Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

TBMM'de gizli Masonik simgeler

Dan Brown'un Washington'da aradığı kayıp semboller TBMM'de bulundu. 'Kayıp Sembol' kitabında anlatılan ABD Kongresi'ndeki masonik işaretlerin benzerleri TBMM'de de çıktı.

16 Yıl Önce Güncellendi

2010-01-11 11:11:00

TBMM'de gizli Masonik simgeler

Dan Brown'ın, Washington'daki Kongre Binası'nda bulunan masonik sembolleri konu aldığı ‘Kayıp Sembol' kitabı satış rekoruna giderken, Gazeteci Mustafa Yılmaz “Dul Kadının Oğulları” adlı kitabında, TBMM'de çok sayıda masonik işaretler bulunduğunu iddia etti

Gazeteci Mustafa Yılmaz, “Dul Kadının Oğulları-Tapınağın Türk Şövalyeleri” kitabında TBMM'yi yapan Avusturyalı mimar Clemens Holzmeister ile dönemin Meclis Başkanı Abdülhalik Renda'nın mason olduğunu ve “Meclis binasına çok sayıda masonik sembol yerleştirildiğini öne sürdü.

Gazete Habertürk'te yer alan habere göre Masonların, ilk mason üstadı olarak bilinen Hiram Usta'ya saygının bir gereği olarak yaptıkları her esere mutlaka masonik semboller yerleştirdiğini iddia eden Yılmaz, bunun gerekçesini, “Büyük Üstad Hiram'ın adını sonsuza kadar yaşatma yemini” ve “Masonik hakimiyetin güç göstergesi” olarak açıkladı.

Milli Gazete'de yazarlığın yanı sıra SP Genel Başkanı Numan Kurtulmuş'un danışmanlığını da yapan Yılmaz, TBMM'deki masonik işaretleri parlamento muhabiri olarak görev yaptığı dönemde fark ettiğini belirterek, “Dikkatimi çeken bu işaretlerin izini sürdüm. 10 yıllık bir çalışmanın sonunda böyle bir kitap ortaya çıktı” dedi

TÜM SEMBOLLER VAR

Kitaptaki iddiaya göre TBMM'nin zeminindeki mermerden yapılmış şekillerde “üçgen”, “üçgen içinde göz”, “piramit”, “Kutsal Kadeh” gibi sembollerden çok sayıda bulunuyor. Üçgen içinde üç nokta; en önemli masonik sembollerden sayılıyor. “M” harfi de yine en önemli masonik işaretlerden. TBMM'de kulis girişinde yer alan esrarengiz işaretler arasında yer alan “M” harfi masonların “kutsal kadın” kabul ettiği Magdalenalı Maria'yı simgeliyor. Zeminde yine masonların kutsal kabul ettiği kadeh ve Davut'un “D” harfi de “M”nin hemen yanında yer alıyor.

TBMM İNŞAATININ ÖYKÜSÜ

TBMM binası için açılan yarışmaya 14 proje katıldı. 28 Ocak 1938'de jüri birinciliğe değer üç proje seçti. Atatürk'ün de beğendiği Clemens Holzmeister'in projesinde karar kılındı. Binanın temeli 26 Ekim 1939'da dönemin Meclis Başkanı Abdülhalik Renda tarafından atıldı. Renda 1946'ya kadar görev yaparken inşaata 2. Dünya Savaşı sırasındaki parasal sıkıntılar nedeniyle aralıklarla devam edilebildi. Renda'dan sonra 1948'e kadar Kazım Karabekir ile Ali Fuat Cebesoy, 1950'ye kadar Şükrü Saracoğlu, 1960'a kadar da Refik Koraltan başkanlık yaptı. 1957'den sonra inşaatı hızlandırılan yeni Meclis Binası, 27 Mayıs ihtilalinden sonra hizmete açıldı.

İŞTE TBMM'DEKİ GARİP SEMBOLLERDEN BAZILARI


Kitaptaki iddiaya göre üçgen içinde nokta; en önemli masonik sembollerden..


Dul Kadının Oğulları isimli kitaba göre bu M sembolü'de yine en önemli masonik işaretlerden. TBMM'deki esrarengiz işaretler arasında yer alan bu sembol yazara göre Magdelenalı Maria'yı simgeliyor. Masonlarca kutsal kadın.


TBMM'deki bir başka ilginç sembol. Dul Kadının Oğulları isimli kitaba göre bu da yine masonik sembollerden..

Brown'ın aradığı kayıp semboller

Dan Brown'ın fırtınalar koparan son kitabı Kayıp Sembol'de ABD'nin başkenti Washington'daki Kongre Binası'ndaki masonik semboller işleniyor. Kitapta, Kongre binasının mimari yapısının masonik olduğu fikri işlenirken, “kutsal kadeh”, “üçgen üstünde göz” ve “M” harfi dikkat çeken semboller arasında yer alıyor. Kitapta, ayrıca “Hz. İsa'nın Son Akşam Yemeği” tablosunda Magdalenalı Maria'nın M harfi ile sembolize edildiği vurgulanıyor. Halen sırları tam olarak çözülemeyen bu resmi yapan ünlü ressam Leonardo Da Vinci'nin de bir mason olduğu belirtiliyor.


KAYIP SEMBOL'DEN SONRA KAYIP KAFATASI

Kitaptaki ilginç iddialardan biri de, Mimar Sinan'ın kafatası ile ilgili.

1935 YILINDA KAYBOLDU BİR DAHA BULUNAMADI

Kitaptaki iddiaya göre dünyanın gelmiş geçmiş en büyük mimarı Mimar Sinan'ın kafatası kayıp. Bu gerçek 1940 yılında mezarda yapılan inceleme sonucu ortaya çıktı. 1940 yılında uzman bir heyet tarafından açılan mezarda şaşırtıcı bir gerçekle karşılaşıldı. Çünkü Mezarda Mimar Sinan'ın bütün kemikleri bulunmasına rağmen kafatası yoktu. Bunun üzerine başlatılan araştırmada mezarın daha önce 1935 yılında bir kez daha açıldığı belirlendi.

Mezarın açılış gerekçesi, Mimar Sinan'ın Türk olduğunu ispat etmekti. Ancak incelemeden sonra Sinan'ın kafatası yerine konulmadı. Bir çok araştırmacı kayıp kafatasının peşine düştü ancak bir türlü bulunamadı. Kafatasının 1935 yılında “Antropoloji müzesinde” sergilenmek üzere alındığı iddia edildi. Ancak burada da tuhaf bir durum vardı. Çünkü kitaptaki iddiaya göre Türkiye'de hiçbir zaman antropoloji müzesi olmadı.

SİNAN'IN KAFATASI MASON LOCASINDA (MI)

Bu noktada kitap ilk kez gündeme gelen şaşırtıcı bir iddiayı ortaya attı. Mustafa Yılmaz'ın “Dul Kadının Oğulları” isimli kitabına göre sinan'ın kafatası masonlar tarafından alındı. Ve Mason Locası'nda bulunan ve mason adaylarının kabul töreninin yapıldığı “Tefekkür Odası” denilen bölüme konuldu. Masonlukta kafatası inancı bulunuyor. Bir kişi mason olurken, Karanlık ve duvarları siyah örtü ile kaplı bir odaya kapatılıyor. Tefekkür odası denen bu odada sadece bir masa ve kafatası bulunuyor.

Kitabın ayrıntılarına ulaşmak için tıklayınız

Haber Ara