Baykal, Demirel'leşiyor
Baykal, Demirel'in 'ödünç oy' istediği 1991 seçimindekine benzer bir kampanyaya hazırlanıyor. CHP seçimde halktan bakın nasıl kendilerine destek vermesini isteyecek...
16 Yıl Önce Güncellendi
2010-02-06 12:04:00
Murat Yetkin: İlk seçim vaadi Baykal'dan: İşsiz aileye ayda 300 lira
CHP lideri Deniz Baykal’a göre, Türkiye’nin önündeki seçim, “kader seçimi” ve CHP “Türkiye’nin yeni bir başlangıç yakalama” şansına sahip olacağı bu seçimde her kesimden oya talip.
Önceki akşam CNN Türk’te Fikret Bila ile yaptığımız program ve sonrasında konuştuğumuz Baykal, bunun Süleyman Demirel’in 1991’deki ‘ödünç oy isteme’ sistemine benzediğini, ama ‘onun ötesinde’ olduğunu vurguladı.
Bu stratejinin işaretini aslında geçen hafta sonu CHP Meclis Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu’nun ODTÜ Mezunlar Derneği sohbetinde sol seçmenle iktidar olma şansı kalmadığı için sağa bakmaya başladıkları yolunda sözleriyle almıştık.
Ama Baykal, önümüzdeki genel seçim için stratejisini ‘ilk kez burada söylüyorum’ diyerek şöyle açıkladı:
* “Seçime giderken, vatandaşlarımızdan bugüne kadarki oy alışkanlıklarını bir yana bırakarak, yeni bir gelecek kurmak üzere oy kullanmalarını isteyeceğim. CHP olarak bugüne kadar bize hiç oy vermemiş, sempati duymamış, destek vermemiş dahi olsa, tüm vatandaşlarımdan kendi kimliklerini, değerlerini koruyarak, ama Türkiye’nin derlenip toparlanması konusunda bizim görevlendirilmemize destek vermelerini, sahip çıkmalarını isteyeceğiz.”
Yeni döneme, yeni CHP mi?
* “Bu geçmişte sadece ‘ödünç oy’ kavramı içinde söyleniyordu. Ama ben sadece ‘oy verin, gerisine karışmayın’ demiyorum. Önümüzdeki dönem Türkiye’de yeni bir iktidar çıkacak olursa ülkede çok büyük değişimler yaşanacağına inanıyorum. Yani yeni bir anlayışla seçime gitmemiz gerekecek. Çünkü iktidar partisiyle, muhalefet partisi arasındaki fark çok azalmıştır.”
Baykal, AK Parti ile CHP arasında ‘fark azalmıştır’ saptamasını son kamuoyu yoklamalarına bakarak yapıyordu.
Önümüzdeki seçim aradaki farkı kapatarak Tayyip Erdoğan’ı Başbakanlık’tan indirmek gibi iddialı bir hedefi önüne koyan Baykal, CHP’yi de bu amaca göre yeniden örgütlemek niyetindeydi.
Baykal’a göre, düzenli parti meclisi ve merkez yönetim toplantıları yerine, sayısı artırılmış genel başkan yardımcılarıyla ‘anlık, dakik, süratli sorumluluk’ kullanmayı esas alan, ‘hızlı çalışma ortamına’ izin verecek, ‘etkin, dinamik, esnek’ uygulama yapabilecek bir CHP gerekiyordu ve bu da tüzük değişikliğinin uygulanmasıyla mümkün olacaktı.
Bir de ‘gençleşme’. Baykal, CHP’nin dışarıdan bakılınca yaşlı ve hantal görüntü verdiğinin farkında. ‘Pırıl pırıl gençler’ arıyor. Gençleri ve kadınları daha öne çıkaracağı yapının nasıl kısa sürede oluşturulacağının ayrıntısını henüz söylemedi.
İşte ilk seçim vaadi
Şimdiye dek CHP’ye sempati duymamış kesimlerden neye dayanarak oy isteyeceği sorumuza cevabı ise “Parti programına oy verin demiyorum, Türkiye programı uygulayalım” oldu.
Ne demekti Türkiye programı? Baykal’a göre CHP önümüzdeki seçim kampanyasını aile ve esnafın ‘ayakta tutulması’ üzerine oturtacaktı.
Tarım sektörünün, emeklilerin durumunun, öğretmenlerin durumunun düzeltilmesi CHP’nin başında olacağı bir iktidarın önemli unsurlarıydı.
Emekliler, ‘Türkiye’de yoksullukla mücadelenin, sosyal sorumluluğun en uygun zemini’ idi. Çünkü emeklilerin etrafında aileleri ve Türkiye’de aile yardımlaşması gerçeği vardı. Mevcut iktidarın “öğretmenlerin etkinliğini azaltmak için başvurduğu” ders başına ücret, sözleşmeli öğretmen gibi uygulamalara son verilecek, öğretmenlik yeniden “saygın bir kariyer meslek” olacaktı.
Sosyal hizmet uzmanlarından yararlanılarak Türkiye’deki “Her kapı çalınacak. Arkada nasıl bir yaşam var, nasıl yaşıyorlar, geçiniyorlar görülecek” idi. Baykal, köprüde dilendirilirken ölmek üzere bulunan küçük Bedrettin’in trajedisinden çok etkilenmişti.
Baykal’ın bir sonraki seçime dönük ilk vaadi de bu çerçevede geldi: “Sosyal hizmet uzmanları saptayacak. Ailede kimse çalışmıyorsa ve aile en düşük gelir grubunda yaşıyorsa, ailenin reisi olarak kadına ayda 300 lira maaş verilecek. Bu ödeme, aileden biri iş sahibi oluncaya kadar sürecek. Bunun hesapları yapıldı.”
Baykal’ın bu vaadi, Demirel’in ödünç oy istediği 1991 seçimi sırasında Özal’la acımasız bir vaat yarışına girdiği türden bir rekabeti tetikler mi? Şu an kestirmek güç. Ancak o vaatlerden bir çoğunun, örneğin tütün fiyatına ‘Özal ne veriyorsa 5 bin fazlası’ vaadinin sonuçları ile bugün dahi uğraşıldığı biliniyor.
Seçim, referandum, Anayasa
Gelelim seçim konusunda. MHP lideri Devlet Bahçeli’nin aksine, CHP lideri Baykal, Başbakan Erdoğan’ın 2010’da erken seçime gideceğine inanmıyor.
Hatta 2010’da seçim yerine referandum ikame edeceğine de inanmıyor. “Başta niyeti oydu, ama referandumda kaybederse iktidarı kaybedeceğini gördü. Şimdi o işi de soğutmaya çalışıyorlar” görüşünde.
Dolayısıyla Baykal, Erdoğan’ın Anayasa değişikliğini de gündeme getireceğine inanmıyor. “Dünkü manzaraların yaşandığı parlamento, Türkiye’nin önümüzdeki 40-50 yılına yön verecek bir anayasa yapma hakkını teslim edeceğiniz bir parlamento mudur?” diye soruyor, kavgalı oturumları kastederek; “Anayasa’dan önce değiştirilmesi gereken parlamentodur. Yeni anayasa, yeni parlamentonun gündeminde olmalı.”
Burada önemli bir sorun var: CHP, Anayasa Mahkemesi’nin laikliğe karşı odak olma suçlamasıyla mahkûm etmesinden bu yana AK Parti ile Anayasa değişikliği konuşmuyor.
Peki (Baykal’ın da 2011’de yapılacağına inandığı) seçimler sonunda oluşacak Meclis’te AK Parti ile Anayasa konuşacak mı?
“Yeni parlamento, yeni koşullar getirir” diye yanıtlandı Baykal.
Fikret Bila: Baykal, Demirel gibi oy isteyecek
CHP lideri Deniz Baykal’ı önceki gün CNN Türk’teki Ankara Kulisi’nde Murat Yetkin’le birlikte konuk ettik. Baykal ile programdan sonra da sohbetimizi sürdürdük. CHP lideri, normal zamanında yapılacak olsa bile Türkiye’nin seçim menziline girdiğini düşünüyor ve yönetim, yöntem ve program hazırlığını sürdürüyor.
Demirel’in ‘ödünç oy’ yöntemi
Baykal, muhafazakâr kesimdeki mütedeyyin seçmenden de oy istemeye hazırlanıyor. Bu kesimlerle CHP arasında bir duvar olsun istemiyor. Sağ partilerin böyle bir duvar örmek için özellikle çaba harcadıklarını, ancak gerçeğin farklı olduğunu vurguluyor.
Bu nedenle Cübbeli Ahmet Hoca’ya insani yaklaşımla geçmiş olsun dediğini söylüyor; Fethullah Gülen Hoca’yla karşılaşırsam merhabalaşır, hal hatır sorarım, nitekim uçakta karşılaşmış ve konuşmuştuk, diyor. Baykal, bu gibi medeni temaslara siyasi anlam yüklenmesini istemiyor, ancak muhafazakâr kesimle temasın bir tabu olarak görülmemesi gerektiğine inanıyor.
Baykal, sohbetimizde, önümüzdeki seçimlerde muhafazakâr kesimden oy isteyeceğini özellikle vurguladı. “Demirel’in 1991 seçimlerindeki ödünç oy yöntemini mi uygulayacaksınız?” diye sorunca da şu karşılığı verdi:
“Sayın Demirel’in ödünç oy istemesi gibi ama onun da ötesinde bir yaklaşım. Oy verin, gerisine bakmayın demeyeceğim, demiyorum. O kesimlere, sizi anlıyorum diyorum. Türkiye’yi birlikte derleyip, toparlayalım diyorum. CHP iktidarında parti programı uygulayacağım demiyorum. Gelin birlikte Türkiye programı uygulayalım diyorum.”
Anlaşılıyor ki, Baykal, yaşam tarzı nedeniyle kendini CHP’ye uzak gören muhafazakâr kesimlerle köprü kurmak istiyor. Onlara sizin yaşam tarzınızın ve sorunlarınızın çözümünün güvencesi de CHP’dir mesajını vermeye hazırlanıyor. “Sizi anlıyorum” derken kastı bu.
Kadına 300 lira maaş
Baykal’ın, önümüzdeki seçimde üzerinde özenle duracağı bir kesim de kadınlar. CHP lideri, aile mefhumu üzerinde duracak. Aileyi çekip çevirenin gerçekte kadınlar olduğuna inanıyor. Bu konudaki projesini şöyle açıklıyor:
“Ailede çalışan kimse yoksa ve o aile en düşük gelir grubunda yaşıyorsa, aile reisi olarak kadına ayda 300 lira maaş bağlayacağız. Bu ödeme aileden biri iş buluncaya kadar devam edecek. Bunun hesapları yapıldı. Bu aileleri sosyal hizmet uzmanları belirleyecek.
Her kapı çalınacak
Baykal’ın bir hedefi de seçim kampanyası boyunca ve iktidara gelirlerse, Türkiye’de çalınmadık kapı bırakmamak. Bu konudaki düşüncesi şöyle:
“Her kapı çalınacak. Arkadaşlarıma söyledim. Seçim sırasında da iktidarımız sırasında da bu temel hedef olacak. Hangi kapının arkasında ne yaşanıyor, onu bileceğiz ve ilgileneceğiz. Nasıl geçiniyorlar, hangi koşullarda yaşıyorlar, her kapıyı çalarak bunu öğreneceğiz. Dileniyorlar mı? Ne yaparak geçinmeye çalışıyorlar? O köprüde dövülmüş, bağlanmış, ölmek üzere bulunan küçük Bedrettin’in ailesi gibi ailelere ulaşacağız. Sorunlarını çözeceğiz.”
Öğretmenlik kariyer olacak
Baykal’ın hedeflerinden biri de öğretmenliği bir kariyer meslek haline getirmek. Bu konudaki sözleri de şöyle:
“Öğretmenliği bir kariyer meslek haline getireceğiz. Öyle ders başına ücret, sözleşmeli öğretmenlik gibi uygulamaları kaldıracağız. Bu uygulamalar öğretmenliğin etkinliğini kaldırmak için getirildi. Bunlar kalkacak, öğretmenlik hizmetinden yararlanılan bir kariyer meslek haline gelecek.”
Emekliler ve esnaf
CHP lideri, emeklilere de özel önem vereceklerini vurgularken şöyle konuştu:
“Emekliler Türkiye’de yoksullukla mücadelenin, sosyal sorumluluğunun en uygun kesimidir. Emekliler refah artışının, gelir artışının hep dışında tutuluyor. Oysa emekliler bizim için çok önemli, çok değerli. Emeklinin etrafında aile var. Türkiye’de aile yardımlaşması diye sosyolojik bir gerçek var.”
Baykal, ayrıca esnafa da büyük önem vereceklerini belirtti. Özellikle mahalle bakkallarının tasfiye edilmeye çalışıldığını, oysa bunun Türkiye’nin ekonomik ve sosyal gerçeklerine uymayan yanlış bir politika olduğunu vurguladı.
Dinamik yönetim anlayışı
Baykal, CHP’nin yönetim biçimi ve kadrosunda da önemli yenilikler yapılacağını açıkladı. Yönetimin daha dinamik, hızlı karar alabilen ve uygulayabilen bir yapıya kavuşturulacağını belirtti. Bu amaçla, hareket ve karar alma serbestliği olan genel başkan yardımcılıkları sayısının artırılacağını, böylece yönetim kadrosunun hem yenilenerek hem de gençleşerek güçleneceğini kaydetti.
Kaynak: Milliyet - Radikal
SON VİDEO HABER
Haber Ara