Arınç, DTP'li vekillerin duygusal davrandığını düşünüyor
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, kapatılan DTP'nin milletvekillerine yönelik, "Bu işin duygusal tarafı olabilir. Ama siyasetçiler reel politika yapmalıdır." ifadesini kullandı.
16 Yıl Önce Güncellendi
2009-12-17 11:27:00
Arınç, program sunucusunun "Anayasa Mahkemesi'nin DTP'yi kapatırken 19 milletvekilinin de siyaset yapabilmesi imkanını ortaya koydu.
Toplu halde istifa kararını nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusu üzerine şunları söyledi:
"Bu arkadaşlarımız şimdi bu kararı eleştirdiler, bunun haksızlık olduğunu söylediler ve 'Bizi parlamento dışına ittiler, bize haksızlık yaptılar, bize tahammül bile edemediler' diye konuştular. Bu işin duygusal tarafı olabilir. Ama siyasetçiler reel politika yapmalıdır.
Şimdi sizi makul bir siyaset noktasında tekrar görmek istiyoruz. Partinin ismi ne olursa olsun. 20 kişi ile yeniden bir grup kuracaksınız. Sadece bir milletvekili kaybınız olacak. Ben iki tane yasaklı arkadaşımız için üzülüyorum. Ama bir gerçektir ki onlar 5 yıl boyunca siyaset yapamayacaklar. Bir ara seçim olsa veya bir başka türlü seçime gidilse bağımsız olarak adaylığını koymalarına hiç bir engel yok. Geçmişte bunun örnekleri görüldü. Yol göstermiyorum, hukuki imkanları söylemek için bunu konuşuyorum. Ama siz şimdi duygusallığı aşamıyorsunuz. 'Biz sine-i millete döneceğiz, toptan istifa edeceğiz.' Bu konuda bana kalırsa kesinleşmiş bir kararları yok. Ama kendilerine bağlı kitleyi belli bir yöne sevk etmek istiyorlar. Belki de bunu bir güç gösterisi haline getirmek istiyorlar. Çünkü anayasada istifanın karşısında ne olacağı çok açık olarak yazılı. Meclise giren bir insan 'Ben istifa ettim' demekle istifa edemeyeceğini çok iyi bilmesi gerekir. Bir memur için böyle bir şey yoktur. 'Ben istifa ettim' dersiniz Tek taraflı bir irade beyanıdır, bu hukuki bir sonuç ifade eder.''
DTP MİLLETVEKİLLERİNİN DURUMU
Kapatılan DTP'nin milletvekillerinin toplu istifa vermesi durumunda Meclis Genel Kurulu'nun hangi yönde karar vereceğini bilmesinin mümkün olamayacağını ifade eden Arınç sözlerini şöyle sürdürdü:
''Diyelim ki, el kaldırdılar ve istifayı kabul ettiler. Olabilir. Ama oy vermediler istifa kabul edilmedi. O, hukuken milletvekilliğine devam ediyor olacak. Bu takdirde şunu tekrar söyleyebilirler. Biz fiilen meclisin çalışmalarına katılmayacağız bundan sonra. Bu devamsızlığı getirir. Bir ay içerisinde sanırım 5 birleşime katılmayan tespit edilirse, bu da divan tarafından değerlendirilecek, Meclis Genel Kurulu'na sunulacak. Bu şekilde de üyeliğin düşürülmesi imkanı var. Orada da salt çoğunluk gerekir. Yani şu bir gerçektir ki her iki halde de bu istifayı veya üyelikten düşürülmeyi kabul etmediği sürece milletvekilliği sıfatları devam edecek... O gün mecliste çok farklı şeyler çıkabilir. Sadece tespit olarak söylüyorum. Bunu düşünmüş bu şekilde karar vermiş bir insan olarak söylemiyorum. Zaten bu konuda gruplarda bir konuşma yapılıp parti kararı almak mümkün değil. Ama 20 kişinin tek tek üyelikleri oylanacak. Milletvekillerimiz, olabilir birine el kaldırırlar, milletvekilliği düşsün derler, diğerine el kaldırmazlar bu kalsın diyebilirler. Yani evdeki hesap çarşıya uymayabilir.''
''KESİNTİYE UĞRAMASI SÖZ KONUSU DEĞİL''
Dün gerçekleştirilen milli birlik ve demokratik açılım toplantısında alınan kararların neler olduğunu sorması üzerine Arınç, bu toplantıya demokratik açılım zirvesi isminin konmaması gerektiğini, benzer toplantıları zaman zaman yaptıklarını söyledi.
MGK üyesi Bakanlarla zaman zaman bir araya gelerek gelişmeleri değerlendirdiklerini, sürecin nasıl devam ettiğini görmek istediklerini, yeni bilgileri beraber değerlendirmek istediklerini anlattı.
''DTP'nin kapatılması sonrasında yaşanan olayların açılımı bitirdiği, açılımın sekteye uğrayacağı şeklinde kamuoyunda algılamalar olduğunun'' ifade edilmesi üzerine Arınç, Başbakan Erdogan'ın bütçe görüşmelerinde hükümet adına konuştuğunu hatırlatarak, ''İnadına açılım'' demediğini belirtti.
Bülent Arınç, Başbakan Erdoğan'ın konuşmasında ''İnadına kardeşlik, inadına demokrasi'' dediğini hatırlatarak, Türkiye'nin demokratik açılım konusunu 4-5 aydır takip ettiğini ve bu konuda yapılacakların konuşulduğunu kaydetti.
Arınç, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Demokratik açılımın bir önemli ayağı da terörün minimize edilmesidir. Eylem yapamaz hale gelmesidir. Bu konuda da attığımız adımlar var. Bununla ilgili olarak güvenlik açısından bir defa terörle mücadeleyi hiç aksatmadan aynı zamanda terörü besleyen sebepler üzerinde de yoğunlaşan bir programımız var. Biz, bunun ülke bütünlüğü açısından, birlik beraberliğimiz ve kardeşliğimiz açısından önemli bir süreç olduğuna inanıyoruz.
DTP'NİN KAPATILMASI
Arınç sözlerini şöyle sürdürdü:
''Bireysel olarak ben hiçbir zaman parti kapatmayı uygun görmem. Çünkü bunun mağduruyum. Benim içinde bulunduğum 3 parti kapatıldı. Ve siyasi yasak istenenlerden birisiydim ben, her 3 davada da partim kapatıldı bana siyasi yasak getirilmedi. Ama çok değerli arkadaşlarıma siyasi yasak getirildi. Şimdi bunları gören ve bunların haksız olduğuna inanan bir insan olarak ben, Demokratik Toplum Partisi'nin kapatılmamasını gönlünden geçiren bunu da her zaman ifade eden insandım. Ama kapatıldı. Hem de oy birliğiyle kapatıldı. Hatta işin aslına bakarsanız Türkiye'de sokaktaki vatandaştan herkes isterseniz Ankara'daki en yüksek bürokrata kadar 'Kardeşim kapatılır tabi, şu yaptıklarına bak' deme noktasına geldi. İşin daha kötüsü sokaktaki insanın bunu söylemesi bir tarafa maalesef partiye hayat veren milletvekillerinin pek çoğu, o partinin sorumlu insanları bile neredeyse 'Bizi kapatın' diye yüksek sesle bağıracak hale geldiler. Öylesine eylemler, öylesine bilinçsiz davranışlar belki de bilinçli davranışlar 'Yani, gelin bizi halledin' noktasındaydı. Açıkça söylememiz lazım o arkadaşlara. Her vesileyle ifade ettik yani sizin demokratik temsil olarak mecliste bulunmanız çok önemli, partinizin ayakta kalması çok önemli, ama bunun için sizin de itina göstermeniz lazım. Sizinde dikkat etmeniz lazım. Şu eylemlerinize, şu sözlerinize, davranışlarınıza bakın. Dünyanın hiçbir yerinde bir terör örgütüyle dolaylı veya organik bağ kurulmasını hiçbir demokratik ölçüt kabul edemez. Venedik Kriterleri bile şöyle şöyle demiştir diye eleştirilerimizi yapmıştık. Buna rağmen keşke kapatılmasaydı. Ama bir karar var ortada. Sevseniz de beğenmeseniz de buna riayet etmek zorundasınız. Ben bunun arkasından 'Öldük, bittik, mahvolduk, biz artık parlamento dışındayız, siyaseti başka türlü yapacağız, bize bunu yapanlardan hesap soracağız' gibi bir davranışın çok yanlış olduğunu söylüyorum. Ve tutarsız olduğunu söylüyorum.''
ÇOK KÖTÜ, ÇOK TEHLİKELİ
''O zaman şu anki siyasi aritmetikle, parlamento aritmetiğine baktığımız zaman böyle bir konunun gündeme gelmesi imkansız mı gözüküyor'' sorusuna Arınç, '' Büyük bir ihtimalle, hesapla böyle görünüyor. Şunu belki göze almak mümkün. Yani 330 milletvekili evet oyu verdiği taktirde referandum imkanı olabilir. Referanduma götürmek nasıl bir sonuç verir, sonucu nasıl alabilirsiniz? Referandumla igili süreçte önünüze başka engeller çıkar mı oda ayrı konu. Bir de tabi Anayasa Mahkemesi için hoş olmayan, hukuki olmayan bir kanaat herkesin aklında peydah oldu. Bırakın 330'u 367'yi, 411 kabul oyuyla Anayasa değişikliğini yaptık, ama Anayasa Mahkemesi onu bile iptal etti. Şimdi bu başka kararlar için emsal olursa bir de Anayasa Mahkemesi engeli var diye milletvekilleri düşünebilirler. Yani olumsuz şartların içerisindeyiz bu konuda'' cevabını verdi.
(AA)
SON VİDEO HABER
Haber Ara