Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Eğitim sistemi geleceği tehdit ediyor

Osmangazi Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Selahattin Turan'a göre iyi bir eğitim stratejisi hazırlazamazsa övünülen genç nüfus Türkiye'nin sonunu hazırlayabilir.

16 Yıl Önce Güncellendi

2010-01-20 10:36:00

Eğitim sistemi geleceği tehdit ediyor
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Selahattin Turan, Türkiye'nin iyi bir eğitim stratejisi hazırlayamaması durumunda övünülen genç nüfusun ülkenin sonunu hazırlayabileceğini söyledi.

Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Eğitim Fakültesi Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Selahattin Turan, Türkiye'nin iyi bir eğitim stratejisi hazırlayamaması durumunda övünülen genç nüfusun ülkenin sonunu hazırlayabileceğini söyledi. Prof. Dr. Turan, Soğuk Savaş döneminin sona ermesinden sonra bir toplum için en stratejik varlığın birey olduğunun farkına varıldığını, çocuğun potansiyelinin çok önem kazandığını belirterek, her bir çocuğun kendine özgü bir dünya olarak algılanmaya başlandığını kaydetti.

Her çocuğun öğrenme motivasyonuyla dünyaya geldiğini ve potansiyel taşıdığını anlatan Prof. Dr. Turan, şöyle konuştu:''Eğitim sistemi ve yetişkinler çocuğun potansiyelini, öğrenme heyecanını yok etti. Eğitimin temel işlevi, çocuğun potansiyelini ortaya çıkarma ve bunu topluma kazandırmaktır. Eğitimin önemli bir işlevi de çocuğun kendine olan güvenini güçlendirmektir. Türk eğitim sistemi maalesef gelecek merkezli düşünemiyor. Öğrencileri eleyen, sıralayan, yaftalayan her türlü sınav sistemi kaldırılmalıdır. SBS, OKS ve ÖSS gibi sınavlar çocukları sıralıyor. Bu çağ dışı bir şeydir. Bugünkü sınav sistemi çocukların kafalarını önlerine eğmelerini sağlıyor. Oysa bugünkü dünya 'başını kaldır gökyüzüne bak' diyor. Hiçbir çocuğu sıralama hakkımız yok. Sıralama, çocuğun öğrenme motivasyonunu ve okula olan bağlılığını ortadan kaldırıyor. Bu sınavlar yerine çocuğu çok yönlü değerlendiren, sosyal yönlerini ortaya çıkaracak sisteme geçilmelidir.''Prof. Dr. Turan, 21. yüzyılda eğitim becerilerinin değiştiğini belirterek, ''Türkiye'deki sınav sistemi becerilerin ortadan kalkmasına neden oluyor. Bugün bir yaşında olan birinin 2020-2030 yılında karşılaşacağı en ciddi sorun kendini yönetememe sorunu olacak. Sistem böyle giderse Batı'nın 20 yıl önce yaşadığı sorunları biz 10 yıl sonra yaşamaya başlayacağız'' dedi.

"Eğitim sistemi çocuğu hayata bağlamaktan uzak"

Prof. Dr. Turan, okulların çocuklara yaşam ve kariyer becerisi kazandırmadığını, bu eğitim kurumlarının da zaten böyle bir kaygı taşımadığını savundu. Okulun, yaşama ve öğrenme alanı olmaktan çıktığını ileri süren Prof. Dr. Turan, şöyle devam etti: ''Okullar sadece testlerin çözüldüğü, herkesin hasbelkader işini yaptığı mekanlara dönüştü. Eskiden okullar, yaşamın merkezindeydi. Bu kadar dershane ve özel ders okulun iflası anlamına geliyor. Sınava endeksli bugünkü eğitim sistemi çocuğu hayata hazırlamaktan çok uzak. Örneğin son yıllarda Çince, Arapça, Rusça ve Hintçe gibi diller önemli hale geldi. Çocuklara hemen bunları öğretmeliyiz. Almanca, Fransızca gibi klasik Batı dillerini öğretmekten vazgeçmeliyiz. Her şeyi sınavlara endekslediğimiz için yaratıcı bireyler yetiştiremiyoruz. AB ülkeleri de bu yaratıcılık konusunda ümit vermiyor. En yaratıcı ülkeler şu anda Japonya, ABD, Çin ve Güney Kore. Türkiye, AB'nin okullarını model almaya çalışıyor. AB'nin okulları sorunlu ve hastalıklı.''Türk eğitim sisteminin bir an önce yaratıcı alanlara kayması gerektiğine işaret eden Prof. Dr. Turan, ''Google, cep telefonu, MP3 çalar ve otomobillere kadar dünyaya yön veren, milyarlarca katma değer üreten pek çok alet ve icadı gençler buldu. Türkiye nüfusunun yüzde 65'i 35 yaşın altında. Türkiye dünyada en yüksek yaratıcılık potansiyeline sahip. Ancak, potansiyeli 100 yıl geriden gelen bu eğitim sistemiyle halledemiyor. Baştan savma meslek liseleriyle bu sorunu çözemeyiz'' diye konuştu.

"Öğretmenler öğrencilerin çok gerisinde"

Prof. Dr. Turan, ''eğitim sisteminin insanların potansiyellerini yüzde yüz ortaya çıkaracak platformlara dönüşmesi gerektiğini'' belirterek, şunları söyledi: ''Bireyin kendine güven duygusunu yükseltecek yöne kaymalıyız. Bugün çocuklar hep testlerle uğraşıyor, bu yanlış. Çocuklara yaşamdaki bağlantıları görebilecek bir perspektif ve beceri kazandırmalıyız. Çocuklara laptop, cep telefonu ve Facebook kullanımı öğretilmeli. Bazı okullar Facebook'a girmeyi yasaklamış. Bu çağ dışı, ilkel bir şeydir. Çocuklara bağlantıları göstermemiz gerekiyor. Yasaklarla bir yere gidemeyiz. Öğretmenler, öğrencilerin çok çok geresinde. Araştırmalara göre, Türkiye eğitim sistemini revize ederse dünyanın en güçlü 4-5 ülkesinden biri olacak. İyi bir strateji hazırlayamazsak, hep övündüğümüz genç nüfus sonumuzu hazırlayabilir.''

Haber Ara