AB bilgi merkezi açıldı
Egemen Bağış, AB sürecinin Türkiye'deki ve Avrupa'da ki zihinleri açma sürecinde olduklarını söyledi.
16 Yıl Önce Güncellendi
2010-01-14 16:07:00
Egemen Bağış, İstanbul Ticaret Odası ve AB Türkiye Delegasyonu arasında imzalanan protokol kapsamında, Eminönü'ndeki İTO binasında kurulan İstanbul AB Bilgi Merkezinin açılışında konuştu.
İTO'nun kuruluşunun 128'inci yıl dönümünü kutlayan Bağış, "Avrupalı muadillerimi İstanbul'da ağırlarken, Kapalıçarşı ve Mısır çarşısını gösteriyorum. Bakın 'Ticaret burada başladı. Kapalıçarşı dünya tarihinin en eski alışveriş merkezi. Müzakerelerin icadı burada başladı. Bizimle müzakere yaparken bunu aklınızdan çıkarmayın' diyorum" dedi.
Doğunun en Batılı, Batının da en Doğulu şehri olan İstanbul'un Avrupa'nın ve Asya'nın bir araya geldiği; kıtaların, medeniyetlerin, dinlerin, enerji kaynaklarının, farklı hayat yaklaşımlarının birleştiği nokta olduğunu belirten Bağış, "Bu yüzden ben İstanbul'suz bir AB düşünemiyorum, Avrupalıların da İstanbul'suz mutlu olabileceklerine inanmıyorum" görüşünü dile getirdi.
Türkiye'nin AB müzakerelerine başladığı 1959 yılından çok farklı bir noktada bulunduğunu kaydeden Bağış, Türkiye ile İspanya arasında çok büyük benzerlikler bulunduğunu, 30 yıl önce Türkiye'de Kafka'nın ve Dostoyevski'nin kitaplarının toplatılıp yakıldığını, İspanya'da da albayların meclisi basıp milletvekillerini rehin aldığını anlattı.
Bugün her iki ülkenin de demokrasi ve ekonomilerinin çok güçlü olduğunu kaydeden Bağış, iki ülke başbakanlarının "Medeniyetler İttifakı"na eş başkanlık ettiğini anımsattı.
İspanya'nın AB'nin yeni dönem başkanı olduğunu anımsatan Bağış, AB sürecinde benzer tecrübeleri bulunan İspanyol dönem başkanlığından çok büyük beklentiler içinde olduklarını söyledi.
Bağış, İspanya'nın dönem başkanlığı içinde mümkün olduğu kadar fasıl açmaya çalışacaklarını vurgulayarak şöyle konuştu:
"Ama Türkiye'nin AB sürecinin en önemli boyutu fasıl açmak değildir, zihin açmaktır. Biz gerek Türkiye'deki gerek Avrupa'daki zihinleri açma sürecini gerçekleştiriyoruz. Ülkemizde çok ciddi dezenformasyon kampanyaları var. AB'yi olduğundan çok farklı bir şey, kötü bir şey gibi göstermeye çalışan, Anadolu'daki gençleri ve insanları etkilemeye çalışan direnç odakları var. Demokratikleşmeye, özgürleşmeye, şeffaflaşmaya ve zenginleşmeye direniyorlar. Ama korkunun ecele faydası yok. Türkiye her geçen gün daha da demokratik, müreffeh, zengin, şeffaf ve saygın ülke olma yolunda azim ve kararlılıkla ilerliyor. Çünkü bu ülkenin insanı her şeyin en iyisine layık."
-"VİZYONU SINIRLI SİYASİLER"-
AB üyesi ülkeler içinde Türkiye'ye direnç gösteren, bazı vizyonu sınırlı siyasiler bulunduğunu kaydeden Bakan Bağış, onların da dirençlerinin kırılması gerektiğini söyledi. Bağış, "Ortalama yaşı 28 olan, genç, dinamik, eğitimli 72 milyonluk nüfusu olan, enerji kaynaklarının kesişim noktası olan, barışın, diyaloğun merkezi haline gelen Türkiye'nin AB üyesi olduğu gün, onların bazı konularda önüne geçebileceğinden endişe ettikleri için direnç gösteriyorlar. Bu dirençlerin hiçbirine pabuç bırakacak, havlu atacak niyetimiz de yapımız da yok" diye konuştu.
-"ŞEB-İ ARUS'TA SABRI GÖRDÜLER"-
Devlet Bakanı Bağış, Ankara'daki AB üyesi ülkelerin büyükelçileriyle Konya'da Şeb-i Arus törenlerini birlikte izlediklerini anlatarak şunları kaydetti:
"Orada bizim dervişlerimizi izlerken, bu milletin ne kadar sabırlı olabileceğini bizzat gördüler. Bir hafta sonra Ankara'da Anadolu Ateşinin Avrupa kültürünün doğuş noktasının Anadolu olduğunu ortaya koyan Troya gösterisini de birlikte izledik. Orada da bu milletin ne kadar dinamik ve ateşli bir kültürü olduğunu bizzat gördüler. Sabır da, azim de, dinamizm de, ateş de var. Onun için Türkiye'nin AB üyelik süreci mutlaka tamamlanacaktır."
AB'nin de AB'deki karar verme mekanizmalarının da değiştiğini belirten Bağış, "Türkiye ile AB o büyük randevuyu eninde sonunda mutlaka gerçekleştirecektir" dedi.
Egemen Bağış, AB sürecinin herkesin ortak paydası olduğunu ifade ederek, "Bugün Türkiye'de devletleşmeden çekinenler varsa, aşırı liberalleşmeden endişe edenler varsa çözüm AB'dir. Muhafazalarlıkla ilgili endişeleri olanlar varsa çaresi AB'dir. Rejim ve tekelleşmeyle ilgili kaygıları olanlar varsa, AB sürecinde bunların boş kaygılar olduğunu görecektir" ifadesini kullandı.
-MUHALEFETE ANAYASA ÇAĞRISI-
Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Bağış, AB sürecinin demokrasiyi gittikçe güçlendirdiğini kaydederek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Muhalefet partilerine bir çağrıda bulunuyorum: AB standartlarında bir anayasaya kavuşmak için bütün siyasi partiler ve sivil toplum kuruluşları nasıl bir Türkiye tasavvur ediyorlarsa, onu anlatan bir anayasa taslağı hazırlasınlar. Anayasalar ülkelerin nasıl yönetilmesi gerektiğini belirten belgeler değildir, nasıl bir ülke hayal edildiğini ortaya koyan belgelerdir. Görelim bakalım, hangi siyasi partilerimiz, sivil toplum kuruluşumuz, örgütümüz ne kadar demokratik, şeffaf bir Türkiye arzuluyor. Kendinden farklı olanların hakkını hukukunu ne kadar savunabiliyor."
Bağış, yıllarca bu ülkede "konuşan Türkiye"den bahsedildiğini, ama dinleyen Türkiye'nin çok fazla dile getirilmediğini belirterek şunları kaydetti:
"Birbirimizi dinlemekte de çok geciktik. Alevi, Kürt, Rum, Süryani, Musevi kadınlarımızın, çocuklarımızın sorunlarını dinlemekte geciktik. Milli Birlik ve Kardeşlik projesi kapsamında birbirimizin sorunlarını dinlemeye, empati kurmaya başladık. Ötekileştirmektense benimsemeye, sorunlara çare bulmak için düşünmeye başladık. Bu bir zihniyet değişimidir. Demokratik açılım sürecinin geleceği noktada AB üyesi ülkelerdeki vatandaşların ne hakkı hukuku varsa, etnik kökenine, dini inancına, siyasi düşüncelerine bakılmaksızın, bu ülkenin bütün vatandaşlarının da aynı hak ve hukuka sahip olma sürecidir."
AB sürecinde halkın bilgilendirilmesinin önemine işaret eden Egemen Bağış, iş dünyasının bilgi merkezlerini iyi kullanmasını istedi.
"Sizler AB ile ne kadar çok iş yaparsanız, Türkiye AB'ye o kadar hızlı girecektir" diyen Bağış, Türkiye'nin AB içinde güçlü olması, güçlü olabilmek için de bilgiye sahip olunması gerektiğini söyledi.
AB kapılarını iş dünyasıyla teker teker açacaklarını anlatan Bağış, yatırım, istihdam ve işletmelerin demokrasinin teminatı olduğunu, ekonomi güçlendikçe, demokrasinin güçleneceğini, demokrasi güçlendikçe de AB'nin bir hayal olmaktan çıkıp varılabilir hedef olma noktasına geleceğini kaydetti.
AB'nin geçici bir heves değil, stratejik bir hedef olduğunu vurgulayan Bağış, "Toplantıya katılan Avusturya'nın Ankara Büyükelçisi aynı zamanda gelinimizdir, eşi Türk'tür. Salonda gördüğüm uzun yıllar AB Parlamentosunda Türkiye için açık, net çaba göstermiş Joost Lagendijk da damadımızdır. Bu entegrasyon, artık Türkiye ile AB'nin geri dönülemeyecek noktaya geldiğinin en önemli örneğidir" diye konuştu.
aa
SON VİDEO HABER
Haber Ara