Dolar

34,8696

Euro

36,7884

Altın

3.047,46

Bist

10.119,19

Başbuğ'un sözleri popülist

Adnan Tanrıverdi'ye göre Genelkurmay Başkanı’nın Hürriyet'teki sözleri popülist...

16 Yıl Önce Güncellendi

2010-02-06 09:59:00

Başbuğ'un sözleri popülist
GENELKURMAY Başkanı İlker Başbuğ’un Hürriyet gazetesine vermiş olduğu beyanatları YeniAsya gazetesi için değerlendiren Emekli Tuğgeneral Adnan Tanrıverdi, Genelkurmay Başkanı’nın sözlerini popülist sözler olarak değerlendirdi.

Tanrıverdi şu ifadeleri kullandı: “Sayın Genelkurmay Başkanı yapmış olduğu açıklamada bunu özel ve istisnai bir durum olarak nitelemiştir. Yani Emine Erdoğan’ın Başbakan’ın eşi olması hasebiyle GATA’ya alınabileceği yönünde bir açıklamadır bu. Dolayısıyla özel bir durum olarak görüyor ve istisnai bir uygulamayı işaret ediyor. Yani bu açıklamadan, bundan sonra başörtülüler askerî kurum ve kuruluşlara özgürce girebilecek şeklinde bir anlam çıkarmak mümkün değil ne yazık ki. Dolayısıyla subay ve astsubayların başörtülü eşlerine de artık farklı gözle bakılacağı anlamı kesinlikle taşımıyor. Sayın İlker Başbuğ’un sözleri bu mânâda tamamen popüler açıklamalardır ve popülist bir yaklaşımdır. Kangren olmuş bu meseleyi halletmeye yönelik bir tutum değildir. Böyle olmasını ümit ederdim ama ne yazık ki ben olumlu bakmıyorum. Zira kendisi de bunun özel bir durum ve istisna olduğunu ısrarla vurgulamıştır. Peki ya istisna dışında kalanlar ne olacaktır?”

EMASYA’YI KALDIRMAK YETMEZ ESAS SORUN MGSB'DE

Toplumun değerleriyle savaşmanın, toplumla savaşmak olduğunu hatırlatan Tanrıverdi, artık bu yanlıştan dönülmesi gerektiğini ifade etti. Tanrıverdi sözlerini şöyle sürdürdü: “Toplumun büyük bir bölümünü oluşturan başörtülü kadınlar bu istisna dışında kalmaktadır ve mağduriyetleri devam etmektedir. İnşallah artık bu yanlıştan dönülür. Zira başörtüsü ne siyasî bir simgedir, ne de irticanın sembolüdür. O ancak Allah rızasını kazanmak için örtülen bir giysidir. Bunu farklı yönlere çekerek, tehdit olarak algılamak esas sorundur. Dolayısıyla Millî Güvenlik Siyaset Belgesi’nden irticanın bir tehdit olarak tanımlanmasına son vermek gerekir. Zira bu belgede inancın nereye kadar temel bir hak olduğu nereye kadar ise irtica tehdidi içerdiği belirli değil. Dolayısıyla inancı ve dini tehdit olarak görmek ve fertleri bir potansiyel tehlike olarak algılamak problemin esas kaynağını teşkil etmektedir. Bizce kaldırılan EMASYA protokolü hiçbir şeyi değiştirmeyecektir. Esas olan Millî Güvenlik Siyaset Belgesi’nde yer alan bu gibi yanlış tehdit algılarının bertaraf edilmesidir.”

Haber Ara