Dolar

34,9325

Euro

36,5932

Altın

3.012,13

Bist

10.058,63

İşte dünya basınında bugün...

Dünyada meydana gelen olaylarla ilgili önemli gazete ve dergilerde yer alan haber, yorum ve analizler...

16 Yıl Önce Güncellendi

2010-01-15 11:01:00

İşte dünya basınında bugün...
İsrail’de, Türkiye’nin Tel Aviv Büyükelçisi Oğuz Çelikkol’a yönelik nezaket dışı davranış nedeniyle ikili ilişkilerde patlak veren kriz ve Dışişleri Bakan Yardımcısı Daniel Ayalon’un özür dilemek zorunda kalmasının yankıları sürüyor.

Haaretz Gazetesi, asıl ciddi zararının, Türkiye’nin İsrail ile sıcak ilişkilerin temelini oluşturan Türk kamuoyunun İsrail ile ilgili hissiyatına verildiğini vurguladı.

Gazete, Türkiye ile yaşanan "Ayalon krizi"ne ilişkin bir analizinde "Türk kamuoyu, İsrail’in hakaretini unutmayacak" uyarısında bulunuyor.

"Bir bakanın" Türk Büyükelçisinin Dışişleri Bakan Yardımcısı Daniel Ayalon tarafından tabii tutulduğu muameleyi kınayan bir açıklama yapmak üzere medyaya gitmediğine işaret eden Haaretz, Savunma Bakanı Ehud Barak’ın da bir istisna olmadığına dikkat çekti.

Türkiye’nin kendine "yakışan cömertliği göstererek" İsrail’e bir özür mektubu yazması için iki günlük süre tanıdığını da kaydeden gazete, ancak ikili ilişkilere zararın verilmiş olduğunu da vurguladı.

Analizde, Türkiye’ye gidecek İsrailli turist sayısının ne kadar azalacağı yada kaç tane anlaşmanın iptal edileceğinin tartışılmasının pek anlamlı olmayacağı belirtilirken, Türkiye’nin yılda 26 milyon yabancı turist çektiğinin bunların sadece yarım milyonunun İsrailli olduğuna işaret edildi.

"Türkiye’yi cezalandırmaya karar veren İsrailli turistler varsa da Suudi turistlerin sayısı yüzde 226 arttı, İran’dan yapılan ziyaretlerde ise yüzde 88 bir tırmanma görülüyor" diyen gazete, şu yorumu yaptı:
"Asıl ciddi zarar, Türkiye’nin İsrail ile sıcak ilişkilerin temelini oluşturan Türk kamuoyundaki derin erozyondur. Türk kamuoyu, temsilcilerine hakaret edilmesine tahammül etmeye hazır değil."

Haartez gazetesinde yer alan bir başka haberde İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres’in konuyla ilgili açıklamaları yer alıyor.

Gazete, İsrail Dışişleri Bakan Yardımcısı Danny Ayalon’un Türk büyükelçisine davranışının ’bir devletin değil bir kişinin hatası’ olduğunu söyleyen Peres’in,"Diplomatik bir tavır değildi ve özür dilemesi çok iyi oldu" sözlerini alıntıladı.

Cumhurbaşkanı Peres’in ’Bu bütün bir devlete ya da bütün diplomatlara maledilemez, ancak biz de böyle bir hatayı bir daha tekrar etmemeyi öğrenmeliyiz.’ ifadelerine de yer veren gazete, İsrail Parlamentosu Knesset’den 17 milletvekilinin Türkiye’ye özür mektubu yazdığını duyurdu.

Haaretz’de Türkiye ile ilgili öne çıkan bir başka haberde, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Lübnan Başbakanı Hariri’nin ziyareti sırasındaki açıklamaları öne çıkıyor.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Hariri ile ortak basın toplantısında, İsrail’in Filistinlilere karşı orantısız güç kullanarak,Lübnan’ın hava sahasını ihlal ederek ve nükleer programının detaylarını açıklamayarak dünya barışını tehdit ettiği sözlerinin hatırlatıldığı haberde, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne çağrısı da yer aldı.

Başbakan Erdoğan’ın uluslararası toplumun İran’ın nükleer programıyla uğraştığı kadar İsrail’e de nükleer programıyla ilgili baskı yapması gerektiği açıklamasına vurgu yapılan haberde, ’Bölgede adil bir yaklaşım içinde olmazsak,sorunlar yalnızca bu bölgeyi etkilemeyecek, başka yerlere de sıçrayacak. Ortadoğu’da huzursuzluk demek, dünyada huzursuzluk demek’ sözleri alıntılandı.

İsrail’in sağ eğilimli en büyük gazetesi Jerusalem Post ise, Türkiye ile çıkan diplomatik krizi farklı değerlendiriyor.

Gazete, Tel Aviv’in geri adım atarak Ankara’dan özür dilemesi üzerine adeta ateş püskürdü.

Sırada Rus gazeteleri var. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Rusya Başbakanı Vladimir Putin’in daveti üzerine Moskova’ya yaptığı iki günlük çalışma ziyaretine Rus basını geniş şekilde yer verirken, gazeteler enerji alanındaki işbirliğini öne çıkardı.

Rusya’nın resmi gazetesi sayılan "Rossiyskaya Gazeta", Erdoğan’ın dün Rusya Devlet Başkanı Dimitri Medvedev ve Putin ile yaptığı görüşmeye geniş şekilde yer verdi.

Medvedev’in görüşme sırasında iki ülke arasındaki işbirliği hakkında "üst düzey" ifadesini kullandığı belirtilen haberde, Türkiye’nin yardımı sayesinde Rusya’nın Güney Akım doğal gaz boru hattını Karadeniz’in altından geçirme sorununu hallettiği, Türkiye’nin projenin kara sularından geçmesine izin vererek Moskova’yı Karadeniz ülkeleriyle yaşanabilecek zorlu müzakerelerden kurtardığı kaydedildi.

Haberde, Medvedev’in ortak enerji projeleri hakkında konuşurken "çok memnun olduğunu" ifade ettiği belirtilerek, Erdoğan’ın da bu işbirliğinin sadece gaz alanında değil, petrol ve petrol ürünleri alanlarıyla da çeşitlendirilmesi için fırsatlar bulunduğuna dikkati çektiği vurgulandı.

Haberde, Erdoğan-Medvedev görüşmesinde Samsun-Ceyhan petrol boru hattı konusunun da ele alındığı belirtildi.

Rusya Başbakan Yardımcısı İgor Seçin’in de yaptığı açıklamada, Rusya’nın Samsun-Ceyhan projesine aktif şekilde katılacağını söylediği belirtilen haberde, "Yeni anlaşmalar iki ülkeye geçen yıl küresel ekonomik krizden dolayı ikili ticaret hacminde kaybedilenlerin telafisini sağlayacak. Nitekim hem Erdoğan hem de Putin ticaret hacmini 5 yıl içinde 100 milyar dolara çıkartma hedefini dile getirdi. Hedefe ulaşma yolunda bazı adımlar da atıldı. Rusya ve Türkiye arasında atom enerji dalında ortak işbirliği konusunda anlaşmaya varıldı" ifadeleri kullanıldı.

Erdoğan ve Putin’in görüşmede ayrıca vize uygulamasının karşılıklı olarak kaldırılması konusunu ele aldığı vurgulanan haberde, iki ülke arasında vizelerin mayıs ayına kadar kaldırılabileceği, her iki başbakanın da görüşmelerin bu doğrultuda yürütüleceğini açıkladığına dikkati çekildi.

"Güney Tur Akımı" şeklindeki esprili başlıkla yayımladığı haberde, "Rus turistler için Türkiye’ye vizesiz gitme şansı doğacak" alt başlığını kullandı.

Rusya’nın saygın ekonomi gazetelerinden Kommersant ile bitiriyoruz dünya basını turunu.

Gazete "Berlin-Roma-Ankara. Türkiye, Rusya ile stratejik ortaklık çemberine doğru" başlığıyla yayımladığı haberde, özellikle Gazprom’un artık Türkiye’yi Almanya ve İtalya ile aynı pozisyonda "stratejik partner" olarak değerlendirdiğini vurguladı.

Gazete, karşılıklı hisse ve pay değişimi yoluyla enerji projelerinde ilişkilerin daha da derinleştirileceğini kaydetti.

İngiliz Basını

Independent, manşetinde sokakta uyuyan bir depremzede ailenin fotoğrafının altında "Gelen var mı?" diye soruyor. Gazete, yardım örgütlerinin Haiti'de büyük zorluklarla karşılaştığına dikkat çekiyor.

Guardian da havaalanı, limanlar ve yolların ağır hasar görmesi nedeniyle hava ve denizyoluyla gönderilen yardımların henüz depremzedelere ulaştırılamadığını yazıyor.

Gazeteye göre, yardım örgütleri, gecikme nedeniyle , kritik kabul edilen ilk 72 saat içinde müdahale edilemediği için enkaz altında hala kurtarılmayı bekleyenlerin şansının azalmakta olduğunu vurguluyor.

'Yardım uçakları geri çevriliyor'

Guardian, Amerikan Sivil Havacılık Dairesi'nin, inecek yer ve dönüşlerinde kullanacakları yakıt olmadığı için Haiti hükümetinin isteği üzerine, bu ülkeye yardım götüren uçakları durdurduğunu aktarıyor.

Times gazetesi de, arama kurtarma ekiplerini taşıyan bir İngiliz yardım uçağının 12 saatlik yolculuktan sonra, piste sadece altı metre kala, Amerikan askerleri tarafından komşu Dominik Cumhuriyeti'ne dönmeye zorlandığını yazıyor.

Guardian, Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Barack Obama'nın, 2005 yılında New Orleans'ı yerle bir eden ve selefi George W. Bush'u zor durumda bırakan Katrina kasırgasından dersler çıkararak Haiti'ye yardımda kararlı, hızlı ve cömert davrandığını belirtiyor.

'Obama, kararlı, hızlı ve cömert davrandı'

Haiti'ye 100 milyon dolar yardım taahhüdünde bulunan Obama, bu ülkeye 5700 asker göndereceklerini açıklamıştı.

Deprem sonrasında Amerika Birleşik Devletleri Dışişleri Bakanı Hillary Clinton ve Savunma Bakanı Robert Gates, yardım çalışmalarıyla yakından ilgilenmek için dış gezilerini iptal etmişti.

Guardian depremzedelerin ölülerin arasında uyumaya başladığını, dükkanların yağmalanması nedeniyle başkent Port-au-Prince'in her köşesinden silah sesleri yükseldiğini belirtiyor.

Gazete aynı haberinde Beyaz Saray'ın Amerikalı sağcı televizyon yorumcusu Pat Robinson'ın depremle ilgili sözlerini kınadığını aktarıyor.

Robinson, Ada'daki vudu geleneğine gönderme yaparak, Haitililerin, 1804'te Fransa'dan bağımsızlıklarını kazanmak için şeytanla işbirliği yapmaları nedeniyle bunları yaşadığını söylemişti.

Guardian, Amerikalıların, Haiti'deki felakete, Afrika ve Asya'dakilere kıyasla daha fazla ilgili gösterdiklerini tüm Amerikan televizyonların normal akışlarını keserek, kalabalık ekiplerle Haite'den aralıksız deprem yayını yaptıklarını kaydediyor. Amerika'da 30 bini sınır dışı edilmeyen kaçak göçmen olmak üzere yaklaşık bir milyon Haitili yaşıyor.

'Bankalara kriz vergisi'

Haiti'deki depremden, Amerikan Başkanı Barack Obama'nın dün açıkladığı başka bir kararın yankılarına geçiyoruz. Obama finans krizi sırasında 700 milyar doları aşan banka kurtarma programında ortaya çıkacağı tahmin edilen 117 milyar dolarlık kaybı telafi etmek için varlıkları 50 milyar doları geçen finans kuruluşlarından özel kriz vergisi alınacağını açıklamıştı.

Financial Times'a göre, bankaların çalışanlarına yüksek miktarda ikramiye dağıtmaya devam etmesini eleştiren ve vergi mükelleflerinin her centini geri alacaklarını söyleyen Obama, diğer ülkelerin de kendilerini izlemesini istiyor.

Gazeteye göre, Amerikan Hazine Bakanlığı, gelecekteki krizler için fon oluşturmak amacıyla bankalara daimi ilave vergiler getirmek yerine finans sektörünün kurtarma programının maliyetini üstlenmesi gerektiğini savunuyor ve diğer ülkelere de benzer kararlar almaları çağrısında bulunmaya hazırlanıyor. Amerikalı yetkililer, bu politikanın eşit rekabete hizmet edeceğini söylüyor.

Financial Times, ancak Amerikalı yetkililerin her ülkenin kendi planları olduğunu ve bu modeli benimsemeyebileceklerini de kabul ettiklerini vurguluyor.

Bir İngiliz yetkili, bir kez fatura çıkardıkları bankalardan yeniden para isteyemeyeceklerini belirtirken, Times gazetesi, Obama'nın açıkladığı karardan İngiliz bankalarının da etkileneceğini, Royal Bank of Scotland, HSBC ve Barclays Bank'ın toplam 10 milyar dolarlık ödeme yapmak zorunda kalabileceğini belirtiyor.

Bazı uzmanlar, kurtarma paketinin yol açtığı zarar karar karşısında bankalardan istenen paranın çok az kaldığına, bankaların bu vergiyi müşterilerine yansıtacaklarına dikkat çekiyor.

'Kopenhag zirvesi AB'nin zayıflığını gösterdi'

Financial Times'a göre, Almanya'nın enerjiden sorumlu Avrupa Komisyonu üyesi adayı Günther Öttinger Aralık ayında, Kopenhag'da yapılan Birleşmiş Milletler İklim zirvesinin, uluslararası siyaset sahnesinde Avrupa'nın etkisinin ne kadar az olduğunu ortaya koyduğunu söyledi. Öttinger, atamasının onayı için parlamentoda yapılan oturumda, "Kopenhag zirvesi Avrupa Birliği'nin Çin gibi ülkeler karşısında Avrupa Birliği'nin dünyada sözünü geçirecek kadar büyük olmadığını gösterdi" dedi.

'İngiltere asker gönderme siyasetini gözden geçirmeli'
Independent'a göre, istihbarat servislerinden sorumlu parlamento komisyonun başkanı Kim Howells, İngiltere'nin dünya sahnesindeki yerini yeniden değerlendirmesi gerektiğini söyledi. Howell, İngiltere'nin dünyanın farklı bölgelerindeki kriz noktalarına asker gönderme siyasetini gözden geçirmesini, bu savaşlar için harcanan kaynakların, doğrudan İngiltere'yi hedef alan tehditler için kullanılmasını önerdi.
SON VİDEO HABER

Polis memuru, ölümüne neden olduğu gencin ailesinden af diledi

Haber Ara