“Ben Tanrı Değilim”
Beşikteki bebekten, bir katil üretebilme kabiliyeti ve Mehmet Ali Ağca örneği...
16 Yıl Önce Güncellendi
2010-01-19 13:48:00
Bugün “Ben Tanrı Değilim” diyen bir katilin, aramıza karışmasının ilk günü…
Davulla, zurnayla yapılan karşılamanın, birbirini ezen basın ordusunun, lüks arabalar ile, 5 yıldızlı otellerde yapılacak olan konaklamanın, Hollywood tekliflerine verilecek olumlu cevapların, normal insanlara(!) nasip olamayacak bir koruma ordusu ile kazanılmış ayrıcalıkların ilk günü…
Askerlik şubesinin bir kapısından girip, diğer kapısından çıkmanın, es kaza çıkılamayacak gibi bir durumla karşılaşılırsa, önceden alınmış önlem olarak açıklanmış “vicdani retçilik” in, her ihtimale karşı deli halleri bunlar izlenimi bırakacak, İngilizce basın açıklamasının, bir katilin şovunun ilk günü.
Ölen öldüğüyle kaldı… Yaralanan yaralandığı… Kaçırılan çocuklarına bir daha kavuşamayan aile çocuklarının acısı ile…
Zamanı biraz ileri alabilsek, göreceğiz ki belli bir zaman sonra Samastlar da aynı şekilde, benzer muamelelerle özgürlüklerine kavuşacaklar.
Katillerden kahraman yaratan bir toplum için normal bir manzara…
Daha elindeki silahın namlusu soğumamışken, dışarıdaki destekçileri köşelerinden ufacık çocuğun yaşını büyütüp katil yaratmaya çalışıyorlar şeklinde destekler döşeniyorken, birileri bayrak önünde katillerle hatıra fotoğrafı çektirme yarışına girişmişti.
Toplumun katil adaylarına sunulan bir model sanki Ağca…
Biraz yaldızlayınca lüks araç konvoyları arka arkaya dizilip, takım elbise ile görüntüler televizyonlarda yayınlanınca kan izi kaybolacak hafızalardan sanki…
Zaten 30 yıl olmuş.
Abdi ipekçi kimdir ki?.
Çoğu için bir semtteki cadde ismi…
Kendisine sahte pasaport hazırlayan Emniyet amiri ile olan kirli ilişkileri, cezaevinden kaçırılması, tetikçiliği, cevabını bulmamış ve asla bulamayacak olan bir sürü karanlık ilişkiler yumağı…
10 yıl… Bir katilin cezası Türkiye’de…
Televizyon haberlerinde avukatlarının birisine sorulan şu soruya verilen cevap belki de Abdi İpekci’yi bir daha öldürüyordu…
-Vicdanı rahat mı Sayın Ağca’nın?..
-Evet vicdanıyla ilgili en küçük bir rahatsızlığı söz konusu dahi değil!..
O avukatın böyle bir soruyu Ağca’ya sorduğunu sanmıyorum… Rahatlık müvekkiliyle olan empatiden kaynaklanıyor… Tereddüt bile etmiyor…
-Evet vicdanıyla ilgili en küçük bir rahatsızlığı söz konusu dahi değil!..
O soruyu aslında yakınları öldürülen, katledilen acılı ailelere sormak lazım ya da 87 yaşındaki, en yeni parti lideri Rahşan Ecevit’e…
3 yıl önce önceki katillerle, 30 yıl önceki katiller arasında hiçbir fark yok…
3 yıl önce Hrant Dink, 30 yıl önce Abdi İpekçi öldürüldü…
Karanlık organizasyonlardan sonra, katiller kahraman ve kahraman adayları…
Ve katil çok anlamlı kimsenin bilmediği bir cümle söyledi…
Ben Tanrı değilim!..
Belki de bizim duyamadığımız bir tonda bir soru sorulmuştur!..
-Sen Nesin?..
-Vatan hizmetinden kaçmak düşüncesinde olmayan, dinsel inançları ve felsefi değerleri(!) nedeniyle eline silah almak istemeyen Ülkücü katil Mehmet Ali Ağcayım…
Yeni Hollywood yıldız adayı, en doğru incili yazma adayı, Mesih adayı, yazar adayı, medya şovmen adayı…
Kendisine model arayan gençler için, kahraman adayı…
Tezkeresi çürük raporu olarak verildi… Jet bir hızla…
Katilin vicdanı gayet rahat…
Davul zurnayla karşılanan ve kahraman muamelesi gören bir katil o…
Dün gece birbirini ezen, o umarsız yağlayıcı yıkayıcı basın yığınını görünce, yeni Ağca’lar, yeni Ogün’ler ve yeni katillerin yeni figüranlar olarak yerlerini almaları kaçınılmaz olacak…
Beşikteki bebekten, bir katil üretebilme kabiliyeti de bu olsa gerek…
Yazıklar olsun!..
*Araştırmacı-yazar
SON VİDEO HABER
Haber Ara