Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

'Başbuğ'un açıklamaları tatminkar değil'

MHP Genel Başkanı Bahçeli, "TSK'nın açıklamalarına güvenmek durumundayız. Ancak Genelkurmay'ın bu iddialara ilişkin açıklamalarını tatminkar bulmak da mümkün değildir" dedi.

16 Yıl Önce Güncellendi

2010-01-26 12:31:00

'Başbuğ'un açıklamaları tatminkar değil'

Partisinin Meclis grubunda milletvekillerine hitap eden Bahçeli, Türk ordusunun polemik konusu yapılamayacağını söyledi.

Bununla birlikte Genelkurmay'ın söz konusu iddialara ilişkin açıklamalarını tatminkar bulmadıklarını söyleyen Bahçeli, TSK'ya yönelik bir karalama kampanyası yürütüldüğünün açık olduğunu, ancak suç ve kusurların da alenileşmeden ortaya çıkması gerektiğini belirtti.

"Aksi halde yıpranmış bir kurumun vereceği her karar tartışmalı hale gelir" diyen MHP lideri, "Ümit ederiz bu zırvalar gerçek değildir" ifadesini kullandı.

İşte Bahçeli'nin konuşmalarından satır başları:

AÇIKLAMALAR TATMİNKAR DEĞİL

- 2009 yılı parti programımızda, Türk ordusunun Türk ordusunun vicdanındaki saygınlığının günlük politikalarla yıpratılamayacağı yer almıştır. TSK’ya ve komuta kademelerine kendisini aklama ve demokrasiye bağlılık konusundaki kuşkuları kaldıracak iç denetimin şeffaf olması ihtiyacı daha da artırmıştır.

TSK KİRLİ SİYASETİN HEDEFİ OLUYOR

- Bunun bir an önce gerçekleşmemesi halinde TSK kirli siyasetin hedefi olmaya devam edecektir.

- Son olarak kamuoyuna yansıyan iddialarla ilgili olarak Genelkurmay Başkanlığı’nın açıklamalarını tatminkar değildir.

- Eğer bir üst karargahtaki gelişmelerden haberdar değilse bu çok tehlikelidir. TSK’ya yönelik bir karalama kampanyası olduğu açıktır, ancak bunlara isnat eden suç ve kusurların da ortaya çıkmasında, kendi idari yapısını devreye sokması kaçınılmaz bir zorunluluk haline gelmiştir.

- Dileriz ki bu zırvalar gerçek değildir ve hepsi iftiradır. TSK bu ağır ithamlardan derhal kurtulmalıdır.

- Siyasete dışarıdan müdahalelerin demokrasiye zarar verdiği açıktır. Aralarında ordu emniyet medya adalet istihbarat ve üniversite mensuplarının da yer aldığı ve çok sayıda soruşturmanın yapıldığı, demokrasiye müdahalelere yönelik yargı adalete intikal etmiş bu konulara karşı başından beri gösterdiğimiz yaklaşımımızın, açılan davaların bir mağduriyete neden olmaması için hızlı sonuçlanmasını sağlamak, devam eden yargı sürecine yönelik müdahaleci yorumlarda bulunmamak, maksatlı sızdırılan belgelerin bilgi kirliliğinden uzak durmak ve hükümeti gerekli tedbirleri almaya davet etmek yetecektir.

SUÇLAMALARIN ODAĞINDA TSK VAR

- Bir gerçeğin ortaya çıkarılması istenirken, kurumların yıpratılmasından uzak durulması bizim bu konulara yaklaşımımızın esasını oluşturmaktadır. Suçlamaların odağında TSK ve mensupları gelmektedir.

- Yine bu kurumun büyük kargaşa ve savaşların yaşandığı coğrafyada ülkemiz için ne kadar önemli olduğu da bilinmektedir..

- Terörle mücadele de sayısız kahramanlık göstermiş bu kuruma yönelik karalama ve küçültme yönetmeleri beklenmelidir ve gerçekleştirilmektedir.

- Üzerinde tartışılan ıslak imzalı bir belgenin akıbeti hala anlaşılamamıştır.

SUİKAST İDDİASI HALA KARANLIK

- Başbakan Yardımcısına suikast iddiası hala karanlıktır.

- TSK’nın özel birliğinin arşivinde yapılan aramanın sonucu da belli değildir.

- Bütün bu gelişmeler karşısında, Başbakan demokrasiyle kumar oynamak gibi tehlikeli bir oyunu tercih etmiştir. Başbakan’ın yapmak istediği, yeniden mağdur rolünü oynamak, ilkesiz ayrımcı kutuplaştırıcı ve teslimiyetçi siyasetini demokratik düşünceyle maske etmek, yoksulluğu örtmeye çalışmak, sanal tedbirler oluşturarak kafa karıştırarak milletimizin gündemini değiştirmek, demokrasi aşığı AKP’yle, demokrasi karşıtı ötekiler gibi, sandığa ya ben ya onlar diyerek gidebilmektir.

- Adalet ve Kalkınma Partisi yaz başından bu yana yıkım projesiyle dönülmez bir yola girmiş ve kendisini bağlayan bir sürece mahkum olmuştur. PKK projesinin toplumca kabul görmemesi hükümeti sıkıntıya sokmuş, cilalı kavramlar, gözyaşı edebiyatıyla kamuoyunun kuşkularını gidermeye çalışmıştır.

- Ne var ki adına devlet projesi diyerek sorumluluğu başka kurumlara da atan Ak Parti, aziz milletimizi ikna edememiştir.

GERÇEK YÜZLERİ ORTAYA ÇIKTI

- Özellikle terörist kafilelerinin Habur sınır kapısından girişi ve AKP’nin kabul ve karşılama törenleri toplumun uyanmasına yol açmış, AKP’nin gerçek yüzünü ortaya çıkarmıştır.

- Gerek partimizin uyarıları, gerek milletimizin eşsiz sağduyusuyla oynanan oyunlar bozulmuş, yıkım senaryosu durdurulmuştur.

- Milletimiz AKP’nin foyasını anlamış, aldatıcı sloganların, sözde demokratikleşme denilen tuzakları görerek AKP zihniyetini sorgulamaya başlamıştır.

- Başbakan artık her ortamda her fırsatta PKK açılımının nasıl birlik ve beraberliği sağlayacağından, ayrışarak nasıl bir arada yaşayacağımızın erdeminden bahsetmeye başlamıştır. Bunların milletimizi hatta AKP’li sağduyulu kardeşlerimizi bile ikna etmekte bile yeterli olmadığı, Başbakan’ın asabi psikolojisinden bellidir.

BİR BROŞÜRE SIĞDIRDILAR

- Adalet ve Kalkınma Partisi, PKK açılımında ve yıkım projesinde yandaşlar bulma adına son kez bir gayret yapmış ve adına sözde demokratik açılım süreci dediği bir broşüre sığınmak zorunda kalmıştır.

- Bu yazılanlara inanacak AKP’linin olup olmadığı, görünen gerçeklerin yeniden sıvanıp sıvanmayacağı öncelikle kendi sorunlarıdır. Bizi ilgilendiren en önemli yanı partimize yönelik alçakça iddialara yer verilmiş olmasıdır.

- Bu dökümanda partimizin oylarıyla terör arasında bağlantı kurulmak istenmesi, tam bir ahlaki çürümüşlük hali olduğu gibi, bu zihniyetin emellerini gerçekleştirmek uğruna ne kadar küçüleceğini de göstermektedir.

HODRİ MEYDAN

- Madem ki iftira atacaksınız, son teröriste kadar teslim al, adalete sevk et, bu belayı ülkemizden def et, varsın bizim oylarımız düşsün, yeter ki sen bunu gerçekleştir. Hodri meydan.

- Partimiz hiçbir cenaze törenine siyasi kaygıyla katılmamış, partimiz şehitlerimizin aziz hatıralarını kucaklamaktan başka hiçbir düşüncesi olmamıştır.

- Terörist cenaze törenlerini bir kez bile eleştirmemiş olan AKP’nin, şehit cenazelerinden etkilenmesi bile başlı başına bir hıyanettir. Ama, yüce divanda yargılanırken, kalıcı bir ihanet belgesi böylece ortaya çıkmıştır.

- Demokrasiye dışarıdan müdahalelere karşı olduğumuzu bir kez daha ifade ediyoruz. Siyasi partilerin terör desteği olmadıkça mahkemelerce kapatılmasını onaylamıyoruz.

- MHP parti programında anlamını bulduğu gibi, devlet iradesinde milletin en iyi şekilde temsil edilen demokrasiyi, hukukun üstünlüğünün, vicdan özgürlüğünün en geniş alanda teminat altına alındığı bir sistem olarak görünmektedir.

PARTİMİZİN DEMOKRATİK REJİMLE SIKINTISI YOK

- Ne Türk milletinin demokrasiden başka bir arayışı vardır, ne de partimizin demokratik rejimle bir sıkıntısı bulunmamaktadır.

- Demokrasiyi yaşatmanın tek yolu sadece dış müdahale kanallarını kapatmak değildir, en az bunun kadar önemli olan diğer siyasal görüşleri dinleyebilen, herkesin hükümeti olduğunu kabul etmiş bir zihniyet şarttır.

- Milli iradeye müdahale için fırsat arayanlar kadar, sözde demokrasiyi savunduklarını söyleyenlerin katı da aynı olumsuz sonuçları toplumun önüne koymaktadır.

- Seçimle gelenin yalnız seçimle gitmesi, demokrasinin kurallarının işletilmesi şarttır ve herkesin bunu kabul etmesi lazımdır.

MİLLETİMİZİN TEPKİSİ ARTIYOR

- Cumhuriyet ve demokrasi birbirini tamamlayan iki önemli değer olarak benimsenmiş ve milletimizin bunlara yönelik tehlikelere karşı tepkisi artmıştır.

MHP'NİN ÖNERİLERİ

- Bu aşamada Cmhurbaşkanına hükümete ve kamuoyuna önerilerimiz şunlardır:

- Konu Cumhuriyet'in temel kurumlarını yıpratacak kadar ağır bir milli güvenlik meselesi haline gelmiştir. Bu sorunun adı devlet krizidir

- Özellikle TSK’ya yönelik ithamlar konusunda, hükümetin laftan öteye bir girişiminin olmadığı olamayacağı anlaşılmıştır.

- Sorunun kısa sürede aşılamaması, varsa demokrasiye mücadele arayışındakilerin ortaya çıkarılmaması, devlette büyük bir sancıya neden olacaktır.

- Demokratik hayatı ülkenin güvenliğini doğrudan etkileyecek bu gelişmelerin, ordu emniyet istihbarat ve bürokrsai üzerinde yıkıcı tesirlerinin olması kaçınılmazdır.

- Anayasa’nın 104. maddesi, Cumhurbaşkanı’na devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını gözetleme görevi ve MGK’yı toplantıya çağırma yetkisi vermektedir.

MGK OLAĞANÜSTÜ TOPLANMALI

- MHP, Sayın Cumhurbaşkanı’nı MGK’yı olağanüstü toplanmasını önermektir.

- TBMM Başkanı, yüksek yargı organlarının başkanları, emniyet ve istihbarat teşkilatının yöneticileri katılmalıdır.

- Toplantı veya devam edecek toplantılar sonunda oluşacak tavsiye kararları, hükümete bildirilmeli, kamuoyuyla paylaşılması ve bu da TBMM zemininde takip edilmelidir.

- Karşılaşılan bu kriz halinin tespiti ve çözümü yönünde, devleti yönetenlerin konunun ciddiyetinin farkında olmaları devletimiz açısından çok önemli hale gelmiştir.

TEK BAŞINA İKTİDAR OLMAYA TALİBİZ

- Dengesi bozulan ve ayarı kaçan Türkiye ekonomisinin sarsıntıları devam etmektedir. Başbakan’dan beklentimiz bize laf yetiştirmenin yerine ekonomiye müdahale etmesidir. MHP iktidara koşmaktadır, milletimizin bize yönelik artan ilgisi bunu göstermektedir ve partimi tek başına iktidar olmaya taliptir.

- Ekonominin yakalandığı ağır hastalık istihdamı felç etmiş, iç ve dış talebe büyük bir darbe vurmuştur. İç kredilerin durması, ihracatta gerileme diğer problemler arasında yer almıştır. Koma halinde bulunan ve can çekişen sektörlerin sorunları giderilememiştir bu nedenle esnafımız, sanayicimiz, çiftçimiz perişan bir durumdadır.

- Eğer her şey iyi gidiyorsa, milletimizin feryatları nasıl izah edilecektir? Neden IMF için zemin oluşturulabilmektedir?

- Hükümetle ilgili ne zaman olumsuz bir şey olsa, malum medya organlarının manşetlerine sarsıcı haberler servis edilmektedir. Böylece Başbakan Erdoğan ezikliğinden kurtulmak için fırsat bulmaktadır. Soluk alıp veren hükümet imdadına, zamanlama itibariyle çok düşündürücü olan iddialar yetişmektedir. Ancak bizi asıl düşündüren husus, krizden çıkışın görülmediği bir ortamda, gündemin işsizlik olması gerekirken birden bire başka alanlara kayıyor olmasıdır.
SON VİDEO HABER

Iğdır'da AK Parti İl Başkanlığı binasına molotoflu saldırı

Haber Ara