Davutoğlu'ndan Bulgarlara net cevap
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Türkiye'den göç eden Bulgarların Türkiye'de bırakmak zorunda kaldıkları mal ve mülkleri için tazminat talebinde bulunacağı yönündeki haberleri yanıtladı.
16 Yıl Önce Güncellendi
2010-01-05 23:16:00
Brezilya Dışişleri Bakanı Celso Amorim ile görüşmelerin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında konuşan Davutoğlu, Bulgar ve Türk basınına yansıyan tazminat talebi haberlerine ilişkin soruları yanıtladı.
Davutoğlu, Türkiye'nin bütün komşu ülkelerle çok yakın işbirliği ve tam bir entegrasyon ilişkisi içinde olmak istediğini söyleyerek, Türkiye-Bulgaristan ilişkilerinin de Soğuk Savaş sonrasında bölgede model olacak kadar iyi geliştiğini kaydetti. Bu işbirliğinin hem Türkiye, hem de Bulgaristan'ın çıkarlarına göre seyrettiğini ve Balkanlar'da çok iyi bir örnek oluşturduğunu belirten Davutoğlu, iki ülke ilişkilerinin birçok krizin olduğu dönemde dahi bir istikrar içinde bulunduğunu bildirdi.
Bulgaristan'da seçimlerden sonra yeni bir hükümet kurulduğunu, yeni Başbakan Boyko Borisov ile Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın telefon görüşmesinde bulunduğunu ve Erdoğan'ın Borisov'u tebrik ettiğini hatırlatan Davutoğlu, kendisinin de Bulgaristan Dışişleri Bakanı Rumyana Jeleva'yla birçok vesileyle görüştüğünü ve bütün bu görüşmelerin karşılıklı anlayış içinde geliştiğini kaydetti. Bulgaristan başbakanının yakında Türkiye'yi ziyaret etmesinin de beklendiğini söyleyen Davutoğlu, bundan sonra da ilişkilerin bu anlayış içinde gelişeceğini belirtti.
Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"O açıklama konusunda ise tarihte yaşananlar tek taraflı göç şeklinde cereyan etmemiştir. Bulgaristan'dan Türkiye'ye o dönemde göç etmek zorunda kalan 2 milyona yakın Türk olmuştur. Dolayısıyla bu tarihi konuların tartışmaya açılması, tabii bütün kapsamıyla tartışmaya açılmasını gerektirir ki bu bu bizim açımızdan, bugünkü ilişkilerin doğal seyri açısından, aslında bu tartışmaların çok rasyonel zeminde yapılması icap eder ve daha önce bu konular iki ülke arasında görüşüldü. Ancak bu çerçevede değil, karşılıklı vakıflar, karşılıklı göç dolayısıyla ortaya çıkan durumlar, Türkiye bu konuda her zaman bir işbirliği anlayışı içinde olmuştur. Ancak Türk-Bulgar dostluğunun devam etmesi, her iki ülkenin de yararınadır. Bu dostluğu zedeleyecek açıklamalardan kaçınmakta büyük fayda bulunmaktadır. Bundan sonra da her konuda Bulgar komşularımızla işbirliğini geliştirecek her türlü çalışmayı yapmaya devam edeceğiz."
-"BİZE ULAŞMIŞ RESMİ GİRİŞİM YOK"-
Bakan Davutoğlu, aynı konudaki bir başka soru üzerine de bu konunun ve iki ülke ilişkilerinin basın önünde daha fazla konuşulmasını doğru bulmadığını söyleyerek, "Bize şu ana kadar ulaşmış herhangi bir resmi girişim yoktur. Böyle bir şey söz konusu değildir. Dediğim gibi, Türk-Bulgar ilişkilerinin çok güzel örnek bir ilişki olarak devamında her iki ülkenin de menfaati bulunuyor. Bu soruya sadece basında yer aldığı için yanıt verdim. Bu konuları komşu ülkeler arasında konuşulacak platformlar bellidir, resmi girişim söz konusu olmamıştır."
Bulgaristan'ın 1913 yılından sonra Türkiye'den göç eden Bulgarların Türkiye'de bırakmak zorunda kaldıkları mal ve mülkleri için 10 milyar dolar tazminat ödenmesi için resmi başvuruya hazırlandığı belirtilmişti. Yurtdışındaki Bulgarlardan sorumlu Devlet Bakanı Bojidar Dimitrov, Bulgar basınına yaptığı açıklamada, tazminatın ödenmemesi durumunda "Türkiye'nin Avrupa Birliği üyeliğinin Bulgaristan tarafından engelleneceğinin" sinyalini vermişti.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Türkiye ile Brezilya arasında bir stratejik işbirliği eylem planı oluşturulması üzerinde anlaştıklarını söyledi.
İkili ilişkilerin küresel açıdan çok önemli olduğunu belirten Davutoğlu, iki ülkenin dünyadaki küresel ekonomik, siyasi ve kültürel konulara hitap eden üç önemli platformda birlikte olduğunu söyledi.
BM Güvenlik Konseyinde Türkiye ile Brezilya'nın birlikte çalışacağını ifade eden Davutoğlu, G-20'de de iki ülkenin birlikte bulunduğunu, ayrıca Medeniyetler İttifakı projesinde Brezilya'nın çok ciddi katkılar sağladığını kaydetti.
Davutoğlu, küresel alanlarda Türkiye ile Brezilya arasında tam bir işbirliği olduğunu, iki ülkenin iklim ve nükleer konular dahil küresel ölçekli birçok konuda aynı perspektife sahip olduğunu ifade etti.
İki ülkenin diğer bölgesel konularda da birbirini tamamlayıcı nitelikte özelliklere sahip olduğunu söyleyen Davutoğlu, Brezilya'nın Orta Doğu konularına çok yakın ilgi duyduğunu, bu konularda aktif rol üstlenebilecek bir ülke olduğunu belirtti.
Brezilya'nın, Osmanlı döneminde, o zamanki Osmanlı sınırlarından Brezilya ve Latin Amerika'ya giden çok sayıda El Turco diye anılan Lübnan kökenli insanların aktif bulunduğu bir ülke olduğunu anımsatan Davutoğlu, Türkiye'nin de Latin Amerika açılımı yaptığını, bu açılımla Brezilya ile yakın işbirliği içinde olunduğunu kaydetti.
Türkiye-Brezilya ilişkilerinin küresel ve bölgesel barışa büyük katkı sağlayacağına olan inancını dile getiren Davutoğlu, bu çerçevede iki ülke arasında stratejik işbirliği eylem planı üzerinde anlaştıklarını kaydetti.
Davutoğlu, Türkiye ile Brezilya arasında hiçbir siyasi ve ekonomik sorun bulunmadığını, gittikçe artan ekonomik ilişkilerin söz konusu olduğunu belirtti.
Kültürel alanda akademik çalışmalara ağırlık vereceklerini kaydeden Davutoğlu, genç diplomatların karşılıklı eğitim konusunda da çalışmaların artırılacağını ifade etti.
Davutoğlu, Brezilya'da meydana gelen toprak kaymaları ve sel felaket nedeniyle hayatlarını kaybedenler için baş sağlığı diledi.
KONUK BAKAN AMORİM
Brezilya Dışişleri Bakanı Celso Amorim de kendisine gösterilen "sıcak konukseverlikten dolayı" teşekkür ederek, Türkiye'ye her gelişinde kendini evinde hissettiğini, torunlarının hem Türk, hem Brezilyalı olduğunu, dolayısıyla iki ülke olarak gerçek anlamda Medeniyetler İttifakını oluşturduklarını kaydetti.
Ziyaretinin Karma Ekonomik Komisyonu çerçevesinde planlandığını, ancak sonradan siyasi görüşmeleri de eklediklerini belirten Amorim, bundan dolayı da Davutoğlu'na teşekkür etti. Türkiye'nin dünyada çok önemli bir rol oynadığını, güncel küresel sorunların iki ülkenin de üyesi bulunduğu platformlarda tartışıldığını ifade eden Konuk Bakan, Türkiye'nin Orta Doğu'da çok önemli rol oynayan bir ülke olduğunu, Osmanlı döneminde Brezilya'ya gitmiş insanlar bulunduğunu ve halen Türk olarak tanındıklarını kaydetti.
Amorim, Türkiye ile Brezilya'nın BM Güvenlik Konseyi ve birçok kuruluşta önemli roller oynadıklarını söyledi. Görüşmelerde iki ülke arasında stratejik diyaloğun geliştirilmesi, ekonomik çıkarlar ve ayrıca ortak siyasi diyaloğun pekiştirilmesi için neler yapılacağını ele aldıklarını bildiren Amorim, dünyanın zaman zaman bazı aşırı görüşlerin egemenliği altında olabildiğini, Türkiye ile Brezilya'nın bu durumlarda anlaşmazlıkların iki tarafını da görebilme yeteneğine sahip olduğunu, iki ülkenin böyle ortak bir yaklaşımı bulunduğunu bildirdi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Brezilya'yı ziyaret edeceğini belirten Amorim, Erdoğan'ın Medeniyetler İttifakı çerçevesinde düzenlenecek olan foruma katılacağını, ayrıca ikili görüşmeler yapacağını ve iş adamlarının da toplantılar düzenleyeceğini bildirdi.
Konuk Bakan Amorim, iki ülke arasında kurulması planlanan stratejik işbirliğine ilişkin bir soru üzerine de, bunu belli ülkeler ve bölgelerle yaptıklarını, örneğin Arjantin, Fransa, Çin ve İspanya gibi ülkelerle bu düzeyde ilişki kurduklarını belirtti. Türkiye ile ilişkilerde ekonomik alt yapıyı güçlendirmek istediklerini bildiren Amorim, aynı zamanda ticari ilişkileri ve siyasi diyaloğu da geliştirme arzusunu dile getirdi. Amorim, iki ülke ticari ilişkilerinin iyi seviyede olduğunu, bunun küresel krizden Türkiye'nin çok etkilenmediğinin bir göstergesi olduğunu bildirdi.
Brezilya petrol şirketi Petrobras'ın Güneydoğu'da petrol arayıp aramayacağı sorusuna "Neden olmasın?" yanıtını veren Amorim, bu şirketin Türkiye'de bulunmaktan çok memnun olduğunu, kısmen kamuya ait bir şirket olmasına rağmen Petrobras'ın normal bir özel şirket gibi faaliyet gösterdiğini, kararlarını temelde ekonomik fizibiliteye bakarak aldığını belirtti.
Petrobras'ın Karadeniz'e gelme kararının çok önemli olduğunu belirten Amorim, çünkü şirketin her ne kadar bir kamu şirketi olsa bile aynı zamanda borsada hisseleri işlem gören bir şirket olduğunu ve ekonomik değerler çerçevesinde hareket ettiğini bildirdi. Petrobras'ın derin denizlerde petrol arama çalışmalarında en fazla deneyime sahip şirket olduğunu kaydeden Amorim, Karadeniz ve Akdeniz'de çok derine inmek gerekmediğini, karşılaştırmalı avantajın burada yattığını belirtti.
Amorim, Güneydoğu'da petrol arama konusunda fikri olmadığını, bunun söz konusu olabileceğini ve Başbakan Erdoğan'ın ziyareti sırasında ele alınabileceğini kaydetti.
Davutoğlu da, Petrobras dahil bütün Brezilya şirketlerinin Türkiye'de daha fazla aktif olmalarını istediklerini, şirketlerin her konuda Türkiye'deki aktivitelerine destek vermeye devam edeceklerini belirtti.
Karadeniz'deki çalışmalardan olumlu sonuçlar elde edilmesi temennisinde bulunan Davutoğlu, diğer alanlarda da Brazilya ile işbirliği yapmaktan büyük zevk duyacaklarını ifade etti.
AA
Haber Ara