Dünya Basını'nda bugün
Bu gün Dünya basınında yer alan haberler.
16 Yıl Önce Güncellendi
2010-01-13 10:01:00
Haaretz gazetesi, Büyükelçi Çelikkol’un Ayalon’un koltuğundan daha alçak bir koltuğa oturtulması bir de üzerine Ayalon’un, "Yalnızca bizden aşağıda oturtduğunun ve bu odada sadece İsrail bayrağının olduğunun görülmesini istedik" sözlerine Ankara’nın sert tepki gösterdiğini yazıyor.
Gazete, Türk diplomatik kaynaklara dayandırdığı haberinde Büyükelçi Oğuz Çelikkol’un, "Ayalon ibranice konuştu. Eğer niyetini ve gazetecilere söylediği sözleri o anda anlayabilseydim gereken cevabı verirdim" sözlerine yer veriyor. Haberde, Çelikkol’un İsrail ordu radyosuna yaptığı açıklamada, "35 yıllık meslek hayatımda böylesine büyük bir saygısızlıkla karşılaşmadım" dediği de belirtiliyor.
Haberde bu olayın arkasındaki ismin İsrail’in sertlik yanlısı Dışişleri Bakanı Avigdor Lieberman olduğu da kaydediliyor. Gazete, görüştüğü bazı İsrail Dışişleri Bakanlığı kaynaklarının,
"Lieberman, Savunma Bakanı Ehud Barak’ın gelecek hafta Türkiye’ye yapacağı ziyareti önlemeye çalışıyor" ifadelerine de yer veriyor.
Washington Post Gazetesi
Washington Post, Amerikan ekonomisini düze çıkarma çabalarının bir yansıması olarak Amerikan Merkez Bankası’nın Hazine’ye 2009 yılı için 45 milyar dolar aktaracağını ve bunun bir rekor olduğunu yazmış sayfalarında...
Gazetenin kamuoyuna açık bilgilerden hesapladığı bu rakam 96 yıl içinde merkez bankasından hazineye gidecek en yüksek rakam...
Haberde, Merkez Bankası’nın faizleri düşük tutup büyümeyi teşvik etmek amacıyla yüksek miktarda bono satın almasının bu rekoru beraberinde getirdiği kaydedildi.
2009 sonu itibarıyla kısa adı FED olan Amerikan Merkez Bankası’nın üstlendiği iç borçlanma miktarı da rekor kırarak 2008’deki 497 milyar dolardan 1 virgül 8 trilyon dolara yükseldi. Bunda Obama yönetiminin ekonomiyi rayına oturtmak için açıkladığı milyarlarca dolarlık kurtarma paketleri de etkili oldu.
Washington Post’un haber-yorum sayfalarında ise Amerika Birleşik Devletleri’nin El Kaide’yle mücadelesinde Irak ve Afganistan’dan sonra üçüncü büyük cepheye dönüşen Yemen’deki gelişmeler değerlendiriliyor. Bu yazı da kısaca şöyle:
"İşleyen bir yönetimin bulunmadığı, savaşın ve kaosun hüküm sürdüğü Somali’den kaçan binlerce genç hayatta kalabilmek için Yemen’e kaçıyor. Önceki yıllarda Somali’den gelen mültecilere gönül rahatlığıyla kapılarını açan Yemen yönetimi son dönemde El Kaide tehdidinin artmasıyla birlikte endişeli... Çünkü önemli bir bölümü militan gruplara katılan bu gençlerden ’El Kaide’nin yeni nesil savaşçıları’ olarak bahsediliyor.
Amerikan istihbaratı ve Yemen yönetimi, El Kaide’ye yönelik operasyonlarına hız verirken, Somali’den gelen binlerce kişinin bulunduğu mülteci kampları da yakın izlemeye alındı. Çünkü bu kampların ve mülteci durumuna düşen gençlerin Somali’deki köktenci örgütlerle Yemen’deki El Kaide arasında katalizör rol oynamasından da endişe ediliyor.
Somali’de faaliyet gösteren ve Amerikanın terör örgütleri listesinde bulunan Şebab hareketinin "Arap yarımadasında El Kaide’ye nerede ihtiyaç duyarsa yardım göndereceğiz" açıklaması Yemen yönetimini harekete geçirdi.
Yemen güvenlik güçleri Somalili mültecilerin barındığı kamplara baskınlar düzenledi ve çok sayıda kişiyi gözaltına aldı. Sorguya çekilen Somalili gençlerden bazıları silah zoruyla Şebab hareketine destek vermeye zorlandıklarını, aile fertlerinin de örgüt tarafından kaçırıldığını söyledi.
Bölgeyi yakından izleyen uzmanlar, ’El Kaide açısından Pakistan Afganistan için ne anlama geliyorsa, Somali de Yemen için benzer bir anlam taşımaya başladı" yorumunu yapıyor"
New York Times Gazetesi
New York Times’ın yorum sayfalarında ise, Amerikan piyasasından aldığı bonolarla dünya ekonomisinin toparlanmasına önemli etki yapan Çin Halk Cumhuriyeti, izlediği ekonomik politikalar nedeniyle eleştiriliyor. Gazetenin dikkat çekici yazısı kısaca şöyle:
"Çin’in son 20 yılda izlediği ekonomi strateji olağanüstü başarı kazandı... Dış yatırıma kapılarını sonuna dek açan ve dünyada üretimin ana merkezlerinden biri olmayı başaran Çin ekonomisi rekor üzerine rekor kırarak hızla büyüdü. Bu durum küresel kriz ortamında her ne kadar Çin’in lehine çalışsa da, dünya genelinde ekonomiyi zayıflatan bir etki yaratıyor.
Ucuz Çin mallarının akınına uğrayan çok sayıda ülke, bu ülkenin ürünlerine karşı ’korumacılık’ dahil bir dizi önlem almaya hazırlanıyor. Çünkü küresel krizin en ağır darbeyi vurduğu ülkelerdeki sanayi kuruluşları, bir yandan krizden kurtulmaya çalışıyor bir yandan da ucuz Çin mallarıyla rekabet etmek zorunda kalıyor.
Çin yönetimi, kriz öncesindeki yıllarda para birimlerinin dolar karşısında kademeli olarak değer kazanmasını teşvik ediyordu. Ancak 2008’de Çin yönetimi, Avro’ya karşı değer kaybeden dolarla Çin para biriminin benzer seviyelerde sürdürülmesini kararlaştırdı. Bu Avrupa kıtası ve Japonya ile Çin mallarının istilasındaki Asya piyasaları üzerinde çok büyük baskı yarattı.
Çin Halk Cumhuriyeti, hızla büyüyen para rezervlerini üretimi daha da teşvik etmek yerine kendi halkının yaşam standartını yükseltmekte kullanmalı. Washington’da gerek Kongre’de gerekse Beyaz Saray’da Çin’in ekonomik politikalarına karşı sabır da tükenmeye başladı. Buna karşılık küresel krizin en kötü günlerinde sağlam durarak istikrara katkı yapan Çin Halk Cumhuriyeti, ’sert tepkileri haketmediği’ görüşünde...
Çin ile Avrupa ve Amerika arasında olası bir ticaret savaşı, zar zor toparlanma işareti veren küresel ekonomiyi toptan batırabilir. Tarafların sakin olması lazım ancak Çin’in aşırı üretim politikasına bazı alternatifler geliştirmesi de gerekiyor..."
Daily Telegraph Gazetesi
Daily Telegraph , İngiltere’nin Avrupa İşlerinden Sorumlu Bakan Yardımcısı Chris Bryant’ın seçim tarihini ağzından kaçırdığını yazıyor. Gazeteye göre, Bryant, İngiltere’nin Latin Amerika ülkeleriyle ilişkileri hakkında konuşurken "Umarım ilişkilerimiz, seçimlerin yapılacağı 6 Mayıs’a kadar düzelir" ifadesini kullandı.
İngiliz bakanın sözleri hayata geçerse, buna göre İngiltere’de yerel seçimler genel seçimlerle birlikte yapılacak. Muhalefetin erken seçim çağrısına rağmen, hükümet şimdiye kadar seçim için bir tarih telaffuz etmiş değil.
Times Gazetesi
Times gazetesi ise iktidardaki İşçi Partisi’ne kamuoyu desteğinin rekor seviyede düştüğüne işaret ediyor.
Son anketlere göre, anumuhalefetteki Muhafazakar Parti, İşçi Partisi’yle arasındaki farkı 13 puana çıkardı.
Gazete Başbakan Gordon Brown’u liderlikten düşürme çabalarının açığa çıkmasının İşçi Partisi’nin zaten azalan desteğini daha da azalttığını yazıyor.
Ancak ankete göre İşçi Partisi için en uygun isim, herhangi bir alternatif ortaya çıkmadığı için, hala Gordon Brown...
SON VİDEO HABER
Haber Ara