'Ya sev ya terk et' diyenler azaldı
Uluslararası araştırma şirketi Ipsos KMG'nin 34 kentte 16 bin kişiyle yaptığı anketten çarpıcı sonuçlar çıktı. TSK'ya güven oranı düştü, 'Ya sev ya terk et' diyenler azaldı.
16 Yıl Önce Güncellendi
2010-01-17 16:39:00
Yapılan araştırmada toplumun askerlere duyduğu güven iki farklı değişken yardımıyla ölçüldüğü ortaya çıkıyor. Bunlardan biri “güvenilir kurum” sorusu, diğeri ise askerleri bağımsızlık ve toplumsal düzenin güvencesi olarak tanımlayan soruydu. Sorulara verilen cevaplara göre araştırmacılar 3 sonuca ulaştı.
1 Artık neredeyse ezber haline gelen %85-90 güven bulgusu artık geçerli değil.
2 Yıllara göre karşılaştırma imkânı tanıyan “asker güvencedir” sorusuna verilen yanıtlar ise 2007 yılı itibariyle toplumun askerlere duyduğu güvende bir kırılma olduğuna işaret ediyor.
3 Bu kırılmaya karşın, demokratik sistemin vazgeçilmez unsuru olan parlamentoya güven duyanlar, nüfusun %50’sini bile geçemiyor.
Araştırmaya verilen yanıtlar Türkiye’yi 5 sosyolojik kümeye böldü. 10 milyonluk Kentli modernler yeniliklere açık küme olarak tanımlanıyor. Kırsal ve kentsel bölgelerde eşit dağılan düşük gelir ve eğitimli Tutunamayanlar Türkiye’nin geleceğine güveniyor. Kırsal kayıtsızlar’ın özelliği, sunulan neredeyse bütün alternatiflere kayıtsız kalmaları ya da muhalefet etmeleri. Kentli gelenekçiler, geleneksel değerlere bağlı, orduya yüksek güven duyuyor. Kırsal statükocular, Türkiye’nin ekonomik ve siyasal anlamda iyiye gittiğini en yüksek oranda düşünenlerden oluşuyor.
Eğitim arttıkça destek düşüyor
Araştırmada dikkat çeken sonuçlardan biri de ’Açılım’a toplum tarafından verilen desteğin ölçülmesiyle ortaya çıktı. ’Açılama destek veriyor musunuz? sorusuna Türkiye genelinde verilen cevap toplumsal uzlaşmanın sağlanamadığını gözler önüne serdi. Araştırmaya katılanların verdiği cevaplar yaş gruplarına, eğitim durumlarına ve oturdukları coğrafi bölgeye göre değerbendirildiğinde ise ortaya farklı tablolar çıktı. Örneğin eğitim düzeyi ve yaş arttıkça açılıma destek azaldı.
‘Sağ söylem prim yapar’
GELENEKSEL değerler ve din söz konusu olduğunda Türkiye insanı son derece kararlı bir biçimde en güçlü tavrı alıyor. Yandaki tablo da görüldüğü gibi dinin hayattaki etkisi büyük.
Türkiye’nin 2/3’ü dinî inancım hayatıma yön verir derken, Türkiye’nin Batılı bir ülke olduğunu söyleyenler nüfusun yalnızca 1/3’ü. Araştırmacılar bu durumu “Önemli bir toplum kesimi Türkiye’yi eleştirenler karşısında sınırları dar bir tolerans çerçevesi sergiliyor. Tüm bunlar nasıl değerlendirilmeli?
Öncelikle Batılı sağ ve sol kavramlarının Türk siyasî yapılanmasını fazlaca belirlemediği anlaşılıyor. Türkiye dinî geleneksellikle tanımlanabilecek büyük bir toplum kesimine sahip. Bu toplum kesiminin ’sağ’olarak bilinen partilere oy verdiklerine kesin gözüyle bakılabilir. Mevcut tablo, siyasî partilerin oy tabanlarını genişletmek için dinî ve milliyetçi vurguyu güçlendirmelerini açıklar gibidir” diye yorumluyor.
Türkiye’de sol fikirler:
İpsos’un araştırmasın göre Türkiye’de eşitlik ve yoksulluk büyük yüzdelerle en önemli sorun olarak tanımlanıyor. Standart “sol söylemler” olarak tanımlanan eşitlik ve yoksulluk, Türkiye’de sol siyasetin içinde bulunduğu açmazın iyi irdelenmesi gerektiğini ortaya koyuyor. Türkiye’de nüfusun yarıdan biraz fazlası “özelleştirme-karşıtı” tavır almakta. Türkiye’de insanların hak ettiği konumda olduğunu düşünenler ise yalnızca nüfusun 1/5’i.
TOPLUM ÖZELLEŞTİRMEYE KARŞI
Türkiye’yi Anlama Kılavuzu’na göre toplumun yarısından fazlası özelleştrimeye karşı. Özelleştirme son günlerde TEKEL işçilerinin Ankara’da yaptığı eylemlerle yeniden gündeme geldi. TEKEL işçileri, özlük haklarını yitirerek C4 statüsüne geçirilmelerine karşı mücadele ediyor.
Kaynak: Vatan
SON VİDEO HABER
Haber Ara