Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Trabzon'da neler oluyor?

Önce Rahip Santoro cinayeti, ardından İlker Başbuğ'un ziyareti ve son olarak İngiltere Ankara Büyükelçisi'nin Trabzon'a gelişi gözleri bu şehre çevirdi...

16 Yıl Önce Güncellendi

2009-12-23 15:38:00

Trabzon'da neler oluyor?
İlker Başbuğ'un ilginç konuşması, İngiltere Ankara Büyükelçisi'nin ziyareti, Rahip Santoro cinayeti... Trabzon'da yaşanan pek çok olay dönem dönem Türkiye'nin gündemini yoğunca meşgul etti. Son olarak Genelkurmay Başkanı'nın özellikle seçtiğini ifade etmesi gözleri Trabzon'a çevirdi.

Geçen hafta konuşan Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un, konuşmasını özellikle Trabzon'daki fırkateynde yaptığını ifade etmiş ve konuşmasında kritik beyanatlarda bulunmuştu.

Herkes bu konuşmaya odaklanırken gözler de Trabzon'a çevrilmişti.

NELER OLUYOR TRABZON'DA

Trabzon'la ilgili ilginç bir ayrıntı da Milli Gazete'den geldi.

Milli Gazete'de "Kulis Ankara" köşesini hazırlayan Mustafa Yılmaz ve Mustafa Kurdaş, Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un Trabzon'daki açıklaması öncesinde, İngiltere'nin Ankara Büyükelçisi David Reddeway'in bu ile bir ziyaret gerçekleştirdiği haberini veriyor.

Ayrıca köşede, David Reddeway'le ilgili olarak ,gençlik yıllarında Etiyopya'da gönüllü öğretmenlik yaptığı; 1975 yılında İngiltere Dışişleri Bakanlığına girdiği; ilk görev yerinin en karışık zamanında İran'ın olduğu; 1977'de İngiltere'nin Tahran Büyükelçiliği'nde göreve başladığı; İranlı Roşan Firuz ile evlendiği ve İslam devrimiyle birlikte, 1980'de İngiltere'ye döndüğünde İngiliz Şövalyelik Nişanı ile ödüllendirildiği bilgileri yer alıyor.

David Reddeway için ayrıca şunlar ifade ediliyor:

"1990 yılında yeniden İran'a görevlendirilen David Reddeway, 1993 yılına kadar ikinci kez Tahran'da görev yaptı. Üç yıl sonra ülkesine döndüğünde bu sefer iki ödül birden aldı; Aziz Michael ve Aziz George madalyasına layık görüldü.

2002 yılına kadar İngiltere'nin Afganistan Özel Temsilciliği görevini yürüten David Reddeway, 2003-2006 yılları arasında Kanada`da, beş farklı kurumun çalışmalarını denetlediği ve içedönük yatırım ve ticaret alanına yoğunlaştığı Britanya Yüksek Komiserliği görevini üstlenmiş.

2006-2009 yılları arasında ise Birleşik Krallık İrlanda Büyükelçisi olarak çalışan David Reddeway geçtiğimiz Eylül ayında İngiltere'nin Ankara Büyükelçisi olarak göreve başladı."

Mustafa Kurdaş ve Mustafa Yılmaz ayrıca, 2 ay önce Türkiye'ye gelen büyükelçinin ilk ziyaret yerinin Trabzon olduğunu; Kandil ve Mahmur Kampı'ndan ayrılarak Türkiye'ye gelen, aralarında PKK'lıların da olduğu 34 kişinin Habur'a giriş yaptığı gün olan 19 Ekim'de Trabzon'da olmasını ilginç buldukları bilgisine yer verdikleri yazıda , "David Reddeway, Habur'un tepkisini ölçmek için Trabzon'u seçmişti!" yorumunu yapıyorlar.

"SIRA DIŞI OLAYLAR ZİNCİRİ"

Yakın geçmişe baktığımızda da karşımıza Trabzon'la ilgili ilginç tablolar çıkıyor.

Aksiyon Degisi'nde Şubat 2006'da yayınlanan bir haberde Trabzon'da meydana gelen olaylar üzerinde duruluyor ve olayların hiç de sıradan bir örgüsünün olmadığına dikkat çekiliyor.

"Bu olayların bir bölümü, Türkiye'nin öteki şehirlerinde de her zaman rastlanabilen türden çete faaliyetleri ya da sıradan adi suçlar. Trabzonsporlu iki futbolcuya yönelik saldırılar, Trabzon'un en büyük fındık ihracatçısı Oltanlar'a yönelik kurşunlama, bir profesör ve bir doçentin silahlı saldırı ile ölmeleri bu türden olaylar. Ama, olayların birkaç tanesi, tıpkı rahip cinayetinde olduğu gibi hâlâ tam olarak aydınlanmış değil." denilerek ortaya konulan tablo şöyle:

"Bunların birincisi 2004 yılı ekim ayında Trabzon meydanındaki Mc Donalds'a bomba konulması. Bombayı koymakla suçlanan 23 yaşındaki Yasin Hayal da, tıpkı rahip cinayetindeki O.A. gibi sağlık sorunları olan bir kişi. Nitekim adliye koridorunda; "Amerikalıları cezalandırmak için yaptım. Üç sene sonra çıkacağım. HSBC ve Rus Konsolosluğu'nu bombalayacağım. Çekin, çekin, efsaneyi çekin" diye bağırıyor.

İkinci olay, Mersin'deki bayrak yakma girişiminden sonra, TAYAD olarak bilinen Tutuklu Aileleri Yardımlaşma Derneği'ne mensup 6 kişinin 6 Nisan 2006 günü bildiri dağıtmaları üzerine toplanan kalabalık tarafından linç edilmek istenmeleri. Güvenlik güçlerinin zamanında müdahalesi ile büyük bir provokasyon önleniyor ve yakalanan kişilerden beşi tutuklanıyor. Üçüncü olay, bu yılın ocak ayında, Trabzon'da işçi olarak çalışan Doğu kökenli kişilerin gittiği "Yenidoğu" isimli kahvehaneye molotof kokteyli atılması. Birkaç gün sonra bu sefer Milliyetçi Hareket Partisi ve Ülkü Ocakları'nın bulunduğu binanın koridoruna bir ses bombası bırakılıyor. Yenidoğu çay ocağına molotof atmakla suçlanan kişiler yakalanıp tutuklanırken; MHP ve ülkü ocakları binasına eylem yapan kişiler henüz yakalanmış değil.

Bu arada bazı ilginç gelişmeler daha yaşanıyor. Yerel gazete ve televizyonlarda, "61 plakalı (Trabzon plakası) kamyonları Güneydoğu'da taşlıyorlar" şeklinde haberler çıkıyor. Bir başka gün, 1 Mayıs 2005 günü olay çıkarmak üzere Diyarbakır'dan Trabzon'a 30 militan geldiği yerel televizyonlarda haber olarak veriliyor, ama haberin gerçek dışı olduğu anlaşılıyor. Trabzon'un adeta diken üstünde olmasına yol açan faktörlerden biri bu terör olgusu. PKK terörüne en fazla şehit veren illerden biri Trabzon. Sadece şehir merkezine Güneydoğu'dan 150'nin üzerinde şehit cenazesi gelmiş. O yüzden, Mersin'deki bayrak yakma olayından sonra ilk reaksiyonlardan birinin Trabzon'da meydana gelmesi ve burada "bayrak yürüyüşleri" düzenlenmesi, stadyumda "Trabzonlular burada, Diyarbakırlılar nerede?" sloganları atılması şaşırtıcı değil. Geçtiğimiz yılın temmuz ayında Trabzonlu er Coşkun Kırandi'nin Trabzon'a izinli giderken, Tunceli'de yol kesen PKK tarafından kaçırılması, üç PKK mensubunun Maçka ilçesine inip güvenlik güçleri ile çatışması, "PKK Karadeniz'e açılma projesine yine hız verdi" türü haberler tedirginliği artırmış. Maçka'daki çatışmada bir PKK'lı ölü, diğer ikisi sağ olarak yakalandı.

Trabzon'daki diken üstü durumun bir diğer sebebi de dış dünyanın bu şehre olan ilgisi. Örneğin, ulusal basında, "Yunanistan Trabzonlulara vize kolaylığı sağlayacak" biçiminde haberler çıkıyor. Bu konu Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne bir soru önergesi olarak getiriliyor. Yine bir süre önce Avrupa Birliği'nin Trabzon'daki "ölü ve yaşayan diller" için bir araştırma fonu ayırdığı söyleniyor. Karadeniz çevre Konferansı için 1997'de Yunan bandıralı "Venizelos" gemisi ile Trabzon limanına gelen Fener Rum Patriği Barthelemeos ve diğer katılımcıların Trabzon'a girmelerine protestolarla izin verilmeyişi hâlâ hafızalarda. Bazı yabancı ülke mensuplarının Trabzon dağlarında ilaç için bitki toplama gerekçesi ile dolaştıkları, bazılarının yazları rafting gerekçesiyle bölgeyi turladıkları herkesin dilinde. Rumların burada günün birinde bir "Pontus" devleti kurma peşinde olduğuna pek çok kimse inanıyor."

Aksiyon'un bu haberinden 1 yıl sonra Hrant Dink bir cinayete kurban gidiyor.Ve bu cinayetten de Trabzon'a dair bir ayrıntı çıkıyor ortaya:

"Trabzon Valisi Hüseyin Yavuzdemir, gözaltına alınan kişilerin, gazeteci Hrant Dink'in katil zanlısı Ogün Samast'a yardım ve yataklık edip etmedikleri yönünde sorgulandıklarını söyledi. Gözaltına alınan kişiler arasında Trabzon'da Mc Donalds'ın bombalanmasına karışan kişilerin de olduğunu belirten Yavuzdemir, "Gözaltındaki kişiler zanlıya yardım ve yataklık edip etmedikleri yönünde sorgulanıyor." dedi. Yavuzdemir, bu kişilerin soruşturma kapsamında sabah saatlerinde İstanbul'a gönderileceğini bildirdi. 4 kardeşin en küçüğü olan Samast'ın anne ve babası ayrı yaşıyor. Samast bir haftalığına İstanbul'a gelmiş. Samast'ın ayrıca son 15 gün içerisinde 5 kez özel bir havayolu şirketiyle Trabzon'a gidip geldiği bildirildi."

Kaynak: Zaman-Aksiyn-Milli Gazete

Haber Ara