Dünya basınında bugün
Dünyada meydana gelen olaylarla ilgili önemli gazete, dergi ve internet sitelerinde yer alan haber, yorum ve analizler...
16 Yıl Önce Güncellendi
2010-01-20 12:08:00
Amerikan Los Angeles Times gazetesi, İsrail’in eski Ankara Büyükelçisi Alon Liel ile yaptığı röportajı sütunlarına taşıyor.
Alon Liel, "alçak koltuk krizinin iki ülke arasında süren daha büyük bir krizin parçası olduğunu, İsrail’in Türkiye’nin tavrına olan kızgınlığının tüm yıl boyunca eklenerek arttığını ve bu biriken öfkenin acısının Büyükelçi Oğuz Çelikkol’dan çıkarıldığını" ifade ediyor.
"Darbeyi Biz Yedik"
Liel, "İsrail Dışişleri Bakanlığı’nın tartışmalı bir televizyon programı yüzünden Türkiye’nin büyükelçisini küçük düşürme girişiminin ters teptiğini" belirterek, "Bu yüzden darbe yedik" diyor.
İsrail’in neden böyle bir tepki verdiği sorusuna Liel, iki hafta önce İsrail Dışişleri Bakanı Avigdor Lieberman’ın yeni bir İsrail diplomasisinin duyurusunu yaptığını kaydederek, "Bu, ulusal onur diplomasisiydi. Kendilerini küçülttükleri günlerin sona erdiğini söyledi" diye yanıt veriyor.
Liel, Büyükelçi Çelikkol ile yaşanan sorunun da, bu "ulusal onur diplomasisinin" ilk örneği olduğunu ve "diplomasiyi yeniden icat etmenin mümkün olmadığını" kanıtladığını ifade ederek, "Diplomasi bir kurallar sistemidir. Tüm dünya bunlara bağlı kalır, bunları ihlal etmek cezayı gerektirir. Bir büyükelçiyi küçük düşürmek, ülkeyi küçük düşürmekle aynıdır. Biz de bunu yaptık ve darbe yedik" şeklinde konuşuyor.
İsrail Diplomasisi Adına Çok Büyük Bir Hataydı"
"Bu olay, İsrail diplomasisi adına çok büyük bir hataydı" diyen Liel, "Eğer İsrail Dışişleri Bakanlığı, Lieberman’ın öncülüğünde bu tür örneklere devam etmeye niyetliyse, İsrail daha çok darbe yer. Kurallar var. İsrail, bölgedeki ülkeleri ezecek kadar güçlü değil. Bu, İsrail’in protesto etmekten kaçınması gerektiği anlamına gelmiyor. Durum tabii ki protestoyu gerektiriyordu, ancak bu şekilde değil" ifadesini kullanıyor.
"Türkiye’yle Bağları Kesmek Ölümcül Bir Darbe Olur"
Liel, İsrail’in bölgedeki çıkarları bakımından Türkiye ile ilişkileri kesmeyi kaldıramayacağını belirterek, "Türkiye küçük ya da uzak bir ülke değil. Bağları kesmek, İsrail’in zaten çok sallantıda olan Ortadoğu’daki statüsüne ölümcül bir darbe olur. Akıllı diplomasiye ve gücümüzün sınırlarının daha iyi kavranmasına ihtiyacımız var. Bu son olay, ’diplomatik kas’ gösterme ve ’İstediğimizi yapacak güce sahibiz’ deme girişimiydi, ancak bunu yapamayız ve gerçek şu ki, İsrail geri adım attı" diye konuşuyor.
Haaretz: "Türkiye Arabuluculuk Konusunda İstekli"
İsrail Haaretz gazetesi, Türkiye’nin İsrail-Suriye görüşmelerinde yeniden arabulucu olma konusunda istekli olduğunu yazıyor.
Ankara’ya bir ziyaret gerçekleştiren İsrail Savunma Bakanı Ehurd Barak ile görüşen Türk Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun, İsrail-Suriye görüşmelerinde Türkiye’nin bir an önce yeniden arabulucu olma konusundaki isteğini dile getirdiği aktarılıyor.
Gazete ayrıca, Türkiye’nin Gazze Şeridi’ne yönelik yardımlara izin verilmesini istediğini de belirtiyor.
Haaretz, Davutoğlu’nun Dışişleri Bakanı olmadan önce Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın dış politika danışmanı ve İsrail-Suriye dolaylı görüşmelerinde aracı olduğunu hatırlatıyor.
Davutoğlu ile görüşen İsrail Savunma Bakanı Ehud Barak’ın Suriye ile yeniden görüşmelere geçilmesinden yana olduğunu ancak şu an için İsrail hükümetinin gündeminde bu konunun bulunmadığını dile getirdiği belirtiliyor.
"Davutoğlu Gazze’ye Gitmek İçin İsrail’den İzin Talep Etti"
Davutoğlu’nun uzun süredir Hamas hükümeti ile dialogdan yana olduğu, kısa bir süre önce de Gazze Şeridi’ne gitmek için İsrail’den izin talep ettiği hatırlatılıyor.
İsrail’in ise bu talebi, Hamas’ın söz konusu ziyareti propaganda malzemesi olarak kullanacağından dolayı kabul etmediği ifade ediliyor.
Türk Dışişleri Bakanı Davutoğlu’nun Ehud Barak ile görüşmesinden Gazze’ye yardım için Türk gemilerine izin verilmesini istediği vurgulanıyor.
İsrailli bakanın bu konuda herhangi bir söz vermediği aktarılıyor.
Haaretz, İsrail Dışişleri Bakanlığı Genel Müdürü Yossi Gal’in de Türk Dışişleri Bakanlığı’nda ek görüşmelerde bulunmak üzere hafta başında Ankara’ya geldiğini ifade ediyor.
Haaretz, Yossi Gal’in Ankara’daki temaslarında İsrail Dışişleri Bakan Yardımcısı Danny Ayalon’un neden olduğu Türkiye-İsrail arasındaki son gerginlik konusundan uzak durduğu vurgulanıyor.
Gal’in temaslarındaki ana konunun iki ülke arasındaki ilişkilerin iyileştirilmesi ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun olası İsrail ziyareti olduğu kaydediliyor.
"İran Batılı Savaş Gemilerine Saldırırsa Aynı Şekilde Karşılık Alır"
Gazetedeki bir başka haber Basra Körfezi’ndeki Batılı savaş gemilerinin saldırması durumunda İran’ın aynı şeklide karşılık vereceğine ilişkin…
İran Savunma Bakanı Ahmed Vahidi’nin, "Batılılar, İran’a karşı herhangi bir askeri operasyona yeltenmeleri durumunda Basra Körfezi’nde konuşlanmış bu gemilerin, İran’ı operasyonel hedef aldığını gayet iyi biliyorlar" şeklindeki sözleri aktarılıyor.
İran Savunma Bakanı Vahidi, Basra Körfezi’nden İran’a yönelik bir saldırının karşılıksız kalmayacağını da sözlerine ekliyor.
İngiliz Basını Taliban’ın Kabil Saldırısına Geniş Yer Veriyor
Taliban’ın Afganistan’ın başkenti Kabil’de hükümet binalarına yönelik giriştiği son kapsamlı saldırı İngiltere basınında geniş yer buluyor.
7’si militan 10 kişinin ölümüyle sonuçlanan sadırıyı Taliban’ın 2001’de devrilmesinden bu yana başkente yönelik olarak gerçekleştirdiği en büyük ve kapsamlı eylem olarak niteleyen Guardian, şunları ifade ediyor:
Guardian: "Ufukta Siyasi Çözüm Gözükmüyor"
"Taliban’ın kontrolü tekrar ele geçirme mücadelesi verdiği son 7 yılda şiddetin doruğa tırmandığı bir ülkenin başkenti olan Kabil kolay bir hedef. Kabil, buradaki saldırılar imajını doğrudan zedelediği için hükümetin yumuşak karnı. Başkent çatışmanın odak noktalarından olan doğu eyaletlerine de çok yakın. Birçok uzman Kabil’i bu tür saldırılardan tamamen izole etmenin mümkün olmadığında birleşiyor. Bu saldırıların durmasının tek yolu isyan hareketinin sona ermesi. Bu da, hala ufukta görünmeyen siyasi bir çözümü gerektiriyor."
Financial Times: "Afgan Güvenlik Güçleri Göz Doldurdu"
"Afgan güvenlik güçleri göz doldurdu" diyen Financial Times ise olayın en çok konuşulan yönlerinden birine, Afgan güvenlik güçlerinin dün nasıl bir sınav verdiğine dikkat çekerek, özetle şu ifadelere yer veriyor:
"Kabil, güvenliği sağlama sorumluluğunun tamamen Afgan güçlerinde olduğu tek kent. NATO uzmanlarına göre de Afgan güvenlik güçleri, bu sınavdan başarıyla çıktı. Ancak bu saldırı, başkentin ne kadar savunmasız olduğunu da bir kez daha gözler önüne serdi."
Independent: "Saldırı, Taliban’ın Ciddiye Alınması Gerektiğini Gösterdi"
Independent da konuyu başyazısında değerlendiriyor ve saldırının Taliban’ın ciddiye alınması gerektiğini gösterdiğini ifade ediyor.
Bunun iyi planlanmış ve koordine edilmiş bir eylem olduğunu vurgulayan gazete, "Taliban sadece toprağını korumaya çalışan silahlı aşiret reislerinin oluşturduğu bir koalisyon değil, uzun vadeli siyasi gündemi olan bir gruptur" diyor.
Bunun aynı zamanda, yabancı asker sayısındaki artışa rağmen, Taliban’ın toparlanmakta ve nüfuzunu genişletmekte olduğuna da işaret ettiği belirtiliyor.
BBC, Afganistan’daki Rüşvet Olaylarına Dikkat Çekiyor
BBC’in internet sayfası ise, Birleşmiş Milletler’in, Afganistan’da halkın geçen yıl kamu görevlilerine 2 buçuk milyar dolar rüşvet verdiğini duyurduğunu aktarıyor.
Bunun da, ülkenin Gayri Safi Yurt İçi Hasılası’nın yaklaşık 4’te 1’ine tekabül ettiği bildiriliyor. Birleşmiş Milletler tarafından hazırlanan rapora göre, yolsuzluk Afganistan’ın kalkınmasını engelliyor.
Raporu hazırlayan Birleşmiş Milletler Uyuşturucu ve Suçla Mücadele Bürosu, Afganistan’da halkın yarıdan fazlasının geçen yıl polislere, yargıçlara ve siyasetçilere rüşvet verdiğini belirtiyor.
Afganistan’da kişi başına ortalama yıllık gelir 425 dolarken, verilen ortalama rüşvetin 160 dolar olduğunun tespit edildiği ifade ediliyor.
Cadbury'nin satışı
İngiltere basının iç haberler ve ekonomi sayfalarına damgasını vuran, birçok gazetenin manşete taşıdığı haber ise başka.
Dünyanın en büyük çikolata üreticilerinden olan 186 yıllık İngiliz şirketi Cadbury'nin, bir başka dünya devi ve Milka, Toblerone gibi çikolataların üreticisi Amerikan Kraft tarafından yaklaşık 20 milyar dolara satın alınması.
"Cadbury satışı savundu" manşetiyle çıkan Financial Times, grubun Yönetim Kurulu Başkanı'nın bunun küreselleşmenin gereği olduğu şeklindeki savunmasını aktarıyor.
Ancak şirketin İngiltere'deki 4500 çalışanının işten çıkarılma korkusu yaşadığı da aktarılıyor.
Independent da olayın bu boyutuna ağırlık veriyor ve çok sayıda işçinin Kraft'ın kemer sıkma politikalarının kurbanı olabileceğini belirtiyor. Gazetedeki yorumda, "Kraft ava çıktı ve böyle bir şirketi satabilecek tek ülkeye, İngiltere'ye geldi" deniyor.
Times'ın başlığı ise, "Kraft İngiltere'nin simgelerinden birini yuttu, binlerce kişi işini kaybetme riskiyle karşı karşıya" şeklinde. Gazete önceki benzer satışlarda verilen sözlerin tutulmadığını ve insanların acımasızca işten atıldığını, birilerinin de bundan milyonlar kazandığını belirtiyor.
Olayın bu boyutu Guardian'ın manşetinde.
Yaklaşık 20 milyar dolarlık satıştan, şirketin patronu Todd Stitzer'ın cebine 20 milyon dolar kalacağını belirtiyor gazete. Ayrıca satış sürecinde istihdam edilen çok sayıda yatırım bankacısı, danışman, avukat ve halkla ilişkiler uzmanına da toplam 400 milyon dolar ödeneceği belirtilmiş.
Kaynak: TRT - BBC
SON VİDEO HABER
Haber Ara