiçbir eseri olmayanlar, geleceğe ilişkin projesi olmayanlar bizi de kendi dipsiz kuyularında oyalamak istiyorlar. Biz bu çirkin oyunlara, çirkin tuzaklara düşmeyeceğiz, gerilim ve tahrik siyasetine prim vermeyeceğiz. 7 yıl boyunca milletimizin dertleri ile ilgilendik, şimdi de milletimize hizmet etmek gibi onurlu ve şerefli bir işi yerine getiriyoruz."
Konuşmasında ana muhalefet partisini sert bir dille eleştiren Erdoğan, "Onlar milletin kutsal değerleriyle alay edecekler, biz yürümeye devam edeceğiz. Onlar TBMM'yi germeye, terörize etmeye çalışacaklar, biz TBMM'nin çalışmasına devam edeceğiz. Onlar Türkiye'nin birliğini, bütünlüğünü ve kardeşliğini sabote etme gayreti içindeler. Biz ise birlik, beraberlik ve kardeşliği pekiştirme gayreti içinde olacağız" dedi.
Başbakan Erdoğan, verdiği bir örnekle dünyanın en geniş ülkesi olarak kabul edilen ABD'nin sağlık sektöründeki arızalarla uğraştığını ifade ederek, Türkiye'de sağlık alanında yapılan reformlardan örnekler verdi. "Bizim gerçekleştirdiğimiz reformlara gıpta ile bakıp örnek alıyorlar" diyen Erdoğan, "Sağlık alanında tarihi adımlar attık. Hükümetimiz öncesindeki o içler acısı manzaraları bir göz önüne getirilelim. Hastalarımızın bir hastaneden bir hastaneye nasıl süründüğünü hatırlayalım. Şimdi bu hastalar acil kapılarından çevrilmiyor. Acil servise kaldırılan bir hasta yanında kimliği olmasa bile hastane kapısından geri çevrilmeyecek. İster özel, ister kamu hastanesi olsun hiç fark etmez" ifadelerini kullandı.
Sağlık sektöründeki reformlardan bahsederken yıllar önce geçirdiği bir kazanın ardından başına gelenleri anlatan Erdoğan, "Kargasekmez'den giderken bizler ölümden döndük. Bizi Düzce'de hastaneye getirdiler. 'Sigortalısı mısın emekli misin' dediler. Sesleri hayal meyal hatırlıyoruz. Kırıklar var. Adeta bizi kamyonet benzeri ambulansa koydular, hemşire bile vermediler. Yaralı arkadaşımızın eline serum verdiler. Bolu'da gittiğimiz hastanede SSK'lı olduğumuzu öğrenince bizi SSK hastanesine gönderdiler. Biz damdan düştük. Onun için gereği neyse bunu yapacağız. Hayati noktada acil kapısına gelen hastaya adını bile soramazsınız. O hayati noktada parası varmış yokmuş ne fark eder? İnsan hayatının söz konusu olduğu noktada gelen sadece insan olduğu için hizmet edilir" şeklinde konuştu.
Erdoğan, "Bir sağlıklı nefese bir devleti feda etmeye hazır bir anlayıştan geliyoruz" diyerek, eskiden parası olmadığı gerekçesiyle yatış ücretini ödeyemeyen hastaların hastanede rehin tutulduklarını hatırlattı. Göreve geldikten sonra bu çağ dışı uygulamaya son verdiklerini dile getiren Erdoğan, "Bu manzaralar, bu anlayışlar bugün muasır medeniyetler seviyesine ulaşan Türkiye'ye yakışmaz dedik. Bu uygulamaya son verdik. Bizim insana bakışımız bu. Bu bizim insana hizmet anlayışımız. Biz bunun acısını yaşadık, bunun acısını yaşayanlarla iç içe olduk. 'Kişi kendinden bilir işi' diye bir söz var. Bunu yaşamayan, milletin derdinden anlayamayan, varoşları dolaşmayan, milletin acısından, sıkıntısından anlamaz" dedi.
Tam Gün Yasası'na da değinen Erdoğan, "Doktorlarımız tercihlerini yapıyor ve tercihleri doğrultusunda çok daha verimli bir şekilde çalışıyorlar. Sağlıktaki çağ dışı manzaraları büyük oranda geride bıraktık. Bütün sorunlarımız bitti mi? Hayır. Elbette gidecek yolumuz, yapacak çok işimiz var. Bugüne kadar yaptıklarımız her vatandaşımızın gurur duyacağı, coşku duyacağı adımlardır. Modern bir Türkiye'nin inşası için ne gerekiyorsa sabırla bu adımları atıyoruz, atmaya da devam edeceğiz" diye konuştu.
Kaynak:Yenişafak
SON VİDEO HABER
Haber Ara