“Çin’de bile olsa Kudüs’ü Yahudileştirin!”
İsrail’in, Kudüs’ü Yahudileştirmek için alttan üsten yaptığı zulüm yetmedi şimdi de Çin’e uzandı. İsrail son kampanyasıyla Çin vatandaşlarını yanıltmaya çalışıyor.
16 Yıl Önce Güncellendi
2009-12-30 13:35:00
İsrail Kudüs’ü Yahudileştirip, halkını göçettirme eylemlerine sadece ülke toprakları içinde sürdürmüyor. İsrail’le diplomatik yakın ilişkiler kuran Çin’de bile bugün Kudüs hakkında yalan yanlış bilgiler medyayı kaplıyor. İsrail Kudüs’ün tarihini tahrif etmeye yönelik kampanyası çerçevesinde Çinli turistleri çekmeye çalışıyor. İsrail’in Çin’le diplomatik ilişkileri iyileştirmesinin ve giriştiği kampanyanın meyvesini topladığı da gözden kaçmıyor. Zira bu durum kendisini Çin’in son Lübnan ve Gazze saldırılarında aldığı tavırda açıkça göstermiştir.
İsrail’in Kudüs Şehri’ni Yahudileştirme girişimleri kazı ve göçettirme eylemleriyle sınırlı kalmıyor. Turizm de önemi hiç azımsanmayacak bir başka araç haline geldi. Çin medyasında bugünlerde yüksek finanslı ve geniş kapsamlı bir İsrail kampanyası görülüyor. Bu kampanyanın hedefi ise tarihi tahrif edip Çinli vatandaşın zihninde yeni bir coğrafi gerçeklik oluşturmak.
Kubbetu’s sahra Mescidi’nin promosyon ücreti ödenmiş görüntüleri bugünlerde, İsrail’e seyahati teşvik amacıyla Çinli gazetelerin sayfalarında ve resmi basın organlarının elektronik sitelerinde geniş yer kaplıyor. Şu bilinmelidir ki 1996 yılında yayınlanan Çin Reklam ve İlan yasasında yer alan dördüncü maddeye göre hatalı ve tüketiciyi yanıltan reklamların yayınlanması yasaktır.
1992 yılında iki taraf arasında kurulan diplomatik ilişkilere istinaden İsrail havayolları El Al, Pekin’de direk uçuşlar düzenlemektedir.
İsrail, 2020 yılında turistlerin gidecekleri ülkelerin bir listesini çıkarması beklenen Çin’in turizm piyasasının büyük öneminin farkında. İsrail ve Çin 2007 yılında turizm işbirliği antlaşması imzaladı. Daha sonra Çin İsrail’i 2008 yılı Eylül ayında turizm listesine aldı ve o günden bugüne 20 bin Çinli turist İsrail’i ziyaret etti.
İsrail’in kampanyasının sonuçları ekonomik getirilerle sınırlı kalmıyor. Birçok Çin basın organı son zamanlarda İsrail’den bahsederken “Yahudi devleti” demeye başladı. Buna karşın Tel Aviv’den başkent diye bahsetmek yerine “İsrail sahil kenti” ifadesini kullanmakla yetindi.
Çin radyolarından birinde düzenlenen bir tartışma programında Çinli konuklardan biri, söz alarak Çinliler arasında yaygın hatalardan birini düzeltmek istediğini, bu hatanın da İsrail’in başkentinin Tel Aviv diye bilindiğini oysa hakikatte Kudüs olduğunu söyledi.
Aynı konuk en güvenilir ve tarafsız kaynaklardan biri olarak bildiği Çin dışişleri bakanlığının elektronik sitesine de girdiğini ancak orada da açık olmayan, anlayamadığı hatalı bilgiler dışında bir bilgiye ulaşamadığını ifade etti.
Çin’in başkentinde dünyanın en önemli tarihi mekanlarının maketlerinin yer aldığı “dünya bahçesi”nde de Kubbetu’s Sahra’nın maketi bulunmasına karşın sadece inşa tarihinin belirtilmesiyle yetinilmiş. Diğer maketlerin hangi ülkede oldukları belirtilirken Kubbetu’s Sahra’nınki belirtilmemiş. Bahçenin girişine de bahçede maketi ve mevkii bulunan tüm ülkelerin bayrakları konmuş. Aralarında İsrail bayrağı da yer alıyor.
Çin’in bu hatalı konumları, dış siyasetinde aldığı konumlarının da en belirgin özelliklerinden biri haline geldi. Zira Arap-İsrail çatışmasındaki konumunda da bu kendini gösterdi. Çinli vatandaşların genel olarak Araplara ve davalarına bakışları değişti. İsrail’in Lübnan ve Gazze’ye yönelik son saldırılarında bu açıkça görüldü.
Pekin daha önce İsrail’in 67’de işgal ettiği tüm toprakların gerisine çekilmesini ve başkenti Kudüs olan bağımsız bir Filistin devleti kurulmasını isterken sonradan çatışmayla ilgili tarafların üzerine anlaştığı şartlara ikna olmanın ardına saklanır bir konum aldı.
SON VİDEO HABER
Haber Ara