"Belli ki bir yerden düğmeye basılmış!"
20 ay hapis cezasına çarptırılan Şamil Tayyar, "Belli ki bir yerden düğmeye basılmış ve harekete geçilmiş gibi gözüküyor" dedi.
16 Yıl Önce Güncellendi
2009-12-25 11:25:00
Şamil Tayyar, Habertürk isimli televizyon kanalında bu kararı yorumladı. Tayyar, "Belli ki bir yerden düğmeye basılmış ve harekete geçilmiş gibi gözüküyor. Ergenekon sürecinde yazılar yazılması arzu edilmiyor" dedi.
İŞTE ŞAMİL TAYYAR'IN YORUMU:
Böyle bir karardan herkesin utanç duyması gerekir diye düşünüyorum. Son derece komik bir gerekçe ile ceza verildi. Kararda sakin bir şekilde bilgi toplayarak kitap yayınlamakla suçlandım. Yeni bir içtihad oluştu. Acaba hızla bi kitap yazsaydım, ceza almayacak mıydım? Bu soruyu da çok merak ediyorum. Kadı ki ceza aldığım bu mahkemeden, yöneticilerin çoğunluğu Ergenekon davasında sanık olan Aydınlık Dergisi'nin Yazı İşleri Müdürü beraat etti. Beraat kararı verilirken Ergenekon İddianamesi'nin genişliği ve çok sayıda belgenin klasörlerde yer aldığı ve bunların gazetelerde yayınlandığı gerekçe gösterilerek, soruşturmanın gizliliğinin ihlali söz konusu olmayacağı belirtilerek, beraat kararı verildi. Fakat bu kadar özgürlükçü bir anlayışın, Aydınlık Dergisi yöneticileri yargılanırken gösterilen bu anlayışın, bize gösterilmemesi bir çifte standart. Bunun özel bir tavır olduğunu, hukuki bir kara olmadığını, farklı bir amaçla bir karar verildiği kanaatindeyim. Gerekçeyi de yayınlayacağız. O gerekçeyi okuduktan sonra ben inanıyorum ki kamuoyu, kendisi takdir edecektir.
Baransu'nun durumuna da açıkçası üzüldüğümü ifade etmek istiyorum. Ama belli ki bir yerden düğmeye basılmış ve harekete geçilmiş gibi gözüküyor. Ergenekon sürecinde yazılar yazılması arzu edilmiyor. Yani söylenecek pek fazla birşey yok. Türkiye çok olağanüstü bir dönem yaşıyor. Gazeteciler de yanlış yapabilir. Ama bağlayıcı cezaların böyle arka arkaya verilmesi ister istemez düşündürüyor. AB üyeliğini hedeflemiş bir Türkiye'nin böyle bir fotoğrafı haketmediğini düşünüyorum. Belli ki yargıda farklı amaçlarla yürütülen bir hadise söz konusu. O nedenle hükümete burda çok önemli bir görev düşüyor. Özellikle Türk Ceza Kanu'nun 285. maddesi başta olmak üzere, soruşturmanın gizliliği ihlal ve adil yargılamayı engelleme gibi faklı anlamlara çekilebilen maddelerin süratle değiştirilmesi ve mümkünse ortadan kaldırılması gerekir. Aksi takdirde Türkiye, 6 ay bilemediniz 1 yıl içerisinde büyük bir basın faciasıyla karşı karşıya kalabilir ve çok sayıda gazeteci Cezaevi yolu gözükebilir.
Kaynak: Yenişafak
Haber Ara