Suç İngiltere'de
Arap basınında bugün İsrail’in İngiltere’yi tehdidi, yaklaşan seçimlerle beraber Filistin’deki son durum ile başkan Abbas'ın yasal olmayan girişimleri yer alıyor.
16 Yıl Önce Güncellendi
2009-12-17 13:06:00
Arap gazeteleri bugün İsrail eski dışişleri bakanı Tzipi Livni hakkında tutuklama kararı çıkaran İngiltere ile İsrail arasında görülen gerginlik, İsrail’in İngiltere’ye tehdidi ve onu buna cesaret etmeye iten sebepleri gündeme taşıyor. Filistin’de yaklaşan cumhurbaşkanlığı seçimleri ile genel seçimler öncesi son durum ise gündemin diğer konusu. Filistin’de Hamas ile Fetih grupları arasındaki ayrılıkların hala aynı seviyede olduğu, bir yakınlaşma görülmediği belirtilerek başkan Mahmut Abbas’ın görevinde kalması için oynanan oyunlara işaret ediliyor.
Mısır’dan yayımlanan El-Ehram gazetesi bugünkü “İngiltere’nin gerçekten hak ettiği bir tehdit” başlıklı yorumunda şu ifadelere yer veriyor; “İsrail hükümetinin, büyük İngiltere hükümetini keder, yıkım ve olayın büyütülmesiyle tehdit etmesi garip bir durum değil. Çünkü İngiltere hükümeti, İsrail eski dışişleri bakanı Tzipi Livni hakkında, bu haftaki İngiltere ziyareti esnasında, savaş suçları ve insanlık karşıtı suçlar işlediği suçlamasıyla tutuklama kararı çıkardı.
Burada azarlanması gereken sadece İsrail hükümeti değil. Aynı zamanda arka arkaya gelen İngiltere hükümetleridir. Çünkü üzerinden güneşin kaybolmadığı, içlerinden bir tanesinin Yahudilere 1917 yılında Filistin’de Yahudilere ulusal bir vatan bahşettiği imparatorluk hükümetleri Tel Aviv’i Londra’ya karşı böyle cüretkar kılmıştır. Oysa 60 yıllık siyasi ve ekonomik desteğini, sahip olmadığını hak etmeyene hediye edişini güzel bir şekilde itiraf edip şükran borcu duyması gerekirdi. İngiltere hükümetlerinden hiçbiri Filistin’i ya da diğer Arap topraklarını işgali sırasında Filistinlileri ve Arapları katletmesinden, barış sürecinin önünde sürekli bir engel oluşturmasından ve Uluslar arası Güvenlik Konseyi ile Uluslar arası meşruiyet kararlarını uygulamayı reddetmesinden ötürü hiçbir İsrail hükümetine karşı bir konum almadı.
Son olarak söylenecek söz şudur; İsrail’in Ortadoğu krizinin çözümünde bir rol oynamaktan mahrum bırakma tehdidi bir esasa dayanmamaktadır. Çünkü Londra ve diğer Avrupa ülkeleri İsrail’e insani ve ekonomik yardım sunmak dışında herhangi bir rol oynamaktan zaten mahrum. Çünkü İsrail, Amerika dışında kimseye güvenmiyor ve Avrupalıları Arap yanlısı sayıyor.
Gazze ile Ramallah arasında ipler hala kopuk
Birleşik Arap Emirlikleri’nden yayımlanan El-Beyan gazetesi bugünkü “Filistin’in durumu ve meşruiyet krizi” başlıklı yorumunda şu ifadelere yer veriyor : “Filistin arenasında anayasal vaktin ve istihkakların yaklaşmasına karşın taraflar arasındaki uzaklık, daha da artmamışsa da olduğu hal üzere devam ediyor. Olması gereken; yani doğal olan bunun aksiydi. Genel seçimler ve cumhurbaşkanlığı seçimleri önümüzdeki ay ayrı ayrı vakitlerde yapılacak. Uzlaşma için, öncelikle bu kurumların meşruiyetini korumak, sonra da uzayıp büyüyen güçlüklerin aşıldığı geçiş köprülerine dönüşmesini sağlayacak şekilde bu fırsatın değerlendirilmesi için teşvik mekanizmaları aranması ya da en azından daha fazla bölünme ve kopmanın önlenmesi gerekiyordu. Ancak olan buna hiç yakın değil.
Gazze’de kuruluş kutlamaları, Ramallah’ta da Filistin Kurtuluş Örgütü’nün merkezi konseyinin toplantıları vardı. Her iki tarafın da ayrı söylemi, seçimlere, zamanına, anayasal çözümlere ve ertelenmesine yönelik kendi farklı yaklaşımı var.
Diyalog en iyi halde hala buzdolabında, uzlaşma ise rafta. Çünkü iki taraf arasındaki ipler kopuk. Kibar konuşma, karşı karşıya gelmeye dönüştü. Şu an korkulan ise faydalar akınının, krizin karmaşıklığının daha artması ve çatlağın derinleşmesi girişine dönüşmesidir. Durumun bu hal üzere kalması ise Filistin’in hasarlarına ve İsrail’in kazançlarına ücretsiz katkı anlamına gelecektir.”
Abbas ekibinin sinsi oyunu
Londra’dan yayımlanan El-Kudsü’l Arabi gazetesi bugünkü “Abbas ebedi başkan” başlıklı yorumunda şu ifadelere yer veriyor: “Başkan Mahmut Abbas’ın kalan FKÖ kurumlarını kendisinin şu anki konumunda kalması için anayasal çözümle icat etmeye çağıran toplantıları artık Arapların sonra da Filistinlilerin eskisi kadar dikkatini çekmiyor. İlgideki bu gerilemenin sebebi ise bu tür işlerin, kimseye gizli olmayacak bir şekilde bundan önce de defalarca tekrar etmiş olmasıdır.
Eveli gün FKÖ merkez konseyi, Ramallah’ta iki gün süren toplantılarının sonunda başkan Abbas’ın, aynı şekilde yasama konseyinin ve diğer Filistin kurumlarının görevlerini devam ettirmesi kararı aldı.
Başkan Abbas’ın ve Filistin yasama konseyinin görev süresini uzatan Filistin Merkezi Konseyi’nin geçerliliği aslında on yıl önce sona erdi. Bu konseyin diğer Filistin kurumlarından bir farkı yok. Ayrıca üyelerinden büyük kısmı gerek işgalcinin izni altında işgal altındaki topraklara dönmeyi istememeleri gerek de vefat nedeniyle son toplantılarına katılmadı. Sonra nasıl olur da seçilmemiş ve geçerlilik süresi dolmuş bir merkezi konsey şeffaflığıyla övülen ve geniş halk kitlesinin katılımıyla gerçekleşmiş bir seçimde seçilmiş yasama konseyinin süresini uzatabilir?
Biz, başkan Abbas’ın da kendisini çevreleyen grubun da bunların anayasal meşruiyet adı altında, anayasal boşluktan uzaklaşmak için gerçekleştirilen sahtekarlık girişimleri olduğunu bildiklerinin çok iyi farkındayız. Ancak bunun, yaptıklarına gerçek yasallık kazandırması söz konusu olamaz.”
SON VİDEO HABER
Haber Ara