Dolar

34,8750

Euro

36,7040

Altın

3.037,15

Bist

10.132,32

Baykal suikasti, 'Aşk-ı Memnu'ya benzetti

Partisinin grup toplantısında gündemdeki bir çok konuyla ilgili açıklamalarda bulunan CHP lideri Baykal, Bülent Arınç'a suikast iddiasını 'Aşk-ı Memnu' dizisine benzetti.

16 Yıl Önce Güncellendi

2010-01-26 16:43:00

Baykal suikasti, 'Aşk-ı Memnu'ya benzetti
Deniz Baykal, Türkiye'de darbe ticareti olduğunu belirterek, "Her hafta yeni bir senaryo; birileri yazıyor, birileri sahneye koyuyor. Millet olarak, 'acaba bugün ne var' diye bekliyoruz. Sanki Aşk-ı Memnu dizisi" dedi.

"Ortada darbe yok ama söylemleri var." diyen Baykal Türkiye'de darbe olmadığını ancak darbe ticareti yapıldığını söyledi.

Baykal, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, Türkiye'de darbe tartışmaları yaşandığını ifade ederek, "Darbe aşağı, darbe yukarı... Manşetlerde darbe, televizyon ekranlarında darbe konuşuluyor. Başbakan'ın ağzında darbe var. Genelkurmay Başkanı dün büyük bir rahatsızlık, huzursuzluk içinde, neredeyse mahcubiyet içinde özür dileyerek, darbe kelimesini ağzına almak zorunda olduğunu ifade etti" dedi.

"Darbe mi geliyor, Türkiye'nin darbe diye bir olayı mı var?" sorusunu yönelten Baykal, son askeri müdahaleden bu yana geçen 30 yıl içinde, son günlere kadar, darbe bekleyişi, tartışması, teşebbüsü yaşanmadığını söyledi.

Baykal, ortada bir darbe değil ama darbe söylemi olduğunu ileri sürerek, "Darbe söylemi, şu anda darbe hazırlığı olduğu, darbeye yönelik çalışmalar yapıldığı, bu konuda bilgiler ortaya çıktığı için mi gündeme geliyor? Yoksa başka bir ihtiyaçla mı bu konular gündeme geliyor?" diye sordu.

Baykal, demokratik bir toplumda, 30 yıldan beri bu işleri aşmış bir ülkede, birden bire bu tartışmanın niçin gündeme geldiği sorusunun, doğru cevaplandırılmasının önemine işaret etti.

Deniz Baykal, "Türkiye'de darbeye yönelik bir siyaset, darbe siyaseti yok da darbe ticareti var. Darbe söylemi; artık saygınlığını yitirmiş, itibarını, etkisini kaybetmeye başlamış siyasetçilerin, yeni canlanma fırsatı arayışı doğrultusunda ortaya geliyor. Acaba darbe söylemiyle kendime gelebilir miyim, darbe söylemi benim için yarar getirir mi bekleyişi içinde, bu konu yerli yersiz gündemde yerini tutuyor. Bu doğrultuda bir süreden beri çok sistematik adımların atıldığını biliyoruz. Bu konuyu ilk kez, Genelkurmay Başkanlığında İrtica Eylem Planı hazırlandığına ilişkin somut iddiaları, Başbakan konuşmaya başlayınca ciddiye aldık" şeklinde konuştu.

Bu eylem planının ardından yaşanan gelişmeleri sıralayan Baykal, bir kişinin "Orijinal metin bende, tanıklık yaparak, ortaya koymaya hazırım, çağırın, bildiğim her şeyi dökeyim. Neler var neler" şeklinde mektup yazdığını söyledi.

Baykal, "Nerede o arkadaş?" sorusunu yönelterek, bunların unutulduğunu, "o eskidi, onu konuşmayalım" denildiğini belirtti.

"Dursun Çiçek ile reyting yapmak yok"

Baykal, ortada iddia bulunduğunu, bu doğruysa çok, doğru değilse daha da önemli olduğunu vurgulayarak, "(Şimdi onu eskittik, onu bir kenara attık, başka iddialar gelsin, bunda heyecan yok, reyting yapmıyor artık bu) Artık Dursun Çiçek ile reyting yapmak yok... Kardeşim senin derdin reyting mi hukuk mu? İşin esasıyla meşgulsen, bu konuyu sonuna ulaştır, son noktaya kadar aydınlat, varsa bir yanlışlık ortaya koy. Yoksa, bu kadar gürültüyü kim Türkiye'ye dayatıyor, nereden çıktı, hesabı soralım, onun yakasına yapışalım. Oldu mu, olmadı..." diye konuştu.

Bundan sonra "Yarbay, komutanını öldürecek" şeklinde iddianın ortaya atıldığına işaret eden Baykal, Yarbay Ali Tatar'ın, "onur intiharında" bulunduğunu ileri sürdü.

"Sanki Aşk-ı Memnu dizisi'

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'a yönelik suikast iddialarının gündeme geldiğini ifade eden Baykal, "Arkasından bir olay, bir heyecan daha... Sanki Aşk-ı Memnu dizisi... Her hafta, (millete, bu defa nasıl bir senaryo sunalım, haydi çocuklar çalışın, daha da heyecan verici, gerilim yaratın, herkes işi gücü bıraksın, bizi izlesin.) Her hafta bir yeni epizot, bir yeni senaryo. Birileri bir yerde oturmuş yazıyorlar, birileri bir yerde sahneye koyuyor. Sonra millet olarak, 'acaba bugün ne var' diye bekliyoruz" dedi.

"Başbakan Yardımcısı'na suikast denildi, 8 kişi gözaltına alındı, incelendi, soruşturuldu, sivil mahkeme 'yok bir şey' deyip, bıraktı. Bu tablo karşısında sormamız gerekmiyor mu; bunların fos çıkması, birer fiyasko haline dönüşmesi bir anlam taşımıyor mu?" diye soran Baykal, "Bize anlatmaya çalıştığı bir mesaj yok mu? Bunun ortaya koyduğu, bize hatırlattığı bir gerçek yok mu? Var tabi, görmesini bilen görüyor. 8 kişi nerede çalışıyor, kozmik odada, 'yürüyün kozmik odaya' dediler. 'Takip ediyor' diye jeepi çevirdiler, içinden patatesler çıktı, kozmik oda araştırmasından. Ortada sistematik biçimde, bilinçli olarak, bir politika olarak, Türkiye'nin önüne bazı konular, bazı suçlamalar taşınıyor" ifadelerini kullandı.

"Yeni başlangıç yapılmalı"

Deniz Baykal, Türkiye'nin artık mutlaka yeni bir başlangıç yapması gerektiğini ifade ederek, "8 yılı bulan bu AKP iktidarının Türkiye'yi getirdiği bu noktada artık yeni bir arayışın bir zorunluluk haline dönüştüğünü bütün vatandaşlarımızın takdirine sunmak istiyorum" dedi.

Baykal, "İktidarın yanlış politikalarının neden olduğu gidişatı değiştirme arayışı içinde toplumu sarsacak yöntemleri denediğini" ve mağdur görüntüsü çizerek toplumun tepkisini kontrol altına almaya çalıştığını söyledi. Baykal, bu yaklaşımın yalnızca iç değil dış politikada da izlendiğini söyledi.

Baykal, "Her kesimde mağduriyetler var. Bu mağduriyetlere iktidarın iyi niyetle çare aradığını söylemek maalesef mümkün değildir. Böyle bir tablo var. Bundan dolayı iktidar oy kaybediyor, güç kaybediyor. Gereksiz gerginlikler yaratıldı, husumetler yaratıldı, millet birbirine düşürüldü. Olmadık gündemler yaratıldı, durduk yerde önemli gerginlikler, tartışmalar birdenbire bu iktidarın çabasıyla Türkiye'nin gündemine taşındı. İnsanların etnik kimlikleri sorgulanmaya başlandı. Bu gidiş iyi bir gidiş değildir. Devlet kurumları birbirine düşer hale geldi. Yargıtay huzursuzluk ve geleceğe yönelik güvensizlik içinde. 'Yangın var' diyor Yargıtay Başkanı. Silahlı Kuvvetler kendisine karşı bir harekatın, saldırının yürütülmekte olduğunu açıkça ifade ediyor. Böyle bir manzaranın içindeyiz. İktidar oy kaybediyor, yeni yeni arayışlar ortaya koyarak düzeltme arayışına gireceklerine yapay ve ülkeye çok zarar verecek başka bir takım yaklaşımların içine giriyorlar" dedi.

"4-C'ye mahkum etmeyeceğiz"

Baykal, Türkiye'nin içinde bulunduğu durumdan çıkışı için çarenin dürüstlük olduğunu vurgulayarak, "Türkiye artık mutlaka yeni bir başlangıç yapmalıdır. 8 yılı bulan bu AKP iktidarının Türkiye'yi getirdiği bu noktada artık yeni bir arayışın bir zorunluluk haline dönüştüğünü bütün vatandaşlarımızın takdirine sunmak istiyorum" diye konuştu.

Bu yeni başlangıcın, "Türkiye'nin tablosunu derleyip toparlayacak, bünyesini güçlendirecek, sağlığa kavuşturacak, rehabilite edecek tedbirleri bir an önce devreye koyması gerektiğini" ifade eden Baykal, bu hedeflerin önemini kavramış bir iktidarın işbaşına gelmesinin zorunlu olduğunu söyledi.

CHP iktidarında, sürekli çalışan işçilerin 4-C uygulamasına mahkum edilmeyeceğini ifade eden Baykal, bu uygulamayı kaldıracaklarını belirtti.

Baykal, yoksullukla mücadele için yoksulluk haritası çıkaracaklarını, yoksul ailelere kadınlar üzerinden aile yardımı yapılacağını, ayrıca istihdam imkanları yaratılarak yoksulluğun ortadan kaldırılacağını bildirdi. Yeni iktidarın temel hedeflerinden birinin de yolsuzlukla mücadele olacağını vurgulayan Baykal, bunun en temel adımının da milletvekili dokunulmazlığının kaldırılması olduğunu ifade etti. Baykal, milletvekili olmanın hukukun üstünde kalmak anlamına gelmeyeceğini, hukukun içine girmeyi onur bileceklerini de söyledi.



Haber Ara