Ayetlere kadar fişlemişler
Amirallere suikast hazırlığı yaparken yakalanan teğmenler yapılanması, genç subayları 'telefonunda ayetel kürsi var, 'alevi', 'ermeni', 'kadın düşkünü' diye fişlemiş.
16 Yıl Önce Güncellendi
2010-02-06 11:22:00
Ergenekon sanığı Doğu Perinçek, Albay Ali Tatar'ın liderliğindeki suikast hücresinin Kuleli Askeri Lisesi öğrencileri ve lisede görev yapan subayları tek tek fişlediği tespit edildi. Sanıkların evlerinden ele geçirilen dökümanlar, birçok kişinin 'irticacı', 'alevi dostu', 'Fethullah Gülenci', 'abisi sakallı' gibi fişlendiğini ortaya koydu.
ALEVİ DOSTLARIMIZDAN, ŞIH...
İddianamede, sanık teğmenler Alper Erdoğan, Burak Düzalan ve Yakut Ersoy'un ortak kullandığı evde ele 'kuleli albay' adlı dökümanda, askeri lisede görev yapan subayların özel hayatlarıyla ilgili bilgilerin yeraldığı belirtilerek çalışmanın, terör örgütlerinin ileride kullanmak için yaptığı arşivleme işlemine benzediği belirtildi. Aynı sanıkların evlerinde ele geçirilen 'lise' adlı dökümanda ise 44 kişinin "Referans listesinden", "Alevi dostlarımızdan", "Milliyetçi çevreden" "Şıh" şeklinde fişlendiği tespit edildi.
PEŞİNE KIZ TAKTIK, İŞLİYOR
Teğmenlerden ele geçirilen 'ülküden gelenler' adlı belgede ise "Babası alevi", "Şıh", "Hristiyan" "Kadın için her şeyi yapar" "Arkadaşlar getirip götüremediler. Peşine taktığımız kız işliyor" "Ailesi irticacı" "Her ortamda İslam'ı savunuyor", "Peşine taktığımız kızı hamile bıraktı, bebeği aldırdık..." "Peşine taktığımız kadın istediğimiz noktaya getirdi" şeklinde notların yeraldığı belirlendi. Yine aynı evde ele geçirilen 'Çağataydan gelen' isimli excel belgesinde 173 kişinin fişlendiği tespit edildi. Takibe alındıkları anlaşılan bu kişilerin, özel hayatı, inanışı, etnik kökeni ve aileleriyle ilgili sınıflandırıldığı görülürken, isimlerinin karşısına düşülen fişleme notları dikkat çekti:
ABİSİ SAKALLI, ERMENİ ASILLI...
"kadınlara karşı aşırı ilgisi var, sık sık geneleve gidiyor, fikri yapısı bize uygun", "ailesi balkan göçmeni", "amcası polis", "sık sık geneleve gidiyor", "alkolik", "cep telefonunda ayetel kürsi duası var", "fg'ci takiyye yapıyor olabilir", "ermeni", "alevi dostlarımızdan", "kız arkadaşı fettullahçı", "abisi sakallı, babasının f. gülen yandaşlarıyla ilişkisi var", "irtica, baba hacı, anne kapalı, kız arkadaşı kapalı", "ermeni asıllı", "babası polis", "ateist, güvenilir", "annesi kanser hastası, desteklenmeli", "abisi polis", "kürtleri sevmiyor", "yalaka", "üstlerle arası iyi", "porno cd dağıtıcısı", "kız düşkünü."
Dindar görünüp irticacı avlamış!
Teğmenlerde ele geçirilen bir belgede Karargah Evleri'nde bulunan subaylar hakkındaki değerlendirmelere yer verildi:
Ç.A hakkında..... hakkında "Hafta sonları derneğe ve eve gelip toplantılara katılır."
Ç.A hakkında ...... "Çevresine karşı dindar görünür, bu sayede bir çok irticacı tespit etmeyi başardı."
S.Ç.Y. Hakkında.,..... "Okulda isteksiz oluşu bizi zor durumda bırakıyor.Çevrede açtığı konularla tespitler yapıyor.Hafta sonları gittiği ev ve derneklerden bahsetmemeli."
K.D hakkında......... "Dersleri oldukça iyi geleceği parlak. Sicilinin temiz olması için çalışıyoruz.
HASAN SABBAH EKOLÜ
Öte yandan Amirallere suikast planıyla suçlanan genç teğmenlerin örgüt evlerinde önce uyuşturucuya alıştırıldığı iddia edildi. 11'inci yüzyılda yaşayan Hasan Sabbah da uyuşturucuyla kendine bağladığı fedaileriyle o dönem suikastlara imza atmıştı.
Ergenekon Davası'da, oramirallere suikast planı yaptıkları iddia edilen 19 askerin 5 - 34 yıl arasında hapislerinin istendiği 5'inci iddianame de kabul edildi. Davanın daha önce kabul edilen Poyrazköy'deki mühimmatla ilgili davayla birleştirilip birleştirilmeyeceğine 7 Mayıs'taki ilk duruşmada karar verilecek. İddianamede yer alan sanıkların, Selçuklu dönemindeki meşhur Haşhaşi lideri Hasan Sabbah'ın kurduğu örgüt benzeri bir yapı oluşturduğu öne sürüldü. Sanıkların düzenledikleri partilerde, Ergenekon örgütünün işine yarayabileceklerini düşündükleri teğmenlere uyuşturucu vererek, bağımlı hale getirdikleri iddia edildi. Eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Metin Ataç ile Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Eşref Uğur Yiğit'e yönelik suikast planı yaptıkları iddiasıyla Albay Orhan Yücel ile 9'u tutuklu 17 teğmen ve bir sivil kasap hakkında hazırlanan iddianame, İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edildi. Özel yetkili Cumhuriyet Savcısı Süleyman Pehlivan'ın hazırladığı 16 ek delil klasör bulunan 168 sayfalık iddianamede şüpheliler hakkında "Silahlı terör örgütüne üye olmak", "Patlayıcı madde ve mermi bulundurmak", "Kişiye özel verileri hukuka aykırı bir şekilde kaydetmek" ve "Uyuşturucu bulundurmak" suçlarından 8-34 yıl arasında değişen hapis cezaları isteniyor. Bu iddianamenin, daha önce hazırlanan Poyrazköy'deki mühimmatla ilgili olan 5'i tutuklu 17 sanık hakkındaki iddianameyle birleştirilmesi talep edilmişti. Deniz Kuvvetleri'ndeki yapılanmayla ilgili deniz subayı olduğunu belirten bir kişinin polise gönderdiği ve iddianamenin girişinde yer verilen e-postada, Teğmen Ülkü Öztürk'ün, uyuşturucu trafiğinin organizatörü konumunda olduğu öne sürüldü. Öztürk'ün temin ettiği uyuşturucu maddelerin dağıtımını sağladığı, kiralamış olduğu evlerde uyuşturucu ve seks partileri düzenlediği, evleri uyuşturucu deposu olarak kullandığı da iddialar arasında yer aldı. İhbarda, Öztürk'ün uyuşturucu maddeleri Yarbay Ali Tatar'ın bilgisi dahilinde kasap Levent Çakın'dan sağladığı da ileri sürüldü. Başlatılan operasyonda Kocaeli Gölcük'te Teğmen Faruk Akın ile Teğmen Alper Erdoğan'ın kaldığı eve yapılan baskında suikast notu, esrar ve uyuşturucu haplar ile 500 gram patlayıcı ve çok sayıda örgütsel doküman ele geçirildi.
KASAP DA 19 SANIK ARASINDA
Ergenekon bünyesinde Deniz Kuvvetleri'nde oluşturulan uyuşturucu ve benzeri partilerinin de verildiği öne sürülen Karargah Evleri yapılanmasıyla ilgili evlerin kiralanmasından 'Orhan' kod isimli Teğmen Ülkü Öztürk olduğu iddia edildi. İhbar mailinde Ali Seyhur Güçlü'nün görevli teğmenler arasında uyuşturucu trafiğini organize edip, uyuşturucu partileri düzenleyenlerden olduğu, Teğmen Oğuzhan Sağlam ve Teğmen Koray Kemiksiz ile Değirmendere'de aynı evde kaldığı, bu evin de uyuşturucu organizasyonlarında kullanıldığı savunuldu. Aramalarda ele geçen belgelerde Teğmen Ali Seyhur Güçlü'nün Ali Tatar ile bağlantı sağladığı öne sürüldü. İhbar mailinde uyuşturucu kullandığı, uyuşturucu organizasyonunda Teğmen Ülkü Öztürk, Teğmen Burak Amaç, ve Teğmen Sinan Efe Noyan ile birlikte lider konumunda olmasına rağmen üst rütbeli subaylar tarafından bilinerek bu durumu göz yumulduğu, uyuşturucuların Kadıköy'de S... Eczanesi'nden B.Y. tarafından Deniz Harp Okulu öğrencisi S.B. vasıtasıyla Fatih Göktaş'a verildiği, oradan da gerekli yerlere dağıtıldığı iddiaları yer aldı. İddianamede şüpheli teğmenlerden Alper Erdoğan, Yakut Aksoy Tarık Ayabakan ve Burak Düzalan'ın kullandıkları Kocaeli Değirmendere ilçesindeki apartman dairesinde ele geçirilen uyuşturcu maddeler de sıralandı. Evin girişine göre sol tarafta bulunan banyo dolabının altında sarı renkli koli bandıyla sarılarak saklanmış 8 şeffaf pakette, beyaz kilitli minik poşetlerde kubar esrar, 4 şeffaf pakette ise çıt çıtlı minik poşetlerde toz esrar ve ecstasy, captagon haplar ile aynı evin değişik yerlerinde ele geçirilen uyuşturucu maddelerin dökümleri yapıldı. Öte yandan teğmenlerle birlikte gözaltına alınan kasap Çakın, Karamürsel'de bulunan iş yerini kapatarak ortadan kayboldu.
Siyasi suikastın babası
BÜYÜK Selçuklu Devleti zamanında İran'ın Kum kentinde 1034'te doğan Hasan Sabbah, Haşhaşiler adlı siyasi suikastlar düzenleyen fedai örgütünün efsanelere konu olan lideridir. Siyasi suikast kavramı, Sabbah ve Haşhaşilerle ortaya çıktığı kabul edilir. Gençliğinde Kahire ve İskenderiye bilginlerinden dersler alan, daha sonra Ömer Hayyam ve Selçuklu Sultanı Melihşah'ın yakınlığını kazanan Sabbah, Selçuklu'nun ilk istihbarat teşkilatının da başkanlığını yaptı. Ancak Büyük Selçuklu veziri Nizamülmülk'ün bir oyununa gelerek saraydan uzaklaştırılınca kendine bir tarikat ve suikast örgütü kurdu. Hazar Denizi'nin güneyinde bulunan ve Taberistan'ın Elburz dağ silsilesi üzerinde 3 bin rakımlı Alamut Kalesi'ni 1090 yılında ele geçirdi. Haşhaş içirerek kendine bağladığı fedaileriyle Nizamülmülk ve çok sayıda Selçuklu ileri gelenini kendine has metotlarıyla öldürten Sabbah, asla ele geçirilemeyen Alamut Kalesi'ni merkezi yaptı. Hakkında esrar, haşhaş, intihar fedaileri ve bakirelerin gezdiği bahçelerle ilgili efsaneler türetildi. 1124 yılında ölen Hasan Sabbah, arkasında güçlü bir silahlı örgüt ve sadece İran'da değil tüm Mezopotamya'da korkulur bir askeri ve siyasal güç bıraktı. Tarikatı Moğol istilasına kadar ayakta kaldı.
Kaynak: Sabah - Yenişafak
SON VİDEO HABER
Haber Ara