Diyanet İşleri, İran'ın tavrından memnun
Diyanet İşleri Başkanı Bardakoğlu, İran'da İslam'ın diğer mezheplerini, diğer gelenekleri de göz önüne alan çalışmaların artmaya başladığını belirterek, ''Bu memnuniyet verici bir gelişme'' dedi.
16 Yıl Önce Güncellendi
2010-01-07 13:45:00
Başkanlığın özellikle son zamanlarda İslam dünyasındaki benzer kurumlarla karşılıklı bilgi ve tecrübe paylaşımını esas alan, belli alanlarda muhtemel işbirliklerine kapı aralayan bir ilişki kurduğuna dikkati çeken Bardakoğlu, ''Ancak, bunun bir eksik ayağı İran'dı. İkinci eksik ayağı da Uzak Doğu ülkeleri'' görüşünü dile getirdi.
Bu eksikliği gidermek, İran'daki dini ve ilmi kurumların sunduğu din hizmetlerini, üretilen bilgileri gözlemlemek ve iki ülke arasında din alanında bilgi akışını sağlamak amacıyla İran'ı ziyaret ettiğini anlatan Bardakoğlu, davet üzerine yaptığı ziyaret kapsamında din alanında üst düzey resmi kurumların yetkilileriyle görüştüğünü, üniversite ve araştırma merkezlerini ziyaret ettiğini, sivil dini kurumların üst düzey yetkilileriyle bir araya geldiğini söyledi.
İran'daki dini hayatı kısmen gözlemleme imkanı bulduğunu dile getiren Bardakoğlu, ülke genelinde yaygın olan Şii anlayışın, farklı grupları birleştiren bir kimlik oluşturduğunu kaydetti.
Din hizmetlerinde Şii geleneğin hakim olduğuna işaret eden Bardakoğlu, ancak araştırma merkezlerinde ve üniversitelerde, diğer dini gelenekleri ve yaklaşımları da kuşatan Kur'an ve sünnet merkezli çalışmalar yapıldığını söyledi.
Belli bir mezhebi değil, tüm mezhepleri göz önüne alan çalışmaların yapılmış olmasının önemine değinen Bardakoğlu, ''İslam coğrafyasında yaygınlığı bulunan diğer mezhepleri, diğer gelenekleri de göz önüne alan çalışmaların artmaya başlaması memnuniyet verici bir gelişme.
Bu, bir mezhebe bağlı bir anlayışın yerine farklı görüşleri de göz önüne alan bir bakış açısının gelişmekte olduğu anlamına gelir'' diye konuştu.
Bu yüzyılda, farklı mezheplerin, görüşlerin, inançların, dini geleneklerin barış ve hoşgörü, karşılıklı sevgi ve saygı içinde bir arada yaşayabilme ihtiyacının öne çıktığını vurgulayan Bardakoğlu, ''İran da bu çizgide kendini geliştiriyor ve yeniliyor. Bu da ilişkilerin kalitesini arttırıyor'' değerlendirmesinde bulundu.
Ülkede entelektüel bir birikim olduğunu, Kum şehrinde her hafta 20 yeni kitap basıldığını ve 35 bin yazma eseri barındıran kütüphaneler bulunduğunu anlatan Bardakoğlu, ilmi araştırma merkezlerinde tefsir, Kur'an ve hadisle ilgili hacimli ve son derece düzeyli yayınlar yapıldığını söyledi.
Türkiye'de de ilahiyat alanında üst düzey bilgi üretildiğini ifade eden Bardakoğlu, iki ülke arasında bu alanda bilgi birikimin paylaşılması gerektiğini kaydetti.
İran'ın Türkiye'ye özel önem verdiğini vurgulayan Bardakoğlu, Türkiye ile iyi ilişkilerin, komşuluktan gelen dostluk mesajının İran'da büyük memnuniyet yarattığını belirtti.
İran'daki son siyasi gelişmeleri nasıl değerlendirdiği yönündeki bir soruyu da Bardakoğlu, ''Ziyaretimiz tamamen dini ve ilmi kurumlar arasında olduğu için siyasi bir gözlem yapma imkanımız olmadı'' diye yanıtladı.
GELEN HEYETLERDEN ''NASIL BAŞARDINIZ'' SORUSU
Başkanlık ile Uzak Doğu ülkelerindeki dini kurumlar arasındaki bilgi akışının henüz yeterli düzeyde olmadığını ancak giderek geliştiğini dile getiren Bardakoğlu, önümüzdeki dönemde bu yönde ilişkileri arttırmayı hedeflediklerini bildirdi.
Son dönemlerde Uzak Doğu ülkelerinden çeşitli düzeylerde heyetlerin Başkanlığı ziyaret ettiğini anlatan Bardakoğlu, şunları kaydetti:
''Heyetlerin genelde 'Türkiye olarak farklı dini düşünceleri, farklı inançları, demokrasiyi, batılılaşmayı bir arada nasıl başardınız? Bunu öğrenmek için geldik' dediklerine sıkça rastlıyoruz. Türkiye'yi önemsediklerini belirtiyorlar, Türkiye'deki dini hayatın dışarıda algılanmasının çok olumlu olduğunu ifade ediyorlar.
Uzak Doğu ile iletişim içinde olmamız, onlardan bazı şeyler öğrenmemiz ve kendimizi onlara tanıtmamız gerekiyor. Bu bizi öğrensinler, bizi model alsınlar ilişkisi değildir. Bizim onları onların bizi tanıması, farklı tecrübelerin birbirinden yararlanması anlamına gelir. Biz dünyaya model olmak gibi bir iddiayı taşımayız elbette. Ama gönlüm ister ki Diyanet İşleri Başkanlığı, diğer ülkelerdeki dini kurumlarla sürekli bilgi ve tecrübe alışverişi içinde olsun. Çünkü artık büyük bir köyde yaşıyoruz. Hepimizin birbirimizden dinleyecekleri var, birbirimizden alacakları, birbirimize verecekleri var.''
''ÜST KURULLAR ARASINDA SAĞLIKLI BİR İLETİŞİM KURULMALI''
Bardakoğlu, Başkanlık bünyesindeki Din İşleri Yüksek Kurulu'nun, dini soruları cevaplandırma, istişare ve karar organı olarak bağımsız şekilde faaliyet gösterdiğini belirtti.
Kurul'un, İslam ülkelerindeki üst istişare, karar ve dini soruları cevaplandırma kurullarıyla ortak çalışmalar yapmasının, karşılıklı bilgi alışverişinin de bütün insanlığın ortak yararına olduğuna dikkati çeken Bardakoğlu, diğer ülkelerdeki benzeri üst kurulların ne yapıp ettiğinin ve onların hangi sorunlara hangi çözümleri getirdiğinin bilinmesi gerektiğini vurguladı.
İslam dünyasında dini konularda adeta ''her kafadan bir ses çıktığını'' ifade eden Bardakoğlu, ''Bazen hepimizi mahcup eden İslamın özüyle bağdaşmayan, İslam'ın genel ilke ve amaçlarından ziyade uluslar arası konjonktürü ve siyasi uygulamaları önceleyen, tepkisel, siyasi, ideolojik içerikli fetvaların da gündeme geldiğini ve dini kurumların aniden günübirlik tartışmaların girdabına sürüklendiğini görüyoruz. İslam ülkeleri üst dini karar ve istişare kurulları arasında da bir sağlıklı iletişimin herkesin yararına olduğunu düşünüyorum'' görüşünü dile getirdi.
(AA)
SON VİDEO HABER
Haber Ara