Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Poyrazköy cephaneliği, iddianameye böyle yansıdı

''Ergenekon'' soruşturması kapsamında Poyrazköy'deki kazılarda ele geçirilen mühimmata ilişkin açılan davanın iddianamesinde, ''Ergenekon silahlı terör örgütüne'' yönelik bugüne kadar yapılan soruşturmada ele geçirilen örgütsel içerikli dokümanlar ve elde edilen tüm deliller çerçevesinde örgütün nihai amacına yer verildi.

16 Yıl Önce Güncellendi

2010-01-27 18:48:00

Poyrazköy cephaneliği, iddianameye böyle yansıdı
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamenin giriş bölümünde, ''Ergenekon silahlı terör örgütüne'' yönelik bugüne kadar yapılan soruşturma sonucuna işaret edilerek, şunlar kaydedildi:

''Bugüne kadar yapılan soruşturma sonucunda, silahlı terör örgütü yöneticisi veya üyesi olmak, cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Büyük Millet Meclisini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etmek, cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etmek, halkı yürütme organına karşı silahlı isyana tahrik etmek, halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek, terör örgütüne ait silahları depolamak, genel güvenliği kasten tehlikeye sokacak şekilde patlayıcı madde bulundurmak ve kullanmak, nitelikli kasten öldürmeye azmettirmek, devletin güvenliğine ilişkin belgeleri çalmak, temin etmek, yasaklanan bilgileri temin etmek, açıklamak, kişisel verileri kaydetmek ve bağlı pek çok suçu işlemekten şüpheli 86 kişi hakkında 10 Temmuz 2008 tarih 2007/1536-2008/968-623 sayılı, yine aynı soruşturmanın devamı niteliğinde olan 56 şüpheli hakkında 8 Mart 2009 tarih ve 2009/511-268-188 sayılı, 52 şüpheli hakkında 17 Temmuz 2009 tarih ve 2009/1498-751-565 sayılı iddianameler ile kamu davaları açılmıştır.''

Danıştay saldırısı ile ilgili olarak Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesinin ''2009/15 Esas'' sayılı dosyasının Yargıtay 9. Ceza Dairesinin kararı doğrultusunda, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinin kararı üzerine ''2008/209 esas'' sayılı dosyası ile 17 Temmuz 2009 tarih ''2009/1498 soruşturma'', ''2009/751 esas'', ''2009/565 sayılı'' iddianame ile açılan kamu davasının ''2009/85 esas'' sayılı dosya ile birleştirildiği hatırlatılan iddianamede, söz konusu davaların İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinin ''2008/209 ve 2009/191 esas sayılı'' dosyalarında derdest bulunduğu kaydedildi.

İddianamede, ''Ergenekon silahlı terör örgütüne'' yönelik olarak yürütülen soruşturma kapsamında bugüne kadar elde edilen deliller ve ulaşılan sonuçlarla ilgili kısa açıklamalar da yapılarak, şunlar kaydedildi:

''Ergenekon silahlı terör örgütünün hücre tipi bir yapılanmaya haiz gizli bir örgüt olduğu, devlet içerisinde değişik kurumlara sızdığı, gerçekleştirdiği ya da teşebbüs ettiği eylemlerin niteliği önceki iddianamelerin giriş bölümlerinde ayrıntılı olarak anlatılmıştır.

Örgütün ana dokümanları arasında yer alan Ergenekon isimli dokümanda 'Politikalar' başlığı altında '21. yüzyılda kaçınılmaz bir biçimde dünya politikalarını ve siyasetçilerini istihbarat örgütleri biçimlendirilecektir... Dünyada var olabilmiş tüm sistemler, ülke çıkarları ve mevcut rejim ilkelerine aykırı ideolojilere sahip siyasileri engellemiştir. Bunun ise iki yolu vardır, suikast ve dezenformasyon... Suikast operasyonlarına gerek duyulmaması için, siyasi portreler çok ciddi biçimde analiz edilmeli, ortak ideallere uygun siyasilerin seçim kampanyaları organize edilerek parlamentoda etkin ve güçlü bir biçimde yer alabilmeleri sağlanmalı, böylelikle parlamento ülke çıkarlarına uygun biçimde işler hale getirilmeli, içte ve dışta saygın bir etkinliğe kavuşturulabilmelidir. Bu ve benzeri faaliyetler, tüm dünyada istihbarat örgütlerinin varlık ve görev nedenleri arasında yer alır. İçte ve dışta ortak ve benzer idealler doğrultusunda faaliyet gösteren ulusal ve uluslararası legal ve illegal örgütler ile işbirliğine yönelmek kaçınılmaz bir zorunluluktur...' şeklindeki ibareler Cumhuriyet Başsavcılığımızca Ergenekon silahlı terör örgütüne yönelik hukuksal çerçeve içinde yürütülen soruşturmanın önemini ve ülkemizin bu örgütten dolayı maruz kaldığı tehlikenin büyüklüğünü gözler önüne sermektedir.

Ergenekon silahlı terör örgütüne yönelik bugüne kadar yapılan soruşturmada ele geçirilen örgütsel içerikli dokümanlar ve elde edilen tüm deliller çerçevesinde örgütün nihai amacının; sürekli iç çatışma-kaos yaşayan, komşu ülkeleri ile düşman ve dünyaya kapalı, Avrupa Birliği ve insan haklarına karşı, çağımızın tüm uluslararası değerlerini dışlayan, ekonomik kriz, iç etnik çatışmalar ve terör ile uğraşan, ekonomik yönden zayıf bir devlet imajı oluşturulmaya çalışılarak, devlet otoritesini içte ve dışta zafiyete uğratmak, ülkeyi yönetilemez hale getirmek, böylece örgütün daha rahat etki edip yönlendirebileceği siyasal iktidarlar oluşturmak, örgütün belirlediği gizli amaç ve prensiplerin dışına çıkan tüm siyasal iktidarları değişik yöntemlerle kontrol altına almak, bu başarılamadığı takdirde yasama ve yürütme organlarını devirip kendi ideolojik amaçları doğrultusunda devlet yönetimini ele geçirmek olduğu anlaşılmaktadır. Ülkemize ve milletimize açık düşmanlık taşıyan bu amaca ulaşmak isteyen örgütün üyelerinin (birçoğunun geçmişte farklı siyasi düşünceler taşımasına karşın) milliyetçi ve ülkesini seven bir görüntü altında faaliyetlerini gizleme çabasına girmesi ve kendilerine engel olduğunu düşündükleri kişileri dış güçlerle bağlantılı ülke düşmanı olarak gösterme çabaları altı dikkatle çizilmesi gereken bir ayrıntıdır.

Örgütsel dokümanlar incelendiğinde bu amaca ulaşmak için; naylon terör örgütlerinin oluşturulması, mafyanın ve uluslararası uyuşturucu ticaretinin kontrol altına alınması, medyanın kontrol altına alınması, sivil toplum kuruluşlarının kontrol altına alınması, siyasi partilerin kontrol altına alınarak siyaset dünyasına yön verilmesi, gerektiğinde siyasilere suikast düzenlenmesi, örgüte eleman kazandırmak ve gelir sağlamak için illegal tüm yolların kullanılması araç olarak benimsenmiş olması ülkemizin bu örgüt nedeniyle karşı karşıya kaldığı tehlikenin boyutunu bir kez daha gözler önüne sermektedir.''

-''KARARGAH EVLERİ'' KONUSU-

İddianamede, ''Ergenekon silahlı terör örgütü''nün, yaşamsal değerde önem verdiği TSK içerisindeki faaliyetlerinin bir kısmını ''Karargah Evleri'' ismi altında gizli hücre yapılanması ile yürüttüğünün tespit edildiği belirtilerek, bu kapsamda sanıklar Neriman Aydın ve Kemal Aydın'ın Kara Kuvvetleri Komutanlığı ve askeri okullardaki örgütlenme faaliyetlerinden sorumlu oldukları, bu amaçla açtıkları evlerde örgüte eleman kazandırmak için çalışmalar yaptıkları, bir yandan da örgüte kazandırdıkları askeri kişileri Hizbuttahrir terör örgütüne sızdırdıkları ifade edildi. Sanık Cengiz Köylü'nün Hava Kuvvetleri Komutanlığı bünyesinde faaliyet gösterdiği, sanık Erbay Çolakoglu'nun ise Deniz Kuvvetleri Komutanlığına bağlı alt birimlerin yapılanmasında görev aldığı, Kara Kuvvetleri Komutanlığında görevli sanık Mustafa Dönmez'in örgüte ait önemli miktardaki silah ve askeri mühimmatı değişik yerlerde gizlediği belirlendiği kaydedildi.

Sanıklar Mustafa Koç, Cihandar Hasanhanoğlu'nun ''Cumhuriyet Çalışma Grubu'' faaliyetlerinin yürütülmesinde görev aldıklarının tespit edildiği belirtilen iddianamede, sanık İbrahim Şahin liderliğinde eylem ve suikast amaçlı olarak oluşturulduğu anlaşılan S-l isimli hücre yapılanmasının, emniyet görevlileri ve TSK mensubu kişilerden seçilmek suretiyle oluşturulduğunun anlaşıldığı ifade edildi.

İddianamede, askeri yapılanma içinde yer alan asker kişilerin, diğer örgüt üyeleri gibi emekli oldukları dönemde de aktif olarak ''Ergenekon terör örgütü'' yapılanmasında yer aldıkları, bu kapsamda sanık Mustafa Levent Göktaş'ın Özel Kuvvetler Komutanlığından emekli olmasından sonra örgütsel faaliyetlerini devam ettirdiği ileri sürüldü. Sanıklardan İlyas Çınar, Hasan Ataman Yıldırım ve Hüseyin Vural Vural'ın emekli olmalarına rağmen örgüt içi istihbarat ve örgüt üyelerinin motivasyonunun sağlanması faaliyetlerini yürüttükleri, açılan davalarda yargılanan örgüt üyelerinin mahkemede örgüt aleyhine ifade vermemeleri ve örgütte çözülme olmaması amacıyla çalışmalar yaptıklarının belirlendiği kaydedildi.

-CUMHURİYET GAZETESİNE BOMBA ATILMASI-

İddianamede ''Örgütün darbe zemini oluşturmak amacıyla gerçekleştirdiği ve toplumda infial uyandıran eylemler'' başlıklı bölümünde ''Cumhuriyet gazetesine bomba atılması'' konusu da yer aldı.

İddianamede, 2006 yılı içerisinde türban ile ilgili bir karikatür yayımlanmasından kısa bir süre sonra 5, 10 ve 11 Mayıs 2006 tarihlerinde Cumhuriyet gazetesine 3 kez bomba atıldığı hatırlatılarak, olayın sanıklarından Osman Yıldırım'ın alınan ifadesinde, bombalama eylemini Muzaffer Tekin'in talimatı ile gerçekleştirdiklerini, olayda kullanılan el bombalarını da Ataşehir'de bir evde yapılan toplantıda bizzat Muzaffer Tekin'in verdiğini, hatta bu toplantıda Oktay Yıldırım'ın da bulunduğunu, bu eylemleri para için yaptığını, bu eylemler karşılığı Muzaffer Tekin'in kendisine 500 bin dolar vermeyi vaat ettiğini, gazetenin bombalanması eylemini ise bizzat arkadaşları Tekin İrşi, İsmail Sağır ve Alpaslan Arslan'ın gerçekleştirdiğini beyan ettiği kaydedildi.

-DANIŞTAY SALDIRISI-

İddianamede yer alan ''Danıştay saldırısı'' başlıklı bölümde de 17 Mayıs 2006 tarihinde avukat olan sanık Alparslan Arslan'ın, Danıştay binasında toplantı halinde bulunan yargı mensuplarına yönelik saldırıyı gerçekleştirdiği hatırlatıldı.

Alpaslan Aslan'ın ''Ergenekon silahlı terör örgütü'' mensupları ile ilişki içerisinde olduğu ve saldırıyı da bu örgütün talimatı ile gerçekleştirdiğinin anlaşıldığı da ileri sürülen iddianamede, bu olaya ilişkin kamu davasının İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinin 2008/209 esas sayılı dosyası ile birleştirildiği anımsatıldı.

İddianamede, şöyle devam edildi:

''Soruşturma kapsamında bugüne kadar elde edilen delillerden, örgütün darbe zemini oluşturmak için silahlı eylem gerçekleştirdiği, gerçekleştirdiği bu eylemlerle istedikleri darbe zeminini oluşturamayınca bu kez çok daha tehlikeli ve kanlı eylemler planladıkları, bugüne kadar yapılan çalışmalarda planlanan bu eylemlerin bir çoğu engellenirken örgütün her fırsatta çok daha tehlikeli eylem planları ile karşımıza çıktığı görülmüştür.''

-ÜMRANİYE'DE ELE GEÇİRİLEN EL BOMBALARI-

İddianamenin, ''Örgütün gerçekleştirmeyi planladığı eylemler ile ele geçen silah ve mühimmatlar'' başlıklı bölümünde, ''Ümraniye'de ele geçen el bombaları'' konusuna da yer verildi.

Soruşturmanın başlangıcını teşkil eden ihbar üzerine Ümraniye'de bir evde yapılan aramada toplam 27 adet el bombası bulunarak el konulduğu, el bombaları üzerinde sanıklardan Oktay Yıldırım'ın parmak izi tespit edildiği belirtildi.

İddianamede, Cumhuriyet gazetesinin bombalanması olayı ve tespit edilen diğer eylem planları göz önüne alındığında, ''Ergenekon silahlı terör örgütünün Ümraniye'de ele geçirilen ve Oktay Yıldırım tarafından muhafaza edilen el bombalarını, örgütün ülkede darbe zemini oluşturmak için vahim nitelikte planladığı eylemlerde kullanmayı amaçladığı sonucuna rahatlıkla ulaşılmaktadır'' ifadesine yer verildi.

-''YARGITAY MENSUPLARINA SUİKAST HAZIRLIĞI''-

İddianamenin ''Yargıtay mensuplarına suikast hazırlığı'' başlıklı bölümününde de İşçi Partisine ait Ankara'daki genel merkez binasında yapılan aramada ele geçirilen CD içerisindeki ''Yargıtay'' isimli pdf dosyasında elle çizilmiş basit bir krokide; bir binanın bölümlerini gösteren şekiller olduğu, bu şekillerin üzerine A, B, C şeklinde ibareler yazıldığı, binaların giriş çıkış noktalarının işaretlendiği, bu noktalar üzerine değişik işaret ve şekiller yapıldığı ve numaralandırıldığı, ayrıca aynı CD içerisinde ''Krokinin Açılımı'' isimli word dosyasında binaya ilişkin çok detaylı notların yer aldığının görüldüğü kaydedildi.

Krokinin ve bilgilerin doğru olup olmadığının anlaşılabilmesi için Ankara Emniyet Müdürlüğüne yaptırılan tespitte, Yargıtay binasına ait olduğu anlaşılan kroki ve krokinin açılımıyla ilgili bilgilerin tamamen doğru olduğunun bildirildiği ifade edilen iddianamede, Danıştay saldırısı ile istediği sonuca tam olarak ulaşamayan ''Ergenekon silahlı terör örgütü''nün, İşçi Partisi genel merkezinde ele geçen ve oldukça ayrıntılı olarak hazırlanan Yargıtay binasına ait kroki ve bilgileri ile yüksek yargıçlara yönelik suikast hazırlıkları yaptığı kanaatine varıldığı kaydedildi.

-NATO TESİSLERİNE SİLAHLI SALDIRI HAZIRLIĞI-

İddianamenin, ''İzmir'de bulunan NATO tesislerine silahlı saldırı hazırlığı'' başlıklı bölümünde de İşçi Partisi mensubu Hayati Özcan'ın İzmir'deki iş yeri ve ikametinde ele geçirilen ve birbirinin kopyası olduğu ve aynı içeriğe sahip oldukları anlaşılan ''55'' ve ''13'' numaralı CD'ler içerisinde ''Yedek123'' isimli bir klasör içerisinde İzmir Şirinyer semtinde bulunan NATO Müttefik Kuvvetleri Karargahına ait kurumsal ve ''Gizli/Hizmete Özel'' içerikli bilgiler ile bu karargahta görevli personele ait birçok görev bilgisi ve kişisel bilginin yer aldığının tespit edildiği belirtildi.

İddianamede, çok büyük bir ekip çalışması sonucu içeride görevli olan kişilerin de yardımıyla hazırlandığı düşünülen, NATO Karargahına ait olan ''Gizli'' içerikli bilgilerin en ince ayrıntılarına kadar temin edilerek üzerinde birtakım operasyonel hazırlıkların ve çalışmaların yapılması ''Ergenekon silahlı terör örgütü''nün NATO karargahına yönelik gerçekleştirmeyi planladığı eylemi açıkça ortaya koyduğuna da yer verildi.

-BÜYÜKANIT'A YÖNELİK SUİKAST HAZIRLIĞI-

İddianamede yer alan ''2005 yılında dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt'a yönelik suikast hazırlığı'' konu başlıklı bölümde de şunlara yer verildi:

''İşçi Partisi genel merkezinde yapılan aramada ele geçirilen ve üzerinde 'Versatile' yazan '411509A102B4' seri numaralı CD'nin içerisinde 'Hikmet Çiçek'e ulaşanlar' isimli klasör içerisinde iç içe girmiş çok sayıda klasör ve dosyaların olduğu, sırası ile 'Hikmet Çiçek'e Ulaşanlar', 'İç İsth'', ''17. Müteferrik Konular'' isimli klasöre gelindiğinde içerisinde çok sayıda klasör ve word dosyalarının olduğu, bunların içerisinde 'Koruma Planı' isimli word dosyasında '8 Şubat 2005' tarihli dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt'ın koruma planı başlıklı 9 sayfalık çizelge şeklinde yazı olduğu, içeriğinde dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt'ın belirtilen tarihte İzmir ve Balıkesir illerine yapacağı ziyaretler sırasındaki koruma planının olduğu, burada yer alan bilgilerden de Yaşar Büyükanıt'a yönelik örgütün eylem hazırlığı içerisinde olduğu anlaşılmıştır.''

-FEHMİ KORU VE ORHAN PAMUK'A YÖNELİK SİLAHLI SALDIRI HAZIRLIĞI-

İddianamenin ''2007 yılı içerisinde gazeteci-yazar Fehmi Koru ve yazar Orhan Pamuk'a yönelik silahlı saldırı hazırlığı'' başlığıyla yer alan bölümünde de Kuvayı Milliye Derneği Başkanı olan sanık Mehmet Fikri Karadağ ve etrafındaki şüpheli şahıslar hakkında yapılan teknik takip çalışmaları sırasında, Mehmet Fikri Karadağ'ın Veli Küçük ve Sevgi Erenerol ile toplantılar düzenlediği dönemde, dernek çatısı altında etrafına topladığı kişilere gazeteci yazar Fehmi Koru ve yazar Orhan Pamuk'a yönelik suikast hazırlığı yaptırdığının tespit edildiği bildirildi.

-BAYDEMİR, TUNCEL VE TÜRK'E YÖNELİK SALDIRI HAZIRLIĞI-

''2007 yılı içerisinde Diyarbakır Belediye Başkanı Osman Baydemir ile milletvekilleri Sebahat Tuncel ve Ahmet Türk'e yönelik silahlı saldırı hazırlığı'' başlığıyla iddianamede yer verilen bölümde de sanık Mehmet Fikri Karadağ ve etrafındaki şahıslara yönelik yapılan teknik takip çalışmalarında, Diyarbakır Belediye Başkanı Osman Baydemir, milletvekilleri Ahmet Türk ve Sebahat Tuncel'e yönelik suikast hazırlığı yapıldığının tespit edildiği, olayda tetikçilik yapacak olan sanık Selim Akkurt'un yakalandığı, daha sonra yapılan incelemede iki ayrı cinayet dosyasından firari olarak arandığının görüldüğü ve hakkında yapılan işlemden sonra tutuklandığı hatırlatıldı.

İddianamede, sanık Mehmet Fikri Karadağ'ın ''Bu uğurda ölmek var, öldürülmek var, öldürmek var'' şeklinde şiddet çağrısı içeren yemin merasimi göz önüne alındığında örgütün bu suikastları gerçekleştirme konusunda kararlı olduğu sonucuna ulaşıldığına yer verildi.

-İBRAHİM ŞAHİN'DE ELE GEÇEN SİLAH, MÜHİMMAT VE SUİKAST PLANLARI-

İddianamenin, ''Sanık İbrahim Şahin'de ele geçen silah ve mühimmatlar ve suikast planları'' başlıklı bölümünde de sanık İbrahim Şahin'in İstanbul Kadıköy 19 Mayıs Mahallesi Ozan Sokak No:9/12 sayılı adresinde yapılan aramada el konulan ''Yeri Konya-Ankara Karayolu noktası Gölbaşı çıkışında yapımı devam eden Turistik evleri geçtikten sonra 3. ve 4. aydınlatma direklerinin kesiştiği ormanlık arazide asfalt yoldan 17-20 metre kadar içerde küçük çam ağacının dibindeki alan'' şeklinde yazı ve kroki ile ilgili olarak Ankara Emniyet Müdürlüğüne yazılan talimat üzerine yapılan arama çalışmalarında ele geçirilenler de yazıldı.

Sanık İbrahim Şahin'in Kadıköy'deki adresinde yapılan aramada el konulan belgeler arasında ''Eylemlerde kullanılacak bomba düzenekleri'' başlıklı belgenin bulunduğu ve bu başlığın altında ''Üzerine bağlama malzeme listesi, kutuda hediye, zaman ayarlı, araç için'' alt başlıklarının bulunduğu ve devamında bu alt başlıkların içeriğine uygun açıklamaların yapıldığı ifadelerine yer verilen iddianamede, bu belgelerden 'Tedhiş Planı (Ali Balkız)' başlıklı belgede Alevi-Bektaşi Federasyonu Genel Başkanı Ali Balkız'a suikast planı ''Tedhiş Planı (Mutafyan)'' başlıklı belgede, İstanbul Eminönü'nde bulunan Ermeni Patrikhanesi'nin krokisi ve Ermeni Patriği Mesrob Mutafyan'in fotoğraflarının ve bu şahsa yönelik suikast planı, ''Tedhiş Planı (Kazım Genç)'' başlıklı belgede Alevi-Bektaşi Federasyonu Genel Sekreteri Kazım Genç'e yönelik suikast planının yer aldığı ve planda eylemin amacının 'Alevileri kışkırtarak Alevi-Sünni kavgası çıkarmak' olarak belirtildiğinin görüldüğü ileri sürüldü.

İddianamede, ayrıca belgeler arasında Ankara-Eryaman'da bulunan bir alışveriş merkezine planlanan saldırıya ilişkin çalışmaların olduğunun da tespit edildiği belirtilerek, İbrahim Şahin'in evinde ele geçen yer tarifi ve krokiden yola çıkılarak Ankara Gölbaşı'nda ele geçen silah ve mühimmatın, suikast planlarında yazılı olan ''Hedefin Tedhiş Şekli'' başlığı altında belirtilen suikast yöntemi ve kullanılması planlanan silahlar ile uyum gösterdiğinin anlaşıldığına yer verildi.

-MİNAS DURMAZ GÜLER'E YÖNELİK SUİKAST HAZIRLIĞI-

İddianamenin, ''Ermeni asıllı Türk vatandaşı olan Minas Durmaz Güler'e yönelik suikast hazırlığı'' başlıklı bölümünde de şöyle devam edildi:

''Sanık İbrahim Şahin liderliğindeki hücre yapılanmasına yönelik yapılan teknik takip çalışmalarında, bir kısım Ermeni asıllı vatandaşlara yönelik eylem hazırlığı içerisinde oldukları, özellikle Sivas ilinde yaşayan ve o bölgedeki Ermeni asıllı vatandaşların lideri konumunda bulunan Minas Durmaz Güler'e yönelik suikast hazırlıkları yaptıkları, bu amaçla sanık İbrahim Şahin'in Minas Durmaz Güler'in adresini tespit etmeye yönelik çalışmalar yaptığı tespit edilmiş, sanık İbrahim Şahin ile irtibatlı bulunan ve Minas Durmaz Güler'e yönelik suikast hazırlıkları yaptıkları tespit edilen Ersin Gönenci ve Oğuz Bulut isimli sanıklar Sivas ilinde yakalanmış, sanık Oğuz Bulut'tan 2 adet el bombası, sanık Ersin Gönenci'den 1 adet Browning marka tabanca bulunarak el konulmuştur.''

-MESROB MUTAFYAN'A YÖNELİK SUİKAST HAZIRLIĞI-

İddianamede, ''Ermeni Patriği Mesrob Mutafyan'a yönelik suikast hazırlığı'' başlığıyla yer verilen bölümde de sanık İbrahim Şahin'in İstanbul'daki ikametinden ele geçirilen eylem planları içerisinde, Ermeni Patriği Mesrob Mutafyan'a yönelik suikast planlarının olduğu, internet ortamından temin edilmiş uydu fotoğraflarının, adreslerine ilişkin ayrıntılı notların, patriğin fotoğrafının, Eminönü semtinde bulunan Ermeni Patrikhanesine ait binanın fotoğrafının bulunduğu belirtildi. Fotoğraflarda işaretlenen ve üzerine patriğin resminin konulduğu yerin, İstanbul Fatih ilçesi Nişanca ve Muhsine Hatun Mahallesi Sevgi Sokak olduğu ve bu adreste Ermeni Patrikhanesi ve patriğin ikametgahının olduğunun tespit edildiği belirtildi.

İddianamede, bu harita, fotoğraflar ve bunların üzerindeki işaret ve resimlerden Ermeni Patriği Mesrob Mutafyan'ın bulunduğu adresin tespit ve takibine yönelik çalışmalar yapıldığı, sanık İbrahim Şahin'den ele geçirilen dokümanlarda eylemin ''Anti Tank Silahı (LAW)'' ile gerçekleştirileceği, eylemi gerçekleştirecek hücre başkanının sanık Kenan Temur olduğu, ayrıca Kenan Temur'a bağlı kişilerin isimlerinin yazılmayıp kodlanarak belirtildiğinin görüldüğüne de yer verildi.

-BALKIZ'A VE GENÇ'E YÖNELİK SUİKAST HAZIRLIĞI-

İddianamenin, ''Alevi-Bektaşi Federasyonu Genel Başkanı Ali Balkız'a yönelik suikast hazırlığı'' bölümünde de sanık İbrahim Şahin'in İstanbul'daki evinden Alevi-Bektaşi Federasyonu Genel Başkanı Ali Balkız'a yönelik bombalı araç ile gerçekleştirilecek suikast planları, fotoğraflar ve krokiler bulunduğu bilgisayar çıktısı A4 kağıdında, Ankara Kızılay, Maltepe ve Tandoğan bölgelerini de içine alan geniş bir alanı kapsayan bölgenin renkli haritası olduğu, harita üzerinde isimleri yazılı sokak ve caddelerinde ok işaretleriyle yönlerinin belirtildiğinin görüldüğü ifade edildi.

Kroki ve fotoğraflar Ali Balkız'a savcılıkta alınan ifadesi sırasında gösterildiğinde, Gazi Mustafa Kemal Bulvarı, Süleyman Bey Sokaktaki işaretli bulunan krokideki evin kendisinin 2008 yılı Ocak ayında boşalttığı ev olduğunu, elle çizilen krokinin de doğru ve evine ait olduğunu, ayrıca 7 adet fotoğrafın da kendisinin daha önce oturduğu eve ve sokağa ait fotoğraflar olduğunu beyan ettiğine yer verilen iddianamede, bu krokiler, fotoğraflar ve bunların üzerindeki işaret ve resimlerden Alevi-Bektaşi Federasyonu Genel Başkanı Ali Balkız'ın bulunduğu adresin tespit ve takibine yönelik çalışmalar yapıldığı, diğer dokümanlarda eylemin bombalı araç ile gerçekleştirileceğinin ve eylem hücresi üyelerinin başkanı olarak da sanık Muhammed Sarıkaya'nın görevlendirildiği, eylemin en ince ayrıntısına kadar planlandığının belirlendiği ileri sürüldü.

''Alevi-Bektaşi Federasyonu Genel Sekreteri Kazım Genç'e yönelik suikast hazırlığı'' başlıklı bölümde, sanık İbrahim Şahin'in İstanbul'daki adresinden Alevi-Bektaşi Federasyonu Genel Sekreteri Kazım Genç'e yönelik ''Tedhiş Planı'' başlıklı suikast planının ele geçirildiğine yer verilen iddianamede, şöyle devam edildi:

''Dokümanlara göre bu eylemin bombalı paket göndermek suretiyle yapılmasının planlandığı, dokümanlar arasında Ankara ilinde bulunan Atatürk Bulvarı, Çankaya Caddesi, Cinnah Caddesi ve Farabi Caddesini kapsayan bölgenin haritası olduğu, haritanın bazı kısımlarında el yazısı ile notlar ve ok işaretleri ile yönlendirmeler yapıldığı, cadde üzerinde bulunan binanın değişik açılardan çekilmiş fotoğraflarının olduğu, elle çizili krokide ve fotoğraflardaki iş yerlerinin isimlerinde benzerlik olduğu görülmüştür.''

zaman

Haber Ara