Kıdem tazminatı sorununa çözüm aranıyor
İşçi ve işveren için sorun olan 'kıdem tazminatı' sorununa Bakan Dinçer el attı.
16 Yıl Önce Güncellendi
2010-01-23 00:07:00
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer, 'Türkiye'nin hem hükümet olarak hem işçi olarak hem de işveren kesimi olarak 'kıdem tazminatı' diye bir sorunu vardır. Bu sorun çok daha rasyonel bir zeminde çözülebilir ve çözülmelidir' dedi.
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Genişletilmiş Başkanlar Kurulu toplantısında katılımcıların görüşlerini dinledikten sonra yaptığı konuşmada Dinçer, 2009 yılının Türkiye için çok zor bir yıl olduğunu ve 2010 yılının da istihdam açısından zor bir yıl olacağını belirtti.
Tüm dünyada ekonomik olarak bu yıl 1,9 oranında küçülme yaşandığını belirten Dinçer, bu küçülmenin bölgelere ayrıldığı zaman Avrupa Bölgesindeki ekonomik küçülmenin çok daha büyük olduğunu kaydetti.
Dinçer, bu yıl dünyadaki büyümenin çok fazla olmayacağının, yüzde 2 civarında gerçekleşeceğinin öngörüldüğünü ifade ederek, Türkiye'de ise kötümser tabloda bile büyümenin yaklaşık olarak yüzde 4 civarında hedeflendiğini hatırlattı.
Ömer Dinçer, tüm dünyada 2009 yılında yüzde 30 daralma olduğunu, Türkiye'deki ihracatın yüzde 23 oranında azaldığına işaret ederek, Türkiye'nin bu krizden diğer ülkelere göre daha az etkilendiğini söyledi.
Türkiye'de yıl sonu itibarıyla işsizlik oranlarını yüzde 14,8 tahmin etkilerini, 2009 yılında muhtemelen bu oranın yüzde 14 civarında olacağını bildiren Dinçer, şunları kaydetti:
'Ama mevcut işsizlik oranımızın üzerindeki artışa baktığımızda Türkiye'de yüzde 25-30 gibi artış söz konusuyken pek çok gelişmiş ülkelerde işsizlik artış oranı yüzde 100'lere tekabül etti. Her şeye rağmen yapısal sorunlar olduğu için işsizliği biz daha ağır hissettik. Avrupa ülkelerinin ekonomik kriz karşısında aldığı tedbirlerle Türkiye'nin aldığı tedbirler mukayese edilemeyecek kadar iyi... Kısa çalışma ödeneğini nasıl uyguladığımızla ilgili konuda pek çok Avrupa ülkesinin hayranlığını kazandık. 'Bunu nasıl başardınız' diye? Özellikle istihdamın teşvikinde iyi bir uygulamayı başardık.
Kıdem tazminatı bizim ülkemizin ciddi sorunlarından bir tanesi. Bunu hep birlikte kabullenmeliyiz. Bu sadece işverenin sorunu değil. Sadece işveren bunu dile getiriyor ve maliyetleri olumsuz etkilediğini belirtiyor ama gerçekte bu aynı zamanda bir işçinin de sorunu. Örneğin kriz döneminde kapanan bir işletme onlarca işçisine tazminatı ödemeden kapısına kilit vurabiliyor. Bu durumda iş yerini kapatıp gittikten sonra işçisini mağdur edebiliyor. Öyleyse hem işçinin hem de işverenin bir araya gelip, böyle bir sorun var, bunu çözün demesi gerekmez mi? Makul olan bu değil mi? Bizim hep birlikte böyle bir Türkiye sorunu olduğunu anlatmalıyız. Bu hükümet olarak bizim de sorunumuz. Biz de böyle bir sorunla karşı karşıyayız. Uluslararası alanda işe giriş çıkış maliyetlerinin yüksekliği konusunda en fazla eleştirilen ülke biziz. Türkiye'nin hem hükümet olarak hem işçi olarak hem de işveren kesimi olarak 'kıdem tazminatı' diye bir sorunu vardır. Bu sorun çok daha rasyonel bir zeminde çözülebilir ve çözülmelidir.'
-TÜRKİYE'DEKİ İŞSİZLİK SORUNU-
Dinçer, Türkiye'de işsizlik sorunu olduğunu herkesin kabul ettiğini ancak özel istihdam bürolarına da bazı kesimlerin karşı çıktığını vurgulayarak, dünyada yapılan araştırmalarda özel istihdam bürolarının işsizliğin azaltılması noktasında yüzde 1,5 oranında etkili olduğunu, bu oranın Türkiye şartlarında yüzde 1 bile olsa işsizliğin azaltılması konusunda çok önemi bulunduğunu dile getirdi.
Bütün illerde kayıt dışılıkla mücadele için özel personel görevlendirdiklerini belirten Dinçer, 2009 yılında 17 bin 500 bin kişinin kaydını yaptıklarını ve uygulamada ilk yıl olmasına rağmen uygulamanın çok başarılı olduğunu ifade etti.
Dinçer, bölgesel asgari ücret uygulamasının Anayasaya aykırı göründüğünü belirterek, yakın zamanda böyle bir uygulamayı yapmalarının mümkün olmayacağını vurguladı.
-'HUKUKİ TEDBİRLERE YÖNELİK SAVUNMA MEKANİZMASI GELİŞTİRİLİYOR'-
Ağır ve tehlikeli işlerde kadınların özel halleriyle ilgili düzenlemeye ilişkin olarak, bunun yeni bir durum olmadığını vurgulayan Dinçer, 'Eğer bu konuda sizi sıkıntıya sevk edecek bir uygulama, bir sorun veya bir zorlama varsa lütfen bileyim ama bildiğim kadarıyla böyle bir şey olmadı bugüne kadar' dedi.
Ağır ve tehlikeli işlerle ilgili tanımlamayı da kaldıran yeni bir düzenleme yapacaklarını söyleyen Dinçer, bir sorun olması durumunda o yönetmeliğin de hemen değiştirileceğini kaydetti.
Dinçer, uluslararası firmalara tedarik sağlayan firmaların kayıt dışı işçi ve çocuk işçi çalıştırmama, iş güvenliği önlemlerini alma gibi şartları yerine getirmek ve bazı belgeleri almak için pek çok masrafa katlandıklarını ifade ederek, 'Ama bu ülkede hukuki düzenlemelerin öngördüğü tedbirler söz konusu olduğunda buna yönelik bir savunma mekanizması geliştiriliyor. Ben burada hatayı biraz da kendimizde arıyorum. Acaba bunu anlatırken dayatarak söylüyoruz da tepki mi ortaya çıkarıyor diye bakıyorum meseleye. Ama tam da o müşterinizin istediği şeyleri sağlamanız halinde bir sorun kalmayacak' diye konuştu.
-'İŞ KAZALARINDA YILLIK 4 MİLYAR LİRA MİLLİ KAYIP'-
Türkiye'de ciddi bir iş güvenliği sorunu bulunduğuna işaret eden Dinçer, sözlerini şöyle sürdürdü:
'Belki iş kazalarında çok yüksek oranlara sahip değiliz ama dünyada iş kazası olduktan sonra en fazla ölüm oranına sahip ülkelerden birisiyiz. Ve yıllık olarak 4 milyar liraya yakın bir milli kaybımız var. Bu sorunu çözmenin maliyeti, bu paranın yüzde 2'si. Hadi ben çok düşürdüm diye sayın, bu paranın yüzde 10'u olsun. Lütfen tedarikçilerinize, tıpkı müşterilerinizin size yaptığı gibi 'Kayıt dışı çalıştırıyor musun, çocuk çalıştırıyor musun, kadın haklarında fırsat eşitliğini gözetiyor musun, çevre şartlarına uyuyor musun' diye sorun, biz bu sorunu hep beraber aşalım. Çünkü biz teftiş ederek bu sorunu aşamıyoruz.'
-'KRİZDEN ÇIKIŞTA AYAKTA KALAN TEKSTİLCİLER KÜRESEL İŞLETMELERE DÖNÜŞECEK'-
İstihdam maliyetlerinin yüksekliğine ilişkin görüşlere genel olarak katıldığını ve bu nedenle sigorta primlerinde 5 puanlık indirime gittiklerini söyleyen Dinçer, '2009 yılında 5 puanlık indirimin kamuya maliyeti tam 5 milyar lira oldu. Buna karşılık istihdamda ne kadar artış olduğunu söyleyeyim; olmadı' dedi.
Kadın ve gençlerin teşvikiyle ilgili uygulamalar sonucunda 50 bin kişiye istihdam sağlandığını, işsizlerin tekrar işe dönmeleri veya yeni istihdam yaratılması konusundaki teşvik sonucunda kasım ayı sonuna kadar 47 bin kişinin işine döndüğünü, kısa çalışma ödeneği ile 2009 yılında 192 bin kişinin işsiz kalmaktan kurtulduğunu anlatan Dinçer, şöyle konuştu:
'Uluslararası rekabette, özellikle üretim alanındaki rekabette ortaya çıkan fiyat farkı, iş gücü maliyetlerine yüklediğimiz o yükten çok daha fazladır. Onu azaltsak bile hala bizim özellikle tekstil sektörünün uluslararası alanda üretim alanında kalması halinde rekabet etme şansı yoktur. İşletme olarak baktığınızda o işletmenin üretim, tedarik, stok, dağıtım, tasarım gibi fonksiyonları vardır. Sadece üretim fonksiyonundan bahsettim. Mısır gibi ülkelerde tedarikle, tasarımla, pazarlamayla ilgili bir gelişme yok. Eğer siz sadece burada kalayım ve burada rekabet edeyim diyorsanız, sizin üretimle ilgili rekabet ettiğiniz ülkelerdeki fiyat farkı, devletin yüklediği maliyetlerden çok daha yüksek. Tedarik, tasarım, pazarlama fonksiyonu üzerine bir tavsiyede bulundum. Krizden çıktıktan sonra ayakta kalan tekstil işletmelerimizin ulusal işletmeler olmaktan çıkıp küresel işletmelere dönüşeceğini ve tekstilden daha çok para kazanacağımızı düşünüyorum.'
Bu arada toplantı bitiminde gazetecilerin, Milliyetçi Hareket Partisi'nin (MHP) kendisi hakkında verdiği gensoruyu sorması üzerine Dinçer, 'Hayırlısı olur inşallah' dedi.
aa
SON VİDEO HABER
Haber Ara